02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

4 Mustafa ÖZBEK Türkiyem Topluluğu Sözcüsü izler, devletimize ödediğimiz vergilerin, evlatlarımıza sıkılan kurşunlar olarak ocaklarımıza dönmesini, ocaklarımızı söndürmesini istemiyoruz. Bu kurşunları sıkanların da sıktıranların da Barzani’siyle, Talabani’siyle, Peşmergesi, PKK’sıyla kökünün kurutulmasını istiyoruz.Bu yapılmadığı müddetçe ciğerimiz yanmaya devam edecek." Bir Şehit Annesi ‘Hahh!.. İşte Şimdi Tamam’ diyebilmek için... C S TRATEJİ yine aynı duygularda buluşup birleşmiş ve 21 Şubat 2008 Perşembe günü akşam saat 19.00'da Irak’ın kuzeyinde kara harekatını başlatmıştır. Kara harekatınının bu hava koşullarında başlatılması, harekata katılan asker sayısının 10 bin olması, Irak'ın Kuzeyindeki Peşmergelerin askerimize engel olma çabaları, harekatın daha başlangıcında bazı çevrelerin 'Ne zaman geri döneceğiz?' sorularıyla askerimize karşı psikolojik savaş başlatması ve uluslararası çevrelerin harekat hakkında yaptıkları ‘negatif ’ açıklamalar Türkiye'nin bu harekatın daha ilk günlerinde karşısına çıkan ve çıkarılan engellerdir. Harekatın ilerleyen günlerinde bu engellemelerin nasıl çoğalacağını ve maksadını birlikte göreceğiz. Bu engelleri sağduyusuyla yerle bir edecek tek güç, yine yüce Türk milletidir. İşte bu yüzden Irak'ın kuzeyine yönelik olağanüstü zor koşullarda başlatılan bu harekata 10 bin Türk askeri ile birlikte acılarını, gözyaşlarını ve öfkelerini kuşanan 70 milyon insanımız da hayır dualarıyla katılmaktadır. "B HAREKATIN İLK GÜNLERİNDE... Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından 2007 yılının sonlarında başlatılan sınır ötesi operasyonlarından umutluyduk. Bu operasyonların zaman zaman PKK üniforması zaman zaman da peşmerge kıyafeti giyen katil sürüsüne büyük kayıplar verdirmesini bekliyorduk. Ama özellikle hava harekatı olarak kendini gösteren sınır ötesi operasyonlar, doğrusunu söylemek gerekirse milletimizi manevi anlamda rahatlatamadı. Hava operasyonlarının sonuçlarını ilgi ve dikkatle izlememize, çok istememize rağmen "Hahhh.. İşte şimdi tamam..." diyemiyorduk... Amerika’nın ilişkileri, hesapları ve engelleri böyle düşünmemizi ne yazık ki engelleyemedi. Amerika'nın Türkiye'yi 'Şeytan Üçgeni'nin yeni versiyonu olan Beyaz Saray, Pentagon ve CIA kıskacına alıp, kırmızı çizgilerimizi 'hiçe sayan' bir Irak Politikası oluşturma çabalarına odaklanması ve Başkanı, Dışişleri Bakanı, Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanı ile birlikte izlediği Amerikan Dış Politikası, Türkiye’de Amerikan düşmanlığının artmasına basamak oldu. Irak'taki Peşmerge çetelerinin başındaki ‘yabaninin’ küstahlık boyutunu da aşan ve kişiğiliğinin yansıması olarak aşağılık bir dille, boyuna bosuna bakmadan savurduğu tehditler, Türk milletinin "Bu aşağılık adam, bu tehditleri neye güvenerek savuruyor" diyerek Amerika'nın samimiyetini sorgulamasına yol açtı. Daha da vahimi, üzerindeki Amerikan gölgesinden dolayı sınır ötesi hava operasyonlarının zaman zaman bir 'şov' olarak algılanmasına sebep oldu. Harekata katılan kobra helikopteri... Güvenlik koridoru şart ALLAH’A VE ORDUMUZA GÜVENİYORUZ... Operasyon konusunda ABD'nin ortaklığına ve yardımlarına kaygıyla bakan Türk Milletinin, tek inandığı güç Türk Silahlı Kuvvetleri yani Türk Ordusu olmuştur. Çünkü, Türk Milleti önce Allah'a sonra da askerinden generaline kadar Türk Ordusu'na güvenir. Her ne kadar son yıllarda İkinci Cumhuriyetçilerin, AB ile elele, gönül gönüle verip, Türk Ordusu aleyhinde yayınlar ve açıkamalar yaparak bu güveni aşağılara düşürme çabaları devam ediyor olsa da Türk Milleti'nin Türk Ordusu'na olan güveni hiç eksilmemiştir, eksilmeyecektir. Türk milletinin kurumlara duyduğu güven sıralamasında, Türk Ordusu, dün olduğu gibi bugün de daima birinci sırada olmuştur. Ankara Ticaret Odası’nın yapmış olduğu ankete katılanların yüzde 55'ine göre Ordu güven sıralamasında birinci olurken, hükümet yüzde 14 ile ikinci, medya ise sonuncudur. Avrupa Birliğinin yayın organı Eurobarometre ve iktidar partisi AKP tarafından yapılan anketlerde de birincilik sırası Türk Ordusu'ndadır. İşte Türk'ün 'Şerefli Ordusu' yüce milletimizle TÜRK MİLLETİNİN İSTEDİĞİ... Aziz milletimiz ,hem Türk Ordusunun askeri hem de hükümetin siyasi reflekslerini rahatça ortaya koyabilmeleri için gereken desteği vermeye devam edecektir. Bu harekat, Türkiye'ye büyük acılar yaşatanlara karşı başlatılmış bir harekat olup, bir anlamda da terörle mücadelede başarıya ulaşmamız için son şanstır. Biz inanıyoruz ki bu harekat başarıya ulaşacaktır. Tıpkı 1974 senesinde Kıbrısta yaptığı gibi Türk Ordusu, bu harekattan da 'alnının akıyla' dönecektir. Başlatılan kara harekatının nasıl bir sonuca ulaşması konusunda yüce milletimizin arzusunun şu noktalarda toplandığı görülecektir: PKK terör örgütü, nereye kadar uzanırsa, Türk Ordusu oraya kadar ulaşmalı ve bu katillerin kökünü kazımalıdır. Bu harekat ile bir daha PKK diye bir terör örgütünü Türk Milleti'nin ve Türk Ordusu'nun başına ‘bela’ edecek peşmerge bozuntuları da etkisiz hale getirilmelidir. Bu harekat, Irak'ın kuzeyinde yaşayan ve bölgenin asli unsurları olan Kerkük, Musul ve Telafer'deki soydaşlarımızın, Türkmenler'in can, mal ve toprak güvenliğinin garantisini sağlamalıdır. Türk Ordusu, Kara Harekatını gerçekleştirerek Türkiye'nin askeri refleksini göstermiştir. Şimdi de sıra Başbakan'da ve Hükümettedir. Hükümet, terör örgütünün karargahlarının bulunduğu Kandil Dağı’nın dokunulmazlığına son veren, Irak'ın kuzeyinden başlayarak Türkiye'nin içlerine kadar uzanan bir güvenlik koridoru oluşturulması yönünde girişimleri derhal başlatmalıdır. Bu yapılmadan geri dönülürse, it sürüsü yine yeniden bu ülkenin başına musallat olacaktır. Türk ordusunun kontrolündeki bir Güvenlik Koridoru şarttır. Aksi takdirde attığımız taş, ürküttüğümüz kuşa değmeyecektir. Bunları yapmadan da şerefli ordumuz Irak'ın kuzeyinden asla dönmemelidir. Eğer bugünkü siyasi irade, Türk Silahlı kuvvetleri'nin başlattığı kara harekatının başarısını sürekli kılmak yolunda, Irak’ın kuzeyinden başlayan Kerkük, Musul ve Telafer'i de güzergahı içine alan bir güvenlik koridorunu oluşturmayı başarırsa, bu harekatı oya tahvil edeceği yolundaki iddiaları çürütmüş olmakla kalmayacak, milletimizin de takdirini kazanacaktır. Türkiye, Irak’ın kuzeyine başlatılan kara harekatının, milletin ‘gazını almaya’ yönelik, bir ‘GirÇık Harekatı’ olmadığını dünyaya göstermelidir. Türk Milleti, "Hahh... İşte şimdi tamam…" deyinceye kadar, bu harekat devam etmelidir. Kısaca, bu harekatın felsefesi 'Ya Hep Ya Hiç ' olmalıdır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle