09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

18 GÜNCEL C haberlerin devamı 2 KASIM 2007 CUMA CÜNEYT ARCAYÜREK Köşk’te türban şovu Cumhurbaşkanı Gül’ün Çankaya Köşkü’nde verdiği resepsiyona 40’a yakın türbanlı kadın katıldı. Hayrünnisa Gül ilk kez yer aldığı resepsiyonda konukları kapıda karşıladı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı nedeniyle Köşk’te verdiği ikinci resepsiyon, türban şovuna sahne oldu. Türbanlı Hayrünnisa Gül, Köşk’te ilk kez katıldığı resepsiyonda konukları eşi Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile birlikte kapıda karşıladı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın türbanlı eşi Emine Erdoğan’ın katılmadığı resepsiyonda çoğunluğu AKP’lilerin eşleri olmak üzere 40’a yakın türbanlı kadın yer aldı. Cumhurbaşkanı Gül, devlet erkânına verdiği resepsiyonun ardından işadamları, edebiyatçılar, sanatçılar, sivil toplum örgütü temsilcileri ve gazetecilere resepsiyon verdi. Eşli davetiye nedeniyle resepsiyona davetliler eşleri ile birlikte katıldı. Siyahbeyaz renklerden oluşan ve yere kadar uzanan kıyafeti ve beyaz türbanıyla Hayrünnisa Gül konukları Abdullah Gül ile birlikte kapıda karşıladı. Resepsiyona Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın tek başına gelmesi dikkat çekti. Hayyünnisa Gül kapıda Erdoğan’a eşi Emine Erdoğan’ın neden resepsiyona gelmediğini sordu. Bunun üzerine Başbakan Erdoğan eli ile bir şeyler işaret etti. Resepsiyona ayrıca, kabine üyelerinin büyük çoğunluğu da eşiyle birlikte katıldı. Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’in eşi Gülşen Çiçek, GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Böyle Dost Düşman Başına... zaklarda, başkente kilometrelerce uzakta, dağlarda askerim teröriste karşı savaş veriyor, şehit düşüyor. Teröristin yanı başında, bir adımlık mesafede, uzun bir masanın iki yanında ev sahibi ile komşudan gelen heyet arasında müzakerelere başlanmış havası veren bir fotoğraf.. çeşitli çağrışımlara neden oluyor. Masanın bir yakasında aşiret reisliğinden devlet adamlığına soyunmuş Barzani.. şu ufak tefek adam. Masanın Barzani’ye tam karşıdan bakan tarafında, bir zamanlar aynı kulvarda koştuğumuz bir gazeteci… Kuzey Irak Kürtleriyle müzakereye oturmuş bir heyetin başkanı izlenimi veren Hasan Cemal! Barzani? Kuzey Irak’la yetinmeyen, Büyük Kürdistan düşleriyle yaşayan, Türkiye’deki Kürtleri el altından kışkırtan bir aşiret reisi. Kürdü Kürde vurdurmak döneminin kapandığını söyleyerek PKK’yi okşayan.. ve gazetelerde çıkan son demecine göre, “Türkiye’nin terör örgütü konusunda takındığı tavrın arkasında başka bir neden olabileceğini” öne sürerek zaten yanımızda olmayan Batı’yı aleyhimize kışkırtmaya çalışan… ABD’nin Ortadoğu’daki oyuncak aktörü. Aşiret reisine bakılırsa, “PKK sadece bir mazeret”miş. Türkiye’nin Kürt bölgesine yönelik sürekli ve doğrudan tehditlerindeki “asıl amacın, hedefin Kürdistan bölgesi dediği Kuzey Irak olduğunu” söylüyor. Karşısında heyet başkanı gibi oturan H. Cemal’e gelince: Başka gazetelerde Türkiye’yi tehdit gibi gören ve tehdit eden demeçlerinin yayımlandı… Milliyet’te, Barzani’yi bilinen kişiliğinden, her gün yabancı basına yansıyan demeçlerinden çoook ayrı bir kişiymiş gibi, bir Türk dostu gibi gösteren demecini yayımlıyor. ??? Ne kadar masum, ne denli Türk dostu imiş de Barzani, haberimiz yokmuş. Gazeteciden öğrendik; meğer Barzani öyle böyle değilmiş. Ya neymiş efendim? Manşetlerde şirinlik muskası gibi gösterilen demecine göre Barzani, Türk milletinin dostuymuş, düşmanı değilmiş, Türkiye’nin güvenliği açısından K. Irak tehdit değilmiş de… Oysa böyle dost, düşman başına! Türk kamuoyunda, tabii medyadaki Kürt yalakalığı yapan Türklerin dışında “sorunun rotasını değiştirmek isteyenler” varmış... Tepinip duruyor: Beni “muhatap almıyorlar” diyor. Sonra? Hem beni muhatap almıyor, hem de “benden bir şey istiyorsunuz PKK’ye karşı” demek istiyor. Bu sözleri tercüme edersek, özet amaç şu: Beni tanı, Kuzey Irak’taki ilan edilmemiş bağımsız Kürt Devleti’nin varlığına evet de! Masaya oturalım, “sorunu çözelim”. Silahla saldıran PKK’ye karşı silahla değil. Büyük olasılıkla PKK’nin de aralarında olacağı bir Kürt heyetiyle soruna “siyasal yoldan çare” aramayı öneriyor. ??? Bu söylemleri daha önce ABD’den dinledik. PKK’yi meşrulaştırmak, Türk devletini teröristlerle bir masaya oturtarak soruna “siyasal çözüm” aramak! Sizin anlayacağınız PKK’ye genel af çıkarmak.. siyasal haklar tanımak.. Türkiye’deki Kürtlere özerkliğe kadar uzanacak kimi ödünler vermek… Öcalan’ı İmralı’dan çıkarıp siyasal bir kimlikle aramıza karışmasını sağlamak… vs. vs… Masaya oturdun mu bu adamlarla; çorap söküğü gibi önerilerin, isteklerin arkası kesilmez. Kürt sorununu Türkiye’yi bölerek çözmek! Buldukları pratik yol yöntem bu! Bu yöntemin bir ayağında Barzani bulunuyor. Hem ABD hem de PKK hesabına konuşan Barzani! Bu adamın Türk dostluğuna, kardeşliğine inanmak mı? Türkiye, bu kadar saftirik mi?.. U Anayasa Mahkemesi’nde ‘Haşim’iler Dönemi! nayasa Mahkemesi ülkemizin en köklü kurumlarının başında geliyor. Yüce mahkemenin övünçlerinden biri şu: Aldığı kararların tümü, uluslararası hukukla örtüştü. Adı üzerinde anayasanın temel sigortası olan yüce mahkeme, başkanını seçti. 1990 yılından bu yana mahkeme üyesi, 1999’dan bu yana da başkanvekili olan Haşim Kılıç, başkan oldu. Kılıç’ı kutluyoruz. Sadece başkanlığa ulaşması değil, tutturduğu çizgi ve bu çizgideki kararlılığı da övgüye değer. Turgut Özal’ın her türlü tartışmayı da göze alarak 40 yaşında mahkeme üyesi yaptığı Kılıç, kafasında ne varsa, nasıl bir Türkiye düşünüyorsa, ona göre hareket etti. Bunu kararlarına ve davranışlarına da yansıtmaktan çekinmedi. Bu bağlamda Özal’ın da 12’den vurduğu söylenebilir. Seçtiği aday, tıpkı bir sopa gibi dosdoğru izinde. ??? Kılıç’la birlikte Anayasa Mahkemesi, hukukçu olmayan ilk başkana da kavuşmuş oldu. Türkiye’nin en yüce mahkemesi, ama başkanı hukukçu değil! Kılıç’ın bir başka özelliği de hemen her konuda birlikte hareket ettiği üye Sacit Adalı’yla çok sağlam bir ikili oluşturması. Kılıç ve Adalı, mahkemenin iç seçimlerinde 2 oyla, 9 üyeyi başarılı biçimde yönettiler! Böylece Kılıç, yerine göre 2’nin 9’dan büyük olduğunu da hukuksal olarak gösterdi. Son başkanlık seçimi sürecinde 3 taraf oluştu. Anayasaya bakışları birbirine çok yakın olan, kimi oylamalarda eksilse de 4’er oyluk iki tarafın yanında 2 oyluk KılıçAdalı... Kılıç, iki tarafın bir süre kafa kafaya eşitlenmesini izledi. Ardından Ahmet Akyalçın’ın aldığı 4 oyu yanına çekmeyi tasarladı. Şu öneri geliştirildi: Akyalçın, uyuşmazlık mahkemesi başkanlığına yeniden seçilsin. Osman Paksüt, başkanvekili olsun. Serdar Özgüldür ile Serruh Kaleli de bu iki paylaşımın ileri yıllardaki mirasçısı olsun. Son derece demokratik, kişi hak ve makamlarına saygılı biçimde yapılan bu bölümlemeyle, bir süre daha devam etmesi planlanan oylama süreci de bitti. 22 Ekim Pazartesi günü Kılıç, izdüşümü Adalı’nın yanı sıra Akyalçın, Paksüt, Özgüldür ve Kaleli’nin oylarıyla başkan seçildi. Yeniden Kılıç’ı kutlarken, pek çok temel davada görüş olarak da karşısında yer alan son dört üyeyi kendisine döndürme başarısının altını çizmeden geçemeyeceğiz. Kurtuluş Savaşı’nın kahramanlarından Ali Çetinkaya’nın torunu olan Osman Paksüt, örneğin “dedeler ve torunlar arasındaki uçurumlar” başlıklı bir dizinin çok önemli kahramanları arasında yer alabilir. ??? Kılıç, hukukçu olmayan ilk başkan. Eskişehir İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi mezunu. Kılıç’ın yüce mahkemede mezun olduğu okulun da hakkını verdiğini söyleyebiliriz. Zira, yüce mahkemenin her türlü arsa, bina, belediye ve hükümet işlerini, başkan olmadan önce de kendisi koordine ediyordu. Anayasa Mahkemesi’nin Ankara’nın hızla kentleşen İncek bölgesinde inşaatı devam ediyor. Daha önce orman arazisi olan 60 dönümlük arsada inşaat hakkı 600 metrekare iken 95 bin metrekareye çıkarıldı. Dayanak olarak da büyükşehir belediyelerine verilen kentsel dönüşüm planlama hakkı gösterildi. Oysa bu gecekonduların dönüşümüydü. Anayasa Mahkemesi için ormanları da kentsel dönüşüme katmış oldular. O kadar olur artık... Memlekete orman kanunu da lazım! A Cumhurbaşkanı Gül ve eşi, 40 dakika süren kabulün ardından gazetecilere poz vererek salona geçti. (Fotoğraflar: NECATİ SAVAŞ) Dışişleri Bakanı Ali Babacan’ın eşi Zeynep Babacan ile Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcı’nın eşi Selma Yazıcı türbanlı bakan eşleri arasında yer aldı. Aralarında sivil toplum örgütü başkanlarının eşlerinin de bulunduğu yaklaşık 40 türbanlı Köşk’teki resepsiyona katıldı. Neşet Ertaş, Gülben Ergen, Zara, Kıraç, Muazzez Ersoy ve Yavuz Bingöl’ün de aralarında bulunduğu kalabalık bir sanatçı grubunun yanı sıra, Futbol Federasyonu Başkanı Haluk Ulusoy, Ulusal Takım Teknik Direktörü Fatih Terim ile geçtiğimiz günlerde Enerji Bakanlığı’ndaki soruşturma kapsamında gözaltına alınan ancak daha sonra yurtdışına çıkış yasağı getirilerek serbest bırakılan Fenerbahçe Spor Kulübü İkinci Başkanı Nihat Özdemir ile futbolcular, ulusal bayan voleybol takımı oyuncuları da resepsiyonun dikkat çeken simaları oldu. Yaklaşık 40 dakika boyunca davetlilerle tokalaşan Gül çifti, kabulün sona ermesinin ardından önce gazetecilere poz verdi, sonra da davetlilerin alındığı salona geçti. Hayrünnisa Gül’den önceki bütün cumhurbaşkanı eşlerinin başları açıktı Çankaya’nın değişen yüzü Cumhurbaşkanı eşleri içinde Çankaya Köşkü’nü hiç kullanmayan tek isim, 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren’in eşi Sekine Evren oldu. Ancak, o da Köşk’teki modern kadın görüntüsünü bozmadı. 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’a kadar, tüm cumhurbaşkanı eşleri, ön plana çıkmaktan çekindi ve bu süre içerisinde cumhurbaşkanı eşleriyle ilgili hiçbir spekülasyon da yaşanmadı. Özal’ın eşi Semra Özal ile birlikte bu gelenek değişti. 19891993 yılları arasında Köşk’te kalan UMHURIYETİN Semra Özal, yaşam tarzıyla kaİLANINDAN SONRA muoyunun gündemine geldi. BAŞINI AÇTI Özal ailesinin ardından Köşk’ün yeni konuğu SüleymanNazmiye Atatürk’ün eşi Latife HaDemirel oldu. Fazla öne çıkmanım’ın ardından Köşk’ün yeni yan Nazmiye Demirel, başı açık hanımefendisi İsmet İnönü’nün eşi Mevhibe İnönü oldu. 1938bir kadındı. 1950 yılları arasında Köşk’te kaKöşk tarihindeki modern gölan Mevhibe İnönü, yüzündeki rüntünün son temsilcisi ise 10. 11 tebessümle anılardaki yerini aldı. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet İnönü ailesinden sonra Köşk’ün Sezer ve eşi Semra Sezer oldu. 19501960 yılları arasındaki ye 1Latife Hanım, 2Mevhibe İnönü, 3 Reşide Bayar, 4 Melahat Gürsel, Giysilerini Olgunlaşma Enstitüni konukları 3. Cumhurbaşkanı 5 Atıfet Sunay, 6 Emel Korutürk, 7 Sekine Evren, 8 Semra Özal, sü’nde yaptıran Semra Sezer, Celal Bayar ve eşi Reşide Bayar 9 Nazmiye Demirel, 10 Semra Sezer, 11Hayrünnisa Gül. çağdaş Cumhuriyet kadını imaoldu. Cumhuriyet’in ilanından jını, yürüttüğü projelerle de güçsonra başını açan Reşide Bayar, lendirdi. Sezer’in öncülük ettiği 5 yıl boyunca Köşk’te kalan Gürsel Köşk’teki modern görüntü, 5. modern görüntüsüyle birçok yurtiçi Ulusal Eğitime Destek Kampanyası, çifti de, imajlarıyla Cumhuriyet çizCumhurbaşkanı Cevdet Sunay döve yurtdışı gezisinde eşini yalnız bıGül ailesinin Köşk’e çıkmasıyla birgisinden uzaklaşmadı. Yerleştikten neminde de sürdü. rakmadı. İsmet İnönü’nün eşi gibi, likte sona erdi. 11. Cumhurbaşkanı sonra öncelikle Köşk’teki koltukların 19661973 yılları arasında Köşk’te Köşk’te kabul günleri düzenleyen Abdullah Gül ile birlikte Köşk’teki yüzlerini değiştiren Melahat Gürikamet eden Atıfet Sunay, giyim koReşide Bayar, yurttaşlarla buluştu. sel’in Köşk’te yaptığı en önemli denusundaki titizliğiyle ün yaptı. Türk modern kadın imajı da değişti. Hay1961 yılında ise Köşk’e Cemal ğişiklik, bir adet dikiş makinesi almotifli gece elbiselerini tercih eden rünnisa Gül, türbanıyla Türkiye’nin Gürsel ve eşi Melahat Gürsel çıktı. mak oldu. Sunay’dan sonra Köşk’ün 6. hanıme“yeni” yüzü oldu. ? ? ? C ? ? ? Askerlerin kaçırılmasından sonra Talabani, gayri resmi yollarla AKP’ye mesaj gönderip, askerlerin kurtarılması için devreye girebileceği mesajını iletti. Ancak daha sonra kayıp askerleri, Türkiye’nin sınır ötesi operasyonu yapmamasına ilişkin bir pazarlık unsuru haline getirme çabası içinde olduğu duyumları alındı. Bahadır Selim DİLEK ANKARA Hakkâri’de 12 askerin şehit olduğu çatışma sırasında terör örgütü tarafından kaçırılan 8 askere ilişkin olarak Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani’nin, Ankara’nın onayı ile devreye girdiği öğrenildi. Ancak daha sonra Talabani’nin 8 askerin iadesine ilişkin olarak, Bağdat ile gizli pazarlık “bir iyi niyet çabasından” ziyade, bu konuyu sınır ötesi operasyon karşısında pazarlık unsuru yapmaya niyetlendiği ortaya çıktı. Edinilen bilgilere göre terör örgütü tarafından kaçırılan sekiz askere ilişkin olarak Ankara ile Bağdat arasında bir dizi gizli temas yaşandı. Askerlerin kaçırılmasından sonra Irak Cumhurbaşkanı Talabani, gayri resmi yollarla AKP’ye mesaj gönderip, askerlerin kurtarılması için devreye girebileceği mesajını iletti. Bu görüş daha sonra Genelkurmay Başkanlığı ve Dışişleri Bakanlığı’na da bildirildi. Ankara, Talabani’nin bu açılımına önce “evet” yanıtını verdi. ERBİL’LE İRTİBAT Diplomasi kulislerine sızan bilgilere göre ise Talabani, askerlerin kurtarılması için önce Bağdat merkezli olan ve gerek terör örgütü gerekse Irak’ın kuzeyindeki Kürt gruplar ile iyi ilişkiler içinde bulunan bir sivil toplum örgütü ile insan hakları konusunda çalışmalar yapan bir kuruluşu görevlendirdi. Söz konusu kuruluşlar, Talabani’nin talimatı ile ? ? ? ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Abdullah Gül’ün türbanlı eşi Hayrünnisa Gül ile birlikte Çankaya Köşkü’ne çıkmasıyla bir dönem de sona erdi. Gül’den önceki bütün cumhurbaşkanlarının eşlerinin başı açıktı. Gül’ün eşi Hayrünnisa Gül ise türbanıyla Çankaya’da devlet protokolüne girdi. Çankaya Köşkü Mustafa Kemal Atatürk’e Ankaralılar tarafından armağan edildi. Atatürk bu Köşk’te bir dönem annesi Zübeyde Hanım ve eşi Latife Hanım’la birlikte oturdu. Yerel mimariye sahip, iki katlı özel bir yapı olan Köşk, ölümüne kadar Atatürk’ün ikametgâhı oldu. Köşk’ün ilk hanımefendisi olan Latife Hanım, modern görüntüsüyle çağdaş Türk kadınının da ilk sembolü oldu. fendisi Fahri Korutürk’ün eşi Emel Korutürk oldu. 197380 arasında Köşk’te kalan Korutürk, İstanbullu zarafeti, ressamlığı, Dame de Sion mezunu olmasıyla tanındı. EKİNE EVREN KÖŞK’Ü HİÇ KULLANMADI S ankcum?cumhuriyet.com.tr önce bölgedeki peşmerge güçleri ile, daha sonra da terör örgütünün Erbil’deki irtibat noktaları ile temasa geçti. Ancak bu sırada, Talabani’nin, kayıp askerler konusunu, Türkiye’nin sınır ötesi operasyonu yapmamasına ilişkin bir pazarlık unsuru haline getirme çabası içinde olduğu duyumları alındı. Bağdat’tan Ankara’ya gelen bu bilgi askeri kanat ile paylaşıldı. Daha sonra ise Talabani’nin kayıp askerlerin Türkiye’ye verilmesi durumunda sınır ötesi operasyon yapılmaması güvencesini istediği bilgisi Ankara’ya geldi. Bu gelişmeler yaşanırken kulislere, kayıp askerlerin en kısa zamanda Türkiye’e teslim edileceği bilgisi yansıdı. Bunun üzerine bütün dikkatler, PKK nezdinde girişimde bulunması beklenen Kürt kökenli insan hakları kuruluşları ile sivil toplum örgütlerine çevrildi. Talabani’nin de bu kuruluşlar aracılığı ile girişimde bulunduğunu bilen Kürt kaynaklar, bu yöndeki bilgileri Türk kamuoyuna sızdırıp, Türkiye’de beklentilerin üst noktaya çıkmasını amaçladılar. Ancak yapılan ilk değerlendirmede, böyle bir pazarlığın söz konusu olamayacağı ve Türkiye’nin terör örgütüne karşı sınır ötesi operasyon yapma hakkının saklı olduğu, kayıp askerler ile bu konunun ilişkilendirilemeyeceği görüşleri öne çıktı. Bunun üzerine Ankara, askerlerin serbest bırakılması için farklı formülleri gündeme getirme kararı aldı. Hafta sonunun ardından Türk askerlerinin serbest bırakılmadığı da anlaşılmış oldu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle