08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

2 KASIM 2007 CUMA haberler AYDINLANMA Katılım Ortaklığı Belgesi taslağında ifade özgürlüğüne vurgu yapılırken koruculuk sisteminin de kaldırılması isteniyor Avrupa Birliği 301’de ısrarlı Mahmut GÜRER ANKARA Avrupa Birliği (AB) tarafından her yıl İlerleme Raporu ile birlikte yayımlanan Katılım Ortaklığı Belgesi’nin bu yılki taslağında, askerlerin siyasete karışmasının engellenmesi, Güneydoğu’daki korucuların yerine yerel kolluk kuvvetlerinin görevlendirilmesi, Kıbrıs’ın tanınması, 301. maddenin kaldırılması ve Kürtçe eğitim hakkının tanınması istendi. Avrupa Komisyonu tarafından her yıl İlerleme Raporu ile birlikte yayımlanan ve bu raporun tersine Türkiye’nin yapmadıklarını değil, yapması gerekenleri sıralayan Katılım Ortaklığı Belgesi, Ankara için tam üyelik yolunda yol haritası niteliği taşıyor. Belgede, bu hedefler kısa, orta ve uzun vadeli olarak sıralanıyor. K PROTOKOL ONAYLANSIN 9 Kasım’da İlerleme Raporu ile birlikte yayımlanacak olan belgenin taslağında yer alan maddelerden bazıları şöyle: ? Türkiye, Kıbrıs Cumhuriyeti’ni de içerecek şekilde, komşuları ile iyi ilişkiler geliştirmeliAnkara için Avrupa Birliği’ne tam üyelik sürecinde yol haritası niteliği taşıyan ve kasım ayında İlerleme Raporu ile birlikte yayımlanacak olan belgenin taslağında “Kıbrıs’ın tanınması” istenirken “TSK’nin siyasi yaşamdaki ağırlığı kısa vadede azaltılmalı ve Genelkurmay Başkanlığı, Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanmalıdır” ifadesi yer alıyor. dir. Helsinki Sonuçlar Bildirgesi’ne uygun olarak, siyasal diyalog bağlamında, anlaşmazlıkların BM Anayasası’na uygun şekilde barışçı yollardan çözülmesi ilkesi kapsamında, Helsinki Sonuçlar Bildirgesi’nin 4. maddesinde atıf yapıldığı gibi, devam eden sınır anlaşmazlıklarını ve diğer ilgili konuları çözmek için de çaba sarf edilmelidir. ? Ankara Anlaşması Ek Protokolü’nün TBMM tarafından onaylanması konusunda gerekli girişimlerin hükümet tarafından kısa vadede gerçekleştirilmesi gerekmektedir. ? TSK’nin siyasi yaşamdaki ağırlığı kısa vadede azaltılmalı ve Genelkurmay Başkanlığı, Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanmalıdır. Bu yolla güvenlik konularında daha fazla şeffaflık sağlanabilir. ? Savunma harcamalarının azaltılması ve bunun Türkiye’deki bölgesel eşitsizliklerin giderilmesinde kullanılması gerekmektedir. Ayrıca yapılan her harcamanın Meclis denetiminden geçmesi sağlanmalıdır. ÜNEYDOĞU YEREL KOLLUK KUVVETLERİNE BIRAKILSIN EMRE KONGAR PKK Terörünün Çelişkileri ve ‘Uygar Dünya!’ katılıyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, komşu ülkelerden topraklarına sızarak cinayetler işleyen terör örgütünü sınır ötesinde takip ederek kendini korumak istiyor, Amerika Birleşik Devletleri ve müttefikleri buna karşı çıkıyor. Kendi topraklarında saldırıya uğradığı için meşru müdafaa adına harekete geçmek isteyen Türkiye’ye, itidal tavsiye ediliyor. “Uygar dünya” bu çelişki karşısında sessiz! ??? Türk Milliyetçiliği, hem içteki enteller, hem dıştaki dostlarımız(!) tarafından faşizme giden yol, demokrasi tehdidi olarak görülüyor. PKK’nin ideolojik dayanaklarından biri olarak kullanılan Kürt Milliyetçiliği, ve bu milliyetçilik adına cinayet işlemek, talepler ileri sürmek demokratik sayılıyor. “Uygar dünya” bu çelişki karşısında sessiz! ??? Dünya medyası radikal İslam kökenli ElKaide örgütünün saldırılarını “terorizm” olarak nitelemekte bir an bile tereddüt etmiyor. Kadın, çoluk, çocuk, bebek demeden cinayet işleyen PKK, dünya medyasında “özgürlük savaşçıları” olarak adlandırılıyor. “Uygar dünya” bu çelişki karşısında sessiz! ??? Bu dünyanın adı “Uygar dünya” mıdır, yoksa “Emperyalist dünya” mı? ??? Bir Cumhuriyet Bayramı gününde, bu yazının son cümlesinin tamamlanmasını değerli okurlarımın tercihlerine bırakıyorum: Ben, böyle “Uygar Dünyanın”!… C 5 G E ? Güneydoğu’daki koruculuk sistemi bölgede yaşayan yurttaşlar arasında tedirginlik yarattığı gibi, bu kişilere haksız bir statü verilmesini sağlamaktadır. Bölgenin kontrolü yerel kolluk kuvvetlerine bırakılmalıdır. ? Tüm bireylerin dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, din ve inanca dayanan ayrım ve ayrımcılığa maruz kalmaksızın Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası ve Avrupa düzeyindeki enstrümanlara uygun olarak temel haklar ve insan haklarına sahip olmaları, yasal düzeyde ve uygulamada güvence altına alınmalıdır. ? Tüm yurttaşların kültürel hakları güvence altına alınmalıdır. Mevcut düzenlemelerin uygulamaya konulması ve bu alanlarda kalan kısıtlamaların esnek leştirilmesiyle radyo ve televizyon yayınları ile Türkçe dışında diğer dillerde eğitime de somut bir biçimde erişim sağlamaları için gerekli adımlar atılmalıdır. Kültürel çeşitliliğin sağlanması ve kökenlerine bakılmaksızın tüm yurttaşların kültürel haklarının güvence altına alınması ve bu hakların kullanılmasını engelleyen, eğitim alanındakiler de dahil olmak üzere her türlü yasal hüküm kaldırılmalıdır. 4 TCY’de yer alan 301. madde kısa vadede değiştirilmeli, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesi doğrultusunda, ifade özgürlüğü hakkı için yasal ve anayasal güvenceler güçlendirilmelidir. Bu bağlamda, şiddet içermeyen görüşlerini açıkladığı için kimseye hapis cezası verilmemelidir. İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ... ? Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 9. maddesine uygun olarak tüm bireylerin ve dini toplulukların düşünce, inanç, dini özgürlüklerini kullanmalarına ilişkin düzenlemeler yürürlüğe konulmalıdır. Birliğe üye ülkelerdeki uygulamalara uygun olarak bu toplulukların işleyişlerine yönelik kurallar da belirlenmelidir. Söz konusu koşullar, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne uygun olarak dini toplulukların, üyelerinin ve malvarlıklarının hukuki düzeyde koruma altında olması, eğitimleri, dini eğitimleri, malvarlığı edinme haklarını kapsamaktadır. ? Dernek kurma özgürlüğü ve barışçıl toplantı hakkı ile sivil toplumun gelişmesini cesaretlendirmek için yasal ve anayasal güvenceler güçlendirilmelidir. ? Basın özgürlüğü de dahil olmak üzere ifade özgürlüğüne ilişkin reformlar yürürlüğe konulmalı ve sürdürülmelidir. ? Polis memurlarının özellikle işkence ve kötü muamele ile mücadeleye ilişkin olarak insan hakları ve modern soruşturma teknikleri konularında eğitiminin sürdürülmesi, hâkim ve savcıların Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarının uygulanmasına ilişkin eğitimlerinin güçlendirilmesi gerekmektedir. Bilgi sızdıran 6 kişi tutuklandı Mahmut ORAL DİYARBAKIR Türk Silahlı Kuvvetleri’ne bağlı topçu birlikleri ve savaş uçakları Kuzey Irak’ı bombalamayı sürdürürken, sınır kesiminde askeri yığınak da tüm hızıyla devam ediyor. Ancak bu sırada PKK’ye Türk askeri birliklerinin hareketleriyle ilgili bilgi verdikleri belirlenen, aralarında korucuların da bulunduğu 6 kişi tutuklandı. Bölgede sınır ötesi operasyon hazırlıkları yoğunlaşırken, askeri yetkililer stratejik noktalardaki hazırlıkların gizli tutulması için kimi yerlere giriş çıkışları tamamen yasakladı. Bu bölgelerden yapılan telefon konuşmaları da izlemeye alınırken, örgüte askeri bilgi verdikleri gerekçesiyle gözaltına alınan Çığlı, Üzümlü ve Köprülü köylerinden korucubaşı İdris Seven ile Cemal Demir, Burhan Ediş, Tayyip Ecer, Hacı Çetin ve Enver Demir tutuklandı. Bölgede koruculardan özel timlere, Genelkurmay Özel Harekât Birliği’ne, komandolardan jandarmaya kadar birçok birimden güç, koordinasyon içinde teröristlere karşı mücadele veriyor. Hakkâri’de Yüksekova, Şemdinli ve Çukurca ilçelerinin kırsal alanı en çok silah patlayan yer olarak dikkat çekiyor. Diyarbakır’daki birliklerden konvoy eşliğinde yola çıkarılan uzun menzilli tanklar, TIR’lar üzerine konularak sınır bölgesine gönderiliyor. Savaş uçakları, helikopterler, tank, top ve diğer ağır silahlarla dövülen dağlardan dumanlar yükseliyor. Yüksekova 3. Taktik Piyade Tümen Komutanlığı’nda sıkı eğitim gören askerler, helikopterle indirme egzersizi yapıyor. Diyarbakır’daki 2. Taktik Hava Kuvvet Komutanlığı’na bağlı 8. Ana Jet Üs Komutanlığı’na da askeri kargo uçakları inerken, savaş uçakları peş peşe havalanıyor. 8’inci Ana Jet Üssü’nde 181 ve 182’nci filolar görev yapıyor. Bu üste F16 av ve bombardıman uçakları bulunuyor. Üssün Erzurum, Muş ve Sıvas’taki yedek meydanları da görev için hazırlanıyor. Malatya’daki Er Haç Hava Üssü’nde ise F4E ve F4 uçaklarından oluşan 171 ve 172. saldırı filoları yer alıyor. Bölgede ayrıca güvenlik güçleri Şırnak’ta Kato, Kel Mehmet, Namaz, Gabar, Cudi, Bestler Dereler; Diyarbakır’da Kulp, Lice kırsalı, Bingöl’ün dağlık alanlarında da arama ve takip çalışmaları yürütülüyor. Arama çalışmaları sırasında Şırnak’ın dağlık arazi kesiminde PKK’liler tarafından tuzaklanarak hazırlanan 5 kilo TNT patlayıcı düzeneği imha edildi. Hakkâri Dağlıca’da teröristlerin 6’sını tuzakladığı 14 el bombası ve mühimmat ele geçirildi. Patlayıcılar imha edilirken, Tunceli’nin Pülümür ilçesi dağlık arazi kesiminde teröristlerin kullandığı, gıda ve yiyecek malzemelerini sakladıkları üç sığınak bulundu. ürkiye Cumhuriyeti Devleti’nde idam cezası yok. Uygar bir devlet olarak Türkiye, üstelik de PKK terörü sürerken, idam cezasını kaldırmış durumda. Bu devlete karşı, terörle saldıran PKK, sürekli cinayet işliyor; sadece askerleri değil, sivil halkı, kadınları, çocukları, bebekleri, öğretmenleri öldürüyor. “Uygar dünya” bu çelişki karşısında sessiz! ??? Dünyanın neresinde terör varsa, Türkiye Cumhuriyeti, mücadele etmek için orada. Müttefikleriyle omuz omuza; Bosna’dan Mogadişu’ya, Kosova’dan Kâbil’e kadar her yerde çarpışıyor. Türkiye’ye yönelik PKK teröründe hiç kimse Türkiye’nin yanında değil. Ne Türkiye’nin de içinde bulunduğu ve bir üyesine karşı yapılan teröre karşı savaş ile yükümlü bulunan NATO ittifakı üyesi ülkeler… Ne “stratejik müttefik” Amerika Birleşik Devletleri… Ne de her an Türkiye’yi “yeterince demokratik olmamakla” eleştiren ve her iç ve dış işine burnunu sokan Avrupa Birliği… Üstelik bunların bir bölümü, PKK terörüne doğrudan doğruya siyasal ve lojistik destek veriyor. “Uygar dünya” bu çelişki karşısında sessiz! ??? Amerika Birleşik Devletleri, ulusal çıkarları için, kalkıp geliyor, binlerce kilometre ötesindeki Irak’ı işgal ediyor, yönetimi deviriyor, petrole el koyuyor, katliam yapıyor, ülkeyi bölüyor, kimsenin buna sesi çıkmıyor. Tam tersine birçok ülke, bu operasyona asker yollayarak T ekongar?cumhuriyet.com.tr; www.kongar.org RICE: PKK’yi Kuzey Irak’tan çıkarmak çok güç WASHINGTON (Cumhuriyet) ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, “terör örgütü PKK’yi Kuzey Irak’tan çıkarmanın çok güç olduğunu” söyledi. ABD Temsilciler Meclisi Hükümet Reform Komitesi’nin “Irak Savaşı” konulu oturumunda konuşan Rice, PKK konusunda ABD, Türkiye ve Irak arasında oluşturulacak üçlü komiteyi ve Irak heyetinin Ankara ziyaretini bir fırsat olarak gördüklerini belirtti. Rice, terör örgütü olduğunu vurguladığı PKK’nin K. Irak’ın ücra köşelerinde eylem yaptığını kaydederek “Bu nedenle onları tamamen oradan çıkarmak çok güç. Ancak Türk hükümetine, istikrarsız bir ortamda şiddet kullanarak kazanılacak hiçbir şey olmadığını söylemekteyiz. Şu ana kadar, diplomatik yola başvurduk. Bu problemle başa çıkmada, istihbarat ve bilgi paylaşımında birlikte çalıştık” dedi.Rice’ın konuşmasında “Kürdistan” ifadesini kullanması dikkat çekti. ABD önderliğindeki koalisyon güçlerinin Kuzey Irak’taki ABD’li Komutanı Tümgeneral Benjamin Mixon da PKK’ye karşı “kesinlikle” herhangi bir adım atmayacakları mesajını verdi. Irak’tan video konferans yoluyla Pentagon’daki gazetecilerin sorularını yanıtlayan Mixon, PKK’lilerin saklandığı yerleri belirlemek için bölgeye ek ABD askeri göndermediğini kaydetti. Türk gençlerinin 24 Ekim’de Brüksel’deki gösterilerine polis sert müdahale etmişti. ustafa Kemal, Cumhuriyet’i ilan kararında yalnız ve tek başına bir insandır! En yakın arkadaşları bile kendisine karşıdır! Kimisi “Boğazımda, Padişah’ın ekmeğini yiyen başmayenci babamın lokmaları duruyor” diyerek Padişahçılığı savunurken, diğerleri de çeşitli endişe ve korku içinde davranır ve Mustafa Kemal’e “Cumhuriyet ilan etmeyeceğinize ilişkin söz verin, Meclis rahatlasın” der. Hepimizin bildiği gibi, Mustafa Kemal Paşa, “Bu konuda kararı Meclis verecektir” sözünü verir. Ve 84 yıl önce Meclis bir günde kararını verir ve Cumhuriyet’i ilan eder... Gazi doğru ve geleceği olanı seçmişti. Tek başına kalmasına rağmen, bu konuda kararlılığından hiç sapmadı. Korkaklar, kişisel çıkarcılar geçmişe takılıp kalmışlardı. Oysa Gazi, yeni bir devlet, ülke, millet ve gelecek tasarlıyordu; engelleri bir bir aştı. Sonuçta, verdiği sözü tutacak, Meclis “Yaşasın Cumhuriyet!” diye bağıracaktı! Ne diktatörlük ne hanedanlık, ne padişahlık ne krallık... Dünyada 33. Cumhuriyet olarak yeni bir devlet doğmuştu! Bugün Tayyip ve Gül beyler, Atatürk’ün o günkü dirayetli tutumunun birer ürünü olarak ülkenin başındadır! Hepsi “Cumhuriyetçi”dir! Milletin, ülkenin yüzde 99.9’u da Cumhuriyetçi’dir! M CUMA YAZILARI ORHAN BURSALI Cumhuriyet ve Zorluklar liği savunmasında, artık Türkiye’ye gereksinimi kalmaması yatıyor! ABD ve AB, ipleri bu nedenle koyvermiştir. ABD’nin ikinci ekstra nedeni, Ermeni diyasporasının girişimini, Türkiye’ye karşı Ortadoğu’daki kendi satranç oyununda bir hamle üstünlüğü olarak elinde tutmasıdır. AB’nin ekstrası ise “soykırım” savıyla, Türkiye’nin AB üyeliği sürecinde engelleyici, yavaşlatıcı, durdurucu güçlü bir etken olarak oynamaya başlamasıdır! Ayrıca, bu çerçevede, Kürt ayrılıkçılığı ve terörü de besleniyor. PKK, bu oyunun önemli bir aracı olarak, oyunu daha kanlı bir aşamaya yönlendirmekte. AB ve ABD, PKK’yi legalillegal bir sınırda tutuyor, yarın ondan kurtulabilirler; ancak içeride Kürt ayrılıkçılığı ile oynamayı kesip kesmeyeceklerine ilişkin bir varsayım ileri sürmek zordur! Bu iki olgunun şiddetlendirilerek sürmesinde öncelikle “Türkiye’nin hatalarını” aramak, öncelikle “Geçmişle yüzleşmeye” çağırmak ve ileri sürülen isteklerin bir an önce yerine getirilmesini iste Cumhuriyet, herkesi birleştirmiştir. Cumhuriyet’in en önemli kazanımları nedir? Bugün ülkemizin içinde bulunduğu zor koşullarında bu sorunun yanıtını görüyoruz: Bayrak, Millet! Ulus söz konusu olduğunda, başka bir ülke özelliği, örneğin din vb. ön plana gelmiyor! Bu ikisi, Ulus Devlet’in en önemli iki işaretidir! Ve önemli ölçüde başarılan bir olgu budur! Bayrak, egemenliği, sınırları vurgular; Millet, bu sınırlar içinde yaşanılan her şey ile yoğrulmuş, bütün diğer ülke ve milletlerden ayrı bir renk, ruh, tat, dil, tarih, kültür vb. birliği oluşturmuş bir topluluktur. ??? Cumhuriyet’in asli unsurları ülke ve millet bugün zor durumdadır! Bu karamsar bir saptama değil, olgulara dayanıyor... Ermeni Diyasporası, Cumhuriyet’e karşı, sonu asla gelmeyecek upuzun soluklu tarihsel bir savaşın sürdürücüsüdür. Dünyada değişen koşullar, bu süreci bugüne vardırdı! Bu koşulların ekseninde, ABD ve AB’nin kendi rejim güven mek, bu uluslararası koşullardaki değişiklikleri görmemektir. Veya bilinçli olarak, Türkiye’ye yönelik girişimlerde rol almaktır! Bunun ne demokratlıkla ne solculukla ne doğrucu davutlukla ilişkisi vardır! ??? Ülke ve Ulus, dolayısıyla en geniş anlamıyla Cumhuriyet, zor durumdadır. Ancak bu “zor durum”un niteliği görecelidir. Örneğin, Türkiye, ekonomisi kendi ayakları üzerinde duran, gelişmiş bir ekonomi ve demokratik, Cumhuriyetçi bir yapıya sahip olsaydı; Doğu ve Güneydoğu’da ağalar ve feodal ilişkiler temizlenebilseydi; Yine bu bölgelerde, güdümlü projelerle ekonomik zenginlik yaratılabilseydi; Kendi çıkarlarına öncelik veren bir dış siyaset izleyebilseydi; bugünkü koşullar farklı nitelikte ortaya çıkabilir veya çıkmaz veya üstesinden kolay gelinir nitelikte olabilirlerdi! Unutmayalım: Dış koşulların zorluk derecesi, sizin kendi koşullarınızın zorluk derecesiyle doğru orantılıdır! Bir sonuç: Koşulları daha da zorlaştıracak değil, kısaorta vadede kolaylaştıracak, kararlı ama akıllı, acele etmeyen politikalar izlemek gerekir.. Hemen her alanda! Almanya’da 15 kişi gözaltında Haber Merkezi Avrupa’da yaşayan Türkler düzenledikleri gösterilerle terör saldırılarını protesto etti. Almanya’nın başkenti Berlin’de gösteriye müdahale eden Alman polisi 15 Türk’ü gözaltına aldı. ALMANYA’da Berlin Mehter Takımı tarafından “TürkKürt kardeştir, ayrım yapan kalleştir” sloganıyla Hermannplatz adlı meydanda düzenlenen mitinge ellerinde Türk bayrağıyla binden fazla kişi katıldı. Mitinge katılanlar “Kahrolsun PKK”, “Şehitler Ölmez Vatan Bölünmez”, “TürkKürt kardeştir, bizi bölen kalleştir” şeklinde sloganları atılan miting sırasında polisin bir Türk gencini bir süre polis aracında alıkoyması üzerine bazı tartışmalar çıktı. Mitinge katılan bir grup daha sonra bir Kürt derneği önünde gösteri yaptı. İki grup arasında söz düellosu yaşandı. Polisin yürüyüş yapmak isteyen gençlere izin vermemesiyle birlikte büyüyen olaylarda yaklaşık 15 kişinin gözaltına alındığı bildirildi. HOLLANDA’nın Utrecht kentinde binlerce Türkün katılımıyla büyük bir gösteri yürüyüşü yapıldı. AVUSTURYA’nın Salzburg kentinde bir araya gelen 3 bin 500 kişi terör saldırılarını protesto etti. BELÇİKA’nın başkenti Brüksel’de geçtiğimiz günlerde terör olaylarını protesto ederken Belçika polisinin sert müdahalesiyle gözaltına alınan Türkler serbest bırakıldı. Belçika polisinin gösteriler sırasındaki sert tutumu karakollarda da sürdürdüğü ve nezarethanede işkence yaptığı öne sürüldü. TÜRK BAYRAĞINA SAYGISIZLIK Terör örgütü PKK’nin yandaşları, İsveç’in başkenti Stockholm’de Türk Büyükelçiliği’nin yakınlarında gösteri yaptı. 250 PKK yandaşının katıldığı ve bir saat kadar süren gösteri, konuşmaların ardından sona erdi. Pankartlarda, AyYıldızlı bayrağımızı kan içinde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı da çocuk katili gösterdiler. obursali?cumhuriyet.com.tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle