17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

14 Barış ADIBELLİ A.Ü. SBF Uluslararası İlişkiler Bölümü [email protected] Ticari ve askeri ilişkilerini geliştirmeye çalışıyor… C S TRATEJİ Mao’nun halk savaşı doktrininden ve diktatörlüğe karşı dağlarda savaşma politikasından etkilendi. Talabani’nin Çin ziyareti gündeme gelince Pekin elini çabuk tutarak Irak’a bir heyet gönderdi. Bu heyetin amacı Çin’in yıllar önce Saddam Hüseyin’le El Ahdab petrol bölgesi için yaptığı anlaşmanın yeniden yürürlüğe sokulması talebiydi. Tam da Çin ziyaretinin öncesinde gerçekleşen bu talep Iraklıların elini bağladı. Sonuçta Iraklı yetkililer olumlu yanıt verdiler. Talabani, 2026 Haziran 2007 tarihleri arasında Çin’i ziyaret ederek 49 yıl aradan sonra Pekin’i ziyaret eden ilk Irak Cumhurbaşkanı oldu. Talabani’nin ziyareti, kuşkusuz bölgedeki gelişmelerin farklı bir yansımasıydı. Talabani’nin zamanlaması oldukça önemliydi. Talabani’nin ziyareti, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ’un önemli mesajlar verdiği Çin ziyaretinin ardından gerçekleşmiş olması da dikkat çekiciydi. Talabani, Çin’i sadece cumhurbaşkanı sıfatıyla değil, aynı zamanda eski bir Maocu Kürt lider sıfatıyla da ziyaret etti. Bölge politikaları açısından Talabani’nin ikinci sıfatı Çin ziyaretini rutin bir ziyaretten çok, daha farklı anlamlara da taşıdı. Pekin yönetiminin Irak’ın Saddam döneminden kalan 8 milyar dolarlık borcunu sileceğini açıklaması, ekonomi ve enerji alanlarında çeşitli anlaşmalar imzalanması, bu ziyaretin her iki ülke açısından oldukça verimli geçtiğini göstermiştir. Yukarıda da ifade edildiği gibi 2004 yılından beri, Çin, Iraklı Kürtler ile yakın işbirliği içerisine girmiştir. Kuşkusuz bunda Talabani’nin cumhurbaşkanı olarak seçilmesi de büyük rol oynamıştır. Çin, özellikle Kürt bölgesel yönetimine ekonomik ve sınırlı da olsa politik destek vermeye hazırlandığı gözlenmektedir. Son üç yıldan beri, Çin, sessiz sedasız bu ilişkinin altyapısını oluşturma çabası içerisindedir. Çin, hükümet bazında Iraklı Kürtler’e yakınlaşırken, aynı zamanda Çin Komünist Partisi (ÇKP) aracılığıyla da özellikle Celal Talabani’nin lideri olduğu Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) ile yakınlaşmaktadır. Bu bağlamda, geçtiğimiz yıllarda, Çin Komünist Partisi’nden yetkililer, KYB’li yetkililer ile Kuzey Irak’ta bir kaç kez görüşmüşlerdir. Irak’ta güçlü bir merkezi otoritenin olmaması, Pekin yönetimi için ekonomik açıdan büyük bir fırsat teşkil etmektedir. Çin hükümeti için yerel grupların farklı isteklerinin yerine getirilmesi, merkezi yönetim ile pazarlık yapmaktan daha kolay gelmektedir. Bu nedenle, Çin, Irak petrollerinin önemli bir bölümünü elde tutan Iraklı Kürtlere özel bir ilgi göstermektedir. Buradaki petrol kaynaklarından faydalanabilmek ve Iraklı Kürtlerin kalbini kazanabilmek için, Çin, şimdiden kimi tavizler vermeye hazır gözüküyor. Bu bağlamda, Çin’in Irak büyükelçisi Çen Şiadong, 18 Mayıs 2007’de Hamid Mecid Musa’ya gönderdiği mesajda Irak Komünist Partisi Merkez Komite başkanlığına seçildiği için kutlayarak, Çin ve Irak Komünist Partileri arasındaki dostluk ve işbirliğini artırmak istediklerini belirtti. Bu mesajdan da anlaşılıyor ki Çin, tıpkı Soğuk Savaş döneminde olduğu gibi yine kendisine yakın Komünist Partiler oluşturma çabasında. Öte yandan Çin büyükelçisi geçtiğimiz günlerde de Kürdistan bölgesel yönetimi parlamentosu başkanıyla yaptığı görüşmede ise "Çin halkı, her zaman Kürdistan halkının meşru haklarını savunmuş ve haklı davasını da (?) desteklemiştir" şeklinde açıklamada bulunmuştur. Iraklı Kürtler, özellikle Talabani ve yandaşları açısından şu anki koşullar nedeniyle Çin’in önemli bir on günlerde, özellikle Türkiye karşıtı açıklamalarda Iraklı Kürt liderlerin bu cesareti nereden aldıkları merak konusu. Son zamanlarda Iraklı Kürtler, yoğun bir diplomasi faaliyetine girişerek ABD’nin yanında alternatif belki de dengeleyici yeni güç merkezlerine yöneldiler. Bu açıdan özellikle Çin’le yeni bir dönem başlatmak isteyen Iraklı Kürtler, Çin’le stratejik ilişkiler tesis etmek için çaba harcıyorlar. Ortadoğu bölgesinde ABD’nin Irak bataklığına giderek saplanması ve Amerikan kamuoyunda seçim heyecanının artması, Irak’taki durumun da geleceğini belirsizliğe soktu. ABD, bölgede sadece Irak değil, İsrailFilistin meselesinde de bir türlü çözüm yolunu bulamadı. ABD’nin özellikle Soğuk Savaş döneminde uyguladığı en önemli stratejilerden birisi olan "krizi tırmandırarak düzlüğe çıkma stratejisini" uygulamaya koydu. ABD, geçmişte birçok sorunda içinden çıkamadığı zamanlar krizi daha büyük boyutlara taşıyarak oradan sessiz sedasız sıvışıp gitmişti. Bugün de aynı strateji tekrar gündemde. Bölgeyi dinamitleyip altında bütün bölge ülkelerinin kalmasını sağlayarak, bu feryat figan içerisinde yine sıvışıp kaçmak istiyor. Bu nedenle, Irak’ta akla gelen her türlü politikalar uygulanıyor. Washington, Irak’ta nispeten istikrarlı gördüğü Kuzey Irak’ın güvenliğini yerel Jintao peşmerge Talabani, ile gruplarına birlikte... bıraktı. Bu durum iki önemli noktayı da ortaya çıkardı. Birincisi, Iraklı Kürtler, bunu düzenli ordunun başlangıcı olarak saydılar ve aynı zamanda bağımsız devletlerinin de ilk adımı; ama öte yandan ABD’nin olası çekilme hazırlıkları yaptığı da gözden kaçmadı. S Talabani’nin Çin açılımı protesto edildi ve geçici Irak yönetimine Çin, bir nota yollayarak bu tür ziyaretlerin iki ülke arasındaki ilişkileri bozacağı yönünde uyarıda bulundu. Birkaç ay sonra Neçirvan Barzani bir kez daha Tayvan’a bir ziyaret planladı. Bu ziyaret planı duyulur duyulmaz Çin’in Bağdat Büyükelçiliği, Kürdistan bölgesel yönetimini sert bir şekilde uyardı. Çin hükümeti, Iraklı Kürtlerin ne yapmak istediklerini anlamıştı. Derhal, Pekin, yeni bir diplomatik atak başlatarak Iraklı Kürtlerle yani bir açılım başlattı. Çin, Irak’ı bir bütün olarak genel dış politikası içerisinde değerlendirirken gerek Irak içerisinde meydana gelen, Talabani, Jintao ile birlikte... Irak’taki Kürt liderler, ABD’nin bölgeden çekilmesi olasılığına karşın Çin’i yanlarına almaya çalışıyorlar. Bunu Tayvan şantajı ile başarmaya çalışıyorlar. Bu konuda Çin’in kendi içinde açmazları bulunuyor. ÇİN’LE İLİŞKİLER GELİŞTİRİLİYOR Iraklı Kürtler, aslında Çin’le ilişkileri çok önceden daha 2004 yılından itibaren geliştirmeye başladılar. Çin, 2004 yılında Bağdat’taki büyükelçiliğini yeniden açtı. Gerek Barzani grubu, gerekse Talabani grubu Çinlilerle oldukça yakın temaslar kurdular. Hemen her fırsatta Çinli diplomatları Kuzey Irak’a davet ederek buradaki gelişmeyi göstererek Çin’den yatırım ve ekonomik destek istediler. Her defasında Çin tarafı yardım konusunda söz verdi. Özellikle Kuzey Irak’ın altyapısının oluşturulmasında Çinli firmalar oldukça hevesli gözüküyordu. Iraklı Kürtler, altyapı tesislerinin, yolların ve telekomünikasyon sistemlerinin Çin tarafından yapılmasını istiyordu. Ancak Çin, bu bölgeye temkinli yaklaşıyor, olası ÇinABD sürtüşmesini engellemek istiyordu. Pekin, özellikle Rusya’nın bölgede inisiyatif almak konusunda isteksiz olmasından yola çıkarak, Rusya’nın bile girmeye pek gönlü olmadığı bir bölgeye balıklama dalmanın Çin’in ulusal çıkarları açısından pek fazla olumlu olmadığını düşünüyordu. Çin’in ne yapmak istediğinin fakında olan Kürdistan bölgesel yönetimi ilginç bir adım atarak öteki Çin ile yani Tayvan’la ilişkileri geliştirme politikasını yürürlüğe soktu. Iraklı Kürtler, bu yolla Çin’i ne pahasına olursa olsun buraya çekebileceklerini biliyorlardı. Bu amaçla Ağustos 2004 tarihinde Neçirvan Barzani, Tayvan’ı ziyaret ederek ekonomik yardım almaya çalıştı. Bu gezi, Çin tarafından sert bir şekilde gerekse uluslararası politikada meydana gelen gelişmeler ışığı altında Ortadoğu’ya yönelik dış politikasını gözden geçirdi. Yeni dış politikasında daha alt düzeyde birimlerle ilgilenmeye başladığı görülmüştür. Örneğin bölgedeki Şii gruplar, Filistin’de Hamas ve Irak’ta Kürtler gibi devletlerden çok onlar içindeki kimi politik gruplarla bire bir temaslarda bulunmaya başlamıştır. Kuşkusuz Çin’in bu yönde tutumunda ABD ile olan örtülü rekabetinin de etkisi büyüktür. Çin’in çok derin ekonomik ilişkilere sahip olduğu ABD ile açıktan rekabet etmek yerine üçüncü ülkeler üzerinden dolaylı rekabeti tercih etmektedir. Buna en güzel örnek Latin Amerika ve Afrika verilebilir. TALABANİ’NİN ÇİN ZİYARETİ Tüm bu süreç yaşanırken en önemli adım Irak cumhurbaşkanı Celal Talabani’den geldi. Talabani 9 Şubat 2007’de The Guardian’a ilginç bir beyanat verdi. Bu demeçte Talabani: George Bush’un dostu olduğunu ama Mao’ya da saygı duyduğunu zira Mao’nun kendisinin siyasal açıdan rol modeli olduğunu söyledi. Siyasi hayatına bir Marksist olarak başlayıp daha sonra Maocu olan Talabani, özellikle
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle