17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

20 Dilek FİLİZFİDANOĞLU TUSAM Çalışma Hayatı ve Türkiye Araştırmaları Masası [email protected] izel teknolojisinin mucidi olarak kabul edilen Rudolf Diesel, 1893 yılında Almanya’da ilk dizel motor denemesini yapmış, 1898 yılında da Paris Dünya Fuarı’nda yer fıstığı yağını yakıt olarak kullandığı motorunu sergilemişti. Diesel, 1900 yılında "Dizel motorlarda bitkisel yağ kullanımı şimdilik bir hayal gibi görünebilir, ama gelecekte petrolün yerini alacak" diyerek daha o günlerde petrole rakip olabilecek biyodizelin önemini gözler önüne sermişti. Günümüzde fosil kaynaklı yakıtlar diye adlandırılan petrol kökenli yakıtların dünya üzerindeki rezervlerinin azalması ve bu yakıtların çevreye yönelik olumsuz etkileri dünya ülkelerini yenilenebilir enerji kaynaklarına yönlendiriyor. Yenilenebilir enerji kaynakları özellikle fosil kaynaklı enerjinin üretim ve kullanım aşamasındaki olumsuz etkilerinden kurtulmak için oldukça önemlidir. Uzmanların dünyada yaklaşık 40 yıllık petrol, 220 yıllık kömür ve 60 yıllık doğalgaz rezervi bulunduğuna dair görüşleri fosil kaynaklı olmayan yakıt türlerine yönelmeyi kaçınılmaz hale getiriyor. Bugün tüm dünyanın titizlikle üzerinde durduğu alternatif yakıt türlerinden biri olan biyodizele verilen önem, yeni bir enerji ürünü olması sebebiyle giderek artıyor. Dünya’daki eğilim üretimini artırmak yönünde… C S TRATEJİ kurtulmak için o yıllarda biyodizel ile ilgili çalışmalar yaptırdı. Bu çalışmalar zeytinyağı, haşhaşyağı, pamukyağı ve ayçiçeği yağı kullanılarak ve soğuk havanın bu yağlar üzerindeki olumsuz etkileri düşünülerek yaz aylarında yapıldı. Denemelerde Lanz (Alman), Hoşefranz (Macar), Muktells (İsveç) ve Fordson (Amerikan) marka traktörler kullanıldı. Çalışma sonucunda bitkisel yağlarda yakıt tüketiminin motorine göre çok az fark ettiği rapor edildi. Yaklaşık 2 ay süren bu denemelerden sonra 1990’lı yıllardan itibaren de biyodizel ile ilgili çalışmalar giderek yoğunlaştı. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de giderek önem kazanan biyodizel önemli bir endüstri kolu haline gelmeye aday. Bugün Türkiye’de son yıllarda giderek artış gösteren biyodizel üretiminde verilere göre yaklaşık yüzde binlik bir artış söz konusu. 2004 yılında sadece 4 tane olan biyodizel üretim tesisi, 2006 yılında 270’e çıktı. Bu tesislerin çoğunun lisansı bulunmamakla birlikte yıllık üretim kapasiteleri 1,5 milyon tonu aşıyor. Türkiye için oldukça yeni olan bu sektördeki en büyük sıkıntılardan biri olan Özel Tüketim Vergisi (ÖTV), 2006 yılında yaklaşık 0.65 YTL olarak uygulanmaya başlanmıştı. 2006’nın Aralık ayında ise biyodizel üretimi için işleme lisansı bulunan firmalar tarafından, sadece Türkiye'de üretilen tarım ürünlerinden elde edilmesi kaydıyla ve motorin ile karıştırılmak üzere, rafinerici ve dağıtıcı firmalara tesliminde ÖTV tutarı sıfıra indirildi. Ancak bunun bitkisel atık yağları da kapsayacak şekilde genişletilmesi beklentiler arasında. Geleceğin en önemli sektörleri arasında sayılan biyodizelin, üretim öncesi ve sonrasında olmak üzere farklı birçok yan sektöre etkisinden de söz etmek mümkün. Biyodizel için gerekli olan yağlı tohumların üretiminde tarım sektörü, tohumların pazara sunulmasında tohumculuk sektörü, üretim yapılabilmesi için gerekli makine ve teçhizatın temini, tohumların yağlarının çıkarılması işlemi için farklı bir sektör, nihayet biyodizel üretim aşaması, sonrasında dağıtımı, pazarlanması ve taşınması gibi pek çok farklı sektörün birbirine bağlı bir şekilde çalışmasıyla geniş bir kesime istihdam sağlaması da düşünülüyor. Biyodizel elde edilen ürünlerin Türkiye’de yetiştirilmelerine baktığımızda ise; ayçiçeği, soya, pamuk gibi ürünlerin yanında özellikle kanola bitkisinin hem kış hem de yaz aylarında ekilebiliyor olması tarımımız için oldukça avantajlı görülüyor. Uzmanlara göre ülkemizde hemen her bölgede yetiştirilebilen kanola bitkisinin yağ oranı yüzde 4050 civarında. Kışın yapılan ekimlerde verimin daha yüksek olması, sulama istememesi, ekim ve hasat aşamasında buğday ekim ve hasadında kullanılan makinelerin kullanılabilmesi ve az masraflı olması bu bitkiyi ekecek çiftçiler için avantajlı durumlardır. Küresel ısınmanın büyük tehdit oluşturduğu günümüzde sulama gerektirmeden ve her tür toprakta yetişebilen kanola, özellikle biyodizelin mucize bitkisi olarak nitelendiriliyor. Türkiye’de bitkisel yağ açığının bulunduğu gerçeği dikkate alındığında D Alternatif yakıt biyodizel Fosil kaynaklı yakıtların tükeneceği göz önüne alındığında bitki yağlarından elde edilen biyodizel yakıtlar alternatif olarak öne çıkıyor. Batı’da evsel atıklardan elde edilen biyodizel aracılığıyla çevre kirliliği önlenmiş oluyor. Biodizel, bazı ülkelerde akaryakıt istasyonlarında satılıyor... BİTKİDEN YAKITA Biyodizel kanola, soya, ayçiçeği, aspir, pamuk gibi tohumunda yağ miktarı yüksek olan bitkilerden elde edilen yağlara veya atık yağlara, metil alkol katılması sonucunda elde edilen bir yakıt türüdür. Petrol içermez ancak saf olarak veya her oranda petrol kökenli dizel ile karıştırılarak yakıt olarak kullanılabilir. Biyodizel saf olarak veya dizelbiyodizel karışımı şeklinde, yeni motorlarda herhangi bir değişiklik yapılmadan veya eski modellerde çok küçük değişiklikler yapılarak kullanılabiliyor. Traktörler ve biçerdöverlerde, deniz araçlarında, kalorifer kazanlarında, tır, kamyon, otobüs ve iş makinelerinde, otomobillerde, jeneratörlerde kullanılabiliyor. AB’nin ortak enerji politikasında biyodizelin kullanım gerekçeleri arasında; fosil kökenli yakıtlara bağımlılığı azaltmak, lokal hava kirliliğini azaltmak, biyolojik ayrışabilirliği hızlı yakıt kullanarak su ve toprak kirliliğini önlemek, toksik olmayan yakıt kullanarak canlı sağlığını korumak, kaynak çeşitlenmesi yoluyla enerji arzında güvence sağlamak, sera gazı salınımını kabul edilebilir sınırlara indirmek, tarımsal ürün fazlalığı riskini "enerji tarımı"na yönlendirerek sürdürülebilir tarımı desteklemek bulunuyor. Bu anlamda biyodizel yenilenebilir ve alternatif bir enerji kaynağı olarak görülüyor. AB ve ABD’de yaygın bir şekilde kullanılıyor olması biyodizeli aynı zamanda stratejik bir yakıt haline getiriyor. İLK ARAŞTIRMA Kaynaklara göre biyodizel Türkiye‘de ilk kez 1934’te Atatürk Orman Çiftliği’nde tarım traktörleri için üretildi. Bilime oldukça değer veren Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, yurt dışına bağımlılıktan
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle