04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

8 FEDERAL ALMANYA’DAKİ TÜRK GÖÇMENLERİN YAŞAM KOŞULLARI SOSYAL VE POLİTİK DAVRANIŞ DEĞİŞİKLİKLERİNE YOL AÇTI C araştırma KASIM CUMA Dönüş isteğinde azalma eğilimi FRANKFURT (Cumhuriyet Bürosu) 1999 yılından beri Türkiye Araştırmalar Merkezi Vakfı’nca (TAM) Kuzey Ren Vestfalya (KRV) eyaletinde yaşayan Türk göçmenlerin yaşam koşullarını ortaya koymak üzere her yıl gerçekleştirilen çok konulu anketlerin yedincisine göre göçmenler arasında Almanya’ya bağlılık oranı düşüyor. Araştırma son Prof. Dr. Faruk Şen. iki yılda Fransa’da genç göçmenlerin çıkardığı olayların tedirginliğini yaşayan Almanlara bir anlamda yanıt veriyor. Bin kişiyle birebir görüşmeler yöntemiyle yapılan ve eyalette yaşayan 910 bin Türk kökenlinin sübjektif duyarlılıklarını, yaklaşım, beklentilerini ortaya koyan anketlerin en önemli özelliği ise Türk göçmenler raştırma arasındaki ilgi ve algılama değişikliklerini zamansal karşılaştırma sonuçlarına göre içerisinde sunabilme özelliğine sahip göçmenlerin dörtte olmaları. Sonuçları TAM Direktörü üçünden daha Prof. Dr. Faruk Şen ve eyaletin uyum fazlasının bakanı Armin Laschet tarafından ayrımcılığa uğradığı açıklanan anketler, eğitim ve çalışma sahalarında acil iyileştirmelere ihtiyaç hissini taşıdığını duyulduğunu ortaya koyuyor. anlatan TAM A Eğitime ilişkin çarpıcı sonuçlar 2002 yılıyla karşılaştırmalı olarak Araştırmada sunulan Türk kökenli göçmen çocuklarının eğitim durumuna ilişkin değerlemeler, fırsat eşitliği ve toplumsal yaşamdaki şanslar açısından olumsuz bir havanın hâkimiyet kazandığını gösteriyor. 2002 yılında yüzde 94 seviyesinde seyreden kız çocuklarının bir meslek edinmesi gerektiğine ve çocukların bir meslek eğitimi almaları gerektiğine dair inanç, küçük bir artışla yüzde 94.3 seviyesine ulaştı. 2002 yılında Türk çocuklarının Alman çocuklarına göre daha az şansı olduğuna inananların yüzde 48.1’lik oranı, 2005 yılında yüzde 56’5’e tırmanmış bulunuyor. Çocuklarının bugün kendisinden daha fazla şansa sahip olduklarını düşünenlerin 2002 yılında % 71.3 seviyesindeki oranı, 2005 yılı itibarıyla yüzde 45.8’e gerilemiş bulunuyor. En büyük düşüş ise Türkiye´deki çocukların perspektifleri ile iligili karşılaştırmada ortaya çıktı. 2002 yılında göçmenlerin yüzde 73.8’i çocuklarının Türkiye’dekilerden daha iyi bir gelecek perspektifleri olduğuna inanırken, bu oran 2005 yılında yüzde 34.7’ye gerilemiş bulunuyor. AİLENİN EĞİTİM EKSİKLİĞİ Türk ailelerinin çocuklarının okullardaki kötü durumlarına neden olarak gösterilen ailelerin eğitim eksikliği nedeniyle yeterince destek olamaması (yüzde 55.8), tüm yükün okula bırakılması (yüzde 44.2), çocukların yetersiz dil bilgisi (yüzde 44.1), Öğretmenlerce ayrımcılık (yüzde 35.3), öğretmenlerin Türk öğrencilerle yeterince ilgilenmemesi (yüzde 25.3) gibi nedenler karşısında, çözüm önerileri olarak okul ve anaokullarında düzenli bilgilendirmeler (yüzde 94.8), ailelerin daha fazla okulla ilişkilenmesi (yüzde 91.8), Türklerin çalışacağı danışmanlık birimleri (yüzde 90.8), Türkçe broşür ve bilgi materyalleri (yüzde 91.7) göçmenlerce ortaya konuyor. ARAŞTIRMA SONUÇLARI Araştırma, Fransa’daki Magrip kökenli genç göçmenlerin çıkardığı isyan sonrasında Almanya’da ortaya çıkan “Bizde de yaşanır mı?” tartışmasına açık bir yanıt veriyor. Uyum alanındaki eksikliklere rağmen, iki ülkedeki göçmenlerin karşılaştırılmasının yanlış olduğuna işaret edilirken sonuçların Türk göçmenler arasında paralel toplum yapılanmasına doğru bir evrilmeye dönük olmadığı belirtiliyor. Buna karşın eğitim alanı ve iş piyasası başta olmak üzere hızlı adımlar atılması gerektiğinin de altı çiziliyor. İSTEM DIŞI İZOLE YAŞAM Araştırmaya göre üzerinde çok söz söylenmesine karşın yeterince incelenmeyen paralel toplum olgusuna dahil edilebilecek çok küçük bir grup büyüme eğilimi içerisinde değil, buna karşın gönüllü izolasyona giren bu grubun yanında Almanlar ile irtibatta olmak isteyip bunu gerçekleştiremeyen pek çok kişi istem dışı olarak izole bir yaşam sürdürüyor. Türklerin yoğun olarak yaşadığı bölgelerde yaşayanlar toplamın yalnızca beşte birini teşkil ediyor. Alman ve Türk örgütlerinde yer alma eğilimindeki artışa karşın Almanya´ya bağlılık hislerindeki düşüş ve paralelinde Alman vatandaşlığına azalan ilgi ile Almanca seviyelerindeki gerileme, araştırmanın ortaya koyduğu diğer çarpıcı sonuçlar. Direktörü Prof. Dr. Faruk Şen, “Sonuçlar göçmenlerin uyuma dönük adımları atmaya hazır olduklarını açıkça gösteriyor” dedi. Dindarlık hızlı bir yükseliş gösteriyor ürk göçmenler arasında 2002 T yılından itibaren hızla yükselişe geçen dindarlaşma, artış ivmesini sürdürdü. Göçmenlerin yüzde 76´sı kendisini dindar veya çok dindar olarak tanımlarken, gençler arasında dindarlık oranında küçük düşüşe rağmen, dindarlık eğiliminin en belirgin görüldüğü grubu 4559 yaş grubu teşkil ediyor. Araştırmada artan dindarlığın, fundamentalist eğilimlerle veya radikalleşme ile doğrudan ilişkilendirilmemesi ve uyum önünde bir engel olarak görülmemesi gerektiğine işaret ediliyor. Artan dindarlığa karşın, hiç dindar olmadığını beyan edenlerde de artış görülmesi ile artan dindarlığın dini örgütlere büyüme olarak yansımaması araştırmanın diğer ilginç sonuçları. İŞSİZLİKTE DİL BİLMEMEK ETKİLİ OLUYOR PROF DR ŞEN: Karamsar tablo ortadan kaldırılmalı ş yaşamı ve eğitim alanındaki karamİ sar tablonun ortadan kaldırılarak göçmenlerin uyumunun sağlanabilmesi için hızlı adımlar atılması gerektiğine işaret eden TAM Direktörü Prof. Dr. Faruk Şen, şunları söyledi: “Araştırma sonuçlarına göre göçmenlerin dörtte üçünden daha fazlası ayrımcılığa uğradığı hissini taşıyor. Göçmenlerin eğitim alanı ve iş piyasasına ilişkin olarak içine girdikleri karamsarlığın ortadan kaldırılıp, içlerine kapanmalarının önüne geçilmesi için politik inisiyatifin devreye girerek, beklentilere cevap vermesi gerekiyor. Araştırmanın sonuçları göçmenlerin uyuma dönük adımları atmaya hazır olduklarını açıkça gösteriyor. Buna karşın fırsat eşitsizliği bu adımlar önünde büyük engel ve giderilmesi gerekiyor.’’ ürk göçmenlerin Almanca T bilgisindeki düşüş eğilimi bir önceki yılda da olduğu gibi ivmesini sürdürerek anlama yeteneği üzerinden yapılan incelemede, çok iyi ve iyi Almanca bildiğini beyan edenlerin oranı ilk kez yüzde 50´nin altına indi. Son altı yılın en kötü değeri olan bu rakamın yanında Almanca bilgisinin kötü veya çok kötü olduğunu beyan edenlerin oranındaki küçük yükseliş de dikkat çekiyor. Göçmenlerin iş piyasasına uyumları önünde büyük engel teşkil eden bu durumun iyileştirilmesi için çaba ve tedbirlerin gerekliliğine işaret ediliyor. Dil konusundaki gerilemeye eşlik eden bir gelişme ise çalışma yaşamının dışındaki grupta görülen büyüme. İşsiz sayısındaki artışla beraber, ev kadınlarının ve emeklilerin de sayısı artıyor. İstihdam olunan işler açısından ise genç kuşaklarda alınan olumlu sinyallere rağmen memur statüsünde çalışanların oranı Alman toplumuna göre hayli düşük, yükselen yaşla beraber serbest çalışma eğiliminde de artış görülüyor. olarak düşük. Kamuoyunda hep şüphe ile yaklaşılan Türk spor derneklerine üyeliğin yüzde 8 düzeyinde kaldığı ve bunun Alman derneklerine üyeliğin ancak yarısı düzeyinde olduğu görülüyor. Göçmenlerin medya kullanımı konusunda ise iki dillilik hâkim. Yüzde 90’ı her iki dildeki medyayı kullanırken yalnızca Türk medyasını kullananların oranı yüzde 7, yalnızca Alman medyasını kullananların oranı yüzde 3. Almanya’ya bağlılık azalıyor yaşayan Türk Almanya’da göçmenlerin çoğunluğu “geri dönüş” konusunu tamamen gündeminden çıkarmışken 2001’de yüzde 70´e ulaşan bu orandaki sürekli düşüş ilk kez 2005 yılında durdu. 10 kişiden yaklaşık 6´sı Almanya’da kendini yerleşik olarak görürken ankete katılanların yaklaşık üçte biri geri dönüş konusunu gündemlerinde tutmaya devam ediyorlar. Anketin en çarpıcı sonuçlarından birini 2000 yılından beri artış gözlenen Türkiye’ye bağlılığın, 1999´daki en yüksek seviyesini tekrar yakalamış olması oluşturuyor. Bunun karşısında Almanya’ya bağlılık duyanların oranında bir önceki yıla göre katı bir düşüş yaşandı. Her iki ülkeye birden bağlılık duyanların oranında da çarpıcı bir yükseliş gözlemleniyor. raştırmanın sonuçları A örgütlü Türk göçmenlerin üçte birinin hem Türk, hem Alman derneklerinde, üçte birinin Türk derneklerinde, bir diğer üçte birlik bölümünün ise yalnızca Türk derneklerinde yer aldığını gösteriyor. Örgütlenme eğiliminde 2001’den beri her on Türk kökenli göçmenden altısı en az bir dernek üyeliği edinmiş bulunuyor. Yalnızca Türk derneklerinde üyelikleri bulunanlar arasında genç yaşlardaki göçmenlerin oranı görece Örgütlü topluma yöneliş var
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle