17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Birliği’ne karşı geçmişte Afganistan’da yürürlüğe konulan "cihad"ı başlatan unsurlar ve şimdilerde ortaya çıkan benzeri terörist ve kontrol edilemez çizgideki radikal köktendinci birçok örgüt bu coğrafyada bol miktarda mevcut. Yani zemin stratejiyi uygulamaya çok uygun. Özbekistan açısından ise söz konusu stratejiyi uygulamak için kullanılabilecek en uygun yer jeopolitik konum itibariyle Andican idi. Özbekistan’ın 17 vilayetinden biri olan Andican, Fergana vadisindedir. Özbekistan’ın en verimli yerlerinden biri olduğu kadar nüfusun adeta Orta Avrupa ülkelerini andırırcasına çok yoğun olması, var olan Özbek çoğunluğa rağmen, bölgenin, Kazakistan, Tacikistan ve Kırgızistan arasında kalan dar alanında çok çeşitli etnik grubun bulunması bu vilayeti jeopolitik açıdan duyarlı bir konuma getiriyordu. İşte bütün bu nedenlerden dolayı Orta Asya’nın tam göbeğinde bir şerit gibi uzanan Andican vilayetinin dışarıdan sızabilecek unsurlara açık olduğunu da sezen yabancı güçler, özellikle bir taş atımı mesafesindeki Tacikistan ve Kırgızistan’daki karışık yapı ve yönetimden ve bunların zafiyetinden yararlanarak, Özbekistan’ı bölme yolundaki senaryolarını sahneye koyma kararı aldılar. 1213 Mayıs günü takriben 50100 kişi olduğu düşünülen ve silahlı olduğu söylenen terörist bir grup sınırlardan sızarak vilayetin başkenti olan Andican’ın Belediye ve hükümet konağının bulunduğu ana meydanda toplandılar. Görünürdeki amaç, 23 yerel işadamının Ekremiler adında bir grubun üyeleri olması iddiası ile terör suçu ile yargılanmasını protesto etmek idi. Bu çekirdek grup, meydan çevresinde bulunan ve bir kısmı aynı şekilde dış güçlerce yetiştirilmiş olduğu iddia edilen bazı kişileri ve bunların yanı sıra silah tehdidiyle zorladıkları sivil halkı galeyana getirdi. Grup, meydanın hemen yanındaki tiyatro binasını ve bazı binaları ateşe verdikten sonra vilayet binasına da silah zoruyla girdi. Gece Saat 00.30’da Andican Cezaevini basarak içerideki mahkumları salan grup, bunu yaparken kendilerine direnen halktan birçok sivili ve güvenlik görevlisini yaraladı hatta öldürdü. Batılılar bu sefer, bu coğrafyada STK’lar ve dağıttıkları para ile yaratmayı başaramadıkları kargaşa ve kontrol etme olgusunu Özbekistan’da silah zoruyla gerçekleştirme stratejisi uyguluyorlardı. Küresel güçler ve sermaye, Orta Asya’nın bu mümbit topraklarını, petrol, doğalgaz, uranyum ve bakır gibi doğal kaynaklarını ve jeostratejik konumunu Özbekistan’da şiddet yoluyla ele geçirme yöntemini seçmişlerdi. Kardeş kavgası çıkarma ve masum insanları da işin içine zorla itme stratejisi Andican’da alabildiğine sahneye konmuştu. Ne var ki Özbek güvenlik güçlerinin kısa bir süre sonra duruma müdahalesiyle olaylar kontrol altına alındı. Bu esnada bir kısım terörist komşu ülkelere kaçıp, zorla kışkırttıkları, çoğu ne olduğunu, kime hizmet ettiğini bilmeyen sivil halkı güvenlik güçlerine karşı yalnız bıraktıysa da bir kısmı öldürüldü veya yakalandı. Orta Asya’nın göbeğinde küresel güçlerin sahneye koyduğu oyun bu sefer bozulmuştu. Ancak küresel güçler, bir hususu amaçladıklarında, bunda başarısız bile olsalar, hemen havlu atma gibi bir alışkanlıkları olmadığı için sahnelemek istedikleri oyunu dünya önünde, dünya basın ve medyasını kullanarak sürdürme stratejisini uygulamaya koydular. Bu başarısız terör eyleminin hemen ardından dünya basını Özbekistan aleyhine haksız ve yanlış bir karalama kampanyasına yönlendirildi. Özbekistan ve insan hakları gibi konulara dünya basın ve medyasında geniş ölçüde yer verilmeye başlandı. Bosna’da, Srebrenica’daki vahşete göz yuman ve hatta katil Sırp’lara silah vererek Müslüman Bosnalıların 8000’inin birkaç gün içinde katledilmesine açık bir şekilde göz yumduğu ortaya çıkan, başta Hollanda gibi sözde insan hakları koruyucusu Batılı ülkeler BM’de de Özbekistan aleyhine bir süredir sürdürdükleri karalama kampanyası ve karar alma girişimlerini arttırdılar. Ancak biliyoruz ki Özbekistan, egemenliğinden taviz verip, doğal zenginliklerini onlara teslim etseydi eğer çifte standartlı, ikiyüzlü bu Batı ülkeleri, Özbekistan’a karşı çok sevecen bir tutum takınacaklardı. Bunun örneklerini ve aynı Batı ülkelerinin, kendilerine taviz veren bazı Afrika ülkeleri liderlerinin diktatörce tutumlarına nasıl göz yumduklarını ve yüz binlerce Afrikalının katledilmesini nasıl bir gönül rahatlığı ile seyrettiklerini biliyoruz. Nitekim yine aynı Batı, Türkiye’nin kendisine teslim olmak istemediği zamanlarda aynı yöntemleri Türkiye’ye karşı da çok sıklıkla uygulamıştır ve yeri gelince de uygulamaktadır. Batı ülkelerinin Özbekistan’a karşı takındıkları bu haksız tutumlarına karşı bölgede ne olup bittiğini ve bölgesel dengeleri iyi bilen ve hatta kendi Müslüman azınlıklarıyla problemleri nedeniyle antiİslamcı bir C S TRATEJİ 7 tavra yatkın olan Rusya ve Çin’in Andican olaylarında Kerimov yönetimine açık destek vermesi önemle üzerinde durulması gereken bir husustur. Bunun sonucunda Taşkent ibreyi tekrar RusyaÇin eksenine çevirmiştir. Kerimov da, ABD’den, ülkesindeki askerî üssü boşaltmasını isterken Şanghay İşbirliği Örgütü’nü ve Rusya ile Çin’in Özbekistan’a karşı bu anlayışlı tutumunu geçerli bir zemin olarak kullanmıştır. Bu olaylar Batılıların bilmedikleri bölgelerde fevri ve aceleci davranışlarla uygulayacakları politikaların neticede kendi çıkarlarına zarar verebileceğini bir örnek ders olarak ortaya koymaktadır. ANDİCAN VE BUGÜN Geçtiğimiz günlerde dünya çapında küresel güçlerce kaynayan bir kazana dönüştürülen ve çatışmalara gebe bir bölge olarak nitelendirilen daha doğrusu böyle tanıtılmak istenen Andican’a gittik, gördük. Vilayetin bütününü gezdik. Etrafta ne asker, ne tank ne de top vardı. Birçok Avrupa ülkesinin gıpta etmesi gereken güvenli ve huzur içinde bir ortamda çalışan, üreten insanlar gördük. Esasen bizim Orta Anadolu köylüsüne çok benzeyen, aynı dili konuşan, aynı hürmette, dostluk ve yakınlık içindeki Özbek insanının Andican’da geleceğe ümitle baktığını gördük. Verimli Fergana vadisinin topraklarını değerlendiren, Rusya ve Orta Asya ülkelerini tarımsal ürünleriyle besleyen kardeşler gördük. Orta Asya’nın en büyük otomobil fabrikasında bu yıl 170.000 araç üreteceğiz derken gözleri mutlulukla ve heyecanla parıldayan insanları da gördük. Bağımsızlıklarının ve ülkelerinin geleceğine sahip çıkma bilincinin kararlılığında olan yöneticiler gördük. Hemen her yerde yaygın bir şekilde okullar, nitelikli liseler, meslek okulları ve bunlara huzur içinde giden çocuklar gördük. Bütün gördüklerimiz ve aynı dili konuştuğumuz, aynı tarihsel kültürel mirası ve duyguları paylaştığımız Özbek kardeşlerimizin mutluluğu bizi ayrıca mutlu etti. Andican’da gördüğümüz huzurlu, güvenli ortamın, çoğu yerlerinde sokağa bile çıkılamayan, asayişsizlik ve güvensizlik ortamına sahip, olayları kendi çıkarları açısından değerlendirip bütün dünyaya öyle anlatmak, tanıtmak isteyen Batı ülkelerine de nasip olmasını dileriz. Çünkü gördüğümüz Andican, onların anlattıkları ve olmasını istedikleri gibi değildi. Andican olaylarında yanmış bir otomobil... Orta Asya’nın önemli ülkelerinden Özbekistan, bağımsızlığını kazanmasının ardından Batılı güçlerin bölgesel hedeflerini gerçekleştirmeleri açısından girişimlere sahne oldu. Andican’da ‘dış kaynaklı’ yaşanan olaylar sonrasında bölgede huzur hakim, ekonomi gelişiyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle