29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

4 Rant kavgasının açığa çıkması Avrupa’da yapılan operasyonlara zemin hazırlıyor C haberler BİR BAKIMA SERVER TANİLLİ 16 ŞUBAT 2007 CUMA PKK kendini vuruyor Mehmet FARAÇ aris ve Brüksel’de PKK’ye yönelik başlatılan operasyon, aslında Kandil Dağı’nda Murat Karayılan ile örgütün Murat Karayılan. askeri kanadını yöneten Suriyeli Feyman Hüseyin arasındaki Paris ve Brüksel’de önceki gün göliderlik kavgasından da kaynaklanızaltına alınan 13 kişi arasında yor. Avrupa’daki bu müdahalenin PKK’nin önemli isimleri Rıza Altun, ABDAB ittifakıyla gerçekleştiği öne eski DEP milletvekilleri Remzi Kartal sürülse de, temelinde örgütteki rant ve Zübeyir Aydar ile Belçika’da gömücadelesinin etkili olduğu belirtilizaltına alınan Canan Kurtyılmaz da yor. PKK, çok fazla deşifre olan iç kavbulunuyor. Kurtyılmaz, Fransa’nın tagası nedeniyle uluslararası operasyolebi üzerine Paris’te sorgulanıyor. Göna zemin hazırlıyor, bir anlamda kenzaltındaki diğer 13 kişinin Avusturya di kendini bitiriyor! pasaportu taşımasına ise özellikle dikParisBrüksel hattındaki gözaltı furkat çekmek gerekiyor. yasının temeli, 2006 yılının Ekim ayındaki Türkiye, Romanya, Macaristan, MİLYON AVRO Avusturya, Almanya, İngiltere ve Fransa’da eşzamanlı gerçekleştirilen operasyondan kaynaklanıyor. Bu ülÇünkü örgüt, insan kaçakçılığı kokeler arasında insan kaçakçılığı yapan nusunda bu ülkede de yoğun faaliyet PKK kaynaklı şebeke çökertiliyor. Şegösteriyor. Geçen yılın aralık ayında bekenin Fransa sorumlusu Hüseyin gerçekleştirilen operasyonlarda, örgüt Arslan, 21 Ekim 2006’da bir ihbar sorumlularına lojistik destek sağlayan üzerine Mulhouse kentinde ele geçive fırınını finansman merkezi olarak riliyor. Bu kişinin ifadeleri üzerine örkullanan A.A. ile iki adamı Avusturgütün Romanya sorumlusu Celal Güya’nın Graz kentinde, PKK’ye ekononeş de yakalanıyor. mik yardımda bulunan iki işyerinin Geçen yıl insan kaçakçılığından elsahibi ise Viyana’da tutuklanıyor. de edilen gelir tartışması nedeniyle İddiaya göre Vorarlberg bölgesinFransa’da PKK mensupları ile Çingede bir kafeye baskın düzenleyen güne asıllı bir grup arasındaki çatışmavenlik birimleri, haraç, uyuşturucu ve da ölen ve yaralananların olması da insan kaçakçılığından elde edilen 1 örgütü hedef tahtasına koyan unsurmilyon Avro’nun PKK’ye aktarıldığılardan biri olarak gösteriliyor. nı gösteren belgelere ulaşıyor. İşte InAncak Fransa’daki operasyonun terpol’e iletilen bu belgeler de 5 Şudüğmesine bu çatışma yüzünden debat’ta Paris’te başlayan operasyon için ğil, iki PKK’linin geçen yıl döviz büönemli gerekçelerden biri oluyor. rosunda kaynağını açıklayamadıkları Kaynaklar önümüzdeki günlerde, Pa200 bin Avro’yu dolara çevirmek isterrisBrüksel hattındaki operasyonun ken gözaltına alınmasıyla basılıyor. üçüncü durağının Avusturya olacağı İyi ki Varsın Cevat Çapan! İçindeki sevdayı böylesine hünerle dile getiren şair, yol boyu nice güzellikler devşirip tattırmıştır bize: Son yağmurlar da dindi dinecek Yarın habercisi kırlangıç Saçakta Senin o atlıkarınca gülümseyişinle. Ya da, Sonunda sana sığınıyorum, ey şiir, rüzgârları, fırtınaları yararlı kılan. Yaşarken, güzel adlar koydum çocuklarıma: Nigar, Leylâ, Alişan. Bir de, “tufan”a sorgulama: Akşamları alnımı serinleten bir meltem gibi dinliyorum türkünü geceleri bir yangına dönüşen. Küçücük dünyamızda ne bencil bir baş dönmesi, nasıl bir umursamazlık bunca yıkım, bunca kül ve elmas içinde. Ve sonunda düşler: İstersen bana düşlerini anlat, İstersen sus sabahın sisli alacasında yollara düşerken tökezlediğin, dağ yamacındaki çiçekleri kokla ve başla gene anlatmaya suyunu içmeye eğildiğin o keklik pınarını, uykulu kanatlarıyla havalanan kuşları... Cevat Çapan’ın, okurlara anlattığı ve onlardan dinledikleri, ne ilk oldu ne de son olacak. Onlar, her defasında, yaşamın yeni bir yüzünü gösterdi ve bize dostluğu, insanı, haz ve coşkuları taşıdı. Çapan’ın şiirinin böyle yücelten bir yanı da vardır. Bu kez, dünyamızın ve ülkemizin alabildiğine kirletildiği bir zamanda, onun şiirleri umuda da çağırıyor. İhtiyacımız da vardı buna, bekliyorduk ve geldi. İyi ki varsın Cevat Çapan... P ABD ve AB’de iktidarı elinde bulunduran güçlerin PKK’nin finans kaynaklarının kesilmesine yönelik işbirliği, örgütü Avrupa’da kıskaca alıyor. Ancak Paris ve Brüksel’deki operasyona biraz da PKK’nin kendi içindeki kavga zemin hazırlıyor. 1 savaşa, liderlik çatışmasının yanı sıra örgütün Avrupa’daki parasal gücü de neden oluyor. Kimi kaynaklara göre Murat Karayılan, Feyman HüFeyman Hüseyin. seyin’i güçsüzleştirmeye çalışıyor ancak bu yüzden na dikkat çekiyor. de çok sayıda Suriyeli PKK’li örgütü terk ediyor. Karayılan’ın örgütün AvANT KAYBI rupa sorumlusu Rıza Altun’u görevden alarak yerine Canan Kurtyılmaz’ı Avrupa’da yoğunlaşan operasyongetirmesinin de kavgayı zirveye çıkarlar ilk aşamada ABD ile Avrupa Birlidığı söyleniyor. ği’nin işbirliğinden kaynaklanıyor giKani Kurtyılmaz’ın, Feyman Hüsebi görünse de, aslında temelinde örgüt yin’e yakın olan Rıza Altun’un zorla içindeki huzursuzluk, ve yetkileriyle Kandil’e götürülmesi ve özeleştiri verrantı kaybedenlerin başlattığı ihbar mesi yönündeki talimatının ardından mekanizmasının yattığı ileri sürülüPKK’nin Avrupa’daki gençlik örgütyor. lenmesinden “Sipan” kod adlı D.A. Hem ABD hem kimi Avrupa ülkeda görevden alınıyor ve gençlik örgütlerinin yetkililerinin, uzun süredir lenmelerinde huzursuzluk yaşanıyor. PKK’nin finans kaynaklarının kurutulması konusunda açıklamalar yaptıANİK HAVASI ğı ve işbirliğine yöneldiği biliniyor. Ancak Avrupa’nın iki ülkesindeki Paris ve Brüksel’deki operasyonun, operasyon, biraz bu işbirliğinden kayKurtyılmaz’ın yerine Feyman Hüsenaklansa da, örgüt içindeki çatışma da yin’in adamı Nedim Seven’in buna olanak veriyor. Çünkü örgüttePKK’nin Avrupa sorumluluğuna getiki hâkimiyet kavgası nedeniyle PKK rilmesinin ardından yapılması da dikhem parçalanma yaşıyor hem de ekokat çekiyor! nomik açıdan çok ciddi darbeler alıPolisin Avrupa’daki operasyonu, yor. aynı zamanda PKK içinde giderek yükselen SuriyeliTürkiyeli, BingöllüİDERLİK SAVAŞI Urfalı gibi hemşehricilik ve hizipleşmeyi de vuruyor. Birbirilerine giren Bu kavganın kökeninde Kandil DaKarayılan ve Hüseyin’in adamlarının ğı’nda Murat Karayılan ile PKK’nin sorgusu sürerken, panik hem Avruaskeri kanadını yönlendiren Suriyeli pa’da hem de Kandil’de kendini hisFeyman Hüseyin arasındaki liderlik settiriyor. Hâkimiyet ve rant kavgasınsavaşı yatıyor. Osman Öcalan, Nizada çok fazla deşifre olan PKK, aslınmettin Taş, Hıdır Sarıkaya ve bombada Avrupa’daki operasyona kendililı saldırıda öldürülen Kani Yılmaz’ın ğinden zemin hazırlıyor! örgütten ayrılmasıyla sonuçlanan bu R P L AB’de otomobil savaşları Elçin POYRAZLAR BRÜKSEL İklim değişikliğiyle mücadele kapsamında karbondioksit emisyonlarının azaltılmasında otomotiv sektörünü hedef alan AB Komisyonu’nun önerileri birlik içinde büyük görüş ayrılıklarına neden oldu. Av ransız şair ve yazarı Victor Hugo’nun şu söylediklerini hep hatırlarım: “Şair, inançsız günlerde gelip en güzel günleri hazırlar; ütopyaların insanıdır o; ayakları buradaysa, gözleri başka yerlerdedir!” Ya düşleri nereye koyacaksınız? Şairler, yazdıklarıyla düşlerimizi zenginleştiren de değil mi? Cevat Çapan’ın, bütün şiirlerini bir araya toplayan son kitabına, “Bana Düşlerini Anlat” adını vermesinin esrarı ne oluyor? ? Çapan’ın 1985’ten başlayarak şiir kitaplarını, Dön Güvercin Dön’ü, Doğal Tarih’i, Sevda Yaratan’ı, Ne Güzel Yolculuktu Aklımdan Çıkmaz’ı biliyoruz. Şimdi, yayımladığı kitabına onları alırken, 20012006 yılları arasında yazdığı şiirlerini de Bana Düşlerini Anlat adıyla son bir bölüm halinde eklemiş. Bu ad, tüm kitabın da adı oluyor. Cevat Çapan, heybesinde “şiir atlası”, bir diyardan ötekisine dolaşıp dururken ustadır; kendi içindeki dünyayı dile getirirken de ustadır. Öyledir, çünkü şairimizde her iki dünya iç içe. Edebiyatımızda, coğrafyası bu denli zengin bir şair enderdir. Kitaba bir önsöz yazmış olan A.S. Byatt, Cevat Çapan’ın şiiri için, özetle şöyle diyor: “Kökleri Türk hayatı ve edebiyatında olmasına karşın, aynı zamanda Avrupalıdır da. Hem kişiseldir hem de eski öykü ve masallara özgü kişisellikten arınmışlık niteliğini taşır.” Aynı yazar, bir başka yerde, Çapan’ın yaşarken yaptığı bir şeyi de hatırlatıyor: “Sonsuzcasına yenilenen parçalar ve imgelerden eksiksiz bir dünya yaratmak.” Bu toplu halinde gördüğümüzde, fark ettik ki, Cevat Çapan’ın ortaya koyduğu, eksiksiz bir dünya yaratma girişimidir. Alabildiğine zengin imgelerle dolu ve lirik... Yolun bir yerinde şöyle diyordu: F Küçük otomobil pazarında rekabet eden İtalyan Fiat’la Fransız Renault ve Peugeot Citroen, lüks otomobil pazarının Mercedes’in sahibi DaimlerChrysler ve Volkswagen’e bağlı Audi gibi güçlü Alman markaları karşısında düşük karbondioksit salınımını destekliyorlar. rupa Komisyonu, otomotiv endüstrisinin, teknolojiyi geliştirerek 2012 yılı itibarıyla karbondioksit salınımının yüzde 20 oranında azaltılması hedefini tutturmasını istiyor. Bu konuya ilişkin dün Brük sel’de yeni bir strateji açıklayan AB Komisyonu bir tarafta çevreyi korurken diğer tarafta otomotiv endüstrisinin darbe almasını engellemeyi hedefliyor. AB Komisyonu Başkan Yardımcısı ve endüstriden sorumlu komiser Günter Verheugen ve çevreden sorumlu komiser Stavros Dimas, önerdikleri planı “uzlaşı stratejisi” olarak tanımlıyor. Avrupalı otomobil üreticileri ise bu tür hedeflerin araç fiyatlarını ve istihdam maliyetini artıracağını ileri sürüyorlar. Avrupa’nın en büyük otomobil üreten ülkesi durumundaki Almanya geçen haftalarda bu önerilere karşı çıkmıştı. ÜRESEL ISINMAYA KATKI Brüksel’de düzenlenen basın toplantısında otomotiv sektörünün bu kararla büyük bir zorlukla kaşı karşıya kalacağını söyleyen Verheugen, özellikle küçük K otomobil üreticilerinin yüksek üretim maliyetleriyle başa çıkmakta zorlanacaklarına dikkat çekti. Çevreden sorumlu komiser Dimas ise küresel ısınmaya özellikle ulaşım sektörünün katkı sağladığını belirterek Avrupa’da karbondioksit emisyonlarının yüzde 25’inin ulaşım araçlarından kaynaklandığına işaret etti. AB’nin yeni üretilen araçların karbondioksit salınımının kilometre başına ortalama en fazla 120 gram olması gerektiğini söyleyen Dimas, Komisyon’un bu konuda bağlayıcı bir düzenleme getireceğini vurguladı. Birlik içinde halen otomobillerde kilometre başına ortalama karbondioksit salınımı yaklaşık 162 gram olarak hesaplanıyor. LMAN MARKALARI MUTSUZ Daha çok küçük otomobil pa A zarında rekabet eden İtalyan Fiat’la Fransız Renault ve Peugeot Citroen, lüks otomobil pazarının Porsche, BMW, Mercedes markasının sahibi DaimlerChrysler ve Volkswagen’e bağlı Audi gibi güçlü Alman markaları karşısında rekabet avantajı elde etmek için düşük karbondioksit salınımı sınırı belirlenmesini destekliyorlar. Şirketin yıllık olağan genel kurulunda hissedarlarına seslenen Porsche Üst Yöneticisi Wendelin Wiedeking, küresel ısınma tartışmasının “Avrupa’da ticaret savaşına dönüştürülmesinden’’ yakınarak İtalyanlar ve Fransızların kendilerine karşı birleştiğini söylemişti. Lüks otomobil pazarına sunduğu modellerden istediği verimi alamayan Renault’un Üst Yöneticisi (CEO) Carlas Ghosn ise “çevreyi korumak için otomobil endüstrisinin daha fazla çaba göstermesinin zamanının geldiğini’’ belirtiyor. Gülümse, gülümse! Gülümseyen gözlerinle başlasın gün. Bir gökkuşağından dökülsün Yağmura dönüşen gülüşün. Gülen’in yeni misyonu Cemaat tarafından İngiltere’de düzenlenecek toplantının amacı, “Konferans, Fethullah Gülen hareketinin geçmiş, bugün ve gelecekteki potansiyel etkilerini ortaya çıkarmayı amaçlıyor” şeklinde ortaya kondu. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) ABD’nin küresel çıkarları konusunda desteğini arkasına alan Gülen cemaati, İslam dünyasındaki değişimin önderliğine soyundu. Cemaat, 2527 Ekim tarihleri arasında İngiltere’de, “Geçiş periyodundaki Müslüman dünyası: Gülen hareketinin katkıları” konulu uluslararası bir konferans düzenleyecek. Konferansa ilişkin oluşturulan internet adresinde toplantının amacı, “Müslüman dünyası siyasi ve sosyolojik olarak değişim ve geçiş sürecine doğru ilerliyor. Bu konferans, bu geçiş sürecine Gülen hareketinin geçmiş, bugün ve gelecekteki potansiyel etkilerini ortaya çıkarmayı amaçlıyor” şeklinde ortaya kondu. Konferansa ilişkin olarak “Bu hareketin kuzeygüney bölünmesine, doğubatı ilişkilerine, Avrupa’daki insani toplumun gelişimine ilişkin projeleri bu konferansın amaçları için önemli bir yer teşkil ediyor. Gülen’in dini yeniden yorumlaması ve yeniden anlaması da İslamın yenilenme ve yeniden yorumlanması sürecinde açıklanacak” değerlendirmesi yapıldı. Yardım kurumu niteliğindeki işleri ve projeleri yürütmek için yurtdışına çıktığı savunulan Fethullah Gülen internet sitesinde şöyle tanıtıldı: “Türkiye’den bir İslami bilgin ve barış elçisidir. Türkiye’deki Müslümanların bütün jenerasyonlarından etkilenmiş ve yardım kurumu niteliğindeki işleri ve projeleri üstlenmek için yurtdışına çıkmıştır. Onlar şimdi 21. yüzyılın en dinamik ve etkili Müslümanlık inanışına sahip hareketini oluşturuyorlar. Bir mezhebe ait olmayan okulları ve üniversiteleri bularak ve inanca yönelik çalışmalar yaparak ahlaki ve dinsel bilinci artırmayı amaçlıyorlar.” ükümetin TCK’nin 301. maddesi konusunda tam olarak ne dediğini anlamak ve yorumlamak mümkün değil. Bir bakıyorsunuz “301. maddeyi değiştirmemiz gerekir” diyorlar, bir bakıyorsunuz, “Hayır efendim bu madde Avrupa ülkelerinin zaten çoğunda var” diyerek buna niyetli olmadıklarını ifade ediyorlar. Bu maddenin öyküsü, aslında Türkiye’nin demokratikleşme niyeti ve gücü konusunda da nasıl bir ruh hali içinde olduğunu gösteriyor. Türk Ceza Kanunu geçen yıllarda Avrupa Birliği müktesebatına uygun şekilde yeniden kaleme alınırken temel hedeflerden birisi, “düşüncenin suç olmaktan çıkarılması”ydı. İnsanların yazdıkları, çizdikleri ve konuştukları nedeniyle hapse atılmamasıydı. Basın Kanunu bu hedefe uygun olarak hazırlandı. Gelin görün ki, Basın Kanunu’nda hapis cezası içermeyen fiiller Türk Ceza Kanunu’nda hapis cezası gerektirecek hale getirilmişti. Bu konuda başından itibaren hükümet yetkilileri uyarıldı. ??? Türkiye Gazeteciler Cemiyet Yönetim Kurulu olarak, iki buçuk yıl önce Ankara’ya yaptığımız ziyaretler sırasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Adalet Bakanı Cemil Çiçek ve Basın Yayından Sorumlu Devlet Bakanı Beşir Atalay’la görüştük ve basına yönelik hapis cezası içeren maddelerle ilgili kaygılarımızı ve de önerilerimizi ilettik. Henüz Türk H SIFIR NOKTASI ORAL ÇALIŞLAR Türk Ceza Kanunu 301. Madde ta Adalet Bakanı Cemil Çiçek olmak üzere hükümete derdimizi anlatamadık. Bu konuda asıl acıklı olan CHP’nin tutumuydu. AKP’den daha katı şekilde, daha önce yapılan değişikliklere de karşı çıktılar. Şimdi de çıkmayı sürdürüyorlar. ??? Bizler itirazlarımızı sürdürürken Başbakan’ın ve Adalet Bakanı’nın yaklaşımı şuydu: “Uygulamayı görelim, bir aksaklık olursa değiştiririz.” Uygulamanın en çarpıcı hali Orhan Pamuk davasıyla başladı. Onu Elif Şafak ve Hrant Dink davaları izledi. Bu madde bir linç ortamını da beraberinde getirdi. Yani uygulama görüldü. Hrant Dink bu maddeden mahkum edildi, teşhir edildi, hedef haline getirildi. Bu maddeye ilişkin teknik itirazlar da bulunuyor. Örneğin gerekçesinde, Türklük kavramının “Türk Milleti” kavramından daha geniş olarak “dünyanın neresinde yaşarsa yaşasınlar, Türklere has müşterek kültürün ortaya çıkardığı ortak varlığın” kastedildiği ifade ediliyor. Son Ceza Kanunu o zaman taslak halindeydi. Basın Kanunu ise yürürlüğe girmişti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a Basın Kanunu’ndaki hükümlerle Türk Ceza Kanunu taslağında hapis cezası içeren hükümlerin çeliştiğini anlattık. Kendisi de Beşir Atalay’a dönerek, “Böyle olmamalı, düzeltmeliyiz” dedi. Daha sonra benzer endişelerimizi Adalet Bakanı Cemil Çiçek’e de anlattık. Bütün bunlara rağmen Türk Ceza Kanunu şimdiki halinden daha sert maddelerle kabul edildi. Gelen tepkiler üzerine, yürürlüğü ertelendi, sonra yeniden bizler eleştiri ve uyarılarımızı dile getirdik. İktidar ve muhalefet partisi milletvekillerinden oluşan bir hukukçular grubu Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’ni ziyaret etti. Onlara da maddelere ilişkin endişelerimizi anlattık. Tek tek itirazlarımızı ve önerilerimizi dile getirdik. Bazı maddeler bizlerin uyarıları üzerine değiştirildi. TCK 301. maddesinde de bazı değişiklikler yapıldı. Buna rağmen şu anda yürürlükte olan halinin de sakıncalarını o zaman dile getirdik. Baş derece soyut olan bu kavram savcılara, yargıçlara ve ihbarcılara geniş bir müdahale alanı sağlıyor. ??? Hükümet, “Sivil toplum kuruluşları bu konuyu uzlaşıp getirsinler” şeklinde bir teklifte bulundu. Buna yorgunun yokuşa sürülmesi diyebiliriz. Bütün sivil toplum örgütleri bir noktada nasıl anlaşabilirler ki! O zaman onlar nasıl sivil kuruluşlar olabilir ki! Kaldı ki sivil kuruluşların önerisi diye öne sürülen ve aslında ciddi bir değişiklik içermeyen önerilerin arkasındaki örgütler ne kadar sivil sayılabilir ki! Ayrıca DİSK, TMMOB gibi çok etkin örgütler bu önerinin arkasında olmadıklarını, daha köklü bir değişiklik istediklerini açıkladılar. İlginç olanı, hiçbir resmi kurumla en küçük bir ilişkisi olmayan 3500 üyeli Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin yönetimine kimse sivil toplum örgütüsünüz ve üstelik “düşünce özgürlüğü” konusunda sizin söyleyeceklerinizi de öğrenmek isteriz demedi. ??? Hükümet aslında TCK 301. maddeyi değiştirmek istemiyor. “Türk milletine hakâret ettirmem” diyen demagojik ve kışkırtıcı CHP eleştirilerinden de böylece kurtulmayı düşünüyor. Onlara kolay gelsin diyorum. Demokrasi için en az bir fırın ekmek yememiz gerekiyor. oralcalislar?cumhuriyet.com.tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle