02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

16 MAYIS 2008 CUMA spor NEYMİŞ ABDÜLKADİR YÜCELMAN C 19 Küresel Isınma ve Bisiklet önerisi de ciddiye alınmayacaktır. Ama biz sporcu olarak yine de bisikletin sadece bir spor olduğunu düşünmüyoruz. Bizim gibi düşünenlerin düşüncelerini de size aktarmak ve sizleri de düşündürmek istiyoruz. En azından kendimiz için olmasa da gelecek kuşaklara, çocuklarımız ve torunlarımız için... Bursa’da Nilüfer Gündem 21 gazetesi bisikletin morfolojisini çıkarmış. Bisiklet eşitliktir; bazen o sizi taşır. Kimi zaman da siz onu taşırsınız... Bisiklet hayal gücüdür, dengedir, aşktır, tutkudur. Bisiklet dört mevsimdir, baharın müjdesidir. Bisiklet 3 yaşından başlar yaşandıkça yaşanır, tek kişilik karnavaldır. Bisiklet bağımsızdır, özgürdür, kimseye müdana etmez. Geçenlerde yapılan Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu’nu TV’de izlerken 60’lı yılları anımsadım. Bisiklet günleri ve haftaları... İstanbul’dan başlayıp etap etap yüzlerce kilometreleri dolaşıp yine İstanbul’da biten turları, medya ordusunun değişmez kadrosu; Nazif Oturgan, Ergüder Tırnova, Altan Tanman, Tuncer Benokan, Ergun Hiçyılmaz, Yılmaz Canel, Arif Işıldayan, Ali Alakuş ve anımsayamadığım diğer meslektaşlar. Turun yorgunluğu havuz başında kurulan sofralarda biter, ertesi gün rota boyunca dalları bastı kirazlar, erikler, ceplere doldurulur, hem yarış hem eğlence... Kimi zaman Arap sporcuların yarışa ara verip dallara saldırmaları ise bir başka neşe bir başka hikâye... Ve yine anımsıyorum, Türkiye’de gençlerin çocukların idol bisikletçilerini... Rıfat Çalışkan, Çetin Yüce, Ali Hiçyılmaz, Nusret Ergül, Erol Küçükbakırcı, Seyit Kırmızı. Ve büyük rekabet içinde olan bisiklet kulüplerinin birbirini yiyen yöneticileri... Sonra ne oldu teker teker hepsi kapandı. Pedalların rekabetine siyaset karıştı, bisikletler sandığa girdi, sandıktan hayatında seleye oturmamış, gidon tutmamış lastik şişirmemiş adamlar çıktı. Koskoca bisiklet fabrikaları kuruldu ama bisiklet satmaktan başka amaçları olmadı. Belki bu son tur yeni bir heyecan getirir. Belki yeni sponnsorlar çıkar bisikleti kurtaracak. Belki iyi sporcular yetişir. Hemen belirteyim, Cumhurbaşkanlığı Turu’nda amatör bisikletçilerden kurulu takımımız dünyanın profesyonelleriyle yarıştı. Bir tek pedalımız dışında takım olarak yarışları sonuna dek götürdüler. Kolay değil; eloğlu bisikleti meslek edinmiş, biz bir teneke suyu aferine içiyoruz. Avrupa dahil bir çok ülke kent merkezlerine araç sokmuyor, insanlar bagajda taşıdıkları katlanır bisikletlerine binip işlerine gidiyor. Araplar dolara doymuyor, petrolün varili 120’den 200 dolara çıkarsa ya bisiklete bineceğiz ya da toplu taşıma araçlarına... Var mı başka yolumuz... ayucelman?cumhuriyet.com.tr G alatasaray şampiyon Turkcell Süper Lig’de 20072008 sezonunun şampiyonu Galatasaray oldu. SarıKırmızılı ekip, İstanbul’da konuk ettiği G. OFTAŞ’ı 20 yenerek 17. kez mutlu sona ulaştı. Fenerbahçe ise Trabzonspor’a 20 yenildi. UEFA Kupası’na katılmak için mücadele eden Beşiktaş, Vestel Manisaspor’u 51, Sıvasspor da Gençlerbirliği’ni 20 yendi. Bu sonuçların ardından averajla rakibini geçen Beşiktaş, UEFA Kupası’na katılma hakkını kazandı. Fenerbahçe’de şimdi gözler Avrupa’dan yapılacak transferlere çevrildi Kezman ve Maldonado yolcu Hilmi TÜRKAY Fenerbahçe’de gözler yeni transferlere çevrildi. Avrupa’da başarılı bir sezon geçiren ancak ligde ikincilikle yetinmek zorunda kalan Sarı Lacivertlilerde Kezman ve Şilili Maldonado‘nun gönderilecekleri öğrenildi. Koca bir sezon içinde katkı sağlayamayan yeri geldiğinde teknik direktör Zico’yu yeri geldiğinde takım arkadaşlarını eleştiri yağmuruna tutan ancak oynadığı maçlarda hiçbir varlık gösteremeyen Kezman, gönderilecek futbolcular listesinde başı çekiyor. Brezilyalı teknik direktör yönetime sunduğu yeni yapılanma programında bu futbolcu ile çalışmak istemediğini belirtti. Diğer taraftan da Alex‘in isteği doğrultusunda transfer edilen yine Brezilyalı futbolcunun ifadesiyle “Türkiye’de eşi yok” diye adlandırdığı Şilili Maldonado da gönderilecek ikinci isim. Gelişinden bir süre sonra sakatlığı nedeniyle forma giyemeyen, giydiği maçlarda da yan pas yapıp geriye dönük oynamaktan başka hiçbir şey yapmayan bu futbolcu da gözden çıkarılmış durumda. SarıLacivertlilerde tartışılan bir başka konu ise Brezilyalı futbolcuların fazlalığı... Hemen hemen her takımda yabancı sayısı 34’ü geçmezken Fenerbahçe’de bu sayının yüksek oluşu yeri geldiğinde ‘dezavantajlı’ bir durum olarak yorumlanıyor. Özellikle Avrupa’da başarılı grafik çizen varını yoğunu ortaya koyan bu yabancıların bizim ligimizde istenileni verememeleri, isteksiz duruşları, yürüyerek işi idare eder tarzda oynamaları eleştirileri de beraberinde getiriyor. Chelsea maçına kadar her şey güllük gülistanlıktı. Ama lige dönüşle birlikte hem de lider durumdayken Galatasaray’ın altı puan gerisine düşülmesi bir başka tartışma konusu oldu. Bunun başlıca nedeni belirttiğimiz gibi bazılarının işi önemsemez tavırlarındandı. Roberto Carlos’un, Vederson’un , Lugano’nun sezonu erken kapatmaları, Aurelio’nun her maçta iki kişilik oynaması ve son maçlara doğru onun da çaptan düşmesi, Kezman oynadığı zaman adeta bir eksikle sahaya çıkılması, Maldonado’nun, Kazım’ın takıma katkı sağlayamamaları şampiyonluğun kaçışındaki başlıca etkenlerdi. Artık gözler transferde. Aslında kadroya bakacak olursanız yalnız Kezman ve Maldonado değil, daha gitmesi gereken birçok futbolcu var bu takımda... ESKİ DOSTTAN KULÜBE ZİYARET enerbahçe’de 198082 yılları arasında futbol takımının başında teknik direktörlük yapan Alman çalıştırıcı Friedel Rausch, eski kulübünü ziyaret etti. Kulübün resmi internet sitesinde yapılan açıklamada, Alman teknik adamın, kulüp başkanı Aziz Yıldırım ve eski başkan Ali Şen‘in daveti üzerine Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı‘ndaki kulüp binasına gel F diği bildirildi. Açıklamada, Rausch’un, Aziz Yıldırım, Ali Şen, genel sekreter Vedat Olcay ve İdari İşler Müdürü Serkan Acar‘ın eşliğinde Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı, Fenerium Mağazası ve Fenerbahçe Müzesi’ni gezdiği kaydedildi. Bu arada MR’ı çekilen Yasin Çakmak’ın sol diz iç yan bağlarında yırtık tespit edildiği açıklandı. üresel ısınmanın dünyaya getireceği sorunları her gün medyanın çeşitli organlarında görüyoruz, okuyoruz. Yeraltı ve yerüstü kaynakların ne denli kurumaya ve yokluğa gidişini gören dünyanın hemen hemen her ülkesi kendine göre önlemlerle bu tehlikeyi en az zararla kapatmanın yollarını arıyor. Bu konuda iki önemli sivil toplum örgütümüz TEMA ve ÇEKÜL Vakıfları çeşitli yollarla toplumu ve ülke yöneticilerini uyarmaya devam ediyor. Erozyonla mücadele ve ağaçlandırma amacıyla yola çıkan TEMA’nın kurulmasına önderlik eden Hayrettin Karaca 5 Ağustos 1992’de Cumhuriyet gazetesine verdiği demeçte kuruluş amacını şöyle dile getirmiş: “Türkiye’nin denizlere, derelere, barajlara akıttığı toprağın içindeki değerler madensel elementler ve gübrenin değeri Türkiye bütçesine yakındır. Bu boşa akan toprak kaybı hesap edilirse Türkiye’yi yeniden ihya edecek kadar değer taşır. Toprak için ölürüz, bir karışını bile vermeyiz ama kepçeyle gidişine uzaktan bakarız. Bugün Yeşilırmak,Kızılırmak, Doğu Karadeniz’deki bütün dereler bulanık değil çamur olarak akıyor. Çoruh’a dökülen çaylar, kayaların üzerindeki toprağı sökerek akıyor. Bu toprak artık benim değil Rusların. Batum bu akan topraklardan dolayı denizden 2.5 kilometre geride kaldı. Kayalar bizde kaldı ama toprak bizim değil.’’ TEMA’nın kuruluşundan bu yana 16 yıl geçti, köprülerin altından çok sular aktı, bugün durum daha da ürkütücü. Üstelik küresel tehlike kapıda. TEMA tehlikenin farkında ve yaptığı uyarıysa hem bugün, hem de yarınlar için çok önemli. TEMA uyarısında özertle şunlara değiniyor: “Doğal kaynaklar sonsuz değildir, insan sayısı gittikçe artarken ekonomistlerin maliyet hesabı yapmaları gerekir. Bu noktada ulaşımın tren ve karayolu arasında tercihi de kaçınılmaz olmuştur. Atmosferdeki karbon dioksit yoğunluğu son 150 bin yılın en yüksek düzeyine çıkmıştır. Artan hava kirliliği ve ekonomik nedenler de göz önünde bulundurulursa karayolları sisteminin daha da büyümesinin önüne geçilmesi bir gerekçedir. Yapılan bir araştırmaya göre (Tata enerji araştırma enstitüsü) insanların zamansız ölüm nedenlerinin başında hava kirliği gelmektedir. Petrole bağımlı olarak her eve bir araba hedefi kaygı vericidir. Trafik tıkanıklığı nedeniyle bugün Londra’da ortalama otomobil hızı bir yüzyıl önceki atlı arabaların hızına yakındır .’’ TEMA uyarısının sonuna saklamış önerisini. Diyor ki “Tren ve bisiklet kentlerdeki ulaşımın bileşimi olmalıdır. ‘’ Küresel ısınma kapımızı tıklamadan önce karar vermek durumundayız. Ama görülüyor ki TEMA’nın 16 yıldır uyardığı ne kadar kurtarıcı önerileri varsa hepsine kulak asılmıştır. Elbette bu K Formula ‘Massa’llardaki gibi SÜRÜCÜ PUAN 1 Kimi Raikkonen 35 2 Felipe Massa 28 3 Lewis Hamilton 28 4 Robert Kubica 24 5 Nick Heidfeld 20 6 Heikki Kovalainen 14 7 Mark Webber 10 8 Jarno Truli 9 9 Fernando Alonso 9 9 Nico Rosberg 8 11 Kazuki Nakajima 5 12 Jenson Button 3 13 Sebastien Bourdais 2 Fotoğraf: FATİH ERDOĞDU İstanbul’a ceza kapıda İki köpeğin yarış pistine girip kazaya neden olması FIA’nın tepkisini çekti Spor Servisi Formula 1 Dünya Şampiyonası’nın Türkiye ayağı sona ererken GP2 yarışlarında 2 köpeğin piste girmesiyle birlike Uluslararası Otomobil Federasyonu FIA soruşturma başlattı. F1’in bir alt kategorisi olarak değerlendirilen GP2 mücadelesinde yarış sahası içine 2 köpeğin girmesi ve bunlardan birinin araca çarpması tam bir “skandal” olarak nitelendirildi. Başıboş bir şekilde çitleri aşan köpeğin, ISport takımı sürücüsü, efsane pilot Ayrton Senna’nın yeğeni Bruno Senna’nın aracına çarpıp sürücüyü yarış dışında bırakması şaşkınlığa neden olurken yarış direktörü Charlie Whiting olayın kuralları delmekten başka bir şey olmadığını belirtti. Whiting, “F1 Yönetim Kurulu’na yaşanan her şeyi anlattım. Bilinmelidir ki FIA bu tip olayları hiç hoş karşılamaz. Her pist girişinde özel kontroller yapılmasını istememize karşın gerekli ciddiyetin gösterilmemiş olması bizi üzdü. FIA gerekli kararı en yakın zamanda açıklayacaktır” dedi. Bu gelişmelerin ardından cezanın gelmesi kesin olarak görülüyor. Daha önce de FIA’nın, birinci olan pilota kupayı KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın vermesi üzerine TOSFED’e 5 milyon dolar para cezası verdiği hatırlanırsa bu kez yaptırımın daha sert olacağı tahmin ediliyor. SÜRÜCÜLER KLASMANI TAKIMLAR SIRALAMASI 1 FERRARI: 63 puan, 2 BMW SAUBER: 44 puan, 3 MCLARENMERCEDES: 42 puan, 4 WILLIAMSTOYOTA: 13 puan, 5 RED BULLRENAULT: 10 puan, 6 TOYOTA: 9 puan, 7 RENAULT: 9 puan, 8 HONDA: 3 puan, 9 SCUDERIA TORO ROSSOFERRARI: 2 puan Veysel BALKAYA İstanbul Park görevini tamamladı ve yeniden sessizliğine döndü. Kapıları kapanan İstanbul Park artık gelecek sezonu bekliyor. Hafta sonundaki yarışta hemen hemen her şey aynıydı. Seyircisizlikten üst üste üçüncü kez kazanan Felipe Massa’ya kadar... Tribünler yine dolmadı. 365 gün içinde sadece bu yarışı bekleyen dev tesiste tribünler bomboştu. ‘20 bin seyirci vardı‘ desek abartmış olurduk. Sadece Formula 1’e ev sahipliği yapabilen İstan bul Park tribünleri dolmadı. Dünyanın en çok izlenen sporu ülkemizde ilgi göremedi. Üstelik bu yıl Mayıs ayında yapılan yarış, turizmi de vurmuştu. Önceki sezonlarda görmeye alıştığımız dünyanın en ünlü isimleri de İstanbul’a ilgi göstermedi. Bu da Park üzerindeki helikopter trafiğinin azalmasına neden oldu. Yine Arap dünyasının şeyhleri, komşu ülkeler Yunanistan ve Bulgaristan’dan karayoluyla gelenler, yüzlerce F1 çalışanı İstanbul’dan geçti. Hakim renkler sarı ve kırmızıydı... Ferrari’nin taraftarlarına cumartesi günü şampiyonluk turu atan Galatasaray’ın Sarı Kırmızısı eklenince yarışın rengi belli oldu. Tribünlerdeki Ferrari hakimiyeti yarışta da kendini gösterdi. Yarışta bir İstanbul klasiği yaşandı. Ferrari’nin Brezilyalı‘sı Felipe Massa 3. kez İstanbul’da samba yaptı. Ama o start anındaki kaza İstanbul GP’sinin ne kadar kırıcı ve zor olduğunu bir kez daha gösterdi. Yarışın başlamasıyla karşısına çıkan ilk virajı alamayan Fisichella İstanbul’a çok erken veda etti. Biz Tarkan’ın İstiklal Marşı‘nı seslendirmesini bekliyorduk ancak ünlü tenör Hakan Aysev mikrofonun başına geçti. Tarkan ise yarışın keyfini çıkardı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ise yarışı kazanan Massa’ya ödülünü takdim etti. Öncesinde ise Bernie Ecclestone ile sohbeti koyulaştırınca İstiklal Marşı’nın başladığı sırada yerini alamadı. Yarış öncesinde koşulan GP2’de piste fırlayan köpekler herkesi şaşkına çevirdi. Artık İstanbul Park’tan yüzlerce TIR yüklerini alarak 25 Mayıs’taki Monaco GP’si için yola çıktı. Bize de bir yıl sonra yeniden gideceğimiz boş bir ‘Park’ kaldı...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle