29 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

12 Soğuk Savaş’ın bitiminden sonra büyük beklentilerle yapılan toplantıda istenen sonuçların alınması mümkün olmadı C dizi 25 NİSAN 2008 CUMA Bükreş Zirvesi’nde neler oldu? ovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte kuruluş amacı ortadan kalkan NATO’nun 46 Nisan tarihlerinde Bükreş’te gerçekleştirdiği Hükümet ve Devlet Başkanları zirvesi “en önemli toplantı” olarak nitelense de istenilen sonuçlar alınamadı. ABD Afganistan’a muharip güç gönderilmesi konusunda aradığı desteği bulamazken, “Füze Kalkanı” projesi Rusya engeline takıldı. Genişleme konusunda da istenilen adımlar üye devletler arası çekişme nedeniyle gerçekleştirilemedi. NATO’nun Soğuk Savaş’ın bitmesinin ardından gerçekleştirilecek “En önemli zirve” diye tanıttığı Bükreş toplantısı beklenen unsurları doğurmadı. Buna karşın NATO sonuç bildirisinde gelecek stratejisini açıkça ortaya koydu. Sonuç bildirisinde, genişlemenin süreceği, enerji yollarının güvenliği konusunda etkin bir rol izleneceği, terorizme karşı savaşta başta Afganistan olmak üye ülkelerden daha aktif rol beklendiği ve Gürcistan ve Ukrayna’nın üyeliğiyle birlikte Karadeniz’de etkin bir rol oynanmak istendiği vurgulandı. Sonuç bildirisinde özetle şu ifadeler yer aldı: ? Hırvatistan ve Arnavutluk üyelik görüşmelerine davet edildi. Bu ülkelerin üyeliği NATO’yu Avrupa Atlantik bölgesinde daha güvenli, özgür ve barış içinde günlere taşıyacaktır. NATO bundan sonraki süreçte Balkan devletlerinin katılımına açıktır. Bu kapsamda bir genişleme yol haritası hazırlanacaktır. ? Avrupa Atlantik İttifakları ve uluslararası kamuoyu Afganistan’ın geleceğinin barışçıl ve demokratik, insan haklarına saygılı ve terorizmden arınmış bir ülke olmasını istemektedir. Bu nedenle Birleşmiş Milletler ile birlikte yürütülen ISAF operasyonuna 40’ın üzerinde ülke destek vermektedir. Bu süreçte Afganistan da oldukça yol katetmiştir. ISAF ortakları olarak, Afganistan Devlet Başkanı Hamit Karzai’ye verdiğimiz söz doğrultusunda sorumluluklarımızı yerine getirerek ülkeye sivil ve askeri yardımlarımızı artırarak sürdürmeliyiz. Partnerlerimiz ve operasyona ortaklık eden ülkelerin güç yardımı ve diğer tür desteklerinin sorunun çözümünde ileriye bakabilmemiz için önemli katkılar yapacağına inanıyoruz. Bunun yanı sıra komşu ülkeler ve özellikle Pakistan ile daha yakın işbirliği yapılması ve sivil faaliyetlere daha fazla önem verilmesi gerekmektedir. ? NATO hali hazırda Barış İçin Ortaklık statüsünde bulunan Ukrayna ve Gürcistan’ın NATO üyeliği için S Soğuk Savaş sonrasındaki en önemli toplantı olan Bükreş Zirvesi’ne, Rusya’nın ağırlığını koyarak, füze kalkanı ile Ukrayna ve Gürcistan’ın aday üye yapılmasını engellemesi, NATO’nun ABD’nin tekelinde olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Önümüzdeki süreçte Rusya ile NATO arasındaki ilişkiler gün geçtikçe gerginleşecek gibi görünüyor. NATO’nun enerji hatlarının güvenliğine el atması, NATO ülkelerinin en büyük doğalgaz sağlayıcısı Rusya’nın tepkisini çekiyor. NATO’daki değişim kendini en çok genişleme stratejisi ile gösteriyor. Birlik genişleme sürecinde kendine hedef olarak eski Sovyet ülkelerini seçerken, Karadeniz’e verilen önem de ayrıca öne çıkıyor. Ukrayna ve Gürcistan’ın NATO üyeliği bu kez Rusya engeline takılırken bu ülkelerin üye olmasıyla birlikte NATO’nun Karadeniz’e olan ilgisinin artacağı, bildiride de açık biçimde yer aldı. ASKERİ KANADA DÖNÜŞ Sarkozy ne istiyor? N ATO’nun Napoli’deki Güney Avrupa Kanadı’nın komutanlığını şimdiye kadar hep ABD’li generaller üstlenirken, yardımcılıklarını ise İtalyan ve İngiliz generaller gerçekleştirdi. Kısa adı AFSOUTH olan bu kanat, ittifakın Türkiye ve Yunanistan’ı da kapsayan bölümünü de oluşturuyor. Sarkozy’nin ise askeri kanada geri dönüşle birlikte bu komutanlığın komutasını Fransa’ya geçirmek istediği konuşuluyor. NATO kaynakları da bu yöndeki girişimleri doğruluyor. Sarkozy’nin zirvede de İngiltere Başbakanı Gordon Brown’u bu konuda ikna etmeye çalıştığı vurgulanıyor. Z irveden arta kalanlar: Zirvede en çok dikkat çeken unsur ise Fransa’nın ABD’ye verdiği koşulsuz destek oldu. Nicholas Sarkozy’nin Fransa Cumhurbaşkanı olmasından sonra değişen dış politikasistemin ilerleyen süreçte NATO’nun sürekli bir parçası olup olamayacağı yönündeki çalışmalar da sürmektedir. Bu durum 2009 Hükümet ve Devlet Başkanları Zirvesi’nde tekrar gündeme alınacaktır. Bunun yanı sıra NATO, Rusya’ya füze sistemleri konusunda ortak çalışmayı da önermiştir. Bu konuda maksimum derecede şeffaf bir politika izlenmiştir. ? RusyaNATO ortaklığı Avrupa Atlantik bölgesinde güvenlik açısından oldukça stratejik önem taşımaktadır. Geçmişe bakıldığında diyaloğumuzun ortak çıkarlar ve yaklaşımlar doğrultusunda oldukça geliştirildiği ortadadır. Bu kapsamda Rusya’nın Avrupa Konvansiyonel Kuvvetler Anlaşması ile ilgili kararını tekrar gözden geçirmeye çağırıyoruz. Bunun yanı sıra Füze Kalkanı Projesi ile sını NATO zirvesinde de kendi kamuoyunun itirazına karşın sürdürmesi, bu ülkenin NATO’nun askeri ve nükleer kanatlarına geri dönme isteğini de ortaya koydu. nunla birlikte bölgedeki işbirliği çabaları ile bölgesel organizasyonlar ve mekanizmaların efektif kullanımını destekler. NATO bu yöndeki çabalara şeffaf politika izlenmeye devam ettiği sürece destek vermeye ve bölge ülkeleri ile diyaloğunu geliştirmeye devam edecektir. ? NATO ittifak ülkelerinin siber ataklara karşı oldukça dikkatli davranmasını önermektedir. Bu kapsamda siber güvenlik sistemleri bundan sonraki süreçte NATO’nun gündemi içerisinde yer alacaktır. ? NATO İstanbul Diyaloğu kapsamında ortaklık kurmaya özen gösteren Körfez ülkelerinin tutumlarını memnuniyetle karşılar. Bu kapsamda bölgede bir NATO Savunma Koleji’nin kurulması öngörülmektedir. Bu kapsamda belirlenen iki pilot ülke Mısır ve İsrail’dir. YUNANİSTAN’IN İNADI Makedonya’nın Arnavutluk ve Hırvatistan ile birlikte NATO’ya üyeliği ise yine bu ülkeyi tanımayan Yunanistan engeline takıldı. Kendi topraklarında Makedonya adlı bir bölge bulunan Yunanistan, ABD ve NATO Genel Sekreteri Jaap de Hoop Scheffer’in çabalarına karşın ikna olmazken, bu durum neredeyse tüm NATO ülkeleri tarafından tepki ile karşılandı. gösterdiği istekliliği sevinçle karşılar. Bir gün bu ülkeler NATO üyesi olacaktır. Her iki ülke de birçok operasyonda NATO’ya yardımcı olmuştur. Bundan sonraki genişleme sürecinde doğrudan üyelik için ilk sırada Ukrayna ve Gürcistan yer alacaktır. Bu iki ülkenin Üyelik Eylem Planı’na dahil edilmesi Aralık 2008 Dışişleri Bakanları zirvesinde de gündeme alınacaktır. ? BosnaHersek ve Karadağ’ın NATO ile ortaklık projesine katılmasını sevinçle karşılamaktayız. ? Balistik Füze Kalkanı projesi İttifak kuvvetlerinin güvenlik ve nüfuslarını korumak için planlanmıştır. Bu sistem ani tehditleri savuşturmak için düşünülmüştür. Bu kapsamda Avrupa’nın çeşitli yerlerine ABD tarafından sağlanacak füzelerin yerleştirilmesi planlanmaktadır. Şu anda bu AKKA’nın çözümünün ABDRusya ikili ilişkileri aracılığıyla çözülmesini bekliyoruz. ENERJİ YOLLARI SIKINTISI ? Riga zirvesinde NATO’nun enerji yollarının güvenliğinin sağlanması konusunda etkin olması gerektiği konusunu not etmiştik. Bunun sağlanabilmesi için NATO istihbarat paylaşımı ve izlenmesi, uluslararası ortak çalışmalar, ittifakın öncelikli konuları arasında yer alacaktır. İttifak oldukça riskli olan enerji yolları konusunda ciddi sıkıntılar görmektedir. Bu konu hakkında NATO’nun izleyeceği rol 2009 zirvesinden gündeme taşınacaktır. ? NATO Karadeniz’e Avrupa Atlantik bölgesinin güvenliği için oldukça önem verdiğini tekrar vurgular. Bu PUTIN’İ İKNA EDEMEDİLER NATO zirvesinin ardından toplanan NATORusya Ortaklık Konseyi toplantısında ise NATO’nun neredeyse tüm planları Rusya tarafından bozuldu. Putin NATO’ya Füze Kalkanı Projesi ve Ukrayna ile Gürcistan’ın üyelik müzakerelerine başlaması konusunda geçit vermedi. Bu nedenle bu unsurlar sonuç bildirisine tam yansıyamadı. Putin’i Soçi’deki yazlığında ağırladığı ABD Başkanı George Bush da ikna edemezken, NATO’nun yeni hedefleri doğrultusunda büyük önem atfettiği bu unsurlar sonraki baharlara kaldı. NATO’nun önemli zirveleri ATO tarihi boyunca toplam 22 kez hükümet ve devlet başkanları düzeyinde toplanırken, bunların 12’sini Soğuk Savaş bittikten sonra gerçekleştirmesi dikkat çekiyor. Bu durum NATO’nun kendine yeni hedefler seçmede de sıkıntı yaşadığını açıkça ortaya koyuyor. NATO’nun yakın zamanda gerçekleştirdiği önemli zirveler ve bu zirvelerde alınan kararlar şöyle: İSTANBUL ZİRVESİ: NATO’nun 26 müttefiki ve ittifakla işbirliği yapan 20 ülkenin devlet ve hükümet başkanlarını, dışişleri ve savunma bakanlarını, genelkurmay başkanlarını ve askeri yetkilileri bir araya getiren İstanbul zirvesi, “alınan kararlarla” ve “yansıtılan görüntülerle” tarihi nitelik kazandı. NATO liderleri, her şeyden önce ittifak bünyesinde Irak krizi nedeniyle görülen “uzlaşmazlıklara son vermek” için büyük çaba gösterdi. Zirvede “isteyen ülkelerin” Irak güvenlik birimlerinin eğitimine katkıda bulunmasına da onay verilirken bu çerçevede “ABD’nin istemleri yönünde” Irak sürecine NATO’nun da katılmasına onay verdi. Afganistan, NATO’nun “küresel boyutunu ve hedeflerini” yansıtan bir dosya olarak İstanbul zirvesinin en önemli konusunu oluşturdu. İttifak, Afganistan’daki asker sayısını artırarak, bu ülkedeki sorumluluk ve etki alanlarını genişletmeyi kararlaştırırken, dünyaya da etki alanı dışındaki etkinliğini artıracağı mesajını verdi. “İstanbul inisiyatifi” olarak belgelerde yer alan kararda da NATO’nun, başta Akdeniz ülkeleri olmak üzere ittifak dışı “dostlarla” temas ve ilişkilerini geliştir İttifakın önemli kararları Aralık 1957 (Paris zirvesi) Müttefik ülkelerin hükümet başkanları, Kuzey Atlantik Antlaşması ilkelerini teyit ettiler. Haziran 1974 (Brüksel zirvesi) Avrupa ile ABD ve Kanada arasındaki “güçlü ilişki ve bağları” konu alan bir bildiri onaylandı. Mayıs 1975 (Brüksel zirvesi) Genel değerlendirme yapıldı. Mayıs 1977 (Londra zirvesi) Uzun vadeli bir savunma planı onaylandı. Mayıs 1978 (Washington zirvesi) Genel değerlendirme yapıldı. Haziran 1982 (Bonn zirvesi) NATO’nun barış ve özgürlük projesine ilişkin bildiri onaylandı. Kasım 1985 (Brüksel zirvesi) ABD Başkanı Ronald Reagan ve Sovyet lideri Mihail Gorbaçov’un Cenevre temasları değerlendirildi. Mart 1988 (Brüksel zirvesi) Uzun menzilli füzeler ve ittifak politikası konulu gerginliğin ardından 16 üye ülke, birlik ve beraberlik içinde kalındığını teyit etti. Mayıs 1989 (Brüksel zirvesi) Avrupa’da konvansiyonel silahların kısıtlanması için ilk adım atıldı. Aralık 1989 (Brüksel zirvesi) ABD Başkanı George Bush, SSCB Devlet Başkanı Gorbaçov ile Malta temasları hakkında müttefikleri bilgilendirdi. Temmuz 1990 (Londra zirvesi) Berlin Duvarı’nın yıkılmasının ardından Orta ve Doğu Avrupa ülkelerine işbirliği öneren bir bildiri onaylandı. Kasım 1990 (Roma zirvesi) NATO yeni bir strateji belirledi, Soğuk Savaş sonrasında eski Doğu Bloku ülkeleriyle barış ve ortaklık iradesi bildirisi yayımladı. Temmuz 1994 (Brüksel zirvesi) İttifak, eski Doğu Bloku ülkelerine kapılarını açmak yönünde ilke kararı verdi ve Barış İçin Ortaklık (BİO) programı çerçevesinde bu ülkelerle askeri işbirliği başlattı. Temmuz 1997 (Madrid zirvesi) NATO, ilk aşamada Polonya, Çek Cumhuriyeti ve Macaristan’ın katılımına yeşil ışık yaktı. Nisan 1999 (Washington zirvesi) Kosova sorunu yaşanırken 50. yaşını kutlayan NATO, 3 Doğu Avrupa ülkesini (Polonya, Çek Cumhuriyeti ve Macaristan) bünyesine kattı. Kasım 2002 (Prag zirvesi) İlk kez eski Varşova Paktı üyesi bir ülkede zirve yapıldı. NATO, 7 yeni üyenin katılımına yeşil ışık yaktı. Haziran 2004 (İstanbul zirvesi) İttifakın en kapsamlı genişlemesi 7 yeni katılımla (Estonya, Letonya, Litvanya, Slovakya, Slovenya, Bulgaristan ve Romanya) gerçekleşti. Şubat 2005 (Brüksel zirvesi) Irak dosyası çerçevesinde ittifak bünyesinde yaşanan krizin giderildiği havasının yansıtılmasına çaba gösterildi ve NATO’nun “transatlantik diyalog” organı kaldığı belirtildi. Kasım 2006 (Riga zirvesi) “Afganistan dosyası” ele alındı, siyasi açıdan, ittifak dışı ülkelerle ortaklık ve işbirliğinin geliştirilmesi konusuna ağırlık verildi, askeri açıdan da NATO komutasındaki operasyonların “daha etkin” hale getirilmesinin yöntemleri üzerinde uzlaşma arandı. N mesine olumlu işaretler yakıldı. BRÜKSEL ZİRVESİ: Brüksel’de 2005 yılında yapılan olağanüstü zirvede devlet başkanları, “NATO’nun kendi rolüne güç kazandırılacağını” açıkladı. Ülkeler arası bağların sürerliliği ve ortak savunmaya bağlı olduklarını teyit eden liderler, “26 müttefik ülkenin, bugünün güvenlik sorunları karşısında ortak savunmaya ilişkin yükümlülükleri ile özgürlük, insan hakları, hukuk devleti, demokrasi gibi ortak değerler konusunda birlik içinde kaldıklarını” bildirdi. Irak krizinin ardından ABD ile Avrupa arasındaki gerginliği ortadan kaldırmak amacıyla düzenlenen bu zirvede, “Akdeniz Diyaloğu” ve “İstanbul İnisiyatifi” çerçevesinde Akdeniz ve Ortadoğu ülkeleriyle diyaloğun genişletilmesine verilen öneme de dikkat çekildi. RİGA ZİRVESİ: Riga’da, İstanbul ve Brüksel zirvelerinin ardından kaydedilen gelişmeleri değerlendirirken müttefikler arasındaki bazı uzlaşmazlıklara da çözüm bulunduğu mesajını vermek isteyen liderler, NATO açısından “hayati” önem taşıyan “Afganistan dosyası”nı kapsamlı olarak ele aldı. İttifak dışı ülkelerle ortaklık ve işbirliğinin geliştirilmesi konusunu inceleyen liderler, Riga’da Acil Mukabele Gücü (NRF) dosyasını da tamamlarken, bu oluşumun “tam operasyonel muhabere gücü” olduğunu ilan etti. Liderler, Riga zirvesinde terorizme karşı ortak mücadele, Irak, Kosova dosyalarını da ele aldıktan sonra ittifakın stratejik çalışmalarının zeminini oluşturan “Kapsamlı Siyasi Yönerge” belgesini de kamuoyuna açıkladı. SÜRECEK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle