02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

operasyonlarına asker vermeleri NRF’in teşkilini zorlaştırmaktadır. Bükreş Zirvesi’nde NRF’nin çekirdek modüler sisteme geçmesi ve ani müdahale yeteneğinin azaltılması tartışılacaktır. NATOAB İLİŞKİLERİ Bükreş’te ele alınacak konulardan birisi de NATO ile AB arasındaki işbirliğinin geliştirilmesidir. Bu konuda hayli yol alınmasına rağmen, pratikte NATO’nun muharebe görevlerinde AB’nin ise kriz yönetimi, insani yardım, barışı destekleme gibi "yumuşak güvenlik" görevlerinde kullanılması gibi bir görev bölümü oluşmuştur. Bu durum ABD’yi rahatsız etmektedir. AB’nin NATO’dan bağımsız fakat NATO imkanlarını kullanarak harekat yapmasını öngören "Berlin Plus" düzenlemeleri zirvede gözden geçirilecek, günümüz koşullarına uygunluğu tartışılacaktır. Sarkozy ile birlikte Fransa’nın NATO’ya daha sıcak bakmasının, NATO–AB ilişkilerinde bu güne kadar Fransa’nın AB’yi ön plana çıkarmak isteyen tutumunda esneklik sağlaması beklenmektedir. NATO, Afganistan’da beklenen başarıyı gösteremedi. Bu ülkede ‘terörle mücadele’ edecek asker bulmak konusunda sıkıntı çekiliyor. Tüm üyelerden asker isteniyor. Ayrıca NATO’nun genişlemesi de Gürcistan ve Ukrayna nedeniyle sıcak konuların başında geliyor. 2010–2011 yıllarında yürürlüğe girebileceği tahmin edilmektedir. Kendi bağımsız nükleer gücünü NATO/ABD kontrolüne vermek istemeyen Fransa 1966 yılında NATO’nun askeri kanadından çıkmış, 1996 yılında yeniden dönmüştür. Ancak bu dönüş tam olmamıştır. Fransa Savunma Planlama Komitesi (DPC) ve Nükleer Planlama Grubu (NPG) dışında kalmaya devam etmektedir. Sarkozy Fransa’ya prestijli bir komuta makamı verilirse NATO’ya tam olarak döneceğini açıklamıştır. Bükreş Zirvesi’nde konu ele alınacaktır. C S TRATEJİ 23 ittifaka yeni yeteneklerin kazandırılmasıdır. Burada esas sorun Avrupalı üyelerin savunma harcamalarını kısmaları, ABD ile diğer üyelerin yetenekleri arasında uçurumun oluşmasıdır. 2007 yılında NATO’nun toplam 928 milyar dolar olan askeri harcamalarının yüzde 68’i (629,5 milyar dolar) tek başına ABD’ye aittir. Bu yetenek farkı yukarıda değinildiği gibi görev paylaşımında farklılaşmaya yol açmaktadır. Önceki zirvelerde kazanılması öngörülen yetenekler arasında stratejik ulaştırma, NBC savunması, keşif, gözetleme, istihbarat, harekat alanı füze savunması gibi yeteneklerin yanı sıra, bu zirvede balistik füze savunması için ABD’nin Çek Cumhuriyeti ve Polonya’ya yerleştirmeyi planladığı savunma sistemlerinin NATO sistemleri ile uyumu ve siber savaşa karşı yetenek geliştirilmesi gündeme gelecektir. Ayrıca enerji güvenliği de Riga Zirvesi’nde ittifakın gündemine alınmış, bu yönde yeteneklerin geliştirilmesi öngörülmüştür. BATININ ÇIKARLARI 2–4 Nisan’da Bükreş’te yapılacak NATO’nun devlet ve hükümet başkanları zirvesinde yukarıda belirtilen konularda önemli kararlar alınması beklenmektedir. Bu zirve NATO’nun değişen güvenlik ortamına ayak uydurma sürecinin devamıdır. Konuların tümü Türkiye’yi değişik düzeylerde ilgilendirmektedir. NATO bu gün sadece kendi ülkelerinin sınırlarını koruyan bir örgüt olmaktan çıkmış, ABD ve Avrupa’nın küresel çıkarlarını sağlayan bir konuma sokulmuştur. Mevcut hali ile NATO öncelikli güvenlik sorunlarımız olan bölücülük, Yunanistan ve Kıbrıs konularında Türkiye’ye bir güvenlik desteği sağlamaktan uzaktır. Bu nedenle NATO ile ilişkilerimiz kapsamlı olarak gözden geçirilmeye muhtaçtır. YENİ STRATEJİK KONSEPT NATO’nun halen yürürlükteki stratejik konsepti 1999 Washington zirvesinde kabul edilmiştir. Oysa o tarihten itibaren, NATO’nun genişlemesi, 11 Eylül olayı, Kosova, Afganistan, Irak harekatları gibi çok önemli olaylar yaşanmıştır. Bükreş zirvesinde bu olayların ışığı altında yeni bir stratejik konsept geliştirilmesi tartışılacaktır. Yeni konseptin 2009’daki Berlin Zirvesi’ne yetiştirilmesi istenmektedir. Ancak, ABD’de başkanlık seçimleri, Almanya’daki seçimler ve AB’nin kendi stratejik konseptini gözden geçirmesi süreci dikkate alındığında NATO’nun yeni konseptinin YENİ YETENEKLER NATO zirvelerinin değişmeyen gündem maddesi S T R A T E J İ Oktan ERDİKMEN K İ T A P L I Ğ I Türkiye ve Karanlık Savaş eşitsizlikleri derinleştirip, kökleştirdiğini değil, toplumsal, kültürel, manevi, ahlaki değerler söylemiyorlar. Zenginin daha zengin, yoksulun de çöküyor, çözülüyor, çürüyor. Topluma yön daha yoksul olduğunu, çok uluslu şirketlerin vermesi gereken kişi ve kurumlar büyük ölçüde kazancı katlanırken, açlıktan ölen bebeklerin susmuş ya da susturulmuş, teslim olmuş ya da sayısının da arttığını gündeme getirmiyorlar. yozlaşmış bulunuyorlar. Bilginin kirletilip, Emperyalizm gerçeğini saklamaya çalışırken, yönlendirildiği, insanların kötü gidişe karşı bağımsızlıktan, aydınlanmadan, duyarsızlaştırıldığı, tepkisizleştirildiği, çağdaşlıktan, uygarlıktan, en kötüsü de alıştırıldığı emekten yana olanları gözleniyor. Halkı Yazar: Barış DOSTER dinozorlukla, çağı uyarmaya, Bizim KitaplarŞubat 2008 yakalayamamakla, geri uyandırmaya kafalılıkla, tutuculukla çalışanlar ise genelde suçluyorlar." yalnız bırakılıyorlar. Yalnızca durum tespiti yapmakla kalmayan, aynı Gerçeklerle halk arasına kalın bir zamanda bugünlerde herkesin merak ettiği "Ne perde çekiliyor adeta. Kuşatma Yapmalı?" sorusuna yanıt arayan Doster, Gazi altındaki Türkiye’de psikolojik Mustafa Kemal’in yolunda yürüyenlere ithaf ettiği harbin, algı yönetiminin, siyasi, "Türkiye ve Karanlık Savaş" kitabında çözüme ekonomik, kültürel yönelik önerilerde de bulunuyor: yönlendirmelerin, kısacası "Milli Mücadele’nin stratejisini geliştirip karanlık savaşın tüm unsurları güncelleştirmenin yolu, laiklikle birlikte kullanılıyor. devrimciliğe, milliyetçilikle birlikte devletçiliğe, Küreselleşme, Yeni Dünya cumhuriyetçilikle birlikte halkçılığa aynı anda, Düzeni, Büyük Ortadoğu aynı duyarlılık, kararlılık ve kıskançlıkla sahip Projesi gibi cilalı lafları en çıkmaktan geçer. Çok çalışmaktan, çok çok edenler, ABD’nin Irak’ı düşünmekten, çok üretmekten geçer. Sağlıklı işgali sonrasında 1 milyonu aşkın kuşaklar yetiştirmekten, yüksek teknolojiye Iraklının öldüğünü dillendirmiyorlar. İnsan yönelmekten, tarımda verimliliği arttırmaktan, hakları, hukuk devleti, özgürlükler, sivil toplum, eğitimde bilimselliği yükseltmekten, yüksek ve demokrasi, piyasa ekonomisi gibi sözcükleri stratejik planlamadan geçer". dilinden düşürmeyenler, küreselleşmenin G azeteciÖğretim Üyesi Barış Doster’in, "Atatürk, Türk Dünyası ve Mazlum Milletler" ve "Kuşatma Altındaki Türkiye"den sonra "Türkiye ve Karanlık Savaş" adlı kitabı da piyasaya çıktı. Karanlık savaşı, askeri güçten daha fazla ekonominin ve psikolojik harp tekniklerinin kullanıldığı, politik ve diplomatik unsurların yanında, toplumsal, kültürel, ideolojik alanda da sürdürülen bir savaş türü olarak tanımlayan Doster, bu süreçte toplumun içeriden çökertilmesi için ekonomik maniplasyonların yapıldığını ve küreselleşme, piyasa ekonomisi, özelleştirme gibi kavramların işin kılıfı olarak sunulduğunu ifade ediyor. Karanlık Savaşın Araçları, ABD’nin Türkiye ve Bölge Üzerindeki Hesapları, Ekonominin Dış Politikadaki Önemi ve Türkiye’nin Tarihsel Birikimi olmak üzere dört ana bölüme ayrılan kitapta, Annan Planı’ndan Büyük Ortadoğu Projesi’ne, özelleştirmelerden Milli Mücadele’nin stratejisine kadar geniş bir konu yelpazesine değiniliyor. Kitapta yer alan değerlendirmelerden bir bölüm şöyle: "Türkiye’ye yönelik kuşatmanın, Türkiye üzerindeki karartmanın doruğa çıktığı bir dönemde yaşıyoruz. Sadece siyasi ve iktisadi yapı STRATEJİ KİTAPLIĞI STRATEJİ KİTAPLIĞI STRATEJİ KİTAPLIĞI STRATEJİ KİTAPLIĞI STRATEJİ KİTAPLIĞI STRATEJİ KİTAPLIĞI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle