17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ise bu açığın giderilebilmesi ve biyodizel üretimi yapılabilmesi için yağ oranı yüksek tarımsal ürünlere ağırlık verilmesi gerekiyor. "Enerji Tarımı" diye adlandırılan bu tür bitkilerin yetiştirilmesinin Türk tarımına katkı sağlayacağı düşünülürken, tohumunun Türkiye’de üretilmiyor olması, Türkiye’ye uluslararası tekeller tarafından getirilmesi ve genetiği ile oynanabilmesi duyulan endişeler arasında. C S TRATEJİ Biodizel’in kaynak bitkilerinden kanola... 21 yağlama özelliği ile motorun ömrünü uzatıyor olması, mevcut dizel motorlarda hiçbir değişiklik yapılmadan kullanılabilmesi ve araçlarda yaklaşık yüzde 35’lik bir yakıt tasarrufu sağlaması ise biyodizelin ekonomik olarak artı yönleri. Kırsal kalkınmanın gerçekleştirilmesinde en önemli faktörlerden olması ayrıca tarımsal alanda ürün çeşitliliğini artırarak alternatif tarım ürünlerine yönelmeler sayesinde çiftçilerin gelirlerini artıracak olması ve ihracat potansiyeli yüksek yeni bitki türlerinin ekonomiye kazandırılması sayesinde ülke ekonomisini olumlu yönde etkileyecektir. Bunca faydasının yanında benzin istasyonlarına biyodizel pompası eklenmesinin ve eski model bazı otomobillerin kullanıma uygun hale getirilmesinin maliyeti, biyodizelin önündeki engeller olarak belirtiliyor. Ayrıca biyodizelin soğuğa dayanıksız olması bir başka sorun gibi görünse de bu problem biyodizelin normal dizelle karıştırılması ya da biyodizele kerosen eklenmesi ile halledilebilir. Yapılan çalışmalar bu durumda biyodizelin donmaya karşı daha dirençli olduğunu hatta 26 dereceye kadar dayanabildiğini gösteriyor. Stratejik öneme sahip olan bu alternatif enerji kaynağının iyi değerlendirilebilmesi Türkiye’nin geleceği açısından da gerekli. Böylesi önemli bir kaynağı ithal ediyor olmak şüphesiz Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığını artırabilir. Ancak doğru ve planlı tarım politikaları ve uygun tarım ürünleri ile kendi yağlı tohumumuzu işlemek suretiyle kendi biyodizelimizi üretebilirsek dışa bağımlılıktan kurtulabiliriz. Bunun için de öncelikle biyodizel için ekilen yağlı tohum üretiminin artırılması gerekiyor. Ayrıca biyodizel üretiminde lisanslı tesislerin üretim yapmaları, tesislerin ve tesislerdeki arıtma sistemlerinin kontrol edilmesi, kaçak biyodizel üretiminin önüne geçilmesi gerekiyor. Kaçak biyodizel tesislerinin insan sağlığı ve çevre güvenliği açısından tehlike oluşturduğu göz ardı edilmemeli. Çevre Bakanlığı’nın açıkladığı rakamlarda yaklaşık 350 bin ton olan evsel atık yağların, şehirlerdeki altyapı sistemlerine ve yeraltı sularına verdikleri zarar dikkate alınarak, bu yağların biyodizel üretiminde değerlendirilebilmesi konusunda çalışmalar yapılmalıdır. DÜNYA BİYODİZEL’İN PEŞİNDE Bugün AB’de ve birçok ülkede biyodizelin normal dizele belirli oranlarda karıştırılması zorunlu hale gelmiştir ve bu oranlar gün geçtikçe artırılıyor. Ayrıca AB’de biyodizel kullanımı 2005 yılında yüzde 2 iken 2030 yılında bu oranın yüzde 30’a çıkarılması hedefleniyor. İsveç de 2020 yılında petrolü günlük hayattan tamamen kaldırarak tüm araçların VANTAJ VE DEZAVANTAJLAR biyodizelle çalışmasını hedefliyor. Latin Amerika’da da durum farklı değil. Bugün dünyanın en büyük Biyodizele geleceğin alternatif enerji kaynağı etanol (alkol) üreticisi olan Brezilya’da araçların olarak bakılmasındaki en önemli sebep; fosil kökenli yaklaşık üçte biri şeker kamışından üretilen etanol ile yakıtlar gibi çevreye zarar vermemesi. Suya çalışıyor. Asya’ya bakıldığında ise Çin, Tayland, karıştığında 28 gün içinde yüzde 95’i yok oluyor, Hindistan, Malezya ve Filipinler gibi gelişmekte olan fosil yakıtlarda ise bu oran yüzde 40 civarında. ülkelerde de çiftçinin geçim kaynağı olan şeker Yenilenebilir hammaddelerden, atık bitkisel ve kamışı ve palmiye yağı gibi ürünlerden biyodizel hayvansal yağlardan elde ediliyor olması, biyolojik üretilmesi, kırsal kesimin üretici konumuna geçmesi olarak doğada hızlı ve kolay bozunabilmesi (daha açısından oldukça önemsenen bir durum. yalın bileşiklere veya bileşenlere tek yönlü olarak Biyodizel kullanımı yaygınlaşırken Almanya, ayrılmak), antitoksik etkiye sahip olması ve kansere Avusturya, Çek Cumhuriyeti, Fransa, İrlanda, İsveç, neden olan madde ve kükürt ihtivasının yok denecek İtalya, Norveç, Polonya ve Slovakya'da biyodizel kadar az olması, insana ve çevreye olan faydaları üretimi yasal olarak vergiden muaf tutuluyor. ABD’de arasında. Enerjide dışa bağımlılığın azaltılması, ise dizel yakıtlara yüzde 20 oranında biyodizel yüksek alevlenme noktası ile kolay taşınıp ekleniyor. Dünyanın bir numaralı üreticisi depolanabilmesi, kullanımının kolay olması, motoru konumunda olan Almanya’da biyodizel benzin istasyonlarında yakıt Biodizel dolum tesisi... olarak satılıyor. Fransa’da vergi teşviki uygulamasının yanı sıra rafinerilerde yüzde 5 oranında karışımlara izin verilmekte ayrıca konutlarda da ısınma amaçlı kullanılmakta. Brezilya’da da tıpkı Almanya’da olduğu gibi benzin istasyonlarında yakıt olarak satılan biyodizel ABD ve Avrupa’da ticari olarak üretiliyor. Bilhassa Almanya, Avusturya, İtalya ve Fransa biyodizel üretimindeki en faal ülkeler. 2006 verilerine göre biyodizel dünyada yaklaşık 28 ülkede kullanılır hale geldi. 21 ülkede toplam 85’e yakın biyodizel tesisi bulunuyor. Bu tesislerin 11’i İtalya’da olmak üzere Batı Avrupa’da 45, 16’sı Çek Cumhuriyeti’nde olmak üzere Doğu Avrupa’da 29, ABD’de 7, Japonya’da 2, Nikaragua’da 1, Malezya’da 1 tesis bulunuyor. Biyodizel üretimi her ülkede farklı bitkilerden elde edilen yağlarla yapılabiliyor. Mesela ABD biyodizelini soyadan, Malezya palm bitkisinden elde ederken Avrupa kanoladan sağlıyor. Türkiye’de ilk çalışmaları Atatürk döneminde yapılan biyodizel, günümüzde pek dikkate alınmıyor. Enerjide dışa bağımlılığı düşünüldüğünde Türkiye’nin biyodizele yönelmesi stratejik ve ekonomik açıdan da önem taşıyor. A
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle