02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Dilek FİLİZFİDANOĞLU TUSAM Çalışma Hayatı ve Türkiye Arş. Masası [email protected] Tüm dünyada artıyor, Türkiye’de azalıyor… C S TRATEJİ 23 politika uygulamadaki başarısızlıklar, tek bir emek piyasası oluşturma hedefini yakalama olasılığını tehlikeye düşürüyor. T üm dünyada özellikle son yıllarda küreselleşme, Dünya Bankası, IMF, uyum politikaları sık konuşulup tartışılan konular haline geldi. Her alanda olduğu gibi işsizlik ve istihdam alanlarında da küreselleşme, küresel işsizlik gibi terimler sıkça gündeme gelirken, küreselleşme süreci siyasi, sosyal, ekonomik alanlarda insanları etkisi altına almaya devam ediyor. Küreselleşmeyle birlikte bazı yapısal sorunların yaşandığı ve çözüm yollarının tartışıldığı günümüzde değişen dünya ekonomisinin insanların gelir düzeyleri, hayat tarzları ve çalışma koşulları üzerindeki olumsuz etkisi önlenemiyor. Gelir dağılımındaki bozukluklar, buna bağlı olarak yoksulluk ve açlık, sağlık ve eğitim sorunları, istihdam ve işsizlik sorunları özellikle az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde insan hayatını olumsuz etkiliyor. İşsizlikte formül aldatmacası bir hal alıyor. 2000 yılında Avrupa Konseyi tarafından kabul edilen Lizbon Stratejisi, AB’yi "2010 yılına kadar daha fazla ve daha iyi koşullarda istihdam ve daha fazla sosyal bütünleşme ile çevreye saygılı sürdürülebilir ekonomik büyümeyi başararak, dünyada en dinamik ve rekabetçi bilgiye dayalı ekonomisi" yapmayı hedeflemekteydi. Bugün gelinen TÜRKİYE’DE ORAN DÜŞTÜ Dünyada bunlar olurken Türkiye’de de durum farklı değil. İşsizlik, istihdam ve esnek istihdam bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de ciddi bir sorun olmaya devam ediyor. İnsanlar maddi ve manevi kazanç elde etmek için çalışmak zorunda olsalar da bu her zaman mümkün olmuyor. Türkiye’de son açıklanan işsizlik oranının geçen yılın aynı dönemine göre gerilediği görülüyor. 2005 yılının Ekim ayında işsizlik oranı yüzde 10,1 iken 2006 yılının Ekim ayında oran yüzde 9,3 olarak tespit edildi. 2006 yılı Ekim ayında istihdam edilenlerin sayısı, 2005 yılının aynı dönemine göre 608 bin kişi artarak 22 milyon 805 bin kişiye ulaştı. Bu dönemde, tarım sektöründe çalışanların sayısı 104 bin kişi azalırken, tarım dışı sektörlerde çalışanların sayısı 712 bin kişi arttı. Bu veriler ışığında resmi rakamlara göre Türkiye’de yaklaşık 2,5 milyon işsiz var ve bu işsizlerin çoğunluğunu erkekler oluşturuyor. Bunun en büyük sebebi kadınların iş aramıyor olmaları. Buna ek olarak tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de bir hayli yüksek olan genç işsizlerin oranı ise yüzde 18,8. DÜNYADA İŞSİZLİK ARTIYOR Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) yaptığı bir araştırmaya göre küresel işsizlik giderek artıyor. Resmi tahminlere göre dünyadaki işsizlik oranı yüzde 6,3 civarında. Toplam işsiz sayısı ise 2005 yılı sonunda yaklaşık 200 milyon. Bu sayıya düzenli ve yeterli çalışmayanlar da eklendiğinde yaklaşık 500 milyon insanın işsiz olduğu tahmin ediliyor. Özellikle genç işsizlerin sayısında önemli oranda artış var. Tahminlere göre 1995'te 74 milyon olan genç işsiz sayısı, 2005'te 84 milyona yükseldi. 300 milyonu aşkın genç ise, yoksulluk sınırı olarak kabul edilen İşsizlik günlük 2 doların altında Türkiye’nin yaşıyor. Dünyadaki işsiz kronik nüfusun neredeyse yarısını sorunu... (yüzde 45’ini) gençler oluşturuyor ve işsiz gençlerin sayısı giderek artarken işi olanların da çoğunluğu yoksullaşıyor. Her yıl artan işsiz nüfusa istihdam alanı yaratmak ise tüm dünyanın öncelikli problemleri arasında. Dünyanın genç nüfusu yaklaşık 1,1 milyar civarında ve bunların çoğunluğu iş arıyor. Genç işsizliğin en yoğun olduğu bölgeler Orta Doğu ve Kuzey Afrika. Gençlerin yüzde 25’inin işsiz olduğu bu bölgeleri yüzde 20 ile Orta ve Doğu Avrupa izliyor. AB ülkelerinde ise her 10 gençten biri işsiz. Rapora göre, çalışma yaşamına katılım oranları düşük olan genç kadınların durumu çok daha zor. Örneğin Güney Asya'da genç erkeklerle kadınların istihdamı arasında yüzde 35’lik bir fark var. ILO'ya göre bu fark, kültürel geleneklerden, genç kadınların işyeri ve ev işlerini birlikte götürmelerini sağlayacak olanakların olmayışından ve iş imkanları azaldığında kadınların çok daha kolay işten çıkarılmalarından kaynaklanıyor. Dolayısıyla kadınların çoğunluğu kayıt dışı alanlarda iş bulabiliyor. Bu da tüm dünyada problem haline gelen kayıt dışı istihdama neden oluyor. Günümüz dünyasında bir türlü çözüme kavuşturulamayan istihdam problemi tüm dünya ülkelerinde giderek büyüyor ve önüne geçilemeyen İşsizlik oranları tüm dünyada artarken, Türkiye’de düşüyor. Ancak bu durum işsizlik oranları hesaplanırken kullanılan formülden ileri geliyor. Türkiye’de umudu kalmadığı için iş aramayanlar, işsiz sayılmıyor. GERÇEK İŞSİZLİK noktaya bakıldığında 2006 yıl sonu verilerine göre AB’de istihdam oranı yüzde 60 civarında. AB üyesi ülkelerden Danimarka’da bu oran yüzde 76,6, Hollanda’da ise yüzde 74,4. Bu ülkeler Lizbon stratejisindeki hedefi aşmış durumdalar. Buna karşın istihdam oranı Avusturya’da yüzde 69, İspanya’da yüzde 66, Almanya’da yüzde 65,8, Fransa’da yüzde 63,5, Belçika’da yüzde 61,4, Yunanistan’da yüzde 60,7, Slovakya’da yüzde 58,9 ve Polonya’da yüzde 54. Bu rakamlara bakıldığında, bazı üye ülkelerin AB ortalamasını geçtiği ve Lizbon stratejisindeki hedeflere yakın olduğu görülüyor. Buna karşın ortak İşsizler, çalışmaya istek ve yeteneği olduğu halde piyasada uygun ve makul iş bulamadığı için çalışmayanlar olarak tanımlanıyor. Dolayısıyla çalışma arzusunda olmadığına kanaat getirilen kişiler işsiz olarak tanımlanmıyorlar. İşsizlik oranı işsiz nüfusun işgücü miktarına oranıyla belirleniyor. Bu bağlamda işsiz olduğu halde çalışmak için iş aramayan kesim yani iş bulma ümidi olmayıp iş aramayı bırakmış olanlar, mevsimlik çalışanlar, ev kadınları, öğrenciler, emekliler, herhangi bir geliri olduğu için iş aramayanlar, özürlü, yaşlı ve hasta kişiler, ailevi ve kişisel nedenlerle iş aramayanlar uluslararası sınıflandırmalara göre işsiz sayılmadıkları için belirlenen işsizlik oranlarında da yer almamış oluyorlar. Bu da bize gerçek işsiz sayısının aslında tahmin edilenin çok daha üstünde olduğunu gösteriyor. Görülüyor ki işsizlik oranlarının hesapta düşürülmesi için yapılan çalışmalar bazen yetersiz kalıyor. Artık yüksek öğrenim görmenin işsizliği engellemediği günümüzde üniversite mezunları eğitimlerinin dışındaki alanlarda çalışıyorlar. Bu da çalışan insanların mutsuz ve verimsiz olmalarının en önemli nedenleri arasında. Ekonomideki rakamsal büyümenin yeni istihdam alanları anlamına gelmediği ve tek başına işsizliğe çözüm olmadığı bilinen gerçekler arasında. Öncelikle kırsal kesimlerden büyük şehirlere göçün önlenmesi ve istihdam alanlarının genişletilmesi gerekiyor ki işsizliğin önüne geçilebilsin. Bu doğrultuda büyük şehirler dışında bazı bölgelerin de cazibe merkezi olmasını sağlamak büyük şehirlere vize uygulaması gibi bir çözüme gitmekten daha mantıklı görünüyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle