17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

yeri bulunuyor. Geçmişte, bağımsızlık vaadiyle birkaç defa yarı yolda bırakılan Iraklı Kürtler, bu defa yarı yolda bırakılmanın hayati sonuçlarının olacağının farkındalar. Bölgenin güçlü ülkesi Türkiye’nin ABD’nin bölgeden çekilmesinden sonra sessiz kalmayacağı açıktır. Bunun farkında olan Iraklı Kürtler, ABD’yi ikame edecek yeni bir ABD arayışı içerisine girmiş durumdalar. Rusya, bu riskli oyuna uzak durmaktadır. Iraklı Kürtlerin favori adayı geleceğin süper gücü olarak takdim edilen Çin’dir. Bu nedenle, Talabani’nin son ziyareti Irak’ın dış politikasından çok Kuzey Irak’a politik ve askerî destek sağlanabilecek yeni bir merkez arayışı gibi görünmektedir. C S TRATEJİ 15 2005 tarihleri arasında Irak’a gönderilen 190 bin silahın akıbetinin bilinmediğini ortaya çıkarmıştı. İRAN AĞIZ DEĞİŞTİRDİ İran’ın son zamanda ağız değiştirmesi de Iraklı Kürtlerin özellikle Talabani’nin yeni oyun kurguladığı izlenimi doğuruyor. İran’ın PJAK ile mücadelesi küresel bağlamda ABD ile yaptığı mücadelenin bir uzantısıdır, yoksa İran’ın Kürtleri kullanma stratejisinde her hangi bir değişiklik bulunmamaktadır. Bünyesindeki Azeriler her fırsatta gündeme gelirken ve Türkiye ile Azerbaycan yanı başında dururken, İran Kürt kartını nasıl olur da bırakır. İran, Türkiye’ye Kürt kartını, Azerbaycan’a da Ermeni kartını oynamaya devam ediyor. İran, Irak’ta Şiiler üzerinde belirli bir etkiye sahip. Bunun yanında, Iraklı Kürtleri de yanında tutmak istiyor. Bu açıdan Talabani’nin İran’la olan geleneksel ilişkileri unutulmamalıdır. Her ne kadar farklı açıklamalar olsa da İran’ın iki Iraklı Kürt grubuyla arasında pek fazla sorunu yok. Türkiye’nin son günlerde sınır ötesi operasyon yapma niyetine karşı İran, Irak’taki bölgesel Kürt yönetimiyle neredeyse aynı şeyleri söylemeye başladı ve adeta onların ağzıyla konuşuyor. İran’ın Türkiye ile üzerinde uzlaşamayacağı diğer bir mesele de sözde Ermeni soykırımıdır. Geçtiğimiz günlerde İran cumhurbaşkanı Ermenistan’ı ziyaret etti. Burada, İran cumhurbaşkanı, 1915 olayları üzerine açıklamalarda bulunarak, "gururla" her yıl, İran'da 1915 olaylarının yıldönümü olarak kutlanan 24 Nisan'da ''görkemli bir Ermeni yürüyüşü'' yapıldığını hatırlattı. Sonuç olarak, Iraklı Kürtler ABD’yi istedikleri konuma getirebilmek için Çin kartını kullanıyorlar. Irak ordusuna silah alıyoruz masalı altında peşmerge güçlerini silahlandırıyorlar. Iraklı Kürtler, yakın gelecekte kaderleriyle ve Türkiye ile baş başa kalacaklarını anlamış durumdalar. Bu nedenle yeni politika geliştirmeye çalışıyorlar. İran’ın son zamanda ağız değiştirmesi de Iraklı Kürtlerin özellikle Talabani’nin yeni oyun kurguladığı izlenimi doğuruyor. Talabani, Rusya ve Çin’in desteğini arayarak onları adeta bölgeye davet ediyor. Kuşkusuz, ABD’nin bölgede ve küresel siyasette içine düştüğü durum da Iraklı Kürtlerin rahat ve cesurca hareket etmesine olanak veriyor. Ancak ABD de yavaş yavaşa Çin’e yönelik bir takım stratejiler geliştirmeye başladı. Geçtiğimiz günlerde İngiliz Savunma Bakanlığı, Afganistan’da Taliban güçlerinin Çin yapımı silahlar kullandığını açıkladı ve ellerinde bu yönde kanıtlar olduğunu söyledi. Çin Dışişleri Bakanlığı ise, konuyla ilgili soruşturma başlatıldığını açıkladı. Şimdilerde, ABDİngiliz ekseni bu hamleyle üstü kapalı olarak Çin’i uluslararası terörizme destek veren ülkeler listesine ekleme tehdidinde bulunuyorlar. Şimdilik bölgede hava çok bulutlu. Dolaysıyla, bölgedeki gelişmelere ABD nasıl yanıt verecek? Türkiye’ye yansıması nasıl olacak? Bekleyip göreceğiz. SİLAHLANMA ARAYIŞI Tüm bunların yanında Iraklı Kürtlerin Çin seçeneğini gündeme getirmelerinin bir diğer muhtemel nedeni de peşmerge kuvvetlerinin düzenli bir orduya dönüştürülme çalışmasıdır. Iraklı Kürtler olası Türkiye saldırısına karşı daha etkili silahlar istemektedir. Bu açıdan hava savunma sistemleri ve özellikle de 1979’da Sovyetler Birliği’ne Afganistan’da oldukça zor günler yaşatan omuzda atılan füzeler istemektedir. Bu silahlarla, özellikle Türk saldırı helikopterlerine karşı kullanmayı düşünmektedirler. ABD ise, bu taleplere soğuk bakmaktadır. Zira böyle bir durum bölgedeki dengelere oldukça zarar verecektir. Ayrıca Washington, peşmergelere Amerikan yapımı Türk helikopterlerine karşı kullanılabilecek etkili silahların verilmesinin Amerikan güçlerinin güvenliğini tehlikeye düşüreceği için onay vermemektedir. Çünkü bu silahlar günün birinde Amerikan ordusuna ve helikopterlerine de dönebilme ihtimali bulunmaktadır. ABD’den istedikleri nitelikte silah alamayan Iraklı Kürtler, bu tip silahları Çin’den temin etmeyi düşünmektedirler. Karşılığında ise, tıpkı İran’ın yaptığı gibi Çin’e petrol arama, çıkarma ve işletme gibi alanlarda imtiyazlar vermeyi düşünmektedirler; ancak burada gözden kaçan bir husus İran’ın bir devlet olduğu gerçeğidir. Dolaysıyla, 1980’lerden beri Çin Dış Politikası, başka ülkelerde bulunan silahlı ve silahsız siyasi gruplara belli bir siyasi hedefin gerçekleştirilmesi için kesinlikle destek vermemektedir. Ayrıca, Çin, kendi çekirdek bölgesinin dışında bölgesel ve küresel güç odakları ile olası bir sürtüşmeye girmeyi göze almayacaktır. Böyle bir durum büyümekte olan Çin ekonomisine zarar verecektir. Kaldı ki Çin’in tek başına buradaki petrolün üzerine oturmasına diğer küresel oyuncuların göz yummayacağı açıktır. Sonuç olarak, dünyanın ikinci büyük enerji tüketicisi olan Çin için en önemli olgu bir şekilde ve bir yerden enerjinin güvenli bir şekilde Çin topraklarına ulaşmasıdır; (bu politika, son günlerde Darfur sorunu konusunda Çin’in başını Çin’in Kuzey Irak’a yatırım yapmasını isteyen Kürt liderler, bu noktada bazı adımlar attılar. Ancak, Talabani, Çin’den silah alınacağını da açıkladı. Bu silahlar olası sınır ötesi operasyonda Türkiye’ye karşı kullanılabilir. ağrıtmaktadır; hatta Çin’i BM ile karşı karşıya getirmiştir.) yoksa Çin için yerel grupların siyasi geleceği çok fazla anlam taşımamaktadır. Zira Çin’in kendi bünyesinde de buna benzer siyasi geleceklerini tartışan Tibetliler ve Uygurlar gibi kimi yerel gruplar bulunmaktadır. Gerekçe petrol de olsa Çin bu maliyeti göze alamayacaktır. Iraklı Kürtlerin amacı bu silahlarla Türkiye’yi yenilgiye uğratmak değil, zaten bunu başarmaları da mümkün değil. Türk ordusunun gücü ortada; ancak Iraklı Kürtlerin yapmak istediği şey böyle bir saldırı durumunda dış destek (ABD veya başka bir güç) gelene kadar dayanmak. Aynı stratejiyi ABD, Tayvan’da da uyguluyor. Tayvanlılar, Çin’e karşı 24 saat bile dayanamayacaklarının farkındalar. Dolaysıyla savunma sistemlerini ve politikalarını Amerikan yardımı gelene kadar direnme olarak düzenlemişler. Iraklı Kürtler, ABD’nin bu isteksizliğinin yine farklı bir strateji ile aşmak istiyorlar. Geçtiğimiz ay Washington Post gazetesine bir demeç veren Talabani, Çin’den askeri teçhizat alacaklarını açıkladı. Talabani, yaptığı açıklamada, 100 milyon dolarlık hafif silahların Irak polisi için sipariş edildiğini söyledi. Iraklı lider, Amerikalı üreticilerin ülkesinin isteklerini karşılayacak kapasitede olmadığı için Çin’in tercih edildiğini söyledi. Talabani, Amerikalı yetkililerden, Irak ordusu için sipariş edilen diğer silahların teslimatınınsa bir an önce hızlandırılmasını istiyor. Talabani, bu alanda ciddi gecikmeler yaşandığına dikkat çekti. Amerikalı yetkililer de Irak’ın ihtiyaçlarını zamanında karşılama konusunda sorunlar yaşandığını doğruluyor. Bu arada uzmanlar da endişelerini dile getirdi. Washington Post gazetesine konuşan silah uzmanlarından Rachel Stohl, "Sorun şu ki Irak hükümetinin, bu silahların düzgün bir şekilde dağıtılıp denetlenmesine ilişkin net bir planı henüz yok" dedi. Hatırlanacağı üzere, ABD Kongresi’ne sunulan bir rapor, Haziran 2004Eylül
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle