17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Ainur NOGAYEVA TUSAM Avrasya Araştırmaları Masası [email protected] ŞİÖ’nün bu yılki zirvesi Bişkek’te toplanacak… C S TRATEJİ 11 verdiği demeçte, örgütün genişleme ile ilgili belge hazırlayacağını dile getirdi. "Bazı ülkelerin ŞİÖ’ye üye olmak istediklerini" belirten Jintao, üye ülkelerin bu konuda uzlaşıyla karar alması gerektiğine işaret etti ancak hangi ülkenin tam üyeliğine destek verileceğine değinmedi. Gözlemcilerden İran’ın 2007’deki Bişkek zirvesinde örgüte dâhil edilmesi pek mümkün görünmemekte, Hindistan veya Pakistan’ın da tek başına alınmasının da bir takım sorunlara yol açacağı düşünülüyor. Yani bu ülkelerin beraber alınması muhtemel, ancak yine de bu katılımın Bişkek zirvesinde gerçekleşmesi ihtimali zayıf görülmektedir. Bişkek zirvesinde tam üye olabilecek ülkenin Moğolistan olması ise mümkündür. Zira Moğolistan’ın gözlemci statüsü alanların sırasına göre önceliği olması bir tarafa ABD ekseninden çıkarılmak isteniyor olması da önemli görülüyor. Türkiye, resmi olarak örgüte başvuru yapmamakla birlikte örgüte ilgisini gizlemiyor. Orta vadede Türkiye’nin örgüte üyeliği söz konusu olmasa dahi örgütün genişlemesi ve güçlenmesine paralel olarak TürkiyeŞİÖ işbirliği gündeme gelebilir. Zira ŞİÖ üyeleri olan Orta Asya ülkeleri NATO’nun BİO programı çerçevesinde faaliyet göstermekte ve bu geliştirilecek işbirliği için ortak bir nokta oluşturacaktır. Öte yandan ŞİÖ ile işbirliği Türkiye için özellikle AB ile ilişkilerinin yavaşladığı dönemde bir alternatif olarak değerlendirilebilir. Ayrıca Türkiye, ŞİÖ üyesi devletlerden Rusya, Çin ve Kazakistan’dan gelen olumlu sinyalleri kullanmak için uygun zaman ve zemini yakalamış durumda. Temmuz ayında ŞİÖ’nün "Barış Misyonu–2007" adlı tatbikatı gerçekleştirmesi planlanıyor. Bu tatbikata Rusya ve Çin’den 400–450’şer kişilik birer taburun, Kazakistan, Özbekistan ve Tacikistan’dan 100’er kişilik bölüğün ve Kırgızistan’dan 30 kişilik takımın katılması planlanıyor. Daha sonra Çin ve Rusya her iki taraftan birer alayın katılmasıyla toplam asker sayısını 3 bine çıkarmaya karar verdiler. Hatta Rusya, günümüzde Taliban’ın yeniden güçlendiği sinyalleri verdiğini dikkate alarak KGAÖ ve ŞİÖ tatbikatlarının beraber yapılmasını teklif etmişti. Böylece Rusya, askeri bir blok haline gelen Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü’ne (KGAÖ) Çin’i de katmak istiyor. Ancak ilgi alanı Orta Asya’nın dışında yer alan KGAÖ’nün üyelerinden Ermenistan ve Beyaz Rusya ilgisini çekmediğinden Çin bu teklife sıcak bakmıyor. Ayrıca Çin, güvenlik ve terörle mücadele konusunda beraber hareket edilmesi gerektiğini vurgulasa da, ŞİÖ’nün bir askeri bloğa dönüştürülmesini ve dolayısıyla hareket alanın daraltılmasını istemiyor. Pekin’in jeopolitik çıkarları Asya’da olduğundan Çin ABD’nin yavaş yavaş kaybettiği pozisyonlara sahip olmak istiyor. Örneğin, ABD’nin Güney Asya müttefiklerinden Tayland ve Filipinler’le ortak tatbikat düzenlemeyi planlıyor. Nitekim Pekin daha önce ASEAN ile serbest ticaret anlaşmasını imzalamıştı. Bu da Çin’in ilgisinin daha çok Asya’ya yoğunlaştığını gösteriyor. Günümüzde Orta Asya tarafından bir tehdit olarak algılanmaya devam etse de, diğer bölgelerde Çin’e olan tutum gittikçe ısınıyor. "Newsweek" dergisinin yayımladığı ankete göre, gelişmekte olan ülkelerde Çin’in imajı ABD’ninken daha olumlu. Örneğin, Suudi Arabistan’da Çin’e destek yüzde 54 iken ABD’ye destek yüzde 38’lerde kaldı. Bu rakamlar Endonezya’da yüzde 60’a yüzde 40, Brezilya’da yüzde 53’e yüzde 42’dir.(2) "Barışçıl imaj" çalışmaları göz önünde bulundurulduğunda, Çin’in olumlu imaj sayesinde bölge ve dünya üzerindeki hedeflerine ulaşma çabasında olduğu anlaşılıyor. Dipnotlar: 1 Chjao Huashen, Kitay,Centralnaya Aziya i ŞOS, Moskova, Carnegi Yayınları, 2005 2 Geoshua Kurlansik, "Pravlniy Piar.Kitay Nabiraet Popuyarnost", <http://www.centrasia.ru/newsA.php4?st=1175634600> B üyük güçlerin mücadele alanı haline gelen Orta Asya, özellikle Çin tarafından tutunma, siyasi ve ekonomik varlığını güçlendirme bölgesi olarak algılanıyor. Pekin, Orta Asya’daki politikalarını Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) aracılığıyla yürütüyor. 1996 yılında Rusya, Çin, Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan tarafından ‘Şanghay Beşlisi’ adıyla kurulan uluslararası yapı 2001’de Özbekistan’ın katılımıyla ‘Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) adını almıştı. Başta fazla bir işlevi olmayan ve diğer bölgesel yapılara benzetilen ŞİÖ, 2005 Temmuz ayındaki zirvede ABD’yi Orta Asya bölgesinden dışlama yönünde aldığı kararla sesini duyurmuştu. Günümüzde ise bölgesel bir örgüt olarak kurulan ŞİÖ’ nün genişlemesi gündemde. Çin, Orta Asya’da enerjiye odaklı işlevsizleştiği senaryolarının ağırlık kazandığı ortamda ŞİÖ’nün gözlemcilerin de katılımıyla bir bölgesel güç olarak önem kazanması muhtemeldir. ŞİÖ’de değişen konjonktüre uyum sağlanarak güvenlik sorunu ön plana çıkarılmışsa da şimdi özellikle Çin tarafından örgüt, Orta Asya’nın enerji kaynaklarına ulaşmak için bir araç haline getirilmek isteniyor. ABD’den sonra en çok enerji tüketen ülke olan Çin, enerji ihtiyacını karşılamak üzere bölge ülkeleriyle işbirliği yapıyor. ŞİÖ NEDİR? 14 Haziran 2001 tarihinde ŞİÖ’ nün kuruluşu ilan edildi. Ancak selefi olan Şanghay Beşlisi adlı oluşum, 15 Haziran 1996’da Çin’in Şanghay şehrinde Sovyetler ve Çin arasındaki eski sınır sorununu müzakere etmek üzere kurulmuştu. Sovyetler ile Çin arasındaki sınır sorunu 1960’larda gündeme gelmiş, hatta sınırda çatışmalar çıkmıştı, ancak SSCB döneminde bu sorun çözülememişti. Sovyetlerin dağılmasıyla Çin, 4.300 km sınırı olan Rusya’yla, 1.700 km sınırı olan Kazakistan’la, 1.000 km sınırı olan Kırgızistan’la ve 450 km sınırı olan Tacikistan’la yani birden dört bağımsız devlet ile sınırdaş oldu.(1) Müzakereler sonucu Çin bir tarafı, Rusya, Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan ise diğer tarafı temsil edecekti. Böylece beş devletten oluşan iki taraflı bir süreç oluşturuldu: Şanghay Beşlisi. Sınır sorunu çözüldükten sonra özellikle bölgede faaliyet gösteren aşırı dinci terör gruplarının oluşturduğu tehlikeye karşı Çin, Orta Asya ülkelerinin endişelerini değerlendirerek terörle mücadele ve bölgesel güvenliği sağlama hedefleri koyan ŞİÖ’yü kurdu. Daha sonra da ABD’nin bölgeye olan ilgisinin artmasıyla da bu örgüt Rusya ve Çin’in bölgedeki etkinliğini göstermek için kullanılmıştı. Rusya, bölge ülkelerini siyasi (BDT), askeri (KGAÖ), ekonomik (Avrasya Ekonomik Ortaklığı ve Ortak Ekonomik Alan) gibi örgütler çerçevesinde bir arada tutmaya çabalarken, Çin Orta Asya’da politikasını ikili ilişkiler ve ŞİÖ çerçevesinde yürütüyor. ŞİÖ aracılığıyla Orta Asya’ya yönelik hedeflerini gerçekleştirmeye çalışan Çin, bu bölgeye enerji gereksinimi açısından yaklaşıyor. Örgütün bu yıl Moğolistan’ı da bünyesine katması bekleniyor. ‘ENERJİ KULÜBÜ’ ŞİÖ, Çin’in Orta Asya politikasının temelini oluşturuyor. Bu örgüt sayesinde Çin, hem Rusya ile işbirliği yaparak ABD’nin bölgede yayılmasını önlüyor, hem de bölge ülkeleriyle işbirliği yapıyor ve ihtiyaç duyduğu enerjiye ulaşmak için zemin hazırlıyor. Günümüzde ŞİÖ çerçevesinde ortak projeleri gerçekleştirmek üzere bir Enerji Kulübü’nün oluşturulmasından söz ediliyor. 27 Şubat 2007 Taşkent’te yapılan "ŞİÖ Enerji Kulübü’nü Oluşturma Perspektifleri" adlı yuvarlak masa toplantısında dile getirilen bölgesel enerji kulübü oluşturma fikrine Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’den de destek geldi. Putin’in bu desteği, ABD ile Avrupa’nın son dönemde Rusya’yı devre dışı bırakan enerji güzergâhlarını destekleme çabalarının önüne geçme girişimi olarak da nitelendirilebilir. GÖZLEMCİ ÜYELER 2004 yılında Moğolistan, 2005 yılındaki Astana zirvesinde de Pakistan, Hindistan ve İran resmi olarak ŞİÖ’nün gözlemci statüsünü aldılar. BDT’nin ŞİÖ’nün ilk zirvelerinden... ŞİÖ’NÜN GENİŞLEMESİ 20 Mart 2007’de Çin lideri Hu Jintao, basına
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle