17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

18 Ali KÜLEBİ TUSAM Ulusal Güvenlik Stratejileri Araştırma Merkezi Başkanvekili [email protected] Ülke üçe bölünüyor, kuzeyi Türkiye’yi tehdit ediyor… C S TRATEJİ İran: Irak’taki piyonları ve başta Bedir Tugayları ve Ahmet Çelebi başkanlığındaki ölüm Tugaylarını, ? Bunların dışında yalnız Bağdat’ta 17 suikast ve ölüm birliğinin varlığından söz edilmektedir. Bunların üyeleri Kürttür ve tek bir kişi tarafından yönetilirler. Söz konusu uluslararası güçlerce kontrol edildikleri bilinmektedir. ? Kuveyt’in dolaylı yoldan bu işe karıştığını söylemek yanlış olmaz ve Suriye ile Suudi Arabistan’ın da bu çorbada tuzu oldukları, ancak bu dairenin dışında, daha bağımsız ve kendi çıkarları açısından çalıştıkları da açıktır. Bugün Irak’ta gelinen noktada AmerikanİsrailKürt planlarının uygulanmakta olduğu ve bu unsurların yararı amaçlandığı da ortadadır. Bu bağlamda amaç, yani Irak’ın bölünmüş, zayıf, küçük bölgelere bölünmesini sağlamak ve Kürtlerin rüyası olan bağımsız devlet, İsrail’in rüyası olan parçalanmış zayıf bir Irak’ı yaratmaktır. Bütün bu cinayetler işlenirken, tarihin en büyük hırsızlığının Irak topraklarında Irak halkından çalınarak gerçekleşiyor olması olgusu da ortadadır. Irak’ın petrol ve öteki doğal kaynakları başta Amerikan küresel güçlerce talan edilmektedir. Irak’ta bu olaylar cereyan ederken Türkiye, İran ve Suriye gibi komşu ülkelerin toprak bütünlüğünü bozacak stratejilerin de geliştirilmekte olduğu yaşanan son olaylarda iyice belirginleşmiştir. Bu bağlamda ayrıca, önümüzdeki 20 yılda bölgede ve dünyada askeri, ekonomik ve insan gücü olarak söz sahibi olacak bir Türkiye’nin de önüne set çekilme stratejisi yıllar önce başlatılmış ve Irak’ın işgaliyle de gerçekleştirilme aşamasına gelinmiştir. T ürkiye’nin süregelen yanlış ve geleneksel pasif politikaları Atatürk’ün bize vasiyeti olan Musul ve Kerkük’ü galiba artık kaybettirdi. PKK terör belasının yanı sıra Sözde Ermeni Soykırımı ile de uğraştırılırken ve AB için daha neler feda edeceğiz derken Irak’taki Türkmen kardeşlerimizi tamamen unutmuş gibi gözüküyoruz. Yanlış politika ve stratejimiz, Barzani ve Talabani’yi birbirine düşüreceğimize bilakis birleştirdi. Kürtler tarihte hiç olmadıkları derecede şımardılar. Irak’ın kuzeyinde yaşayan Kürtler, Türkiye’ye sınır Behdinan ve doğuda İran’da sınır Soran bölgesinde yaşamaktadırlar. 1. Körfez Savaşı sonrası, Behdinan bölgesinde yaşayan Barzani ile Soran bölgesindeki Talabani aşiretleri birbirleriyle acımasızca savaşırken bizim yanlış politikalarımız ve ABD’nin de gayretleriyle bu iki grup adeta zorla barıştırıldı. ABD’nin bunlara Irak’ın zenginliklerinin paylaşılması ile ilgili vermiş olduğu sözlerin, paraya, maddiyata çok önem veren Peşmergeler için her şeyin önünde gelmesi hususunun etkisiyle de bu birliktelik şimdilik gerçekleşmiş gibi gözükmekte. Şimdilik diyoruz. Çünkü tarihte hiçbir zaman bir araya gelememiş, devlet kuramamış olan Kürtleri son zamanlardaki şımarıklıkları ile bundan sonra da çeşitli sorunların beklediği ortadadır. Çünkü ABD’nin Irak’ta ilelebet kalamayacağı da ortadayken, şimdilik ABD uzlaştırıcılığı ve maddi görmemişliğin rehaveti içindeki bu unsurlar yarın hayatın ve bölgesel gerçeklerin karşısında kendilerini aniden yapayalnız bulunca dengelerini iyice yitirecektir. Esasen bu gerçekler, sürtüşmeler çeşitli huzursuzluklar şeklinde şimdiden ortaya çıkmaya başlamıştır. Behdinan Bölgesinde bu yılbaşından beri zaman zaman yaşanmaya başlayan sıkıntılar göz önüne alınırsa Kürt yönetiminde aşiretçiliğin ve yakın aile çevresinin zafiyetleri ortaya açık bir şekilde çıkmaktadır. Bilhassa Barzani’nin ABD’den aldığı paraları memur maaşlarına aksettireceğine yakın aile çevresine dağıttığı söylentileri de bu sıkıntıları belirginleştirmektedir. Yine geçen yıl yapılan sendika ve öğrenci kuruluşları seçimlerinde KDP’nin listeleri kaybederek, seçimleri KYP’ye kaptırması ve Barzani’nin ağırlık vermeye başladığı popülist davranışlar ile Kürt liderliğine soyunur görüntüsü çabaları önemli hususlardır. Bu noktada elindeki Peşmerge güçlerle Irak’ta Türkmenleri yeniden yurdundan eden, katleden Barzani güçleri, Talabani’nin de liderlik emellerinden vaz geçmemesi nedeniyle Talabani güçleriyle potansiyel gerginlik durumunu eskiyi hatırlatırcasına muhafaza etmektedirler. Kürtler açısından durum böyle potansiyel sorunların artmasına gebeyken Irak’ın geneline de göz atıp, sorunlarla ilgili değerlendirmelere özellikle Türkmenler açısından geçmek gerekir. Irak’ta yanlış stratejiler ABD’nin Irak’ı işgalinin ardından bölgedeki hedeflerinden hiçbirisi tam olarak tutmadı. ABD’nin hedefleri gerçekleşmedi. Türkiye’nin çıkarlarını güçlü bir şekilde koruyamaması yeni sorunlara neden oldu. değişik isimler taşıyorsa da bütün bunlar sonuç olarak her gün daha fazla Iraklının ölümü anlamına gelmektedir. Kanlı dramın sonucunun ne olacağını da ancak planlayanlar tahmin edebilir. Bu işi planlayanlar, bu katliamları icra edenlerin ta kendisidir veya piyonlarıdır. Küresel güç olan bu planlayıcılar korkunç bir mali bütçeye sahiptirler. Kaldı ki dolar basmanın ve bunu Irak’taki yandaşlara dağıtmanın maliyeti kağıt ve mürekkep parasıdır. Bu mali bütçenin gelir faslının bir kısmının da Iraktan çeşitli yollarla elde ediliyor olması ve bir kısmının da Irak’ı yok etmek isteyen ülkelerden gelmesi vakıası da oynanan oyunun planlamasının bir çok boyutta hazırlandığını göstermektedir. 2 Genel olarak Irak’ta uluslararası güçler ve onların gizli elleri aşağıda sıralayacağımız enstrümanları kullanmaktadır. ? İsrail: Mosad ve Yahudi örgütlerini, ? Amerika: CİA ve onlara bağlı insani örgüt adı altındaki kuruluşları, ? Kürtler: Peşmerge adlı silahlı milis gücü, suikast ve adam kaçırma örgütleri ile Süleymaniye ve Erbil’de bulunan hapishane ve işkence merkezlerini. ? KÜRTLERİN TÜRKMEN POLİTİKALARI IRAK’TA GENEL DURUM Genel durum ile ilgili önce şu tespitleri yapmakta yarar vardır: 1 Özet olarak: Irak’ta durum her gün daha kötüye gitmektedir. Her ne kadar tanımlamalar; terör, direniş, iç savaş, etnik şiddet, hesaplaşma v.s gibi Kürtlerin son zamanlarda özellikle dışarıya karşı yeni bir politik manevra izleyerek Türkmenlerle bir arada barış içinde yaşayabileceklerini göstermeye çalıştıklarına dair iddialar çoğalmaktadır. Ne var ki Türkmenlerin Kürtlerle geçmişte barış içinde yaşama gayret ve niyetleri 3 defa denenmiş ve bu hususta gereken şu olumsuz dersleri alınmıştır; ? Türkmen halkı ilk Kürt barışını 1959’da görmüştür. Kan seline dönen barış denemesi Türkmenlerin Kerkük caddelerinde arabalara ayaklarından bağlanarak sürüklenmeleriyle neticelenmiştir. Maalesef Türkiye bu konuda Türkmen kardeşlerimize destek çıkamamış, onların can ve mal güvenliğini koruyamamıştır. ? 1991 yılında, 1. Körfez savaşı sırasında, Kürtlerin Kerkük’e girip ayaklanma bahanesi ile yaptığı yağma ve cinayetler de Kürtlerin Türkmenlere olan yaklaşımve politikalarını ortaya koyar. ? Son olarak Nisan 2003’teki sözde Kürt barışı ve birlikte yaşama denemesi de bugün gelinen noktasıyla tama bir trajedidir.Bu trajedide yalnız Türkmenler değil tüm Iraklılar zarar görmüşler ve bir devletin nasıl yıkılıp, yağmalanıp kuzeye taşındığına şahit olmuşlardır.. ? Kürtler zaman zaman iddia ettikleri üzere eğer gerçekten barışçı olsalardı, Nisan 2003’te Kerkük’e girdiklerinde Tapu, Nüfus, Belediye ve Sayım arşivlerini yağmalayıp çalmazlardı? Bu bağlamda sahte nüfus belgeleri de düzenlemek, gerçekleri ortadan kaldırmak ve Kerkük’ün gerçek aidiyetini yok etmek için değilse ne içindir? ? Kürtlerin tek niyeti vardır o da Türkiye’nin olası sınır ötesi opersayonu Irak’ı tedirgin ediyor
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle