02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

C S hazırlanan senaryo… TRATEJİ 13 görmeli dönüşmemesi gerekiyordu "Büyük Kürdistan'ın" gerçekleşmesi için… Türkiye ise Ortadoğu'da önemli bir konuma sahipti, Amerikan çıkarlarını koruyordu, ABD’nin askeri üsleri vardı, iyi bir silah pazarıydı, İsrail ile ilişkileri iyiydi, elden çıkarılamazdı. PKK'ya gelince, her ne kadar BOP projesinde görevler üstlenmiş ise de, sonuçta bir terör örgütüydü ve Batılı dünya bunu kabul etmişti. Bu durumda ancak PKK'dan vazgeçilebilirdi, hem kullanılır hem de kısmen feda edilebilirdi ama nasıl? Amerika doğrudan PKK'yı vursa, önemli bir taşeron güç yok edilmiş olacaktı, bu iyi bir çözüm değildi çünkü ilerde ona iş düşecekti. Barzani PKK'yı vursa, Kürtler arasına nifak sokulmuş olurdu ki, bu hiç iyi değildi, üstelik Barzani'nin PKK ile çatışması oldukça zordu. Türkiye PKK'yı vursa, bu iyi bir çözümdü, bunun bir mahzuru yoktu hem de bu, bir taşla dört beş kuş demekti. Nasıl mı? Bir: Türkiye öteden beri PKK'yı Irak'ta yok etmek istiyordu, kamuoyu buna hazırdı, Irak hava sahası Türklere açılırsa, hem Türkiye'nin gönlü yapılmış olur, hem PKK biraz hırpalanıp gözdağı verilir, hem de Barzani ile Türkiye arasındaki ilişkiler yumuşar ve gelişirdi. İki: Türkiye'deki Amerikan karşıtlığı önlenir hem de öteden beri desteklediği Erdoğan’a siyasi başarı sağlardı. Üç: BOP projesinde görevli Erdoğan, bu siyasi avantajı değerlendirir ve gelecekte kurulması planlanan özerk yapının temelini atacak yeni anayasa değişikliklerinin meclisten geçirilmesini kolayca sağlardı. Dört: PKK'ya karşı Barzani'nin bölgede otoritesi sağlanırdı, "Büyük Kürdistan'ın" müstakbel lideri olarak… Beş: 2008 seçimlerine Oğul Bush, az da olsa istikrar sağlanmış bir Irak, kuzeyde tam otorite ve güneye örnek teşkil edecek güçlü bir Barzani, gönlü yapılmış bir Türkiye ile girecek ve elbette ki avantaj sağlayacaktı. Bir süre sonra Türkiye’nin bir bölgesine özerklik verilmesi, Barzani’nin ‘büyük Kürdistan’ın lideri yapılması, Türkiye’deki Amerikan karşıtlığının yumuşatılması senaryonun bir parçası. PKK’nın bazı unsurlarının İran’a, Suriye’ye karşı kullanılması veya Barzani’ye katılması dayatılıyor, seçenekleri reddedenlere ise kurtuluş yok. hepsi silah bırakıp dönebilirdi, onlar için af garanti idi. İkincisi seçenek ise; birincinin aynıydı, kabul etmeyenlerin cezası ölümdü. SENARYO GERÇEK OLURSA... Peki, bu senaryo hayata geçerse ne olacaktır? PKK eylemleri büyük ölçüde duracak yerini toplumsal olaylar alacaktır. PKK'nın siyasallaşma değil, Genelkurmay Başkanı’nın belirttiği gibi legalleşme çabaları hayata geçirilecektir. PKK, İran ve Suriye'de faaliyetlerini sürdürecek, Irak'taki faaliyetlerin tek adresi ise Barzani olacaktır. PKK'dan teslim olanlara af ilan edilecektir, kaldı ki, TCK. Md. 221 bunu sağlamak için yeterlidir, yeni kanuna ihtiyaç yoktur. Avrupa'daki PKK'nın siyasi cephe teşkilatları faaliyetlerini sürdürecektir. Bir kısım PKK'lı Barzani tarafından Türkiye'ye teslim edilecektir. Bunun iki sonucu olacaktır; bir; Barzani halka sempatik gösterilip Türkiye'nin Kürt devletini tanıması için uygun ortam hazırlanacak, iki; hükümet, teröristleri dağdan indirdim, diyerek siyasi rant sağlayacaktır. Bu durumda, Türkiye’nin doğusunda özerk bir yapının yasal zemini hazırlanmış olacak, Türk ulusunun da birlik bütünlük ve bekası lafta kalacaktır. İşte 5 Kasım'da Başkan Bush ile görüşmeden çıkan sonuç budur ama bize söylenen; anlık istihbarat ve PKK müşterek düşman, sloganıdır! Bize söylenen; demokrasi, insan hakları, barış ve kardeşlik, akan kanlar dursun, sloganlarıdır ama uygulamaya konmak istenen senaryo, ülkemizi bölme senaryosudur! Şimdi Türk Hava Kuvvetleri Irak'taki PKK yuvalarını vuruyor. Medya manşet atıyor, PKK dağılıyor, diye. Doğru dağılıyor ama nasıl? Yaralılar ve örgütten kaçanlar Barzani'ye sığınıyor, PKK'ya Barzani adresi gösteriliyor! Bir kısım PKK'lı İran'a diğer bir kısmı Suriye'ye çekiliyor. Kalan fedailer ise Hakurk, Zap, Metina, Şive ve Kandil'deki PKK kamplarında nöbet tutuyor. Aslında PKK kılık değiştiriyor; Barzani’nin koruması altına giriyor, Barzani de hem PKK'nın hem de Büyük Kürdistan hayalinin liderliğine oynuyor! Bu çerçevede yaptığımız sınır ötesi hava harekâtlarına yakından bir bakalım. Vurulan yerler neresidir; Hakurk, Basyan, Avaşin, Sinat, Haftanin! Bu PKK’NIN GELECEĞİ PKK’nın ne olacağı konusunda ise, işte onu bizatihi PKK'nın kendisi bilirdi. Onlara tercih yapma şansı verilirdi bu güne kadar yapmış oldukları hizmetlerine karşılık, hem de iki seçenek: Birinci seçenek: PKK'nın gerek lider gerekse dağ kadrosunda İranlı, Suriyeli ve Iraklı Kürtler de vardı, bunlar ülkelerindeki PKK oluşumlarına katılır, varlık ve eylemlerini orada sürdürebilirlerdi PJAK gibi. Bunu istemeyenler ise Barzani'ye katılabilirdi. Zaten Barzani 1992'den beri PKK'dan kaçanları korumakta ve onları Özel Kuvvetler çatısı altında toplamaktaydı. Bu durumda ABD'nin desteği hem PKK'ya hem de Barzani'ye sürmüş olurdu. Çünkü gelecekte İran ve Suriye'nin parçalanması söz konusu olduğunda bu PKK'lılara ihtiyaç olacaktı. PKK'nın yönetici kadrosuna gelince, bir kısmı İran ve Suriye'deki yeni oluşumun başına gider yerinde yönetirdi, isteyen Barzani'de kalırdı. Türkiye'ye gideceklere af çıkarmak ve siyasi haklar vermek için elden gelen yapılırdı. İsteyen tanık koruma programına alınır, yüzü değiştirilir ve yeni bir yaşam da sunulabilirdi. Türkiye'ye dönmek isteyenlere kapı açıktı, kamplar PKK’nın yirmi yıldır elinde bulundurduğu kamplardır ve ülkemizin hemen güneyindedir yani PKK bir nefes kadar yakındır. Operasyon olacağı bilinmesine rağmen PKK geri çekilmiyorsa bu cesareti kimden almaktadır? İkincisi; harekât esnasında vurulan teröristler Barzani’ye bağlı hastanelerde tedavi görmektedir ve bu husus bizzat Genelkurmay tarafından açıklanmıştır. Bu teröristleri kim alıp gelecektir? Hala yerlerinde durduklarına göre verilen mesaj şudur; dağda silahlı iseniz terörist, yerde Barzani bölgesinde iseniz peşmerge! Bu harekâtlar bu kapsamda bahara kadar böyle sürerse, sonucu ne olur? Irak kuzeyinde güçlü ve bağımsız bir Barzani ortaya çıkar; PKK'yı koltuğunun altına, ABD'yi arkasına almış bir Barzani! Türkiye'nin desteğiyle Irak kuzeyinde güçlü ve müreffeh bir Kürt devletinin başkanı, Türkiye'nin doğusunda da söz sahibi, İran ve Suriye'deki PKK faaliyetlerini yöneten bir Barzani! PKK'nın ve Büyük Kürdistan'ın büyük lideri Barzani! Bu Barzani, PKK’nın silahlı eylemleri yerine doğudaki halkımızı devletle karşı karşıya getirmek için kitlesel eylemlere yönelecektir. Terör sorunu bitecek yerini etnik ayrımcılığa dayalı toplumsal olaylar alacak ve dünya gündemine oturacaktır. Bu senaryo, yedi bin yıllık Türk devletini parçalama senaryosudur. Ama bu senaryo burada bitmez, ta ki Türk varlığı Anadolu’dan silininceye kadar sürecektir bu senaryo! Peki, Kim, dur diyecek bu ihanet senaryosuna? Halkı çaresiz, yokluk ve yoksulluk içinde. Gençlik, Gazi Paşa'nın gençliği sorunları içinde kaybolmuş, Milli Eğitim Gülen tarikatının elinde, yeni nesilleri o yetiştiriyor. Doğuda yaşayan halk perişan, bir yanda PKK bir yanda Barzani, hani Türk devleti, hani devletimiz, diye kendi kendine soruyor. Onlar da çaresiz, olacakları bekliyor. Sanayici, odalar, borsalar, sivil toplum örgüt liderleri suskun, seyrediyor olan biteni, bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyerek. Durum böyle giderse fazla bir seçeneğimiz yok, iki seçenek apaçık ortada. Birinci seçenek; şimdi değil on yıl sonra, elli yıl sonra, yüz yıl sonra Anadolu’daki Türk varlığının tarih sahnesinden yok olması için, bugün atılan temellere bir kürek de biz harç atacağız. İkinci seçenek ise; biz bu senaryoyu geçen yüzyılın başından da biliyoruz deyip, bu yüzyılın başında da bozacağız…
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle