28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

6 Çok sayıda Gülen okulunun bulunduğu ülkede ‘LightIşık’ adıyla kanal kuruluyor C haberler SÖZDEN YAZIYA GÜRAY ÖZ çıkarları için elini kolunu her yere uzatan ABD, emperyalist bir devlettir. Cumhurbaşkanı Gül de ABD’ye giderken vurguladı. “ABD büyük bir makine gibi, dünyanın her yeriyle uğraşıyor, ama ilgisini çekmeyi başardık.” Son dönemde bu Büyük Makine’nin ilgisinin her zamankinden daha fazla ülkemiz üzerinde olduğu doğrudur. ABD Başkanı Bush, yerini terk etmeden önce Ortadoğu’da bir geziye çıkıyor. Gezinin amacı “İran ve Suriye konusunda bölge ülkelerinin pek hoşa gitmeyen tutumlarını değiştirmelerini sağlamak” olarak belirlenmiş. Büyük Ortadoğu Projesi’nin sağlıklı bir şekilde yürüyebilmesi için hayal ya da gerçek düşmanlara, emirlere itiraz etmeyen “stratejik ortaklara” gereksinim vardır. Cumhurbaşkanı Gül ABD’ye gitmeseydi, Bush Türkiye’ye mi gelecekti? Hayır gelmeyecekti. Türkiye son gelişmelerin de gösterdiği gibi “sorunlu bir ortak” değildir. Sorunsuzdur. ??? Cumhurbaşkanı Gül de ABD’ye giderken bu ortaklığın gücünü sağlam kelimelerle ifade etti: Enis Berberoğlu’nun haberinden aynen aktarıyorum: ABD “Türkiye’nin herhangi bir müttefiki değil, en önemli müttefiki. İki ülke ilişkilerinin ikili neticeleri; bölgeye, çevreye neticeleri var.” Bizim de hep söylediğimiz budur. Bölge ABD için, ABD Türkiye için çok önemlidir. Bu nedenledir ki, Türkiye Büyük Ortadoğu Projesi’nin eşbaşkanıdır. Bu görevi Tayyip Erdoğan layıkıyla yürütmektedir. Kuşkusuz Sayın Gül görevin yerine getirilmesine katkıda bulunmaktadır. ABD gezisinde bu yüzden yalnızca Bush’la yetinilmemiş, önemli başka şahsiyetlerle de görüşülmüştür. Sayın Gül açıkladı: “İş yapmaya gidiyoruz, ne kadar çok kişiyle görüşürsek o kadar iyi. Cheney kuvvetli bir siyasetçi, enerjide sözü geçiyor. Rice ile birlikte çalıştık, kahvaltıya gelmek istedi, uygun gördüm. Savunma Bakanı da gelecek.” Sayın Cumhurbaşkanı Condoleezza Rice’ın kahvaltıya katılmasını “uygun gördü”, ama Hürriyet’ten 11 OCAK 2008 CUMA G.Afrika’ya Nurcu TV Fırat KOZOK ANKARA Fethullah Gülen’e yakınlığıyla bilinen medya grubu, Türkiye ve ABD’den sonra Güney Afrika’ya kadar uzandı. Gülen cemaati, G. Afrika’da “LightIşık” adıyla yeni bir televizyon kanalı kuruyor. Zaman gazetesi, Samanyolu TV, Aksiyon dergisi, Cihan Haber Ajansı gibi yayın kuruluşlarıyla dikkat çeken Fethullah Gülen cemaati, 2008 yılına yeni bir televizyon kanalıyla başlıyor. Cemaat, Gülen okullarının da bulunduğu Güney Afrika’da Light TV adıyla yeni bir televizyon kanalı kuruyor. Kanalın altyapı çalışmaları tamamlanırken kadrosu da Türkiye’deki kardeş yayın gruplarından yapılan transferlerle oluşturuldu. Gülen son olarak ABD’de, Ebru TV’yi kurmuştu. New Jersey merkezli kanal, 24 saat İngiliz Büyük Makinenin Dişlileri Enis Berberoğlu’nun bildirdiğine göre, aynen aktarıyorum, “temaslarında CIA ajanları tarafından korunan Cumhurbaşkanı Gül’ün Cumhurbaşkanlığı protokolü gereği arabada bulunması gereken yaveri Kurmay Albay Metin Özbek, Beyaz Saray protokolü nedeniyle makam aracına alınmadı.” Uygun görmediler herhalde! ??? Kolay değil kuşkusuz. Büyük Makine’nin ilgisini çekmişsiniz, Rice’ın kahvaltıya katılmasını uygun görmüşsünüz, CIA ajanlarının, Beyaz Saray protokolünün de sizin protokolünüzden küçücük bir farklılığı olsun artık. Hem zaten bu protokol işlerini de fazla ciddiye almaya gerek yoktur. Önemli olan nezakettir. Devletler arası ilişkilerde nezaketten çok egemenlik, egemenlikten kaynaklanan etkinlik önemlidir mi diyorsunuz, siz hangi dünyada yaşıyorsunuz kuzum. Küreselleşmeden ve Büyük Makine’den haberiniz yok mu sizin? ??? Haberimiz var kuşkusuz. “Çuvalı” ve “istihbaratı” birlikte kullanan Büyük Makine’nin bölgenin başına bela olduğunu, bu nedenle bölge ülkelerinin elbirliği edip belayı defetmeleri gerektiğini biliyoruz. Ne yazık ki pek çok ülkenin yönetimi, Büyük Makine’nin işbirlikçisidir. Bu yüzden de tarih boyu, halkları yoksul, yönetenleri zengin olan bölgenin, büyük makinelerin elinden kurtarılması mümkün olmamıştır. Peki Türkiye, gibi emperyalistlerle savaşarak kurulmuş bir devletin, makinenin dişlisi olmaktan artık vazgeçmesi gerekmiyor mu? Emperyalistin bölgeyle ilgili planlarına “evet” demesi, boyun eğmesi, dahası ortak olması hoş bir şey midir? Yakışıyor mu? Kaza ya da değil, Amerikan askerlerinin ülkemiz üzerinden Irak’a girmesini önleyen Türkiye, şimdi de kendine yakışan politikalar uygulayamaz mı? Değerli okurlarım kızıyorlar bu boş laflara; BOP’un, ılımlı İslam politikasının mühendisleri işbaşındayken, hayal kurmanın âlemi var mı? Peki hayalin önündeki engelleri kaldırmanın başka yolu var mı? Varsa neden söylemiyorsunuz? guray.oz@cumhuriyet.com.tr Gülen son olarak ABD’de Ebru TV’yi kurmuştu. New Jersey merkezli kanal, 24 saat İngilizce yayın yapıyor. Güney Afrika’da sayıları 40’ı bulan Türk okullarının pek çoğunun da yine cemaatle bağlantısı bulunuyor. Cemaatin Asya, Avrupa, Ortadoğu, Uzakdoğu, Kuzey Amerika, Güney Amerika, Afrika ve Okyanusya’daki çeşitli ülkelerde sayıları 100’ü bulan okullarında yaklaşık 50 bin öğrenci eğitim görüyor. ce yayın yapıyor. STV’nin büyük ortağı olduğu kanalın editoryal kadrosunda Amerikalılar da bulunuyor. Uydudan yayında olan Ebru TV, Kuzey Amerika’nın tümü ve Orta Amerika’da izlenebiliyor. Kanalın yöneticileri, ABD’nin iki önemli dijital platformu Dish TV ve Direct TV ile de anlaşarak toplam 25 milyon aboneye ulaşmayı amaçlıyor. Gülen, 2007 yılında ayrıca Türkiye’de de televizyon ve gazete yayıncılığında yeni adımlar atmıştı. Bu çerçevede, İngilizce yayın yapan “Today’s Zaman” kurulmuştu. Bunun yanı sıra Samanyolu TV bünyesinde haber ağırlıklı “S Haber” adıyla ayrı bir haber kanalı kurulmuştu. 2006 yılında yayına başlayan “Mehtap TV”nin yanı sıra çocuklara yönelik “S Çocuk” da 2007’de kuruldu. Grup, İstanbul merkezli Burç FM ve Ankara merkezli Dünya Radyo ile ulusal çapta yayın yapıyor. Bunun dışında tüm Türkiye’de dinlenebilecek yeni bir haber radyosu için de çalışmalar sürüyor. BİN ÖĞRENCİYE EĞİTİM VERİYOR’ Gülen’in halen Kenya’da bulunan yeni televizyonla aynı isimdeki Light Akademi’nin (Işık Akademisi) ilkokulunda 240, lisesinde ise 300 öğrenci okuyor. Güney Afrika’da sayıları 40’ı bulan Türk okullarının pek çoğunun da yine cemaatle bağlantısı bulunuyor. Cemaatin Asya, Avrupa, Ortadoğu, Uzakdoğu, Kuzey Amerika, Güney Amerika, Afrika ve Okyanusya’daki çeşitli ülkelerde sayıları 100’ü bulan okullarında yaklaşık 50 bin öğrenci eğitim görüyor. ‘50 Ecevit’in arşivi kitap olacak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Eski Başbakan Bülent Ecevit’in bütün eserleriyle kişisel arşivinde tuttuğu tüm not, yazışma ve belgeler, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları tarafından kitaplaştırılacak. İlk kitap, Kıbrıs üzerine olacak ve Barış Harekâtı’nın 35. yıldönümünün kutlanacağı 2009’da yayımlanacak. Bülent Ecevit’in eşi Rahşan Ecevit, Abant İzzet Baysal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Atilla Kılıç, İş Bankası Halkla İlişkiler Müdürü Bülent İnan ile İş Bankası Kültür Yayınları Genel Müdürü Ahmet Salcan’ın katılımıyla düzenlenen törenle, Bülent Ecevit’in arşivinin akademisyenlerin çalışmasıyla kitaplaştırılması ve İş Bankası Yayınları tarafından basılmasına ilişkin protokol imzalandı. Protokol sayesinde, kitaplardan elde edilecek gelirin Mehmetçik Vakfı’na ve GATA’ya tıbbi cihaz alımı için bağışlanması da sağlanmış oldu. Ecevit’in yaklaşık 300 klasörlük arşivi, 2’si Abant İzzet Baysal, biri ODTÜ, diğeri Yakın Doğu Üniversitesi’nden 4 akademisyenin çalışmasıyla kitaplaştırılacak. İlk kitap Kıbrıs üzerine olacak ve Ecevit’in öncülüğünde gerçekleştirilen Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 35. yıldönümünün kutlanacağı 2009 yılında yayımlanacak. Bülent Ecevit’in 5060 yıldır üst üste koyduğu evrakının büyük bir arşiv haline geldiğini anlatan Rahşan Ecevit, “Bu arşivi kitap haline getiriyoruz. Bu çalışma, Türkiye’nin 5060 yıllık tarihini toplamak gibi olacak’’ diye konuştu. Rahşan Ecevit, Abant İzzet Baysal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Atilla Kılıç, İş Bankası Halkla İlişkiler Müdürü Bülent İnan ile İş Bankası Kültür Yayınları Genel Müdürü Ahmet Salcan’ın katılımıyla düzenlenen törende, Bülent Ecevit’in kişisel arşivinin kitaplaştırılmasına ilişkin protokol imzalandı. (Fotoğraf: AA) Bedava gazete yaygınlaşıyor İstanbul Haber Servisi Amerika’da yaşayan emekli vaiz Fethullah Gülen cemaatine yakınlığı ile bilinen ve satışlarının büyük bölümü “bedava” dağıtılan Zaman, Bugün, Today’s Zaman gazetelerine “Metro” adlı yeni bir gazete ekleniyor. Amerika’nın ve Avrupa’nın pek çok kentinde bedava dağıtılan Metro türü gazetenin Türkiye’deki örneği AKP destekli sermaye çevrelerince yayına hazırlanıyor. Türkiye’de 1980’li yıllarda Turgut Özal hükümeti döneminde başlayan ve ilk uygulaması Türkiye gazetesi ile görülen “ücretsiz” gazete dağıtımı, AKP ile birlikte yeni bir boyut kazandı. Bir süre önce yayın hayatına başlayan ve “bedava” dağıtılan Bugün gazetesinden sonra şimdi de Metro adlı yeni bir gazetenin Türkiye’de yayın hazırlıkları sürüyor. AKP iktidarının 22 Temmuz öncesi ATV Sabah grubuna el koymasından sonra şimdi de 2009 Mart’ında gerçekleştirilecek yerel seçimler öncesi, daha geniş kitlelere ulaşmak için yeni bir gazete hazırlığında son aşamaya gelindi. Amerika’nın ve Avrupa’nın pek çok kentinde reklamilan gelirleri ile yayımlanan ve ücretsiz dağıtılan “Metro” benzeri bir gazeteyi, AKP destekli bir sermaye grubu Türkiye’de piyasaya sürmeye hazırlanıyor. Dünyada bedava dağıtılan ve Uyuşturucu TGS Başkanı Ercan Sadık İpekçi, bedava dağıtılan gazetelerin amacının iyi değerlendirilmesi gerektiğini belirterek “Dünyadaki örneklerine baktığımızda, bu gazeteler kamuoyunu yönlendirip çıkar odaklarının amaçlarını gerçekleştirmesi için yayımlanıyor” dedi. yaklaşık 26 milyon olarak basılan Metro gazetesinin 2006 yılı geliri yaklaşık 416 milyon dolar. Net kârı ise 13 milyon dolar. TİRAJLAR ŞİŞİRİLİYOR Türkiye’nin bazı illerinde halen Amerika’da yaşayan emekli vaiz Fethullah Gülen cemaatine yakınlığı ile bilinen Zaman, Bugün, Today’s Zaman gazeteleri metro, havaalanları, meydanlar, benzin istasyonları, adliye sarayları, belediyeler, kamu kurumları, sağlık kuruluşları ve güvenlik birimlerine bedava olarak dağıtılıyor. Gülen cemaatinin en büyük yayın organı Zaman gazetesinin bayi satışı 29 bin 658 iken abone satışı adı altında 783 bin 436 adet gazete bedava dağıtılıyor. Yine Gülen cemaati ne yakınlığı ile bilinen Bugün gazetesi de bedava dağıtılıyor. En son olarak yayın hayatına yeni başlayan Taraf gazetesi de geçen günlerde kentin birçok meydanında bedava dağıtılmıştı. Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Ercan Sadık İpekçi, konuyla ilgili sorularımızı yanıtlarken Avrupa’daki örneklerini anımsatarak, “bedava gazetelerin” İngiltere basın çevresi tarafından tepkiyle karşılandığının altını çizdi. Uygulamaların gazeteciliğin temel ilkelerine de uygun olmadığını kaydeden İpekçi, özetle şu görüşlere yer verdi: “Bedava dağıtılan gazetelerin amacını iyi değerlendirmek gerekir. Dünyadaki örneklerine baktığımızda, bu gazeteler kamuoyunu yönlendirip çıkar odaklarının amaçlarını gerçekleştirmesi için yayımlanıyor. Bu nitelikteki gazetelerin Türkiye’de yayımlanmasının çok sağlıklı sonuçlar vereceğini düşünmüyorum. Gazetenin arkasındaki sermaye grubuna hizmet vereceği açıktır.” Eski ABC Tiraj Denetleme Kurulu Başkanı Yiğit Şardan, bazı gazete ve dergilerin açıkladıkları satış rakamlarının gerçeği yansıtmadığını belirterek “Şu zamana kadar denetleyemediğimiz tek kurum Zaman gazetesidir” demişti. Buldan cezaevine konuldu İstanbul Haber Servisi İstanbul ve Tekirdağ’ın Çerkezköy ilçesinde eşzamanlı olarak gerçekleştirilen ve 90 kilogram eroin ele geçirilen operasyon kapsamında gözaltına alınan, aralarında DTP Iğdır Milletvekili Pervin Buldan’ın kayınbiraderi Nihat Buldan’nın da bulunduğu 8 kişi çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. İstanbul Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince düzenlenen operasyonda gözaltına alınan Buldan ve 7 şüpheli, emniyetteki işlemlerinin ardından Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne sevk edildi. Şüphelilerin bazıları adliye binasına alınırken yüzlerini montlarıyla kapattı. Mahkeme, Nihat Buldan, Çelebi Özpazar, Muzaffer Özpazar, Yavuz Çayır, Selahattin Taş, Hakan Timuçin Kaya, Ali Ersan ve Selçuk Dursun’un, “örgütlü şekilde uyuşturucu ticareti yapmak’’ suçundan tutuklanmasına karar verdi. İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, düzenlediği basın toplantısında, son bir haftada uyuşturucu kaçakçılarına yönelik 80 operasyon düzenlendiğini ve operasyonlarda 123 kilogram uyuşturucu madde ele geçirildiğini belirterek 129 kişinin de yakalandığını kaydetti. CHP İstanbul’da Parti Okulu açıyor İstanbul Haber Servisi CHP İstanbul İl Başkanlığı, gençlik kolları üyelerinin ideolojik ve politik donanımlarını güçlendirmek amacıyla “Parti Okulu” adı verilen bir eğitim programı başlatıyor. Ocak 2008 tarihi itibarıyla hayata geçirilecek olan Parti Okulu’nun ilk eğitim dönemi, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın 12 Ocak’ta vereceği ders ile başlayacak. CHP lideri Baykal, 12 Ocak’ta açılacak parti okulunun ilk dersinde, “Sosyal Demokrasinin Tarihsel Evreleri, Günümüzdeki Durumu ve Geleceği”ne ilişkin bilgi ve düşüncelerini gençlerle paylaşacak. Doçentlik tezi “Siyasal Katılım ve Sosyal Demokrasi” olan Baykal’ın başlatacağı ders programı, siyaset, ekonomi, uluslararası ilişkiler, medyailetişim alanlarında önemli isimlerin verecekleri derslerle devam edecek. CHP İstanbul gençlik kollarına yönelik hazırlanan eğitim programı daha sonra genişletilerek siyasete ilgi duyan tüm gençlere yönelik olarak sürdürülecek. CHP gençlik kolları üyesi Demir Büyüközkan’ın eşgüdümünde hazırlanan eğitim programı kapsamında, dış politikadan yerel yönetimlere, CHP’nin tarihsel köklerinden, sosyal demokrasinin gelişimine uzanan konular da ele alınacak. İl Başkanı Gürsel Tekin, “Parti Okulu” adını verdikleri eğitim programıyla öncelikle CHP gençlik kolları üyelerine bilgi donanımı sağlayacaklarını belirterek “CHP, iktidara yürüyüşünde, bir yandan yeni projelerle, bir yandan da bu projeleri uygulayacak yeni kadrolarla halkımızın karşısına çıkmayı hedefliyor. Parti Okulu, CHP’yi ve Türkiye’yi yönetecek olan genç kadroların ideolojik ve politik donanımlarını güçlendirmeyi amaçlıyor” dedi. (Bilgi için, CHP İstanbul Basın Danışmanlığı: 0212 293 87 86) eş yılı aşan iktidar döneminde AKP Genel Başkanı, kamuoyuna “Salı Tiryakiliği” diye adlandırabileceğim bir olgu aşıladı. Nedir “Salı Tiryakiliği” diye soracaklar için baştan yanıtlayacağım: Haftanın ikinci günleri toplanan Meclis Grubu’nda, tam öğle vakti kürsüye çıkarak bir saat süren bir ulusa sesleniş konuşmasıyla, başta AKP’li milletvekilleri olmak üzere, yurdun dört bir yanından gelmiş partili heyetlere gaz vermek. Meclis Televizyonu’nun canlı yayını dolayısıyla, iktidarın yaptıklarını ve yapacaklarını, izlemek isteyen yurttaşlara etraflı olarak anlatmak. Uzunca bir yeni yıl tatilinden sonra, 2008’in ilk Meclis Grubu toplantısında Erdoğan, geleneksel konuşmasında Diyarbakır’daki menfur bomba olayı nedeniyle terör örgütü ile örgütün politik uzantılarına eleştirilerini yönelttikten sonra, parlamentoya sevk edilecek yasa tasarılarına yer vermişti. Başbakan’ın, devleti daha da saydamlaştıracağını söylediği Bilgi Edinme Yasası’nın sınırlarının genişletileceğini öğrenmek elbette yararlıydı. Seçimlerin Temel Hükümleri Kanunu’nda, yurtdışındaki 155 ülkede yaşayan 3 milyon 810 bin kişiden seçmen niteliğini kazananların genel seçimler, cumhurbaşkanı seçimi ve halkoylamalarında oy kullanabilmelerini sağlayacak değişikliklerin hazırlandığını öğrenmek de keza. Öyle, ama ne Erdoğan ne de aynı konuyu açıklayan B DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Cemil Çiçek değindiği için sormak zorundayız: Seçimlerin Temel Hükümleri Yasası ele alınıyorsa değişiklik sadece yurtdışında yaşayan seçmenlerle mi sınırlı kalacaktır?Hiçbir geçerliliğinin kalmadığı ayrıca kanıtlanmış antidemokratik baraj engeli hâlâ korunacak mıdır? Seçimlerde harcanan paraların kaynakları ve sınırları denetim altına alınmayacak mıdır? Başbakan bu konuların üstündeki şalı kaldırmadı. Ama parti grubu kürsüsünü, kendi hakkında Kartal Mahkemesi’nde açılmış olan o “Sayın kelle” davasının sonucunu eleştirmek amacıyla kullanmakta sakınca görmedi.İlk bakışta, Kartal Mahkemesi’nde, Erdoğan’ı 3 kuruşluk manevi tazminat ödemeye hüküm veren “sayın kelle” davasının, “temyizi gayri kabil”, yani Yargıtay’a gidemeyeceği için kesinleşmiş olduğunu söylemek, vatandaş Recep Tayyip Erdoğan için de olasıdır. Ama bu eleştirinin sahibi bir politika Yeni Yılın İlk Grup Konuşması cı, üstelik ülkenin başbakanı ise seçeceği minder “Parti Grubunun Kürsüsü” olmamalıdır. Hele yargıç ve savcı atamaları ile ilgili yeni yasa hazırlıkları yapan bir iktidarın başı bu aşamada yargıç kararları üstünde konuşmak, sade bağımsız değil, tarafsız yargıç özleminden söz etmekten de özenle kaçınmalıdır. Hukuka gerçekten saygılı bir başbakanın, kendisi ile ilgili bir mahkeme kararı için söyleyecek sözü varsa, onları avukatlarına söyletmesi, ne kadar “şık” bir yönteme başvurmak olurdu. 2008’in ilk salı konuşmasında vatandaş olarak Başbakan’ın değinmesini beklediğim asıl sorunlar ne olmalıydı? Onları da özet olarak sıralayacağım. Kara kışın altındaki ülkemizde İran ve Rusya’dan gelen doğalgazın kesilmiş olması için Başbakan bir şey söylemeyecek miydi? Üstelik Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Güler, ABD yolculuğu sırasında bu sorunun çözülebilmesi için topu Başbakan’ına atmış, Putin ve Ahmedinejad ile görüşmesini önermişti.Demek hükümetin, politik ricalar dışında ki onlar bazı ödünler karşılığında gerçekleştirilir bu konuda kısa vadede bulabileceği çözüm olmadığı için Erdoğan, Güler’in kamuoyu önünde kendisine yönelttiği önerileri duymazdan gelmiştir. Ya da Rus ve İran liderleri ile yapacağı telefon konuşmalarını “gizli” gerçekleştirmenin daha yararlı olacağını düşünmektedir.Bir başka salı açıklaması, AKP’nin yeni kazanımı olan YÖK Başkanı’nın üniversite öğreniminin paralı olması için yaptığı öneriyi içermesi gerekmez miydi? Koskoca iktidar partisi bu öneriyi destekliyor mu? Destekliyorsa ilgili yasayı ne zaman önerecek? Desteklemiyorsa “Hocam vazgeç bu isteklerinden. Aman ha! İpimizi çekerler” mi diyor Başbakan yine YÖK Başkanı’na? Halkımızın bunu da öğrenmesi gerekmez miydi? Ve elbette sıra sıra zamlar... Sahi, siz başbakan olsanız ve yeni yıla bir dizi zamla girseniz. Bu kararınızı partinizin milletvekilleri ile mertçe paylaşmaz mıydınız grubunuzun kürsüsünden? Öylelikle, aynı kürsüden yarım saat önce savunduğunuz “halkın bilgi edinme hakkı”na ne ölçüde saygı gösterdiğinizi de kanıtlamış olmaz mıydınız? Bilim ve Teknoloji Bakanlığı kuruluyor Fırat KOZOK ANKARA Bilim ve tekonoloji ile ilgili kurumlar Bilim ve Teknoloji Bakanlığı çatısı altında toplanıyor. Cumhuriyet tarafından duyurulan, Milli Eğitim Bakanlığı teşkilat yapısında planlanan kapsamlı değişiklikler, birçok kurumu da yakından ilgilendiriyor. Edinilen bilgilere göre, AKP iktidarı AB’den gelen talepler doğrultusunda, Bilim ve Teknoloji Bakanlığı adıyla yeni bir bakanlık kuracak. Yeni bakanlık, Türkiye’de yükseköğrenim, bilim ve teknoloji alanlarındaki birçok kurumu bünyesinde toplayacak. Yeni bakanlığın kurulmasının ardından halen Milli Eğitim Bakanlığı ile ilişkili olan YÖK ile ÖSYM, bu bakanlıkla ilişkilendirilecek. Başbakanlık’a bağlı bulunan TÜBİTAK, Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA), Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) ve Türk Patent Enstitüsü Kurumu da bu bakanlığa bağlanacak. Çalışmalar çerçevesinde Milli Eğitim Bakanlığı’nın bünyesinde hizmet veren bazı araştırma ve geliştirme birimlerinin de Bilim ve Teknoloji Bakanlığı’na bağlanması planlanıyor. obirgit?ekolay.net
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle