02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Gürol KIRAÇ TUSAM Türkistan Araştırmaları Masası [email protected] Müşerref’e yönelik protestolar… C S TRATEJİ 7 en büyük kuruluşudur ve aynı zamanda ülkenin bir numaralı çelik üreticisi fabrikası konumundaki stratejik bir tesis niteliğindedir. Özelleştirilme kararı alındıktan sonra hükümet tarafından bu tesis için belirlenen fiyatın oldukça yetersiz olduğunu düşünen İftihar Çaudri konuyla ilgili soruşturma başlattı. Yetkililer piyasadan birçok alacağı bulunan ve 1.1 milyon ton çelik üretimiyle kar elde eden bir fabrikanın satış bedelinin, tesisin yalnız arazisinin bedelinden bile az olduğunu belirtiyor. Yabancı bazı firmalarla varılan anlaşma Anayasa Mahkemesince iptal edilerek bu özelleştirme İftihar Çaudri tarafından durduruldu. Kayıp kişilerle ilgili olarak yaşanan gerginliğin ardından taraflar arasındaki bu zıtlaşma, Müşerref hükümetiyle İftihar Çaudri arasındaki gerilimi tırmandıran ikinci artçı şok niteliğindeydi. Anayasa Mahkemesi Başkanı ile Müşerref iktidarı arasındaki fikir ayrılıklarından bir diğeri ise bu yılın sonunda görev süresi dolacak olan Devlet Başkanı Pervez Müşerref’in yeniden seçilmesi ile ilgili. Devlet Başkanı Pervez Müşerref ’in görev süresini beş yıl daha uzatabilmek için genel seçimlerden önce parlamentonun bu konuda karar almasına gayret ettiği ifade ediliyor. 2002’de de görev süresinin beş yıl uzatılmasını sağlayan referandumun sonrasında da bu sürecin anayasaya aykırılığı, tartışılan bir konuydu. Ayrıca bu tartışmalı referandumun ardından görev süresinin 2007 değil 2008 sonuna kadar uzatıldığı belirtilen Müşerref ’in, mevcut parlamentoya gelecek seçimlerden önce devlet başkanını yeniden seçmesi için baskı uyguladığı yönünde şiddetli eleştirilere maruz kalıyor. Anayasa Mahkemesi Başkanı olarak görevde olduğu dönemde İftihar Muhammed Çaudri de seçimlerle ilgili olarak Pervez Müşerref ’i eleştiriyor ve konunun anayasa aykırı olduğunu ifade ediyordu. T ürkistan bölgesinin güneyinde yer alan ve İran, Hindistan, Çin gibi önemli Asya güçlerine komşu olan Pakistan bu jeostratejik konumu nedeniyle Güney Asya ve Türkistan’ın istikrarına katkı sağlayan önemli bir devlettir. Yakın çevresinde, bir milyarı aşan nüfuslarıyla, nükleer güce sahip iki güçlü devlet bulunan Pakistan; son çeyrek yüzyıldır en uzun ikinci sınırını oluşturan Afganistan’da, önce Sovyetler Birliği’nin daha sonra da ABD’nin giriştiği savaşlar nedeniyle uluslararası alanda da çok önemli bir yere sahiptir. Pakistan’ın iç politikasında yaşanan sorunlar da hem uluslararası kamuoyunda hem de bölge ülkelerinde dikkatle takip ediliyor. Zira Pakistan’ın iç istikrarının zedelenmesi, dış politikasını da etkileyecektir ve hatta bölgedeki siyasi sorunları da tetikleme gücünü taşımaktadır. Pakistan’da yaklaşık sekiz yıldır iktidarda yer alan Pervez Müşerref ’in görev süresinin bu yılın sonlarına doğru bitiyor olması ülkenin iç politikasında hareketli günlerin yaşanmasına neden oluyor. Pakistan’da 1999’daki darbenin ardından sekiz yıl sonra 2007 Kasım ayında yapılacak devlet başkanlığı seçimi ve hemen ardından 2007 sonlarında yapılacak parlamento seçimleri ülkenin siyasi tarihi açısından oldukça önemli kilometre taşları olarak görülüyor. Pakistan’da iç istikrar zorda Bölgesindeki ülkelerle sorunlar yaşayan Pakistan, son dönemde iç istikrar konusunda da hayli sıkıntılı bir dönem geçiriyor. Müşerref, nükleer konularda çalışan görevlilerin kaybolması, özelleştirme ve yeniden seçilme konusunda muhalefetle karşılaşıyor. başkanlığı ve parlamento seçimlerine olumsuz yansımaları olacağı düşünülüyor. Öncelikle sürecin nasıl başladığı ve Pakistan devlet kurumları arasında neden bir siyasi çatışma halini aldığını incelemek yerinde olacaktır. Anayasa Mahkemesi Başkanı olarak görevde olduğu dönemde İftihar Muhammed Çaudri’nin Pervez Müşerref iktidarıyla fikir ayrılığına düştüğü üç konu tarafların birbirlerine karşı sert bir siyasi tavır takınmalarına neden oldu. Bu konulardan ilki Pakistan’daki kayıp kişilerle ilgiliydi. Bunların eğitimli ve aynı zamanda Pakistan’ın nükleer çalışmalarıyla ilgili bilgilere sahip kişiler oldukları belirtiliyor. Uzun bir süredir ülke gündemini meşgul eden konuyla ilgili olarak İftihar Çaudri’nin hükümetin bu insanların bulunmasıyla ilgili bir an önce somut çalışmalar başlatmasını ve konuyla ilgili yapılacak girişimlerin Anayasa Mahkemesi’ne rapor edilmesini talep etmesiydi. Müşerref Hükümeti konuya ilişkin çalışmaların sürdüğünü ifade etse de kişilerin akıbetiyle ilgili somut bilgilere ulaşılamaması neticesinde bu kayıp insanların ailelerinin ve yakınlarının protesto gösterileri düzenlemesiyle süreç hızla bir krize dönüştü. Taraflar arasındaki gerilime neden olan ikinci konu ise 1971 Ocak ayında Sovyetler Birliğiyle yapılan anlaşmayla Pakistan’ın Karaçi kentinde inşasına başlanan ve 1985 yılında yapımı tamamlanan Pakistan Çelik Fabrikası’nın özelleştirilmesiyle ilgili yaşanan fikir ayrılığıydı. Karaçi’nin 30 km güney doğusunda yer alan Pakistan Çelik Fabrikası, Pakistan’ın POLİTİK GERİLİMİN NEDENLERİ Pakistan’da 2007 yılı başından bu yana Müşerref iktidarı ile Anayasa Mahkemesi arasında çeşitli sorunlar baş gösterdi. 30 Haziran 2005 tarihinde Anayasa Mahkemesi Başkanı olarak göreve atanan İftihar Muhammed Çaudri’nin görevini kötüye kullandığı gerekçesiyle 9 Mart 2007’de görevden alınması ile devletin kurumları arasındaki bu zıtlaşma ülkenin gündeminde birinci sıraya yükseldi. Hükümetle hukuksal kurumlar arasında baş gösteren bu sorun gitgide büyüdü ve kontrolü güç bir istikrarsızlık unsuruna dönüştü. Ülkede halen konuyla ilgili tartışmalar sürmekte. Bu sürecin, yılın sonuna doğru yapılacak devlet ÜLKE İSTİKRARINA DARBE Bahsi geçen olayların ardından Anayasa Mahkemesi Başkanı İftihar Muhammed Çaudri, 9 Mart 2007’de görevini kötüye kullandığı gerekçesiyle görevinden azledildi. Çaudri’nin görevden alınmasını müteakiben ülkede başlayan olaylar hızla büyüdü ve 40 dolayında sivilin ölümüyle sonuçlanan üzücü olaylar meydana geldi. Hâkimlerin toplu istifaları, çeşitli şehirlerdeki baroların Muhammed Çaudri’ye verdikleri destek ve ülkedeki avukatların sokaklarda protesto gösterileri düzenlemeleri ülkede bir anda kaotik bir ortamın oluşmasına sebebiyet verdi. Muhalefet ve halkın da bu sürece dahil olmasıyla ülkede iktidar yanlıları ve karşıt grup arasında ciddi ve üzücü olaylar meydana geldi. Hatta ülkede başlayan bu tartışma ortamının içerisinde etnik çatışmalara sebebiyet verebilecek ciddiyete diğer bazı olaylarda yaşandı. Örneğin Karaçi kentinde Çaudri’ye destek veren grupla iktidar ortağı Muhacir Ulusal Hareketi (MQM) yandaşları arasında polisin müdahale etmekte yetersiz kaldığı ciddi olaylar yaşandı. Son olarak 2 Haziran 2007 tarihinde Benazir Butto’nun liderliğini yaptığı Pakistan Halk Partisi’nin de Abbottabad kentinde İftihar Muhammed Çaudri lehinde bir gösteri yapması olayın siyasi olarak Müşerref’i daha da zor durumda bırakabileceği yorumlarının yapılmasına sebep oldu. Müşerref yönetiminin Hindistan ve Afganistan’la yaşadığı sorunların yanı sıra iç politikada da istikrarı zedeleyecek olaylarla karşı karşıya kalması ülkede yaklaşan seçimlerle ilgili tedirginliği artırıyor. Pakistan’da olası bir siyasi kargaşanın bölgeyi istikrarsızlaştırmaya çalışan grup ve güçlerin işine yarayacağı endişesi ise uluslararası kamuoyunu tedirgin eden diğer bir konu. Dolayısıyla Pakistan yönetiminin bir an önce ülkedeki sorunları çözmek adına bir süreç başlatması hem Pakistan hem de bölge devletleri açısından oldukça önemlidir. Müşerref
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle