Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 ŞUBAT 2008 CUMA spor NEYMİŞ ABDÜLKADİR YÜCELMAN Erzurum 2011’i bekliyor Sevil ARINAN ürkiye’nin tarihinde ilk kez ev sahipliği yapacağı 2011 Dünya Üniversiteler Kış Oyunları’nın hazırlıkları sürüyor. Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu (TÜSF) tarafından organize edilen yarışma hazırlıkları kapsamında ilk olarak tesislerin durumu kontrol edildi. Yaklaşık 50 ülkeden binlerce sporcunun katılımı ile yapılan yarışmada sporcular, kayak, buz hokeyi, hız pateni, biatlon, artistik paten, curling ve snowboarding gibi dallarda yarışacak. Söz konusu yarışmanın Türkiye için önemli olduğunu söyleyen TÜSF Başkanı Prof. Dr. Kemal Tamer, “Organizasyonu en iyi şekilde düzenlemek için federasyon olarak elimizden geleni yapıyoruz” dedi. 2011 Dünya Üniversiteler Kış Oyunları’nda kullanılacak olan tesisler ve yeni projeler hakkında bilgi veren TÜSF Başkanı Tamer’e yönelttiğimiz sorular ve yanıtları şöyle: 2011 Dünya Üniversiteler Kış Oyunları’nın hazırlıkları hakkında bilgi verir misiniz? KEMAL TAMER: Bu yarışmanın, federasyonumuz ve ülkemiz adına çok önemli olduğunu, bize büyük sorumluluk yüklediğini söylemek isterim. Yarışmayı düzenleme hakkını aldığımızda ilk olarak, tesislerin durumunu tespit etmekle işe başladık. Sonrasında eksik olan tesislerin yapımına başladık. Örneğin şu anda birer tane buz pateni ve buz hokeyi salonlarımız tamamlandı. Bu iki salon dışında yapılması planan başka tesis var mı? K.T.: Evet var. Söz konusu yarışma kış oyunları olduğu için ağırlıklı olarak buz tesislerine ihtiyaç var. Onun için 3 tane daha buz sporlarının yapılabileceği kapalı salon yapılacak. Bu salonlar için proje çalışmalarımız devam ediyor. Erzurum’daki kar erimeden tesislerin yapımına başlamak istiyoruz. Kapalı salonların yapımında bir sıkıntı yok, asıl bizi zorlayacak olan kayaklı atlama branşında kullanılacak olan atlama kulelerinin yapımı. Kayaklı atlama dalını Türkiye’de geliştirmek ve sporcuların yarışmaya kadar kendilerini geliştirmesi için 5 tane kulemizi hemen yaptıracağız. Şimdilik çalışmalarımız bu şekilde. Kış Oyunları’nın Türkiye’ye verilmesinin üzerinden 1 yıl geçti. Yarışma hazırlıklarının ağır ilerlediği görüşü hakim... K.T.: Evet doğru. Bunun temel nedeni organizasyonu yapacak insanların sayıca yetersiz olması. Tesis yapmak için maddi anlamda sıkıntımız yok fakat organizasyonu yapacak insanların deneyim kazanması da gerekiyor. Tabii bu durum zaman açısından bizi yavaşlatıyor. Tesis yapımının yanında, sporcularımızın durumu nedir? K.T: Öncelikle kış oyunlarında yer alan spor dallarının bir kısmı hala Türkiye’de yapılmıyor. Tesis yapımının dışında asıl bu durum bizi üzüyor. Aslında bu durum, bugünün değil geçmişten bu yana süre gelen bir sorun. Sporcuların yetersiz olması başarımızı etkileyecek. Buradan da sporcu yetiştirme konusunun ihmal edildiği ortaya çıkıyor. Bunun yanında sporcu yetiştirmek için iyi organizasyonlar da yapılmamış. O zaman bu şartlarda Türkiye ev sahibi olduğu bir organizasyonda başarı kaydedemeyecek... K.T.: Büyük ihtimalle öyle olacak. Aslında biz bu durumu biliyorduk yani başarı kaydedemeyeceğimizi. Çok üzücü ancak biz bu yarışmaya organizasyon gözü ile bakıyoruz. Zaten biz TÜSF olarak sporcu yetiştiren değil organizasyon düzenleyen bir federasyonuz. C 19 Kıssadan Hisse T İlerisi için neler yapılmalı? K.T.: Başarı elde edebilebilmesi için uzun yıllar çalışmak gerekir. Yani doğru kişiye uzun yıllar doğru yatırım yapılmalı. Aslında ilgili birimlerin biraraya gelip “Bugün ne durumdayız” sorusunun yanıtını bulup, uygun bir yol çizmeli. Örneğin geçtiğimiz haftalarda yarışmanın çalışmaları için Erzurum’da bir toplantı gerçekleştirdik ve karla kaplı güzelim dağlarımızda kayan bir kişinin olmadığını gördük. Erzurum kayak için uygun kentlerimizden biri ama kayan bir yurttaş yok. Erzurum’un, Ilgaz’ın, Uludağ’ın ve Erciyes’in karla kaplı dağlarından bölge yurttaşları kayamaz ise nasıl sporcu yetişecek. C Biraz da federasyonunuzun 2008 faaliyet programı hakkında bilgi verir misiniz? K.T.: Öncelikle federasyon olarak uluslarası yarışmalara ev sahipliği yapmak bizim için önemli. Bu yıl Türkiye genelinde bilek güreşinden boksa, judodan basketbola kadar hemen hemen bütün branşlarda toplam 32 yarışma gerçekleştireceğiz. Yanı sıra Avrupa Üniversitelerarası Voleybol & Plaj Oyunları’nı 17 22 Haziran günleri arasında Antalya’da, Dünya Üniversitelerarası Trıatlon Şampiyonası’nı 26 29 Haziran günleri arasında Erdek’te, Uluslararası Plaj Hentbolu’nu temmuz ayında Köyceğiz’de yapacağız. Ğİ E GENÇLİ T İ S R E V İ ÜN APIYOR Y R O P S K ARTI mı? sayısı artar ıyla sporcu ersite gençliği ım p ya is es iv n T ı. Tabii ki ile birlikte ü K.T.: Tesis erisine girmeye başlad rencilere ğ iç iyor. Ö sporun a akla iş bitm tesis yaptırm dan itibaren spor yapm ar şl i ya ı. Yan küçük an boş azandırılmal alışkanlığı k iz derslerin dışında kal i. m ri el le m ci lendir öğren or ile değer vakitlerini sp ncilerinin spora olan nun öğre Mem Üniversite ı nasıl buluyorsunuz? ın ım ıl at k musunuz? i verilere göre 15 bin rine yılk vitele K.T.: Geçen öğrencimiz spor akti n yıllarda te so si likte üniver Bununla bir önem dahil olmuş. mizin spor tesislerine ri le te si er . üniv görüyorum verdiğini de üneyt yaşamını yitirdiği o feci kazadan bir gün önce epostayla bir fıkra geçmiş, birkaç gün bilgisayara dokunmamıştım. Onu toprağa verdiğimizin ertesi günü okuma fırsatı buldum. Ülkemizin son günlerde yaşadığı rezaleti çok güzel ifade eden rahmetli Cüneyt E. Koryürek’in gönderdiği son fıkrayı okurlarımla paylaşmak istedim. ‘’Bir köy camiinde imam, cemaate vaaz vermektedir. Ansızın camiye dalan bir köylü, köyü sel basmak üzere olduğunu haber verir. Bütün cemaat kendisini dışarı atar, sadece imam bütün ısrarlara karşın köyü terk etmeyi reddeder ve Tanrı’nın kendisini koruyacağını söyleyerek camide kalır. Kısa bir süre sonra sular camiye ulaşır, yükselmeye başlar, köylüler bir kayık gönderir imama binsin diye, ama dini bütün imam tekneye binmez. Sular yükselirken köylüler imama bir kayık daha gönderse de imam, Tanrı’nın kendini koruyacağı inancında ısrarlıdır. Sular yükselmeye devam edince imam son çare minareye çıkar. Derken bir helikopter yaklaşır minareye, içindekiler yalvarırlar imama ‘Bin’ diye... İmam yine reddeder ve sular yükselir, imam suların içinde kaybolur. İmamı ahiretin kapısında melekler karşılar ‘Hoş geldiniz, buyrun’ derler. Ama imam ‘Cennete gitmek istediğimden emin değilim. Çünkü Tanrı’ya biraz kırgınım’ deyince melekler hayretle neden olduğunu sorar... ‘Ben hayatımı ibadet yaparak geçirdim. İnsanlara hep iyilik yaptım, günahtan uzak durdum, yaşadığım köyü sel bastı, herkes kaçtı, ama ben Tanrı’nın beni kurtaracağına inandığımdan kaçmadım, şimdi buradayım.’ Tam bu sırada Tanrı’nın sesi duyulur.... ‘Kurtulman için iki kayık, bir helikopter gönderdik, daha ne yapacaktık? Böyle geri zekâlılara zaten katımda yer yok.’ Muhtemelen o gün geldiğinde bu ülke insanlarına şöyle seslenecektir... ‘’Bu ulusu örnek alsınlar, izinden gitsinler diye Mustafa Kemal’i gösterdim. Musibetlerden kurtuluş yolunu O’nun eliyle göstermeye çalıştım, onlar hâlâ benden medet umuyor. Ben daha ne yapayım? Her kurtuluş için bir Mustafa Kemal gönderemem. Her biri Mustafa Kemal olmayı öğrenmeli.’’ İşte Sevgili Cüneyt E. Koryürek’in son fıkrası... Bir ders, bir uyarı gibi... Celal Aras’ın Vasiyeti ras Kargo’yu Türkiye’nin büyük holdingleri arasına katan Celal Aras’ın çok yakını olmasam da iyi bir dostuydum. Geçen yıl Sıvas Divriği’de 7 bin ağaçla başlattığı, sonra da Kars’ta Selim yakınlarında bir Aras ormanı hazırlığı içinde olduğunu biliyordum. Birçok sosyal sorumluluk çalışmasına ismini veren, F.Bahçe Yönetim Kurulu’nda görev alan, F.Bahçe basketbol takımlarına da sponsorluık yapan Celal Aras, geçen aylarda doğduğu Kars’ta bir öğretmen evinin açılışına davet etmişti, ama gidememiştim. Döndükten sonra baharda birlikte gideceğimize söz vermiştik. ÇEKÜL Vakfı’yla birlikte bir orman projesi yürüttüğünü bir Almanya yolculuğu sırasında anlatmıştı. Her gün Türkiye’nin dört bir yanına ulaşan kargo ağıyla çok sevdiği ülke topraklarının 40 yıl içinde karşılaşacağı tehlikeleri biliyordu. Projesinin ismi ‘’Yeşile hayat, hayat yeşil’’di ve ormanla ağaç bu ülkenin kurtuluş reçetesiydi. Çölleşme sınırında olan topraklarımızın önemli bir bölümünde ormanlar oluşmalıydı. Ülke çapında kapsamlı ve uzun soluklu bir ağaçlandırma onun amaçları arasındaydı. Bir ağacın saatte ortalama 2.3 kilogram karbondioksit emerken A TMOK 100 yaşında... Ersin ÖZTEKİN Dört yılda bir düzenlenen Olimpiyat Oyunları; bütün dünyanın gözünü çevirdiği, sporun bayramı olarak kabul edilen organizasyondur. Temel amacı fair play ruhuna uygun mücadele vermek ve zirveye çıkmak olan bu şölende rekorlar birbirini kovalar, akıllardan silinmeyecek olaylar yaşanır. Sporcular isimlerini tarihe altın harflerle yazdırmak için kıyasıya bir yarış içine girer. Ülkemizde ise 100. yaşını kutlayan Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi (TMOK) olimpizm ruhunu yaşatmak amacıyla yola çıkmış, sporu bireylere sevdirmeyi temel hedef olarak benimsemiştir. yolculuğa çıkan Coubertin, yaz aylarında İstanbul’a gelir ve 20 Temmuz 1907’de Beyoğlu Tokatlıyan Oteli’nde arkadaşı Jouery aracılığıyla Selim Sırrı Tarcan’la tanışır. Coubertin, Tarcan’a olimpiyatın anlamı ve oyunlar hakkında açıklamalarda bulunur ve kendisinden Osmanlı Olimpiyat Cemiyeti’ni kurmasını ve Osmanlı Devleti’ndeki ilk Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin özel temsilcisi olmasını ister. Selim Sırrı Tarcan, bu öneriden büyük memnuniyet duyar. Bu görüşmenin üzerinden yaklaşık bir yıl geçer ve II. Meşrutiyet ilan edilir. 1908’deki II. Meşrutiyet hareketinin ardından Selim Sırrı Tarcan, Osmanlı Milli Olimpiyat Cemiyeti’ni kurar ve bunu barona bildirir. Olimpiyat Komitesi’nin ilk başkanlığına Serveti Fünun gazetesinin sahibi eski sporculardan Ahmet İhsan Tokgöz Bey getirilirken,Tarcan genel sekreterlik görevini üstlenir. Türkiye Milli Olimpiyat Cemiyeti 1922’de yeniden düzenlenmiş ve başkanlığına Selim Sırrı Tarcan, genel sekreterliğine de Ali Sami Yen getirilmiştir. 16 Ocak 1924’te Bakanlar Kurulu kararıyla kamu yararlı bir kuruluş olarak kabul edilmiştir. DÜNDEN BUGÜNE BAŞKANLAR Ahmet İhsan Tokgöz (19081921), Hasip Bayındıroğlu 19211923), Selim Sırrı Tarcan (19231927), Ali Sami Yen (19271930), Kemalettin Sami Paşa (19271930), Reşit Saffet Atabinen (19331936), Ali Hikmet Ayerdem (1936), Halit Bayrak (193637), Adnan Menderes (193738), Cemil Cahit Taner (19381943), Vildan Aşir Savaşır (19431950), Danyal Akbel (19501952), Cemal Alpman (19521955), Faik Binal (195556), Nizamettin Kırşan (195657), Şinasi Ataman (19571960), Burhan Felek (19621965), Dr. Raşit Serdengeçti (196566), Burhan Felek (19661982), Turgut Atakol (19821988), Jerfi Fıratlı (198889), Sinan Erdem (19892003), Togay Bayatlı (2003) Togay Bayatlı. fotosentezle 1.7 kilogram oksijen ürettiğini ÇEKÜL’cüler ona çok iyi anlatmıştı. Ne yazık ki geçen yıl Sıvas Divriği’de 7 bin ağaçla başlattığı projesini sürdürmedi. Ama genç yaşta yitirdiğimiz, ülkesini ve doğayı seven Celal kardeşimin vasiyet derecesindeki isteğini geçen yıl genel müdür olan kızı Evrim Aras Sağıroğlu yerine getirecek. Ülkemizin küresel ısınmaya karşı ulus olarak ne gibi önlemler alacağı henüz belli olmamakla birlikte gezgin arkadaşlarım Bülent Demirdurak, Mustafa Andiç ve Şeref Pınarcı’nın Şili’de çektiği fotoğraflar insanı ürkütüyor doğrusu. Patagonya buzullarının, o dev buzdağlarının gözle görülür eriyişi dünyayı bekleyen tehlikenin boyutlarını gösteriyor. Çölleşmenin ve küresel ısınmanın getireceği yok oluştan kurtulmak için de yumurtanın kapıya geldiği günü beklememek gerekiyor. Çünkü orman kolay oluşmuyor, ağaç kolay yetişmiyor. Rahmetli Celal öylesine bir örnek miras bıraktı ki... Onun ÇEKÜL’le yaptı projeyi genişletmek için ille de Cumhuriyet patentli ‘’Tehlikenin farkında mısınız’’ uyarısını yapmak artık gerekmiyor.Tehlikeyi yaşıyoruz zaten, hem içte hem dışta... ayucelman?yahoo.com İLKE VE GÖREVLER Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi tüzüğüne göre kuruluşun ilke ve görevleri şunlardır: ? Türk toplumunda spor bilincini ve ruhunu oluşturmak. ? Sporun kitlelere yayılmasını ve geliştirilmesini sağlamak. ? Olimpiyat ideali çerçevesi içinde spor yapma fikrini aşılamak ve bu fikrin gelişerek yaygınlaşmasını ve korunmasını temin etmek. ? Sporcuların olimpik kurallarına uygun hareket etmelerini sağlayacak önlemler almak. ? Konusuyla ilgili araştırmalar yapmak ve yaptırmak. ? Her türlü politik, ekonomik, dinsel etkinin dışında bütünüyle bağımsız ve özerk olarak çalışmalarını sürdürmek. ? Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’nin temel görevi, olimpik antlaşma kuralları çerçevesinde ve temel ilkeler doğrultusunda olimpik hareketin ve sporun geliştirilmesini sağlamaktadır. Alex’e geldi Bobo’yu aldı Spor Servisi Beşiktaş’ın golcü futbolcusu Bobo, Brezilya Ulusal Takımı’na çağrıldı. Özel bir davet üzerine Türkiye’ye gelen sambacıların teknik direktörü Dunga’nın F.BahçeG.Saray derbisinde Alex’i izleyip Bobo’yu kadroya alması dikkat çekti. Dunga, Fiorentina maçında sakatlanan Milan’ın genç yıldızı Pato’nun yerine Siyah Beyazlıların golcüsü Bobo’yu ulusal takıma çağırdı. Brezilyalı oyuncu, Dunga’nın görev vermesi halinde 6 Şubat’ta İrlanda karşısında ilk kez ulusal formayı giyecek. Beşiktaş Kulübü’ne Brezilya Futbol Federasyonu tarafından tebliğ edilen bu haberden sonra Bobo, idman öncesi arkadaşları tarafından alkışlarla karşılandı. ATEŞİ TARCAN YAKTI Olimpiyat Oyunları’nın kurucusu Fransız Baron Pierre de Coubertin’dir. Olimpik harekete yeni üyeler kazandırma düşüncesinde olan Baron de Coubertin, Osmanlı Devleti’ni de bu hareketin içine katmak istiyordu. Bu amaçla Paris’te okul ve sınıf arkadaşı olan, aynı zamanda da Galatasaray Lisesi’nde Fransızca öğretmenliği yapan Mösyü Jouery ile temasa geçer. 1907’de olimpiyat camiasına yeni üyeler kazandırmak amacıyla büyük bir Bobo