Katalog

12 C S TRATEJİ Kuzey Irak’a müdahale Türkiye bölücülük Cihangir DUMANLI [email protected] B ölücü terör örgütünün kışı geçirmek için bir bahane olarak ilan ettiği sözde ateşkesi bitirip, bahar ayları ile birlikte hain eylemlerini yeniden başlatması üzerine, Kuzey Irak’a müdahale tartışmaları yeniden gündemde ön sırayı aldı. Tartışmalar genellikle böyle bir harekatın gerekliliği, etkili olup olamayacağı, zamanlaması ve yetkinin kimde olduğu konularında yoğunlaşmaktadır. Bu yazıda konu bir "durum muhakemesi" mantığı ile incelenecektir. Irak’ta gelişen durum nedeniyle Türkiye’nin toprak bütünlüğü tehdit adlında bulunuyor. Bölücü örgüt, kışı rahat geçirmek amacıyla ilan ettiği sözde ateşkesi bitirerek, eylemlerini artırmaya başladı. Kuzey Irak’taki Kürt gruplar Türkiye’yi tehdit ediyor. başlamıştır. C. TÜRKİYE: Son dört buçuk yıldır ABD ve AB’ye teslimiyetçi politikalar yüzünden ekonomik bağımlılığımız artmış, dış borçlarımız 129 milyar dolardan 206 milyar dolara çıkmış, IMF programları sosyal devleti yok etmiş, 70 milyar dolar düzeyinde sıcak para ekonomiyi yabancı baskılara çok hassas duruma getirmiştir. 1 Mart tezkeresini geçirmeyen Türkiye, ABD Silahlı Kuvvetleri’nin ülkemizde konuşlanması ve kuzeyden cephe açılması dışında bu ülkeye savaşta her türlü desteği karşılıksız olarak vermiş ve vermeye devam etmektedir. 1999 yılında askeri bakımdan sona erdirilen bölücü terör, Kuzey Irak’ta yeni bir dış destek olanağı bulması, AB reformları kapsamında güvenlik güçlerinin yetkilerinin kısıtlanması ve ABD dahil örgüte doğrudan veya dolaylı olarak dış destek sağlayan ülkelere kararlı bir tutum gösterilememesi nedeniyle yeniden can almaya başlamış ve şehirlere de sıçramıştır. Erken seçim ortamına girilmesi siyasi iktidarın önceliğini terörden, seçimi kazanmaya kaydırmıştır. TSK teknolojik bakımdan büyük ölçüde dışarıya bağımlı olmakla birlikte, ülkenin bölünmez bütünlüğünü iç ve dış düşmanlara karşı koruyacak güçte ve hazırlık durumundadır. Kürtler üzerinde Barzani etkisi artmaktadır. Bu şahıs, Türkiye’nin müdahalesi halinde ülkemizdeki Kürt kökenli yurttaşlarımızı tahrik edeceğini açıklayacak kadar ileri gidebilmektedir. KIBY sayıları 60000 civarında olan, ABD tarafından eğitilen ve donatılan, ancak ağır silahlar bakımından zayıf olan Peşmerge kuvvetine sahiptir. D.ABD: Kuzey Irak’ın güvenlik sorumluluğunu KIBY’ne devreden ABD, bu bölgenin göreceli istikrarını bozmamak, en yakın müttefiki Kürtleri korumak ve örgütü elinde bir koz olarak bulundurmak maksadıyla PKK ile mücadele etmemekte, Türkiye’nin Kuzey Irak’a müdahalesine engel olmaktadır. ABD bu maksatla bir yandan koordinatörlük mekanizması ile Türkiye’yi oyalamakta, diğer yandan örgütü siyasallaştırmak istemektedir. DÜŞMAN İMKAN VE KABİLİYETLERİ: KIBY’nin ve ABD’nin korumasından, AB ülkelerinin desteğinden yararlanan ayrılıkçı Kürt unsurlar, Türkiye’yi bölmek ve bağımsız büyük Kürt devleti hayallerini gerçekleştirmek maksadıyla; a.Terör eylemlerini artırabilir ve şehirlere yaygınlaştırabilir; b.Kerkük’ün statüsünü lehine değiştirmeyi müteakip Kuzey Irak’ta bağımsızlık ilan edebilir; c.Türkiye’ye siyasi ve ekonomik baskı yaptırabilir. DURUM A.ABD: Irak’ta işgalin dördüncü yılını geride bırakan ABD, savaşın başlangıcında ileri sürdüğü hedefleri gerçekleştirememiş, yeniden üniter bir yapıya kavuşmasını olanaksız kılacak şekilde ülkeyi parçalamıştır. ABD’nin ölü sayısı 3500’e, yaralı sayısı ise 25000’e ulaşmıştır. Savaşın maliyeti ayda sekiz milyar dolardır. Toplam maliyetin iki trilyon doları bulacağı tahmin edilmektedir. ABD bu savaşta en yakın müttefiki olan Kürtlere, işbirliğinin karşılığı olarak, bağımsızlığa çok yakın statüde bir devlet kurdurmuş ve koruması altına almıştır. Son Kongre seçimlerinde Demokratların her iki mecliste de çoğunluğu ele geçirmeleri üzerine ABD askerlerinin çekilmesi yolunda baskılar artmış, Başkan Bush çözüm arayışlarını yoğunlaştırmıştır.(1) Savunma Bakanı Gates, ABD’nin kuvvetlerini çekse bile, Kore’deki gibi en az 50 yıl daha bu ülkede kalacağını açıklamıştır. ABD’nin bu gereksinmesi, Irak ordusunun dağıtılması ve yerine etkili bir ordu kurulamaması nedeniyle İran’la olan kuvvet dengesinin korunması gereğinden kaynaklanmaktadır. Irak’ın bu günkü durumu göz önüne alındığında ABD askerlerinin Irak’ta kalabileceği tek yerin Kuzey Irak olduğu gayet açıktır. B.IRAK(2) ABD işgali ülkeye istikrar ve demokrasi yerine iç savaş ve bölünme getirmiştir. Merkezi hükümet ülkeye egemen değildir. Irak güvenlik güçleri ülkenin dış güvenliği bir yana, iç güvenliğini sağlayabilecek durumdan çok uzaktadır. Göreceli olarak en güvenli bölge olan Kuzey, Petrol Yasası’nın şekillenmesi ve Kerkük’ün kaderinin belirlenmesine koşut olarak karışmaya Erdoğan TEHDİT Türkiye Cumhuriyeti ulusal bütünlüğünü bölmeye yönelik çok yönlü ve ciddi bir tehdit altındadır. Tehdit, birbirini tamamlayan ve destekleyen dört unsurdan oluşmaktadır. A. PKK: Yurt içinde 1800–2000, Kuzey Irak’ta sınırlarımıza yakın bölgelerde 3500–3800, Kandil Dağında 500 civarında terörist baharla birlikte eylemlerini artırmıştır. Örgüt büyük ölçüde Kuzey Irak yönetiminden, Irak’ın gerçek egemen gücü olan ABD’den ve bazı AB ülkelerinden destek görmektedir. B. PKK’NIN SİYASİ KANADI: Demokrasi ve insan hakları gibi değerleri kötüye kullanarak Anayasa’nın iki uluslu devlet esasına göre yeniden yazılması ve etnik grup temelinde ayrıcalıklı haklar isteyen siyasi partinin yetkilileri, bölücü başını Barzani ve Talabani ile birlikte lider olarak görmekte, "Kerkük’e yapılacak bir harekat Diyarbakır’a yapılmış sayılacaktır" diyecek kadar ileri gidebilmektedir. C. KUZEY IRAK BÖLGESEL YÖNETİMİ (KIBY): ABD’nin koruma ve desteğinden yararlanan ve son hedefi bağımsız bir Kürt devleti kurmak olan KIBY, PKK’ya her türlü desteği sağlamakta, sınırı bu örgüte teslim etmekte ve Türkiye Cumhuriyeti’ni doğrudan muhatap almak Büyükanıt istemektedir. Komşu ülkelerdeki VAZİFE Türkiye Cumhuriyeti’nin vazifesi, toprak bütünlüğümüzü korumak maksadıyla bölücü terör örgütünü etkisiz hale getirmek, Kuzey Irak’tan ülkemize yönelik tehdidi bertaraf etmektir. Bu vazife