17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

10 Eren EROL TUSAM Orta Doğu Araştırmaları Masası Bush yönetiminin yeni yaklaşımı etkili olamıyor C S TRATEJİ Saddam’ın devrilmesinden bugüne dek Bağdat’taki güvenlik ve istikrarın sağlanmasında başarıyı yakalayamadı. Irak’a yönelik yeni stratejisinin bir parçası olan Bağdat güvenlik planının uygulamaya geçirilmesinden bugüne dek Bush, planla ilgili her hangi bir açıklama yapmaktan kaçındı. Aynı zamanda, planın uygulanmasıyla birlikte kentte artan şiddet dalgası nedeniyle ABD askerleri ile Irak ordu ve polisinin verdiği kayıp sayısında geçmişe göre artış kaydedildi. Dolayısıyla, Bush’un Bağdat güvenlik planını kapsayan Irak’ın yeni stratejisinin, ABD’nin Irak’a yönelik politikasında değişiklik yaptığını ileri sürenler bir kez daha yanılgıya uğradılar. BD işgalci gücünün Irak’taki insanlık dışı davranışları, dünya ve Amerikan kamuoyunda Bush yönetiminin büyük eleştirilere maruz kalmasına yol açtı. ABD işgali altındaki Irak’ta giderek artan şiddet olaylarına paralel olarak ABD’yi hedef alan eleştiriler, dünya genelinde ABD’ye olan inandırıcılığın en düşük seviyelere ulaşmasına neden oldu. Bu durum ABD idaresinin imajını gün geçtikçe kötüleştirdi ve başta kendi halkı olmak üzere dünyanın çeşitli köşelerinde yaşayan insanların gözünde dahası da birçok yönetim açısından ABD’nin güvenilirliğini kaybettirdi. Kendi halkının güvenini kaybeden ABD idaresi, bu güveni yeniden kazanmak ve özelikle ara seçimde kaybettiği pozisyonu demokratlardan geri almak amacıyla BakerHamilton önderliğinde oluşturulan Irak Çalışma Grubu’na Irak konusunda bir araştırma yapılmasını önerdi. Söz konusu çalışmanın Amerika için olduğu kadar Irak merkezli bölge ve dünya için de azami katkı sağlayacağı konusunda zemin hazırlayan ABD yönetimi, medyayı, resmi ve gayriresmi kurumları propaganda yapmak konusunda devreye soktu. Böylece, Amerikan halkının yanı sıra dünya kamuoyu da çalışma raporunun sonucunu bekler olmuştu. Ancak, büyük umutla beklenen çalışmanın getirdiği önerileri Bush yönetimi dikkate almayınca bu çalışmanın yapılmasının istenmesindeki gerçek amaç da ortaya çıktı. Çalışma talebinin esasında Amerika ve dünya kamuoyunda yükselen sesleri dindirme operasyonu olduğu görüldü. Ayrıca, bölgedeki petrol kaynaklarının kontrolünü ve İsrail’in güvenliğinin sağlanmasını esas alan stratejisini de Irak Çalışma Grubu’nun önerilerinin altında gizlemiş oldu. ABD yönetimi ana hedefini Iraklıların can ve mal güvenliğini dikkate almaksızın "Bağdat Planı" adı altında gerçekleştirmeye çalıştı. Bu bağlamda, ABD, Irak’ta istikrar ve güvenin sağlanmasına yönelik olarak 2007 yılının başında açıkladığı "yeni stratejisi"nde BakerHamilton raporunda yer alan yetmiş dokuz tavsiyenin uygulanmasına yer vermedi. Dolayısıyla ABD’nin müttefiklerini bile inandırdığı adalet dağıtma, demokratikleştirme ve insan haklarını yayma gibi sloganları ile tamamen çakışan bölgeye yönelik bir gizli ajandasının olduğu ortaya çıktı. A Bağdat Güvenlik Planı başarısız Muhafızları’nın uyguladığı arama tarama yönteminin, organize olmuş Irak direnişçi gruplarını kontrol altında tutması bir hayale dönüştü. Çünkü Bağdat’ın geniş bir coğrafya üzerinde yer almasından dolayı siyasi anlaşma olmaksızın tek başına her hangi bir askeri harekâtın başarılı olması neredeyse imkânsızdır. Buna paralel olarak, gün gittikçe Bağdat’ta faaliyet gösteren direniş gruplarının nicelik ve niteliğinde kaydedilen artış ve halkın ABD’ye karşı giderek artan nefretinin direnişçilere duyulan sempatiye dönüşmesi, planın uygulanabilirliğini ortadan kaldıracak şekilde durumu zorlaştırıyor. Bağdat güvenlik planının uygulanmasıyla Irak’ın istikrara kavuşacağını düşünen Bush yönetimi, IRAK BİLANÇOSU ABD işgalinin sebep olduğu tabloda Irak, dünya çapında her türlü menfi konuda ön sırada yer alır oldu. Irak’tan yurt dışına göç edenlerin sayısı iki milyonu aşarak, dünya ülkeleri arasında nüfusuna orantılı olarak göçe zorlanan vatandaş sayısı itibarıyla Irak ilk sırada yer aldı. ABD işgali ile birlikte mevcut idari sistemin de yok olması dolayısıyla ortaya çıkan güvensizlik ve istikrarsızlığın yol açtığı kötü yönetim sayesinde Irak, dünya genelinde idari yolsuzluk yaşanan ülkeler bakımından ilk sırada yer alıyor. İşgal sonrası Irak’ta baş gösteren kötü yaşam koşullarının gittikçe derinleştiği Irak’taki halk ve hatta ABD’nin işgalini destekleyen gruplar bile Saddam dönemini açıkça tercih etmeye başladı. Irak işgalinin başladığı ilk günden bugüne dek bir milyon ölü, iki milyonu aşkın yaralının yanı sıra bir milyon iki yüz bin kişi ülke içi göçe zorlanırken iki milyonu aşkın kişi ülke dışına kaçtı. Saddam sonrasında, ABD döneminde Irak’ta sosyal ve toplumsal çöküş yaşandığı görülüyor. Ülkedeki yeraltı zenginliklerden daha fazla kar elde etmekle meşgul olan ABD, bazı batılı ülkeler ve bunlarla işbirliği yapan bazı yerel gruplar, bu trajediyi görmezden geliyor. Bugüne kadar uluslararası toplum da batılı ülkeler gibi Irak’taki soruna çözüm getirilmesinde yeterli sinerjiyi yaratamadı. Bu ortamda, tamamen gerçek dışı temellere dayanarak Irak merkezli bölge işgaline girişen Bush yönetimi de kendi çıkarlarını koruyacak biçimde istikrarı sağlamak için uyguladığı "kaba kuvvet" yönteminden vazgeçmiyor. ABD, işgal Amerikan askerleri, ile birlikte kargaşa kontrol sırasında... ülkesine dönüşen Irak’ın istikrara kavuşturulmasındaki en önemli faktör olan Irak’ın komşularının çözüme katkısını sağlamak yerine onlara karşı da zaman zaman güç gösterisinde bulunarak bölgedeki gergin olan ortamı gerilim noktasına taşıyor. Irak’ta istikrarın sağlanmasında büyük önem taşıyan Irak’a komşu ülkeleri bir araya getirmekte baş mimar olan Türkiye ve başta ABD olmak üzere batılı ülkeler yapılan toplantılarda daha verimli sonuçlar sağlanması için bunları periyodik hale getirmeye çalışmalıdır. Aksi takdirde, tarih boyunca birçok medeniyetin ortaya çıkmasına şahit olan Ortadoğu, bazı medeniyetlerin kayıp Irak’taki başarısızlığını kabul eden Bush, uzun değerlendirmeler sonucunda strateji değiştirdi ve Bağdat Güvenlik Planı’nı açıkladı. Ek asker gönderilmesini de kapsayan planın başarıya ulaşma şansı artık kalmadı. SİYASİ ANLAŞMA ŞART Bush’un yeni strateji olarak uygulattırmaya çalıştığı "Bağdat’ın Güvenlik Planı" kentte süregelen şiddeti sona erdiremediği gibi Bağdat’ın her bir köşesini etkisi altına alan sistematik bombalı araç saldırılarını da durduramadı. Bağdat’ta patlak veren iç savaş niteliği taşıyan şiddetli anarşiyi sükunete dönüştürmede başarısız olan ABD yapımı "Bağdat Güvenlik Planı" çerçevesinde şehre gönderilen ek Amerikan askerleri ile Irak Ulusal
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle