08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

HAFTA C Redaksiyon/Redaktion: Starkenburg Str. 5, 64546 MörfeldenWalldorf. email:[email protected] Tel: 0610598174446 İmtiyaz Sahibi/Inhaber: İlhan Selçuk (Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş.’yi temsilen, Cumhuriyet Vakfı adına) Genel Yayın Yönetmeni/ Chefredakteur: İbrahim Yıldız Yazı İşleri Müdürü/ Redaktionsleiter: Osman Çutsay Editör/ Redakteur: Gonca Kanber Yayın Koordinatörü/ Koordinator: Hayri Arslan Reklam/Anzeigen: Ömer Aktaş Yayın Kurulu/Redaktionsbeirat: İlhan Selçuk (Başkan/ Vorsitzender), Prof. Dr. Emre Kongar (Berater), Orhan Erinç, Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, İbrahim Yıldız, Orhan Bursalı, Mustafa Balbay, Hakan Kara Baskı/Druck: Hürriyet A.Ş Zweigniederlassung Deutschland, An der Brücke 2022 D64546 MörfeldenWalldorf. Dağıtım/ Vertrieb: ASV Vertriebs GmbH (Der Verlag übernimmt keine Haftung für den Inhalt der erscheinenden Anzeigen) Huzurlu melankoli Ali Deniz USLU ink Martini piyanist Thomas M. Lauderdale tarafından sivil toplum örgütlerinin gösterilerinde dinleti vermek üzere 1994’te Portland Oregon’da kurulmuş. Grubun kurucusu, şarkı yazarı, piyanisti Thomas Lauderdale, “Unutulan hikâyeler bizi heyecanlandırıyor. Biz geçmişin daha saf ve daha nahif olduğunu düşünüyoruz” diyor. Amerikan dış politikalarına ise öfkeli. Bu politikalar yüzünden insanların birbirlerine düşman edildiğini anlatıyor, masumların ve sivil halkın öldürüldüğünü vurguluyor. Amerikalı grup bu yüzden de son albümlerinde bir Ortadoğu efsanesi olan Abdül Hamid Hafız’ın “Bukra wba’doyarın ve sonraki gün” şarkısını söyleyerek, yanlış politikaları ve düşmanlıkları reddediyor. Pink Martini İstanbul dinleyicisi için özel bir isim. İlk konserinizden bu yana da seyirci ile iyi bir iletişiminiz var. Zaten Türkiye’de pek çok şehirde konser verdiniz. Bu yakınlığı nasıl yakaladınız? Açıkçası özellikle Avrupa izleyicisiyle çok sıcak bir iletişim kurabiliyoruz. Bu biraz da kültürel farklılıklarla yakınlığımızla ilgili sanırım. Avrupa izleyicisi şarkılara eşlik eden, bilerek dinleyen bir izleyici ve biz bunu İstanbul konserlerinde de yaşıyoruz. Pink Martini dünya müziğinin peşinde. Kendinize de “müzik arkeologları” diyorsunuz. Müziği P geçmişte aramak nasıl bir şey? Unutulan hikâyeler, otantik şarkılar bizi heyecanlandırıyor. Geçmişin hikâyelerinde de bugünkü gibi aşklar, ayrılıklar var. Biz geçmişin daha saf ve daha nahif olduğunu düşünüyoruz. Pink Martini epey kalabalık bir ekip. Sahnede de bir tiyatro ruhu ile performans sergiliyorsunuz. Biraz bundan bahseder misiniz? Her şarkımız, gittiğimiz konserlerdeki tepkilerle yeni anılar eklemiş oluyoruz. Birbirimize bakarak dahi anlaşabiliyoruz. Şarkılarımız her çalışımızda yeniden doğuyor. Sanırım bu sıcaklığı seyirci iyi hissediyor. Diğer taraftan şarkıların öykülerini paylaşmayı da seviyoruz. Bu da tiyatral bir anlatım veriyor müziğimize. Pek çok dilde şarkılar söylüyorsunuz. Fransızca, İtalyanca, Japonca, Hırvatça, İspanyolca... Bunu özellikle solistimiz China çok iyi başarıyor. Onun Fransızca söylediği şarkıların Fransa’da ne kadar büyük ilgi gördüğünü anlatamam. Biz farklı dillerin benzer öykülerini, benzer duygularını bulup çıkarıyoruz. Bu anlamda zaten evrensel olan müziği, Pink Martini olarak şarkılarla çoğaltıyoruz. Samurayların aşk şarkılarından, Küba müziğine, Fransızca şansonlardan Brezilya sokak şarkılarına kadar pek çok müziğin içindesiniz. Peki ya Anadolu türküleri? Böyle bir çalışma düşünüyor musunuz? Özellikle İstanbul şarkılarını ve klasik Türk müziğini öğrenmeye çalışıyoruz. Amerikalı bir grupsunuz. Şarkılarınız ise her dilde ve umut dolu. Hatta son albümünüzdeki Arap efsanesi Abdül Hamid’in şarkılarından “Bukra wba’doyarın ve sonraki gün” parçası var. Sözün özü Amerikan politikaları ve Bush yönetimi hakkında neler düşünüyorsunuz? Bu şarkıyla aslında mesaj veriyoruz. Yanlış politikalar yüzünden insanlar birbirlerine düşman ediliyor. Masumlar ve sivil halk öldürülüyor. Albümdeki şarkısını yorumladığımız Abdül Hamid 50’lerden 70’lere kadar tüm Ortadoğu’nun efsanesi haline gelmiş bir şarkı yazarı ve aktör. Onun şarkısını Amerikalı bir grup olarak söylemekle, yanlış politikaları ve düşmanlıkları reddediyoruz. Zaten bu şarkı ile ilk kez Arapça şarkı söylemiş olduk. Albümünüzden bahsedelim biraz da. “City of Night” aklımda benim. China ve benim beraber yazdığımız “City of Night” tüm yorgunlukları unutturabilecek kadar keyifli bir şarkı. Albümde perküsyon dahisi Martin Zarzar’ın Chopin’den alıntılar yaptığı harika bir bestesi var; “Mar Desconocido”, Pedro Almodovar filmlerini çağrıştırıyor. Abdül Hamid Hafız’ın “Bukra wba’doyarın ve sonraki gün” şarkısı da albüme Bollywood filmleri havası verdi. Albümlerimiz hayat dolu. Daha doğrusu yaşam enerjisi yüksek. Pink Martini son albümleri “Hey Eugene”nin dünya turnesi kapsamında 3031 Ekim’de İstanbul’daydı. Türkiye’de sadık bir hayran kitlesine sahip grup kendilerini müzik arkeologları olarak tanımlıyor. Farklı kültürlerin geleneklerini, dillerini ve tarihlerini bilmenin ne büyük bir zenginlik olduğunun da farkındalar. Açılış törenine Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay da katıldı. (Fotoğraflar: KAAN SAĞNAK, SELİN GÖRGÜNER) Kitap okuruyla buluştu İstanbul Haber Servisi Tüm Fuarcılık Yapım AŞ (TÜYAP) ve Türkiye Yayıncılar Birliği tarafından Beylikdüzü TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen 26. İstanbul Kitap Fuarı ve 17. İstanbul Sanat Fuarı Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın katıldığı törenle açıldı. TÜYAP Yönetim Kurulu Üyesi ve gazetemiz yazarı Deniz Kavukçuoğlu’nun sunumuyla başlayan törene fuarın onur yazarı Metin And, gazetemiz yazarı Prof. Dr. Server Tanilli, Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Çetin Tüzüner, yazar ve eleştirmen Doğan Hızlan ve Frankfurt Uluslararası Kitap Fuarı temsilcileri katıldı. Açılış töreninde konuşan Günay, dünyayı değiştiren en önemli buluşlardan birinin kitap olduğunu belirterek, “Bugün 26. İstanbul Kitah Fuarı ve 17. İstanbul Sanat Fuarı’nın birlikte açılışını yapıyoruz. Bunu Türkiye’nin çağdaş, aydınlık yüzünü dünyaya tanıtmak adına çok önemli bir fırsat olarak görüyorum. Biz Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti olarak kitabın, bilimin, sanatın önündeki tüm engelleri kaldırmakta bir kararlılık içindeyiz. Önümüzdeki süreçte birlikte hazırlayacağımız yeni anayasa ve yeni hukuk ortamı Türkiye’de özgürlüklerin önünün açılmasının güvencesi olacak” dedi. Yayıncılar Birliği Başkanı Çetin Tüzüner ise korsan yayıncılık ve düşünce özgürlüğü konularına dikkat çekti. Fuarın bu yılki onur konuğu Metin And da hayatının en anlamlı ödülünü aldığını belirterek “Kendimi taçlandırılmış hissediyorum. Bu bana büyük bir gurur verdi. 80 yaşında aldığım bu sürpriz hediye karşısında nutkum tutuldu” diye konuştu. Dokuz gün sürecek olan fuarda 34 ülkeden yayıncılar birliği temsilcileri katılacak. Yurtdışından 35 yazarın konuk olacağı fuarda düzenlenecek 250 etkinlikle 800 yazar ve sanatçı okurlarıyla buluşacak. İstanbul Kitap Fuarı’nın bu yılki teması ise “Akdeniz’de Edebiyat, Edebiyat’ta Akdeniz” olarak belirlendi. Bu yıl 500’ün üzerinde yayınevinin katıldığı fuarın onur yazarı ise Metin And olurken Artist 2007 Onur Sanatçısı heykeltıraş Saim Bugay seçildi; Onur Eleştirmenliği Ödülü Enis Batur’a, Koleksiyoner Kurum Ödülü Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Müzesi’ne, Sanatsever Kurum Ödülü ise NTV’ye verildi. Cumhuriyet Kitap da stand açtı Cumhuriyet Kitap, bu yıl fuara işbirliği kararı aldığı Dil Derneği’yle aynı standda katıldı. Gazetemiz yazarı ve şair Ataol Behramoğlu, yazar Orhan Şahin, Ayşe Emel Mesci, Coşkun Özdemir, Aykut Küçükkaya, çizerimiz Musa Kart ve Muzaffer Ayhan Kara da Cumhuriyet Kitapları standında okurlarıyla buluştular. Yazarlarımız Zeynep Oral, Mehmet Başaran ve Orhan Çekiç, Ali Sirmen, Cüneyt Akalın ve Tuncay Mollaveisoğlu Cumhuriyet Kitap standında okurlarıyla buluştular. Yazar Orhan Çekiç’in “Arkadaşlar, yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz” konulu söyleşisi Büyükada Salonu’nda, gazetemiz yazarı Ali Sirmen’in “29 Ekim’in anlamı” konulu söyleşisi ise Heybeliada Salonu’nda yapıldı. Dünyanın en yaşlı hayvanı ANKARA (AA) İzlanda kıyılarından çıkarılan bir deniz tarağının, şimdiye dek bulunan en yaşlı hayvan olduğu tahmin ediliyor. Bilim adamları, yenilebilir bir tür olan bu okyanus midyesinin yaşının 405 ile 410 arasında olduğunu tahmin ederken, bu hayvanın uzun yaşamın sırrını içinde barındırıyor olabileceğini düşünüyor. Kuzey Galler’deki Bangor Üniversitesi’nden araştırmacılar, deniz tarağının yaşının kabuğundaki halkaları sayarak hesapladı. Guinness Rekorlar Kitabı’na göre bilinen en yaşlı hayvan 1982’de 220 yaşında olan bir başka deniz tarağı. İzlanda’da bir müzede bulunan, ancak kayıtlara girmeyen bir başkası da 374 yaşında. Okyanus bilimleri araştırmacıları, buldukları deniz tarağına, doğduğu sırada Çin’de iktidarda bulunan hanedan dolayısıyla “Ming” adını verirken, o sırada İngiltere Kraliçesi 1. Elizabeth’in çocuk olduğunu ve Shakespeare’in Othello ve ‘Hamlet’ oyunlarını yazmakta olduğunu anımsattı. Araştırmacılar, bu yumuşakçalara bakarak hayvanın büyüdüğü çevreyi yeniden kurabileceklerini belirtti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle