24 Ocak 2025 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

C S tartışmaları… analiz edildiğinde yapılması gereken başlıca görevler şunlardır: a.Teröristleri etkisiz hale getirmek ve başarı umutlarını yok etmek; b.Terörün iç desteğini kesmek; c.Dış desteğini kesmek; d.Terörün yeniden ortaya çıkmasını önleyecek sosyoekonomik koşulları (işsizlik, fakirlik, cahillik, feodal düzen, dini taassup) iyileştirmek; e.KIBY’nin Irak’ın bütünlüğü içerisinde kalmasını sağlamak, bu olanaklı olmazsa Türkiye’yi tehdit edemeyecek duruma getirmek. Bölücülükle mücadele, ancak yukarıdaki tedbirlerin tümünün koordineli olarak alınması ile başarıya ulaşabilir. TRATEJİ 13 tehdidi altında fazlasıyla sahip olduğunu açıklamıştır. Bu durumda hükümetin yayınlaması gereken siyasi direktifte yer alabilecek siyasi hedefler şunlar olabilir(3) 1. Terör örgütünün Kuzey Irak’taki varlığını etkisiz hale getirmek, 2. Kuzey Irak’ta bir tampon bölge oluşturarak burada kalmak, 3. KIBY’nin Türkiye’yi tehdit etme yeteneğini yok etmek. Bunlardan ilk iki tanesi için askeri güç kullanılması zorunluluk haline gelmiş ve son çaredir. Üçüncüsü için öncelikle yukarıda belirtilen siyasi ve ekonomik tedbirlerin alınması gerekmektedir. Verilecek siyasi hedeflere göre, TSK askeri hedeflerini seçecek ve gerekli planlamayı yaparak "arzu edilen stratejik nihai durumu" gerçekleştirecektir. Hükümet de harekatın doğuracağı riskleri en aza indirmek için tedbirler geliştirecektir. En önemli risk, Türkiye üzerindeki siyasi ve ekonomik baskı olacaktır. Ancak ülkenin bütünlüğü, saygınlığı ve teröre karşı kararlılığı bu riskleri göze almaya değerdir. ABD ile askeri olarak karşı karşıya gelme riski yok denecek kadar azdır. ABD’nin tepkisi daha çok siyasi ve ekonomik olacaktır. Bizim de bu ülkeye karşı yukarıda bazıları belirtilen kozlarımız bulunmaktadır. Bölücülükle mücadele bir bütündür. Bu nedenle "şimdiye kadar Kuzey Irak’a 24 kez girdik, sonuç alamadık" demek, konunun kapsamını yanlış değerlendirmektir. Diğer tedbirler alınmadıkça sadece Kuzey Irak’a girmekle terörün bitmeyeceği bilinmelidir. alınacak karara göre Hükümet TBMM’den yetki istemeli ve TSK’ye siyasi direktif vermelidir. Burada siyasi iradenin olmaması kadar önemli diğer bir sorun da, halen Türkiye’yi yöneten siyasi kadrolarda bu konuları tüm boyutları ile değerlendirebilecek ve siyasi direktifi hazırlayabilecek yetenekte insanların olmayışıdır. ZAMANLAMA Siyasi iktidar terör eylemleri oldukça ve şehit cenazeleri geldikçe, "sabırlarının taştığını", "zamanı gelince" Kuzey Irak’ta tedbir alınacağını söylemektedir. Müdahale için daha hangi koşulların oluşmasının beklendiği, sabrın ne zaman gerçekten taşacağını ulusumuz merak etmektedir. Konu sadece Kuzey Irak’a harekat yapılması değildir. Yukarıda açıklandığı şekilde daha geniş kapsamlı ve çok boyutludur. Bölücülüğe karşı alınacak tedbirler münferit olarak değil, kapsamlı, koordineli, uzun vadeli ve bağımsız olarak tespit edilmiş bir stratejinin gereği olarak alınmak zorundadır. Kıbrıs, AB, 1 Mart tezkeresi süreçlerini, Cumhurbaşkanlığı seçim sürecini gerektiği gibi yönetemeyen bir siyasi iktidarın, seçim atmosferinde giderayak böyle bir strateji oluşturması olanaklı değildir. Oy toplamaya yönelik, göstermelik bir harekat ise onarılması olanaksız zararlar getirir. Kaldı ki bu günlerde yapılabilecek bir harekatın etkileri 22 Temmuz sonrasına sarkacak ve muhtemelen yeni bir siyasi iktidarın omuzlarına yüklenecektir. Bu nedenlerle çok acil bir zorunluluk olmadıkça, Kuzey Irak’a bir harekatın yapılması kararı yeni siyasi otoriteye bırakılmalıdır. 22 Temmuz’dan sonra gelecek yeni iktidarı bekleyen en acil ve önemli sorun, Irak politikası dahil bölücülüğe karşı, tüm devlet organları ile koordineli, kapsamlı, uzun vadeli bir strateji geliştirmek olacaktır. Dipnotlar: 1 Yanlış Hesap Bağdat’tan Dönmüyor, Cihangir DUMANLI, Cumhuriyet Strateji 12.Mart 2007 2 ABD Irak’ta Seyirci. Cihangir DUMANLI. Cumhuriyet Strateji, 25 Aralık 2006 3 K.Irak’a yapılabilecek bir asker harekatın koşulları, hareket tarzları ve olası sonuçları hakkında Bknz: Kuzey Irak Değerlendirmesi, Cihangir DUMANLI, Cumhuriyet Strateji, 8 Ağustos 2005; Türkiye Oyalanmaya Son Vermeli, Armağan KULOĞLU, Cumhuriyet Strateji, 14 Mayıs 2007 HAREKET TARZLARI a. BÖLÜCÜ TERÖR ÖRGÜTÜNE KARŞI: 1) İçeride askeri baskıyı sürdürmek, 2) Psikolojik harekat, 3) Sosyoekonomik tedbirler, 4) Kuzey Irak’taki varlığını etkisiz hale getirmek. b. SİYASİ KANADINA KARŞI: Yasaları ödünsüz uygulamak. c. KIBY’NE KARŞI: 1) Siyasi muhatap almamak, 2) Sözlü çıkışlarına derhal karşılık vermek, 3) Yatırımları kısmak, 4) İhracatı kısmak (elektrik dahil), 5) Kerkük–Yumurtalık petrol boru hattını kısmak veya kapatmak, 6) Habur’u kapatmak, 7) Askeri güç kullanma tehdidinde bulunmak, 8) Örtülü harekat yapmak, 9) Askeri güç kullanmak. d.ABD’YE KARŞI: 1) Siyasi ilişkileri soğutmak, 2) İran, Suriye ve Rusya ile ilişkileri geliştirmek, 3) İran konusunda işbirliğini reddetmek, 4) NATO ve BM nezdinde girişimde bulunmak, 5) BOP’dan çekilmek, 6) Afganistan’daki desteğimizi çekmek, 7) Terörle mücadele koordinatörlüğüne son vermek, 8) Irak Silahlı Kuvvetlerinin eğitimine verilen desteği çekmek, 9) Hava sahamızı kısıtlamak/kullandırmamak, Talabani ve 10) Liman ziyaretlerini Barzani... kısmak, 11) İncirlik’in lojistik amaçla kullanımını kısmak/yasaklamak, 12) İncirlik’in eğitim amaçlı kullanımını kısmak/yasaklamak, 13) Habur’dan lojistik akışı kısmak/kaldırmak, Görüldüğü gibi gerek KIBY’ne, gerekse ABD’ye karşı kullanabileceğimiz ve sonuç alabilecek pek çok enstrümanlar bulunmaktadır. Noksan olan, bunları yerinde ve zamanında planlı ve kararlı olarak ileri sürebilecek bir siyasi iradedir. Sn. Genelkurmay başkanımız, 12 Nisan’da yaptığı konuşmada Kuzey Irak’a askeri bir müdahalenin yapılması gerektiğini, fayda sağlayacağını ve TSK’nin bunu yapabilecek güce YETKİ Anayasamızın 117. maddesine göre "Milli güvenliğin sağlanmasından ve Silahlı Kuvvetlerin yurt savunmasına hazırlanmasından TBMM’ne karşı Bakanlar Kurulu sorumludur." Hükümetin buna rağmen "Askerden talep gelirse destekleriz" yönündeki açıklaması, seçim öncesinde sorumluluktan kaçma ve ABD’yi üzmeme anlayışının yansımasıdır. Kuzey Irak’a yapılabilecek bir harekat sadece askeri bir olay değildir. Konunun siyasi ve ekonomik yönleri Hükümetin sorumluluk almasını gerektirmektedir. Genelkurmay Başkanımız 12 Nisan konuşmasında askeri bakımdan ihtiyacı açıkça ortaya koymuştur. Konu kamuoyu önünde değil, Milli Güvenlik Kurulu’nda tartışılmalı, Türkiye, karşısındaki tehdidi ve tehdit unsurlarının olanaklarını analiz etmesinin ardından görevini belirlemeli ve kararlılığını ortaya koymalı. Türkiye’nin elinde askeri seçenek dahil birçok olanak bulunmasına karşın siyasi iradenin olmayışı tehdidi büyütüyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle