Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 RusAlman doğalgaz boru hattı projesi, Baltık Denizi’nin karanlık sularında yüzüyor C ekonomi İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER 19 OCAK 2007 CUMA AB’de doğalgaz endişesi Neriman ÖZCAN 5 milyarlık Kuzey Avrupa Boru Hattı Projesi şimdiden Avrupa ülkelerini birbirine düşürdü. Rusya’dan, Almanya’ya ucuz doğalgaz taşıması hedeflenen projeye Ukrayna ve Polonya ekonomik, Litvanya ve İsveç ise ekolojik sebeplerden ötürü karşı çıkıyor. Gün geçtikçe Avrupa kendi enerji ihtiyaçlarını karşılamak için alternatif projeler üretiyor. 2010’da faaliyete geçmesi beklenen Rusya ve Almanya arası inşa edilecek ‘Kuzey Avrupa Boru Hattı’ doğalgaz projesi de onlardan biri. 5 milyar Avro’luk projeyle erişimi sağlanacak yıllık 55 milyar m3 doğalgazla Avrupa’nın enerji ihtiyacının önemli bir kısmının karşılanacağı öne sürülüyor. Almanya’ya daha ucuz ve kolay doğalgaz sağlaması için tasarlanan hattın, Almanya’nın petrole olan bağımlılığını da bir ölçüde azaltması bekleniyor. Ancak bu alternatif güzergâh içlerinde İsveç ve Litvanya’nın da olduğu bazı ülkeleri endişelendiriyor. Litvanya Başbakanı Algirdas Brazauskas, Baltık Denizi’nde 2. Dünya Sa Suç Ortaklığı unutmamalıyız ki; ABD’nin bastırması ile ikinci tezkere Meclis’ten çıktı. ABD Irak’ta Türk askerini kullanmaktan Kürtlerin karşı çıkmaları nedeniyle vazgeçti. Bilebildiğimiz kadarı ile 1. tezkere aşamasında da Türkiye’nin kırmızı çizgilerinin dikkate alınması, Türkiye’den Irak’a geçecek Amerikan askerleri yanında Türk askerlerinin bulunmaları da reddedilmişti. Çuval olayı da doğrudan Türkiye’nin kırmızı çizgilerinin reddinin şovu niteliğinde bir gösteriydi. Bütün bunlar ortada dururken Erdoğan Hükümeti, PKK ve terör sorununun çözümünde nasıl oldu da PKK ile bir tür pazarlık niteliği bile taşıyan, ABD ile ortak, iki büyük komutanın görevlendirildiği projeyi kabul etti?.. Erdoğan’ın, Gül’ün sonraki düş kırıklığını da yansıtan açıklamalarına bakılırsa, en azından kapalı kapılar arkasında önemli sözler verilmiş, sonra da tuzağa düşürülmüş halleri var. Yoksa Ecevit’e seçim kazandıran, Apo’nun teslim edilişine benzer kimi senaryolar mı umuluyordu? ABD, AB medyası açık açık bugün gelinen noktada, Irak bataklığında sıkışmış Bush iktidarının kendisine tam teslim ya da onların ifadeleri ile işbirliği içindeki Kürtleri kızdıracak hiçbir adım atmayacağının altını çizmekteler. Yılların müttefiki Türkiye’yi zor durumda bırakma, kızdırma pahasına da olsa. İşte bu nedenledir ki yazdıkları yeni senaryolarda Kuzey Irak Kürtlerinin istemine bağlı olarak ABD’nin PKK’ye dokunmayacağını bir olgu olarak kabul ediyor, sonrasında Türkiye’nin vereceği tepkileri sorguluyorlar... Tüm bu gelişmeler karşısında Başbakan Erdoğan’ın iç kamuoyuna yönelik, Bush’un ve Irak yönetiminin PKK politikalarını eleştiren açıklamalarının hiçbir değeri yok. Erdoğan Hükümeti’nin üstüne üstlük, ABD’nin durmadan yöntemleri değişen BOP projesine, boş kâğıda atar gibi atılmış bir de imzası var. Ülke çıkarlarına yönelik, seçim hatırına da olsa daha ilkeli bir siyaset izleyebilmek üzere önce BOP projesine atılan imzanın geri alınması gerekmiyor mu? soner?cumhuriyet.com.tr ‘Rusya’nın kararı kabul edilemez’ Elçin POYRAZLAR BERLİN Rusya’nın Belarus’la yaşadığı gerginlik sonucu Batı Avrupa’ya petrol arzını durdurması AB içinde endişeyle karşılandı. Almanya Başbakanı Angela Merkel ile Berlin’de bir araya gelen AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, Rusya ve Belarus’un yaşadıkları anlaşmazlık sonucu Avrupa’ya petrol arzının durdurulması kararı nın “kabul edilemez” olduğunu söyledi. Barroso, “AB ülkelerine danışılmadan alınan karar bizim için bir endişe konusudur”dedi. Barroso, Komisyon’un enerji ve küresel ısınmaya yönelik bir enerji paketini bugün sunacağını bildirdi. “Rusya Soğuk Savaş döneminde bile güvenilir bir ortak olduğunu kanıtladı” diyen Merkel ise gelişmelerin Rusya ile güven ortamını zedelediğini ifade etti. vaşı sonrası Sovyet güçlerinin bıraktığı 300 bin ton kimyasal ve biyolojik atığın olduğunu, yapılan bu anlaşmanın büyük bir ekolojik felakete yol açabileceğini öne sürdü. Baltık ülkeleri ise bu proje ile Ukrayna ve Polonya’nın doğalgaz boru hattı planlarının devre dışı bırakılmasına tepkili. Ann François İver, Fransız Liberation gazetesinde yayımlanan bir makalesinde, İsveç’in de bu projeye karşı olduğunu yazdı. İver, İsveç’te enerji ihtiyacının sadece yüzde 1.5’inin doğalgazdan karşılandığını ve dışa bağımlılıktan kurtulmak için 2020’de hidrokarbonlu enerji kullanımından tamamen vazgeçileceğini belirtti. İver, Rusya’nın Baltık sahilinde bulunması sebebi ile bölgeye terör saldırılarının da olabileceğini iddia etti. Aynı makalede İsveç Başbakan Yardımcısı ve Sanayi Bakanı Maud Elisabeth Olofsson’un doğalgazın sürdürülebilir bir enerji türü olmadığını, yeni bir enerji bağımlılığına karşı olduklarını, bu sebepten doğalgaz ihracatına sıcak bakmadıklarını, İsveç Greenpeace Genel Sekreteri Lennart Daleus’ın bu projeye harcanacak paraya yazık olacağını, onun yerine yenilenebilir enerjilere yatırım yapılabileceğini söylediği yer alıyor. Projenin arkasında Rusya’nın dev gaz şirketi Gazprom var. Konsorsiyum kapsamında Gazprom’un yanında Alman enerji şirketi EON (Enerji AG) ile dünyanın önde gelen kimyasal sanayi şirketlerinden BASF yer alıyor. 14 Kasım’da proje ile ilgili detaylı bilgiler sunulurken 2008’in ortasına kadar projenin çevresel ve ekolojik etkilerinin araştırılması için süre verildi. Rusya, ABD, Japonya, G.Kore ve Avrupa ülkeleri dünyanın enerji sorununu çözmek için beraber çalışacak Füzyon enerjisi için işbirliği Uğur KUTLUKAYA Enerji sıkıntısına çözüm üretmeyi amaçlayan gelişmiş ülkeler, Avrupa’nın ortasına bir füzyon reaktörü kuruyor. Reaktör kurulursa uzmanlar 1 litre deniz suyundan 1 litre petrole eşdeğer enerji üretmeyi tasarlıyor. Nükleer füzyon reaktörünün kurulması için daha önce anlaşmaya varan 31 ülkenin temsilcileri projenin hayata geçmesi için çalışmalarını hızlandırdılar. Marsilya’nın güneyinde yer alması planlanan “Uluslararası Termonükleer Deney Reaktörü”nün (ITER) maliyetinin12.8 milyar dolar olacağı öngörülüyor. Projeye ev sahipliği yapan Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac geçen kasım ayı sonunda, başta Avrupa ülkeleri olmak üzere Japonya, Güney Kore, Rusya ve Amerika’nın temsilcileri ile imza töreninde bir araya geldi. Proje kapsamında basına bilgi veren Chirac, herhangi bir önlem alınmaması durumunda mevcut fosil enerji kaynaklarının önümüzdeki 200 yıl içinde tamamen tükeneceğini dile getirdi. Chirac, “Bu dünyanın başarısıdır. Reaktörün inşaatı 8 yılda bitecek. Buna rağmen kullanımda kendini göstermesinin 2040 yılın FÜZYONUN FİZYONDAN FARKI ? Nükleer Fizyon: Bir nötron yardımıyla bir atomun çekirdeğinin daha küçük iki atoma (izotop) parçalanmasıdır. Parçalanan atomlar genellikle uranyum ve plütonyum izotoplarıdır. ? Nükleer Füzyon: İki küçük atom, genellikle hidrojen ve hidrojenin izotoplarının (döteryum ve trityum) bir araya getirilerek daha büyük bir atom ve/veya izotopları oluşturmak (helyum ve izotopları) suretiyle enerji açığa çıkarılmasıdır. Güneş bu şekilde enerji üretir. dan önce mümkün olamayacağını tahmin ediyoruz. Özellikle Hindistan ve Çin’deki endüstriyel gelişmeler ve öngörülen nüfus artışları sebebiyle 20 yıl içinde dünyada enerji tüketiminin yüzde 60 artacağı tahmin ediliyor. Şu an kullanılan enerji kaynaklarının 3/4’ü fosil kaynaklardan oluşuyor. Ayrıca karbondioksit oranları da tehlikeli boyutlara ulaştı. Bugün nükleer santrallarda atomun çekirdeğini parçalayarak enerji üretiliyor. Ancak ürettiğinden daha fazla enerji tüketiyor. Bu yüzden 31 ülke bir araya gelerek bu sorunları aşmaya çalışıyoruz” şeklinde konuştu. Füzyon enerjisinin temeli, atomları yüksek sıcaklıktayken birbirleriyle çarpıştırmaya dayanıyor. Uluslararası Manhattan Projesi fizikçilerine göre, bugün yıllık 3 trilyon dolar civarında olan enerji pazarı, gelişmekte olan ülkelere paralel olarak gelişiyor. Uzmanlar füzyonun efektif kullanımın yenilenebilir enerjilerin de önünü açacağını düşünüyor. IEA’ya göre, nükleer enerjinin bugün toplam enerji üretimindeki payı sadece yüzde 16. 2030’da nükleer enerjinin payının yüzde 27’ye çıkacağı ve sadece Asya’nın 31 nükleer santralı olacağı öngörülüyor. MÜHENDİSLERDEN YENİLENEBİLİR ENERJİYE KÖSTEK İGDAŞ’A TEPKİ Doğalgaz tesisatı konusunun, özellikle İstanbul’da 14 yıldır kanayan bir yara halini aldığını dile getiren Türkiye Makine Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Sekreteri Ali Ekber Çakar, doğalgaz projelendirme ve tesisat montaj faaliyetlerinin MMO (Makine Mühendisleri Odası) denetimi dışında, mühendis bile olmayan kişilerce yürütüldüğünü iddia etti. Çakar “Depremini bekleyen İstanbul’da doğalgaz faciası yaşanmaması için uyulması gereken güvenlik kuralları mevcut. İGDAŞ bunları uygulamıyor” dedi. Çakar toplumun can ve mal güvenliği açısından, doğalgaz alanındaki tüm projelerin MMO tarafından denetlenmesi gerektiğine dikkat çekerek “Odamız eğitimlerinden geçmemiş bine yakın mühendis, İGDAŞ kayıtlarına göre şu anda faaliyetlerini sürdürmektedir” diye konuştu. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), perakende satış lisansı sahibi tüzelkişilerin, yenilenebilir enerji kaynak (YEK) belgesine sahip üretim şirketlerinden alacakları elektrik enerjisine uygulanacak toptan fiyatı, 1 Ocak 2007’den itibaren geçerli olmak üzere yeniden düzenledi. 2006’da ‘bu kapsamda’ 8.36 Ykr/kilowattsaat olarak belirlenen Türkiye ortalama toptan elektrik satış fiyatı, 1 Ocak 2007’den geçerli yüzde 9.2 oranında artırılarak 2007 yılı için 9.13 YKr/kilowattsaata yükseldi. Kanun kapsamında perakende satış lisansı sahibi kamu dağıtım şirketleri, kendilerine müracaat eden YEK belgeli üretim lisansı sahibi tüzelkişilerden, bu referans bedelden ve 1 Ocak 2007’den geçerli olacak elektrik satış anlaşmalarını yapabilecekler. ush’un Irak bataklığından çıkış yolu ararken yeni asker göndermeyi, saldırganlığı artırmayı öngören yeni projesi, beklendiği gibi Türkiye’yi daha da zora sokuyor. Bush’un PKK’yi sınır sorunu olarak gösteren son açıklaması, topu Irak Hükümeti’ne atması, oradan gelen sorumsuz açıklamalar, Erdoğan Hükümeti’nin izlediği politikaların çuvalladığını bir kez daha ortaya koydu. Başbakan Erdoğan her zaman yaptığı gibi, kendi ayıplı durumunu kapatmak üzere, içi boş, saldırgan, polemik cümlelerle iç kamuoyundan durumun vahametini saklama çabasında; Türkiye’nin kendisine yönelik PKK terör tehdidinde ABD, Irak yönetimlerinin sorumluluklarını yerine getirmediklerinden yakınıyor. ABD’nin dünyanın öbür ucundan asıl işgalci konumu ortada iken, Türkiye’nin kendisini savunma hakkı üzerine işgalci polemiği yapılamayacağını haklı olarak anımsatıyor. Ancak iktidar olarak sayısız suç ortaklığını kapatmayı çok kolay sanıyor: Hükümetin son dakikada Meclis’ten dönen tezkeresi yürürlüğe girmiş olsaydı, Türkiye Irak’ın işgalinde birinci dereceden suç ortağı olacaktı. Üstüne üstlük onbinlerce ABD askerinin yerleştiği Güneydoğu topraklarında PKK, terör sorunu, hiç kuşkunuz olmasın ki bugünkünden çok daha vahim bir hal alacaktı. Bush’un son Bağdat kumarı üzerine ABD, AB kaynaklı haber ve yorumları izledinizse, çok açık ve net olarak, ABD’nin Kürtlerle ittifakı nerede ise İsrail ölçeğinde önemsediğini sayısız vurgulama ile duymuş olmalısınız. Irak gelişmeleri üzerine tartışılmayan gerçeklerin başında, ABD’nin Şiiler ve Sünnilerle barışmayan yıldızı nedeniyle Ortadoğu ve Irak’ta hiçbir biçimde Kürtleri karşısına almak niyetinde olmadığı geliyor; Irak’ın işgalinin gerçekleştirildiği ilk günlerde başlayan Kürt ayrımcılığı, başta Kerkük, kritik noktalarda nüfus yapısının değiştirilmesinde işbirliği, Irak yönetiminde Kürt liderlere verilen ayrıcalıklı sorumluluklar, Irak Kürdistanı’nın oluşumuna katkılar... ??? Unutturulmak istense de B Ya bacalar tütecek ya ümitler sönecek Yenilenebilir enerjiye hücum T Prof. Tarakçıoğlu 5 yıldan beri faaliyet gösteren Türkiye’nin tek tekstil araştırma merkezinin tasviye kararından rahatsız. (Soldan sağa) Filistin Ticaret ve Sanayi Odaları Başkanı Ahmed Haşim Zugeyr, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ve İsrail İmalatçılar Birliği Başkanı Sraga Bros aylar sonra Tel Aviv’de buluştu. Mısır’da kuruluyor, Türkiye’de kapanıyor Türk tekstil sektörü üretim üssü olarak belirlediği Mısır’da Etoteks adıyla tekstil laboratuvarı kurarken, Türkiye’nin İzmir’de yıllardan beri hizmet veren tek Tekstil Araştırma Merkezi (TAM) kapanıyor. TÜBİTAK, Türk Tekstil Vakfı ve Ege Üniversitesi (EÜ) işbirliğiyle 5 yıl önce oluşturulan TAM’ın tasfiye edileceği bildirildi. Gerekçe TÜBİTAK’ın “Üniversite Sanayi Ortak Araştırma Merkezleri Programı”na (ÜSAMP) son vermesi. TÜBİTAK’tan yapılan açıklamada TAM’ın desteklenme süresinin 1 Aralık 2006’da dolduğu kaydedildi. ÜSAMP modelinin yerini “İşbirliği Ağ ve Platformları Kurma Girişimleri Projeleri (İŞBAP) Destekleme Programı’’ aldı. TAM Müdür Vekili ve EÜ Tekstil Mühendisliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. Işık Tarakçıoğlu ise gelişmelerden rahatsız. Tarakçıoğlu, “TAM, Türkiye’de ilk kez bilgi yoğun tekstil ürünlerinin araştırılmasına başladı. 24 ArGe projesini sanayinin hizmetine sundu. Merkez Fas ve Tunuslu firmalar için de araştırmalar yaparken tasfiye kararı alınması son derece üzücü. ÜSAMP modelinin yerini alacak İŞBAP, üniversitesanayi işbirliğinden kopuk” dedi. otal ve Fransız kamu elektrik şirketi EDF, Fransa’nın Toulouse şehrinde yeni bir güneş paneli işletmesinin açılışını yaptılar. Tenesol şirketinin de tali ortak olarak yer aldığı kuruluşun en önemli özelliği “fotovoltaik bir güneş paneli” işletmesi olması. Panellerin şimdilik yılda 17 MW olan kapasitesinin yüzden fazla yeni iş imkânı sağlaması bekleniyor. Total ve EDF, güneş enerji sektörünün yenilenebilir enerjiler içerisinde en hızlı büyüyen sektör olduğunu düşünüyorlar. Yetkililer panel işletmesinin ancak yirmi yıl sonra seri üretime geçebileceğini, daha sonra da Tenesol’ün bu modifiye olan ürünleri satabileceğini umuyorlar. TEL AVİV (AA) sonucu kesintiye uğrayan jede ümitlerin Türk, İsrail ve Fisöndüğüne şaTürkiye, İsrail ve listinli işadamları hit olacağız’’ Filistin’in ortak Erez bölge barışına katdedi. kıda bulunması Hisarcıklıoğlu, projesini canlandırmak beklenen “Erez’’ İsrail ile Filistin için taraflar Tel Aviv’de ya da yeni adıyla arasında refah toplandı. “Filistin Sanayi düzeyi bakıBölgesi’’ projesi mından büyük için aylar sonra yeniden Tel Aviv’de bir uçurum olduğunu belirtti. Hisarbuluştu. Bölgedeki İsrail operasyoncıklıoğlu “Artık sahaya iniyoruz. ları nedeniyle sekteye uğrayan proje İnşallah çok kısa bir süre içerisinde için üç taraf, Tel Aviv’de İsrail İmainşaatlarımıza ilk kazmayı vurduğulatçılar Birliği’nin ev sahipliğinde muzda çabamızın karşılığını görbuluştu. müş olacağız” dedi. Filistin Heyeti Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Ahmed Haşim Zugeyr de, (TOBB) Başkanı Rifat HisarcıklıoğFilistin halkının örülen güvenlik dulu toplantıda yaptığı konuşmada, varları, İsrail’in saldırıları, 9 aydır “Bu proje hayati önemde. Ya engeluygulanan ambargolar nedeniyle leri aşıp bacaların tüttüğünü görecebüyük baskı altında olduğunu söyğiz ya da bölgedeki tek somut proledi Geçen yıl İsrail saldırıları