02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

10 H. Miray VURMAY TUSAM Ortadoğu Araştırmaları Masası [email protected] Filistin, Kosova’nın bağımsızlık yöntemini tartışıyor… C S TRATEJİ Rabbo'dan geldi. Rabbo, OlmertAbbas görüşmesinin yarattığı boşluk duygusunun verdiği ruh hali ile olsa gerek yaptığı açıklamada "İsrail, bizi oyalıyor; İsrail'le yürütülen barış görüşmelerinden sonuç alınamadığı takdirde, biz de Kosova örneğini izleyerek, tek taraflı olarak bağımsızlığımızı ilan edebiliriz" ifadelerini kullandı. Ancak Filistin’de herkes Rabbo gibi düşünmüyor. Nitekim Kosova açıklamasının hemen ardından Filistin’den hem de aynı kanattan El Fetih’in önde gelen bir başka ismi olan Saib Erekat’tan Filistin’deki Kosova tartışmasını alevlendiren bir açıklama geldi. Filistin Kurtuluş Örgütü’nün 1988’deki sonuçsuz kalan bağımsızlık ilanına atıfta bulunan Erakat "Bağımsızlık sadece bir ilandan ibaret değildir. Asıl olan gerçekten bağımsız olmaktır. Biz Kosova değiliz. Topraklarımızda NATO ya da BM yok. Bizler işgal altındayız. Gerçek bağımsızlık ve tam egemenlik ancak İsrail'in topraklarımızdan çekilmesiyle mümkün olacak" diyerek Kosova’nın Filistin için emsal oluşturamayacağını savundu. Görüldüğü üzere Filistin’de Kosova’nın bağımsızlığı vakit kaybetmeden tartışılmaya başlandı. Farklı görüşler olsa da Kosova’nın Filistin’de bir şeyleri harekete geçirdiği ya da hızlandırdığı bir gerçek. Nitekim Filistin’de, daha doğrusu Filistin’in Batı tarafından kabul gören, muhatap kabul edilen El Fetih kanadında "Kosova’nın bağımsızlığı Filistin’e emsal teşkil etmeyebilir evet çünkü şartlar aynı değil ama konjonktür aynı" düşüncesi hakim görünüyor. Buradaki "konjonktür"den kasıt ise "ABD’nin tutumu, vaadi" olarak nitelendiriliyor. Kosova’nın ABD "sayesinde" bağımsız olduğuna vurgular yapılarak, ister Kosova gibi olsun ister olmasın her halükarda bağımsızlığın ABD eliyle geleceğine "razı olan" El Fetih kanadı, "doğru yolda" olduğunu düşünüyor olsa gerek. Başka bir deyişle her ne kadar görüşler çeşitli de olsa kulislerde konuşulan konu aynı, şöyle ya da böyle Filistin bir şekilde bağımsız olacak ve bu bağımsızlık ya ABD eliyle ya da ABD eliyle olacak. Zaten Filistin (El Fetih) de kendisini ABD’nin özgürlüğe götürecek olan kollarına çoktan bırakmış durumda. Yani Kosova Filistin için bir model olacaksa belki de tek ortak noktası bağımsızlığı ilan edecek olan cümledeki gizli öznenin "ABD" olması olacak. Öyle ya Annapolis Zirvesi’ni manşetine taşıyan The Economist’in 2430 Kasım 2007 tarihli sayısının kapağında yer alan ABD Başkanı George W. Bush’un fotoğrafı üzerinde büyük puntolarla aynen şöyle yazıyordu "Mr. Filistin (Bay Filistin): Filistin Devleti’ni gerçeğe dönüştürebilecek tek adam"… T akvim yaprakları 1964’ü gösterdiğinde ABD’nin 34. başkanı Dwight Eisenhower Vietnam'dan geri çekilme yönünde gelen yoğun baskılar karşısında Vietnam'ı kaybetmeleri durumunda bölgedeki diğer ülkelerin de tıpkı domino taşlarının yıkılması gibi teker teker "komünizmin pençesine düşeceğini" dile getirmişti. Eisenhower’ın bu çıkışı ABD'nin günden güne batağa saplanmasına rağmen uzun yıllar boyunca büyük bir ısrar ve inatla Vietnam'dan çekilmemesine adeta bir kılıf olmuştu. ABD bu teoriyi pek bir sevmiş, benimsemiş olmalı ki bundan sonra özellikle Soğuk Savaş süresince ABD’li politikacılar domino teorisini dillerinden hiç düşürmediler. Soğuk Savaş dönemindeki dehşet dengesinin yarattığı korku rüzgarı ile bir dönem son derece popüler olan domino teorisinin yıldızı şimdilerde yeniden parıldamaya başlamış görünüyor. Bu sefer Balkanlardan esmeye başlayan domino fırtınasının adeta bir tsunami gibi tüm dünyayı etkileyeceği konuşuluyor. Kosova’nın, domino teorisini uluslararası ilişkiler literatürüne armağan eden Eisenhower’ın ABD’sinin süpervizörlüğünde bağımsızlığına kavuşması küresel sistemi ciddi ölçüde sersemletti. Birçok devlet acaba beni de etkiler mi kaygısına düşerken, Kosova’nın bağımsızlığını ilan etmesi, bağımsızlık hayali kuranlara da ister istemez cesaret ve umut verdi. Kosova’nın bağımsızlığı ile umutları yeşerenlerin listesi oldukça uzun. Özellikle Kafkaslarda ve Ortadoğu’da bağımsızlık peşinde koşan onlarca etnik grup, özerk bölge ya da topluluk var. Söz konusu listenin Ortadoğu ayağının başında ise hiç şüphesiz ki Filistin geliyor. Zira Kosova’nın bağımsızlık ABD eliyle bağımsızlık Kosova’nın ABD desteğiyle bağımsızlığını kazanmasının ardından aynı yöntem Filistin’de de hararetle tartışılmaya başlandı. "Batı’nın güdümündeki Filistin" olarak bilinen El Fetih’in bu düşünceyi tartışması, pratikte Batı Şeria için geçerli olabilir. Hamas kontrolündeki Gazze ise bölünen bütünün diğer parçası… tartışmalarının alevlendiği 2007’nin sonlarında yapılan ve İsrailFilistin barışının görüşüldüğü Annapolis Zirvesi sırasında İsrail basını, Annapolis kadar hatta belki de daha fazla, o dönemde yoğunlaşan Kosova görüşmelerine yer vermişti. Çünkü İsrail Kosova’nın olası bağımsızlığının Filistin’deki dengeleri değiştirmesinden endişe duyuyordu. Kosova’nın bağımsızlığını ilan etmesinin ardından ise Tel Aviv’den gelen ilk resmi açıklama endişeliden ziyade temkinli oldu. Kosova’ya ilişkin İsrail basınının tavrı da bu bağlamda nötr olarak nitelendirilebilir. Genel anlamda İsrail’de Kosova’ya dair bağımsızlık öncesinde hakim olan tedirginliğin yerini bağımsızlık sonrası soğuk kanlı bir tavır almış görünüyor. Çünkü İsrail, kadim müttefiki ABD’nin politikalarına ters düşmemek, dünya kamuoyunda zaten kötü olan imajını daha da fazla zedelememek ve aynı zamanda Filistin’in eline koz vermemek için bekle ve gör politikası izliyor. Zira İsrail Dışişleri Bakanlığı’ndan gelen ilk açıklama da bu yönde. Açıklamada İsrail’in gelişmeleri yakından takip ettiği ancak Kosova’yı tanıyan ilk ülkelerden biri olmayacağı dile getirildi. HANGİ FİLİSTİN? Bağımsız Filistin, ABD, Bush sözcüklerini aynı cümlede kullanmışken bu noktada akıllara takılan, takılması gereken "o" soruyu atlamamak gerekiyor. Yazının başından beri vurgulandığı gibi Filistin’de ABD merkezli bağımsızlık senaryoları yazan taraf El Fetih. Yani Haziran 2007’den bu yana fiili olarak bölünmüş olan Filistin’in yüzünü ABD’ye/Batı’ya dönmüş, sırtını yine aynı ABD’ye/Batı’ya dayamış olan "ılımlı kanadı". Başka bir deyişle Filistin’in hepsi değil yarısı. Bush gerçekten "Mr. Filistin" unvanını alıp Filistin’i bağımsızlığına kavuşturacaksa o vakit büyük üstat Atilla İlhan’ın aziz hatırasına selam ederek şu soruyu sormak gerekecek "Hangi Filistin?" Aksi takdirde bu soruyu sormazsak tüm yazılanlar suya yazılmış olacak. Çünkü ortada bir gerçek varsa eğer Filistin’e dair, daha doğrusu gerçek kırıntıları kaldıysa şayet, o da ortada tek bir Filistin olmadığı gerçeğidir. Çünkü açık bir şekilde görülüyor ki "Mr. Filistin" tarafından bahşedilecek bir Filistin, sadece Batı Şeria’da ve El Fetih’in Filistin’i olacak. Peki o zaman Gazze’de yaşayan 1.5 milyon Filistinli ne olacak? YA ABD İLE, YA DA ABD İLE... Gelelim Kosova’nın Filistin’den nasıl göründüğüne. Tam 60 yıldır bağımsızlık hayalleri ile yaşayan Filistin’de, Kosova ile birlikte yeni bağımsızlık senaryoları yazılmaya başlandı bile. Ancak Kosova modeli Filistinlilere genel anlamda cesaret vermiş olsa da tartışmaları da beraberinde getirdi. Filistin cephesinden Kosova’ya yönelik ilk açıklama Annapolis sonrasında bir rutin haline gelen son OlmertAbbas görüşmesinden yine eli boş dönülmesinin ardından Filistin Özerk Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas'ın baş danışmanlarından Yaser Abed Abbas, Bush’tan bağımsızlık sözü aldığı Annapolis Zirvesi’nde...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle