04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

12 MAVİ GÖMLEKLİ ‘KARAOĞLAN’DAN ‘YAŞLI BAŞBAKAN’A ‘ORTANIN SOLU’NDAN ‘DEMOKRATİK SOL’A UZANAN BIR SÜRECİN ÖYKÜSÜ C dizi KASIM CUMA Hep doğru bildiği yolda ilerledi Adli Tıp Profesörü Mehmet Fahri ve ressam Nazlı Ecevit’in oğlu Bülent Ecevit doğduğunda takvimler 28 Mayıs 1925’i gösteriyordu. Bülent Ecevit, Robert Kolej’de yatılı olarak okurken şiirle, Hint felsefesiyle ilgileniyordu. Henüz 16 yaşındayken Nobel ödüllü Bengalli şair Rabindranath Tagore’un İlahiler’ini çevirdi. Okulda son sınıfta okurken ‘‘hayatının ilk ve tek aşkı’’ Rahşan Aral’la tanışt . 22 Ağustos 1946’da evlendiler. Ecevit, Robert Kolej’i bitirdikten sonra Ankara Hukuk Fakültesi’ne girdi. Bu bölüme yalnızca 3 ay devam ettikten sonra, Dil ve TarihCoğrafya Fakültesi İngiliz Filolojisi Bölümü’ne geçti. Burayı da tamamlayamadı ve Basın Yayın Genel Müdürlüğü’nde mütercim oldu. Oradan da İngiltere Büyükelçiliği Basın Ataşeliği’ne kâtip olarak gönderildi. Londra’da üniversiteye kaydını yaptırıp Sanskritçe eğitimi aldı. Ecevitler 1950’de Türkiye’ye döndü. Ecevit, CHP’nin yayın organı Ulus’ta çalışmaya başladı. Ulus kapandıktan sonra Halkçı gazetesi çıkmaya başladı. Orada fıkra yazmaya başlayan Ecevit, 1954 yılında CHP’nin Çankaya ocağına üye oldu. 29 yaşındaydı. 27 Mayıs 1960 sonrasında Kurucu B aşbakanlık’tan Hamzakoy’a, 6 oktan ak güvercine, ‘ortanın solu’ndan ‘demokratik sol’a Ecevit’in öyküsü... Barajların altından iktidara çıkılan ve iktidardan yeniden baraj altına düşülen yılların öyküsü... Ve ‘Karaoğlan’ da yaşlandı, 77 yaşında ‘hasta ve yaşlı’ bir Başbakan’ın zor günleri.. 12 Mart 1971’de verilen muhtıranın ardından Demirel, ‘‘şapkasını alıp gitti’’. İnönü’nün muhtıraya açıkça karşı çıkmaması ve Erim’e destek vereceğini açıklaması Ecevit’i partisiyle yol ayrımına getirdi, genel sekreterlikten ayrıldı. Meclis üyesi olan Ecevit, 15 Ekim 1961 seçimlerinde Zonguldak milletvekili olarak parlamentoya girdi. 196165 yıllarında İsmet İnönü kabinelerinde Çalışma Bakanı oldu. ‘MİLLİ ŞEF’İ DEVİREN ADAM 19611965 yılları arasındaki Çalışma Bakanlığı döneminde toplusözleşme ve grev hakları yasalaştı. Sendikalar Yasası çıkarıldı. İşverenler rahatsızdı. Ecevit 18 Ekim 1966’daki CHP kurultayı sonunda genel sekreterlik görevini üstlendi. Bu görevde dikkat çekici bir yükseliş sergileyen Bülent Ecevit, ‘‘ortanın solu’’ kavramını dillere yerleştirdi. 12 Mart 1971’de verilen muhtıranın ardından Süleyman Demirel, ‘‘şapkasını alıp gitti’’. İnönü’nün muhtıraya açıkça karşı çıkmaması ve Nihat Erim’e destek vereceğini açıklaması Ecevit’i partisiyle yol ayrımına getirdi. ‘‘12 Mart’ın kendisine karşı yapıldığını’’ belirterek genel sekreterlikten ayrıldı. 7 Mayıs 1972’de toplanan 5. olağanüstü kurultayda CHP delegelerine şöyle sesleniyordu: ‘‘CHP’de buyruk mu işleyecek, hukuk mu işleyecek? Buna karar vereceğiz. Daha açık söylüyorum, vereceğiniz karar şudur: Demokratik bir partinin kanunlara saygılı özgür üyeleri mi olacağız, yoksa kapıkulları mı olacağız? Karar sizindir...’’ CHP delegesi o tarihlerde Ecevit’in çağrısına ‘‘evet’’ dedi ve İnönü kaybetti. ‘‘Milli Şef’’i deviren Bülent Ecevit, 14 Mayıs 1972’de CHP Genel Başkanı oldu ve CHP’de ‘‘Ecevit dönemi’’ başladı. Ecevit genel başkan seçildikten sonra dağa taşa ‘‘Karaoğlan’’ yazılarının yazıldığı bir dönem başladı. Rahşan Ecevit, eşi kamyon üzerinde konuşurken halkın arasında kendisini izlerdi. Bir gün biri, ‘‘Hangisi Ecevit’’ diye sorunca ‘‘mavi gömlekli’’ dedi ve bundan sonra Bülent Ecevit hep mavi gömlek giydi. 26 Ocak 1974’te CHPMSP hükümeti kuruldu, Ecevit başbakandı. Ecevit, 20 Temmuz 1974 tarihinde gerçekleştirilen Kıbrıs Harekâtı’ndan sonra ‘‘Kıbrıs Fatihi’’ diye anılmaya başlandı. Ancak, MSP ile ortaklık kolay değildi. 1 Kasım 1974’te hükümet bozuldu ve ardından Milliyetçi Cephe hükümetleri dönemi başladı. 5 Haziran 1977 seçimlerinde CHP, tarihinin en yüksek oyunu aldı: Yüzde 41.4. Ancak bu oran hükümet olmaya yetmedi. Ecevit’in azınlık hükümeti kurma girişimi başarısız oldu, güvenoyu alamadı. Süleyman Demirel de 2. MC hükümetini kurdu. Bu hükümet, 31 Aralık 1977 tarihinde Meclis’te yapılan oylamada gensoruyla düşürülen ilk hükümet oldu. ‘GÜNEŞ MOTEL’ HÜKÜMETİ Ecevit, hükümet kurma çalışmalarını yoğunlaştırdı. ‘‘Kumar borcu olmayan’’ 13 milletvekili aramaya başladı. CGP’li Turhan Feyzioğlu ve DP’li Faruk Sükan’ın ardından AP’lilere çengel atıldı. Güneş Motel’de yapılan görüşmeler sonucu 10 kişi bakanlık karşılığı ikna edildi. Enver Akova, Ali Rıza Septioğlu, Mustafa Kılıç, Şerafettin Elçi, Mete Tan, Tuncay Mataracı, Güneş Öngüt, Orhan Alp, Ahmet Karaarslan ve Hilmi İşgüzar bakan oldu. Ecevit üçüncü hükümetini kurup güvenoyu aldı. Bu süreç, Ecevit’in siyasal yaşamı boyunca en çok eleştirildiği konular arasında yer aldı. ‘‘Güneş Motel hükümeti’’ diye anılan bu hükümeti sürdürmek kolay olmadı. Birçok fireler verildi. Bu arada, TÜSİAD gazetelere verdiği ilanlarla Ecevit’i çekilmeye zorladı. Ecevit, ‘‘Bu devlet işadamlarının muhtırasıyla hükümet kurmaz, hükümet düşürmez. Bu ülkede halkın dediği olur, halkı sömürenlerin değil’’ karşılığını verdi. Ecevit hem parti içinden, hem de dışardan sıkıştırıldı. Ecevit hükümetinin sonu gelirken Demirel hükümeti güvenoyu aldı ve 12 Eylül öncesindeki son sivil hükümet 25 Kasım 1979’da kuruldu. 12 EYLÜL’DE ‘DÜDÜK ÇALINDI’ Terör tırmanıyordu. 27 Aralık 1979’da ‘‘Silahlı Kuvvetler’in görüşü’’ başlıklı mektup Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk’e verildi. Korutürk de bu mektubu Demirel ve Ecevit’e iletti. Asker, ‘‘tüm anayasal kuruluşların ve siyasal partilerin bir kere uyarılmasını’’ istiyordu. Ancak muhataplar ‘‘alınmadı’’. Ülkenin içinde bulunduğu terör ve diğer sıkıntılara bir de Cumhurbaşkanlığı seçimleri eklendi. Cumhurbaşkanlığı süresi dolan Korutürk’ün yerine seçim yapılacaktı. AP ve CHP bir isim üzerinde uzlaşamıyordu. CHP, eski Hava Kuvvetleri Komutanı Muhsin Batur’u, AP de Sadettin Bilgiç’i aday gösterdi. 114. tura gelinmiş, ancak seçim yapılamamıştı. Ecevit, 12 Eylül’den bir hafta önce 6 Eylül 1980’de Petrolİş genel kurulunda işçilere ‘‘Tribünlerden sahaya inin’’ çağrısında bulundu. Ecevit, işçilere ‘‘Türkiye’de sanki bir maç oynanıyor. Bu maçta sahada siyasal partiler ve siyaset adamları var. Toplumun büyük kesimiyse tribünlerde seyirci durumunda. (...) Sonunda korkarım ki biri çıkar, düdüğü çalar. Oyun bitti, herkes evine der ve bir anlamsız oyuna dönüşen demokrasi de böylece sona erer’’ diye seslendi. Ecevit’in bu öngörüsü bir hafta bile geçmeden doğrulandı. Takvimler 12 Eylül 1980’i gösterdiğinde ‘‘düdük çalındı’’ ve ‘‘Oyun bitti’’ denildi. Asker yönetime el koydu. CHP’DEN İSTİFA İLKELERİNDEN ÖDÜN VERMEDİ ‘İstifa’lar ve ‘dönüş’ler Bülent Ecevit, siyasal yaşamı boyunca ilkelerinden ödün vermedi. Seçim başarısızlıkları sonunda da istifa etmekten kaçınmadı. Siyasal yaşamındaki bu gelgitlerle ilgili satır başları da şöyle: CHP’de hızla yükseliş: 1954 yılında CHP’ye üye olan Bülent Ecevit, 1957 yılında CHP milletvekili seçildi. 1966 yılında CHP Genel Sekreteri oldu. Ancak, 1971 yılında bu görevinden istifa etti. Bir yıl sonra, 14 Mayıs 1972 tarihinde ise CHP Genel Başkanı oldu. Ecevit Başbakan: Ecevit 1974 yılında ilk kez Başbakan oldu. MSP lideri Necmettin Erbakan’la ilk hükümetini kurdu. Bu hükümetin ömrü 10 ay sürdü. Büyük seçim zaferi: 1977 seçimlerinde Ecevit sola tarihteki en büyük seçim zaferini kazandırdı. CHP, yüzde 41.3 oy aldı. Ancak bu oy hükümet kurmaya yetmedi. Ecevit azınlık hükümeti güvenoyu alamadı. 1978 yılında Ecevit, üçüncü hükümeti olan ve ‘‘Güneş Motel hükümeti’’ olarak anılan hükümeti kurdu. Düşüş ve darbe: 1979 seçimlerinde CHP’nin oyu yüzde 29’a düştü. Ecevit başbakanlıktan istifa etti. 12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra Hamzakoy’a götürüldü. CHP’den istifa: Ecevit, 30 Ekim 1980 günü CHP Genel Başkanlığı’ndan istifa etti. 1983 yılına gelindiğinde ise ‘‘CHP misyonunu tamamladı. Artık yokum’’ dedi. DSP dönemi: 1987 yılında siyasi yasaklar kalkınca DSP Genel Başkanı oldu. Yine istifa: Erken seçimlerde DSP barajın altında kalınca 1988 yılında DSP Genel Başkanlığı’ndan istifa etti. Ancak, uzun baskılar, ricalar, yalvarmalar sonunda bir yıl sonra yeniden DSP Genel Başkanı oldu. Son Başbakanlık: 11 Ocak 1999 tarihinde kurulan seçim hükümetinin başbakanı oldu. 18 Nisan 1999 seçimlerinden DSP birinci parti olarak çıktı. Ecevit, DSPMHPANAP hükümetinin başbakanı oldu. Ve son bırakış: Karaoğlan yaşlandı, partisi dağıldı, seçimlerde barajın altında kaldı. Ve DSP’nin 25 Temmuz 2004 tarihinde yapılan 6. olağan kurultayında aktif siyaseti bıraktı. GELGİTLERLE DOLU SİYASET Solu ‘yüzde ’lere’ çıkardı Bülent Ecevit’in siyasal yaşamı barajların altından yüzde 42’lere dek uzanan gelgitlerle dolu. Solu bugün hayallerin bile ulaşamayacağı yüzde 40’larla tanıştıran da o, barajın altında kalıp parlamento dışında kalan da. Zaferi de tanıyordu, yenilgiyi de. Ecevit’in CHP’nin genel başkanı olduğu 1972 yılından sonra CHP ve daha sonra kurduğu DSP’nin bazı seçimlerde aldığı oy oranları şöyle: YILLAR OY ORANI CHP 1973 33.3 1977 41.3 1977 (Senato) 42.3 1979 (Ara) 29.1 DSP 1987 8.6 1989 (Yerel) 8.9 1991 10.8 1995 14.6 1996 (Ara yerel) 9.14 1999 22.19 2002 1.22 2004 (Yerel) 2.13 Ecevit, 12 Eylül 1980 sabahı ‘‘TSK’nin konuğu olarak’’ Hamzakoy’a götürüldü. AP Genel Başkanı Süleyman Demirel ile eşi Nazmiye Demirel de oradaydı. Bu zorunlu konukluk bir ay sürdü. Hamzakoy süreci, Ecevit’i CHP’den kopma noktasına getirdi. 30 Ekim 1980’de CHP Genel Başkanlığı’ndan 1954 yılında CHP’ye üye olan Bülent Ecevit, 1957 yılında CHP milletvekili seçildi. 1966 yılında CHP Genel Sekreteri oldu. istifa etti. Ecevit, ‘‘Zorunlu olacağı Ancak, 1971 yılında bu görevinden istifa etti. Bir yıl sonra, 14 Mayıs 1972 tarihinde ise CHP Genel Başkanı oldu. Ecevit’in anlaşılan bu ayrılışı şimdi gerçekleştirmekte yarar gördüm. Bu siyasi yaşamı hep iniş ve çıkışlarla geçti. dönemde tüm parti çalışmaları yasaklandığı gibi, genel başkanlık görevlerini yerine getirebilmem de KAVAKÇI’NIN TÜRBANLA YEMİN TÖRENİNE GELMESİNE TEPKİ GÖSTERMİŞTİ olanaksızdı. O nedenle genel başkanlığı bırakmam, partide bir yönetim sorunu yaratmayacaktır’’ dedi. 12 Eylül sonrasında siyasal mücadelesini mahkemelerde verdi. Mahkeme salonlarında ‘‘yalnız bırakıldığını’’ vurgulayan Ecevit, bunu Ecevit, FP İstanbul Milletvekili Merve çevresindekilerin eğitime verdikleri önem lığıyla manşetten verdiği bir haberde Ecehiç unutmadı. Yeni parti kurma çabaları Kavakçı’nın TBMM’de yemin törenine türve bunu Atatürk ve laikliğe aykırı olmayan vit’in ‘‘II. Abdülhamit’in çok başarılı tarafsürecinde CHP’lilere hep soğuk banla gelmesine ‘‘Lütfen bu hanıma hadbiçimde uygulamaları da önemli. Sibirları var. Eğitim ve ulaşımda çok başarılı atıyaklaştı. ‘‘Arayış’’ dergisini çıkarmaya dini bildiriniz’’ diye tepki göstermişti. Aynı ya’da, Moğolistan’da kolejler açıyorlar. Ve lımlar yaptı’’ sözleri yer aldı. Bu sözlebaşladı. Bu dergide imzasız başyazılar Ecevit’in bazı mesajları ise tepkiyle karşıburalarda laikliğe aykırı eğitim olmadığı r tabanda infial yarattı, istifalar başladı. Esyazdı. landı. Ecevit, gazeteci Fikret Bila’nın sobelli. (...) Geriye bir tek Sayın Gülen’in kraki bakanlarından Zekeriya Temizel ve HikMilli Güvenlik Konseyi’nin bildirilerine rularını yanıtlarken Fethullah Gülen’le 3 vat takmaması kalıyor ama çevresine bakmet Uluğbay, bu sözlere gerekli tepkinin muhalefet ettiği gerekçesiyle yargılanan kez görüştüğünü söylüyordu: tığımızda o insanların kravat taktıklarını da gösterilmediği gerekçesiyle istifa ettiler. Ecevit tutuklandı ve 3 Aralık 1981 günü ‘‘Şimdi 1970’lerdeki verilerle eleştiriler görüyoruz.’’ Dilekçede ‘‘Mustafa Kemal Atatürk’ün NuAnkara Kapalı Cezaevi’ne girdi. yöneltiliyor. Oysa insanlara değişme hakEcevit’in ‘‘Yararlı tarikatlar da vardır’’ ve tuk’ta belgelere dayanarak yaptığı, son Ardından Askeri Dil Okulu’ndaki kı tanınmalıdır. Ben bugünkü gözlemlerim ‘‘Takıyye zamanla içtenliğe dönüşebilir’’ padişah Vahdettin’e yönelik betimlemecezaevi günleri başladı... Ve, ‘‘Sevgili içinde Fethullah Gülen ve çevresindekilesözleri de günlerce tartışıldı. Yaşamının nin duyumlara dayanan bilgilerle tartışmaRahşanım’’, ‘‘Sevgili Bülendim’’ ri rejim için kaygı verici bir durumda görson döneminde bu kez ‘‘Vahdettin hain ya açılmasını, başka tartışmaların da yomektuplaşmaları... müyorum. Laiklik açısından bir tehdit oluşdeğil’’ çıkışıyla ortalığı karıştırdı. Vakit galunu açacak tehlikeli ve anlamsız bir deturdukları izlenimini almıyorum. Gülen ve zetesinin ‘‘Ecevit yine çok kızdıracak’’ başğerlendirme olarak görüyoruz’’ denildi. S Ü R E C E K Gülen ve Vahdettin’e yaklaşım
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle