06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

25 NİSAN 2008 CUMA haberler AYDINLANMA EMRE KONGAR Irak hükümeti güney sahalarında petrol arayacak şirketler listesine TPAO’yu almadı C Büyük Tasfiye yandan dışa açılıp yabancı ortak bularak, bir yandan da yeni üretim ve hizmet alanlarına açılarak, hem kendilerini hem de ülkeyi kurtarmaya çalışıyor… Onların karşısına da İslamcı sermayeyi rakip olarak çıkarıp önlerini kesiyoruz… Üstelik de haksız rekabet koşulları yaratarak… ??? Hükümet ellerinde: Tüm ülkeyi yönetiyorlar… Meclis ellerinde: İstedikleri yasayı çıkarıyorlar… Cumhurbaşkanlığı ellerinde: Yargıyı, üniversiteleri, orduyu istedikleri gibi biçimlendirme gücüne sahipler ve bu gücü pervasızca kullanıyorlar… Tarikatlar, cemaatler, arkalarında: Eğitim, egemenliklerinde.. Mahalle baskısı emirlerinde.. ABD ve AB yanlarında: Dış dünyadan da tam destek alıyorlar… Ama bu iktidar hırsı, daha doğrusu bu “mutlak iktidar hırsı” nasıl bir şeyse, bütün bunlar onlara yetmiyor… ??? Hâlâ, “Bize yardım edin” diyorlar… “Yargıyı da etkileyin” diyorlar… “Hükümet olduk ama iktidar olamadık” diyorlar… “Türkiye Türklere bırakılamayacak kadar önemli bir ülkedir” diyorlar… ??? Türkiye ekonomik olarak tasfiye ediliyor.. Türkiye siyasal olarak tasfiye ediliyor.. İktidar ise daha fazla güç peşinde… Bu tasfiyeyi önlemek için mi, hızlandırmak için mi? 5 Türkiye’ye petrol kazığı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Irak merkezi hükümetinin güney sahalarında petrol arayacak şirketler arasına Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’nı (TPAO) dahil etmediği ortaya çıkarken listede Malezya, Endonezya ve Güney Kore’nin de aralarında bulunduğu 35 Irak merkezi hükümeti güney sahalarında petrol arayacak 35 yabancı şirket arasına TPAO’yu almazken oluşturulan listede kilometrelerce uzaktaki Malezya, Endonezya ve Güney Kore dahi yer aldı. Irak’ın daha önce de Türkiye’nin 90’larda yaptığı anlaşmalardan kaynaklanan arama haklarını iptal ettiği öğrenildi. şirkete yer verilmesi dikkat çekti. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler listenin her an değiştirilebileceğini savlarken gerekli başvuruları da yaptıklarını söyledi. TPAO’nun Irak’ın 14 Şubat’ta açıkladığı petrol arama listesinde yer almadığının ortaya çıkması, durumun Enerji Bakanlığı tarafından bugüne kadar Türk kamuoyundan saklandığını da gözler önüne serdi. Irak merkezi hükümeti tarafından hazırlanan listede, Irak’tan kilometrelerce uzakta bulunan Güney Kore, Endonezya, Malezya’dan bile birer şirket yer aldı. Ancak komşu Türkiye’nin devlet şirketi TPAO’ya enerji konusunda imzalanmış bir mutabakat muhtırasına karşın petrol arama vizesi verilmedi. Türkiye ile Irak arasında 2007 yılında imzalanan mutabakatta, şirketin Irak’ta petrol ve doğalgaz araması yapması konusunda işbirliği öngörülüyordu. ZAMAN DEĞİŞİR başladıklarını bildiren Güler, “Dolayısıyla listeye inşallah gireceğiz. Listeler kesin değil. Görüşmelerimiz sürüyor. Bu tür şeyler olabilir. Yorum yapmaya gerek yok. Ortada bir liste var ve biz bu listeye gireceğiz’’ değerlendirmesini yaptı. Oysa Irak’ın listeyi açıklamasından sadece 1 ay önce Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Enerji Bakanı Güler’in ABD’ye yaptıkları ziyarette TPAO’nun Irak’ta petrol araması yapacağı belirtilmişti. Güler, listenin açıklanmasından 1 ay sonra da, Irak Petrol Bakanı Hüseyin Şehristani’yi Türkiye’de ağırlamış, ortak basın toplantısında TPAO’nun Irak’ta saha geliştirme ihalelerine girmesini planladıklarını söylemişti. BAKAN GÜLER: LİSTE HER GÜNEY ZENGİN BÖLGE Irak’ın güney kesiminde bilinen ya da ispatlanmış 115 milyar varil petrol bulunuyor. Çıkarılmayan petrolün miktarının ise yaklaşık 500 milyar varil olduğu belirtiliyor. Irak’ın ortası ve kuzeyinde ise daha çok doğalgaz bulunuyor. Enerji Bakanı Güler ise konuya ilişkin sorulara, “Liste her zaman değişir” yanıtını vermekle yetindi. TPAO’nun Irak’ta petrol arayacak şirketler listesine girmesi için Irak tarafıyla görüşmeye TCY’nin 301. maddesi değişikliği görüşmeleri 12.5 saat sürdü. Sıra genel kurulda İzin yetkisi Adalet Bakanı’nda ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türk Ceza Yasası’nın (TCK) 301. maddesinin değiştirilmesine ilişkin yasa önerisi, TBMM Adalet Komisyonu’nda 12.5 saat süren görüşmelerin ardından kabul edildi. Öneride cumhurbaşkanına verilen “kovuşturma” izni yetkisi, “soruşturma” iznine dönüştürülerek Adalet Bakanı’na verildi. Görüşmeler sırasında MHP’lilerin “Türkiye’yi Hıristiyan haçlı zihniyetine meze yapıyorsunuz” benzeri sözlerle hedef aldığı Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, “Ben Oğuzların Kayı boyundan geliyorum. Benim Türklüğüme kimse hakaret edemez. Ederse cezasız kalmaz” dedi. TBMM Adalet Komisyonu’nda gerçekleştirilen toplantıda AKP’li Veysi Kaynak’ın yasa önerisi bazı değişikliklerle kabul edildi. Önerinin TBMM’nin 23 Nisan etkinlikleri nedeniyle önümüzdeki haftaya yetişmemesi durumunda bir sonraki hafta genel kurulda ele alınabileceği bildirildi. Öneride, 301. maddede yer alan “Türklüğü” ifadesi “Türk milleti”, “cumhuriyet” ifadesinin de “Türkiye Cumhuriyeti Devleti” olarak değiştirilmesi öngörülüyor. Komisyonda ilk maddede soruşturma izninin Adalet Bakanı’na verilmesi yönünde değişiklikler yapılmasının ardından, TCK’nin 305. maddesinde yer alan ve Adalet Bakanı’na ait kovuşturma açılmasına izin verme yetkisini cumhurbaşkanına devreden 2. madde metinden çıkarıldı. AKP’liler 301. maddede suç tanımına “saygınlıklarını sarsar biçimde” ifadesinin eklenmesi için de bir önerge verdi. Ancak Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’in de itiraz ettiği bu önerge daha sonra geri çekildi. sanız yapın” dedi. MHP Adana Milletvekili Yılmaz Tankut ise, “Bu teklifle Türkiye’yi Hıristiyan haçlı zihniyetine meze yapıyorsunuz” sözleriyle iktidarı hedef aldı. CHP’li Ali İhsan Köktürk de, izin yetkisinin Adalet Bakanı’na verilmesine tepki gösterirken “AB dayatmalarına tavır koyamayan yürütmenin hukuki kriterlere uygun davranacağına inanmıyoruz” dedi. Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, MHP’lilerin “Türklük” sözcüğünün çıkartılarak yerine “Türk milleti”nin konmasına itiraz ettiklerine dikkat çekerken “Ben de size sorarım siz niçin ‘Türk milleti’ ibaresinden rahatsız oluyorsunuz” diye sordu. Şahin, “Türklük kelimesi yerine ‘Türk milleti’ kelimesinin konması, bizim değerlerimizi korumasız bırakmaz. Türklüğü, korunması gereken değerlerimizi koruyan tek bir madde TCK’nin 301. maddesi midir Allah aşkına? Bizim değerlerimizi, devletimizi, milletimizi, milletimize has özellikleri koruyan üstün hukuk normu anayasadır” dedi. Şahin, kendisinin Oğuzların Kayı boyundan geldiğini vurgularken şunları söyledi: “Türklük soyut bir kavramdır, Türk milleti ise somut bir kavramdır. Sadece teknik bir düzenleme yapılıyor. Yoksa bizim değerlerimizi ortadan kaldıran bir düzenleme yok. Hrant Dink, Türkiye’nin Ermeni iddialarıyla ilgili aksi bir görüşü ifade etti. Bu sözleri nedeniyle yargılandı. Bir genç tarafından vuruldu. Dink’in Türk tezine karşı yazdığı bu yazı mı Türklüğe ve Türk milletine daha fazla zarar vermiştir, yoksa onun öldürülmesi mi? Siz bizi ihanetle suçlayacaksınız. Hıristiyan haçlı zihniyetine meze yapmakla suçlayacaksınız, biz kuzu kuzu dinleyeceğiz öyle mi... Sanki Türklüğü, Türk milletini, Türk değerlerini koruyan sadece MHP’dir, ben en az onlar kadar Türk milletini, Türklüğü seviyorum, Türk milletinin değerlerini korumak konusunda en az onlar kadar hassasım.” ‘Cumhuriyet ve laiklik, öncelikli hedeftir’ FRANKFURT (Cumhuriyet Bürosu) Türk tarihi ve Alevilik konusundaki araştırmalarıyla tanınan gazeteci Rıza Zelyut, laik cumhuriyeti savunan “Ulusal Kanal” gibi kuruluşların desteklenmesinin çok önemli olduğunu vurguladı. Zelyut, İlhan Selçuk başta olmak üzere yaşamlarını cumhuriyet ve demokrasi mücadelesine adamış birçok isim üzerindeki baskı ve karalamaların son dönemde önemli boyutlar kazandığına dikkat çekerek, “Aydınlarımızın mafya bozuntularıyla ilişkilendirilmesi tam bir karalama kampanyasıdır” dedi. Frankfurt’ta, “Ulusal Kanal”a destek amacıyla düzenlenen bir toplantıya katılan gazeteci ve yazar Rıza Zelyut, Avrupalı Alevilerin de cumhuriyet ve laikliğe sahip çıkmaları çağrısında bulundu. Zelyut, şöyle konuştu: “Alevilerin önceliği cemevi veya Alevilik dersi değil, laiklik olmalıdır. Dinci bir rejimde cemevinin bulunması baskılara engel olamaz AB yöneticileri de, eğer kendi çıkarlarını düşünüyorlarsa demokrasiyi istismar eden AKP’ye değil, diğer demokratik parti ve güçlere destek olmalıdır. Ulusalcı güçler, devrimci Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının yıllar önce Atatürk devrimleri ve cumhuriyet çıkarlarına sahip çıkma söylemini bugün tekrarlamak ve onlara sahip çıkmaktan başka bir şey yapmıyor. Devrimcilik, demokratlık, cumhuriyetin ulusal ve laik değerlerine sahip çıkmaktan geçer.” Öte yandan, Ulusal Kanal Avrupa Temsilcisi Ali Mercan, kendilerine RTÜK tarafından ağır yaptırımlar uygulandığını, iş dünyasının da reklam vermekten kaçındığını belirterek, “Her kesimden izleyiciyle dayanışma içindeyiz” dedi ve destek çağrısında bulundu. Dayanışma yemeği, katılımcıların hep birlikte okuduğu Gençlik Marşı ile sona erdi. ani şirketler batınca, tasfiye edilir… Türkiye sanki batmış da tasfiye edilen bir şirket gibi… Diyorum ki “Acaba battık da biz mi farkında değiliz?” ??? Daha yakın zamana kadar dünyanın kendi kendini besleyen yedi ülkesinden biriydik… Uluslararası Para Fonu IMF ve Dünya Bankası IBRD öncülüğünde tarımı tasfiye ettik… Buğday gibi, pirinç gibi, mısır gibi temel gıda maddelerinde bile kıtlık başladı… ??? Düşük kur, değerli Türk Lirası politikası sanayide üretimi öldürdü… Hammadde, ara malı, mamul madde ithalatı, üretimden ucuza geliyor… Sanayinin son kalan zerreleri de ortadan kalkıyor… ??? Her türlü zenginliğimizi tasfiye ediyoruz: Ulusal işletmelerimizi haraçmezat satıyoruz… Çoğunu birkaç yıllık kârı karşılığında… Fabrikalar gidiyor.. Bankalar gidiyor.. Süpermarketler gidiyor.. Telekomünikasyon gitti.. Limanlar gitti.. En değerli arsalar gitti… ??? Milliyet’in değerli köşe yazarı araştırmacı Güngör Uras, “Hesapsız kitapsız özelleştirmeler sonunda, Türklerin elinde tuvalet işletmeciliği bile kalmayacak, ancak yabancıların işlettiği tuvaletlerde (o da, iş bulabilirsek) ücretle bekçilik yapabileceğiz” demişti. ( Milliyet 10.07.2007) ??? Birkaç büyük holding, bir H ekongar?cumhuriyet. com.tr; www.kongar.org Fotoğraf: NİHAN İNAL AA Taksim Tramvay Durağı’nda düzenlenen temsili törende kadınlar Pippa Bacca maskeleri takarak yeşil kıyafetler giydiler ‘TÜRKLÜK’ KAVGASI Görüşmeler sırasında MHP sözcüleri yoğun engelleme yaptı. MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, “Hodri meydan, ‘Türklük’ ibaresi kalsın diğer maddelerde ne yapıyor Pippa yeşillerle uğurlandı MİLANO / İSTANBUL (Cumhuriyet) Türkiye’de tecavüz edildikten sonra öldürülen İtalyan sanatçı Pippa Bacca’nın cenaze töreni Milano’da yapıldı. Törene katılan bini aşkın kişi, Bacca’yı yeşil mum ve balonlarla uğurladı. Emekçi Kadınlar Derneği (EKD) de Taksim Tramvay Durağı’nda bir araya gelerek Bacca için sembolik cenaze töreni düzenledi. Gebze’de öldürülen İtalyan sanatçı Pippa Bacca için ilk tören evinde düzenlendi. Buradaki törenin ardından bir cenaze arabasına konulan sanatçının naaşı, sevenlerinin eşliğinde San Simplicano Kilisesi’ne götürüldü. Kiliseye basın mensupları alınmazken, törene Türkiye’nin Milano Başkonsolosu Nihal Çevik, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül ve Milano Belediye Başkanı Letizia Moratti ve bini aşkın İtalyan katıldı. Pippa Bacca, merkeze 40 kilometre uzaklıkta bulunan aile mezarlığında, kendisi gibi sanatçı olan dayısının yanına gömüldü. Törene Türkiye’den katılan tek siyasetçi olarak dikkati çeken Sarıgül, ayin çıkışında yaptığı açıklamada, İtalyan sanatçı Giuseppina Pasqualina di Marineo’nun, çıktığı barış yürüyüşünün Türkiye durağında öldürülmesinin tüm ulusumuzu derinden sarstığını söyledi. Pippa Bacca’nın verdiği mücadelenin, ülkemizde barış ve kardeşlik çabalarında rehber olacağını vurgulayan Sarıgül, “Kadınlara yönelik tutum ve davranışlar, bütün dünyada uygarlaşmanın ve çağdaşlaşmanın temel ölçütüdür. Bu bakımdan, başka ülkelerde olduğu gibi, ülkemizde de kat edilmesi gereken çok yol vardır. Pippa Bacca, ne yazık ki hayatıyla, bu gerçeği tüm çıplaklığıyla bizlere hatırlatmıştır. Kendilerine söz veriyoruz, dava sürecinin sonuna kadar takipçisi olacağız” dedi. dı Jack Welch, General Electric’in İcra Kurulu Başkanlığı sırasında gösterdiği başarımla dünya iş çevrelerinin en ünlü kişilerinden biri oldu. Welch, İşTcell’in düzenlediği Liderler Konferansı’nda konuştu. Ama en önemli lafı gümbürtüye gitti: “Türkiye bir potansiyel cennetidir. Ancak bunu hayata geçirmek için bir strateji belirlemelisiniz! Hangi alanda liderlik yapacağınıza ilişkin bir stratejiniz yok... Önemli olan bu yatırımları doğru bir şekilde birleştirmek...” Bu Amerikalı ülkemize 34 kez geliyor, okuyor, konuşuyor, sohbet ediyor, bakıyor ve bu ülkenin sanayiekonomi olarak nereye koşmak istediği konusunda hiçbir şey anlayamıyor! ??? Çünkü siyasi liderlerimiz “Bon pour L’orient” niteliğinde her zaman! Türkiye’ye öncülük edecek konumda, donanımda, ileri görüşlülükte olamıyorlar. Lider ve Öncü denilen insan halkının önünde koşar! Bizim 60 yıldır bu ülkeyi yöneten sağcıdincimuhafazakâr siyasiler ise ne yazık ki, Türkiye’ye yön verme ve çağdaşlığa paralel bir “siyasi koşu” tutturma konusunda, halkın ortalamasının bile altındalar. Halkın ortalaması nedir, diye sorarsanız, 44.5 yıllık eğitim düzeyidir, derim! İşte ülkemizde politikacı demek, bu ortalamanın insanı demek! Bu saptamayı onları “aşağılamak” için A CUMA YAZILARI ORHAN BURSALI yapmıyorum! Tam tersine, onların pek çoğunun, halkın ve Türkiye’nin önünde koşabileceklerine inanıyorum! Ama bunu istemiyorlar, çünkü Türkiye’de siyasetin en garantilisi, halkın yer yer gerisinde durmaktır; bunu yaparsanız siyasi yaşamınızı epey sürdürürsünüz! Üstelik de “halk adamı”(*) olursunuz! Dahası “milli irade”nin de en has temsilcilerinden! Ülkemize acayip entelektüel faaliyetlerini, yerleştirildikleri gazete, TV, vakıf, dernek vb. gibi köşe başlarında “iktidara paralel” ve uyumlu olarak sürdüren bir kısım “kanaat oluşturucu” “üstün eğitimli” insanımız da, varlıkları ve özlerini inkâr ederek, halkın ortalama değerlerini yüceltici role soyunursa ülkede ayıklayın pirincin taşını! Welch’e dönelim: Ne demek istiyor “stratejiniz yok” diyerek? Adam koskoca Türkiye’ye hakaret mi ediyor? Hayır, bence hem ülkeyi yönetenlerin kıymeti harbiyesine gönderme yapıyor hem de Türkiye’yi silkeliyor! Jack Welch Dersleri ??? AKP’nin bir stratejisi mi var, 6 yıldır? Mesela yüksek faiz vererek uluslararası piyasalarda dolaşan paraları ülkeye çekmek ve ekonomiyi böylece finanse etmek, aynı zamanda dövizi baskı altında tutarak enflasyonu aşağıda tutmak bir “strateji” midir?.. Eğer “strateji”den, bu finans politikalarını, ayrıca IMF’nin ve Dünya Bankası’nın tarım çökertme, diğer alanlarda satmasavurma ve uluslararası piyasalara uygun dönüşümleri gerçekleştirme planlarını anlayan varsa, Welch’i aptal yerine koyuyorlar, derim... Ama bunu söylemek için kendilerini dizginleyecek içgüdülere sahipler! Peki, AKP neyin peşinde koşuyor? Kendisinden öncekiler gibi, her zaman yabancıların, dış kaynakların peşinde! Anlayış zerre kadar değişmedi! ANAP dönemini anımsıyorum! Diyorlardı ki “Tahkim Yasası’nı bir çıkaralım ertesi yıl 30 milyar gelecek!” Dönem dönem, bu ve benzer kalkınma masallarıyla uyutulup durdu ülke... Yabancı sermaye gelmesin mi, yatırım yapmasın mı? Tabii gelsin, yapsın, üretsin, iş alanları açsın! Ama bu ülkenin kalkınmasını, sürekli olarak, Menderes’ten bu yana “dışarıdan gelecek” kaynaklara bırakır, dış dünyaya havale ederseniz, hatta ülke yönetimini bile dışarıya bırakırsanız, gelebileceğiniz nokta sürdürülemez yapı, kriz sarmalı ve Welch’in saptamasıdır! ??? Şimdi mucize kurtarıcı, yabancının “Müslüman” olanı! Neymiş? Neden Erdoğan ve arkadaşları durmadan “Doğu’ya, körfez ülkelerine, Katar”a falan taşınıyormuş? Bunun sırrını öğreniyoruz: “Dolar milyarderi 400 Arap işadamı 12 Haziran’da Türkiye’ye geliyor”!.. Hâlâ bir gelecek korkunuz mu var? Birileri çıksa da şu Welch midir nedir, ona haddini bildirse! Ha, bir diğer büyük strateji de sürekli “Batı”da yaşayan Bakan Mehmet Şimşek’in müjdelediği IMF ile yeni anlaşma! IMF’nin kesintisiz 10 yıldır süren “finans, tarım, sanayileşme, kalkınma”ya ilişkin yönetimine, bir 4 yıl daha devam edeceğiz! “Türkiye’nin stratejisi yok!” demekte ısrarcı mısınız? Ne ayıp! (*) Ülkemizde, her açıdan halkının önünde koştuğu ve bütün yeniliklere imza attığı halde “halkın lideri” olabilmiş tek kişinin kim olduğunu hepiniz bilirsiniz! PIPPA MASKELERI EKD’nin Taksim Tramvay Durağı’nda düzenlediği törende kadınlar Pippa Bacca maskeleri takarak Pippa Bacca’nın en sevdiği renk olan yeşil kıyafetler giydiler. “Şiddete karşı isyan”, “Erkek egemen, kadınlar köle olmayacak”, “Daha kaç kadına tecavüz edilecek? Sıra kimde?”, “Tecavüze karşı isyandayız” pankart ve dövizleri taşıyan kadınlar “Pippa Bacca aramızda”, “Sokakları da geceleri de istiyoruz”, “Yaşasın kadın dayanışması” sloganları attılar. Protestocu kadınlar adına konuşan Tuğba Gümüş, Türkiye’de yüzlerce kadının hayatında birçok kez tecavüze uğradığını veya bedenlerini satmaya zorlandıklarını ifade ederek “Yüzlercesi aile içinde de tecavüze uğruyor” dedi. İtalyan sanatçı Pippa Bacca, barış mesajı vermek için Milano’dan gelinlikle dünya turuna çıkmış, Gebze’de otostop yaptığı bir kişi tarafından tecavüz edilerek öldürülmüştü. Zanlı tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. obursali?cumhuriyet.com.tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle