17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

22 H. Miray VURMAY TUSAM Ortadoğu Araştırmaları Masası [email protected] srail Ordusu’nun, 9 Haziran 2006’da Filistinli bir ailenin yok olmasına yol açan Gazze Plajı Saldırısı’ndan sonra Hamas, "hudna" olarak adlandırılan ve 16 aydır süren tek taraflı, şartlı ateşkesi bozduğunu açıkladı. Hamas’ın ateşkesi bozmasının hemen ardından Hamas’ın silahlı kanadı olarak bilinen İzzeddin El Kassam Tugayları, Sderot başta olmak üzere Gazze sınırındaki İsrail şehirlerini hedef almaya başladı. Hamas’ın tek taraflı ateşkesi(ni) bozmasına karşılık olarak İsrail de Hamas’ın kalesi olarak nitelendirilen Gazze’ye yönelik operasyonlara başladı. Hatta İsrail ordusunun geçen yıl Ağustos ayında tartışmalı bir şekilde çekildiği Gazze Şeridi’ni yeniden işgali İsrail’in "gizli" gündem maddeleri arasına ilk sıralardan girdi. Ortadoğu’da hesaplar alt üst oldu, çatışmanın yayılması tehdidi yeniden doğuyor... C S TRATEJİ ağır toplarından Başbakan Yardımcısı Şimon Peres’ten geldi. Peres, kaçırılan onbaşı Gilad Şalit’in ailesini ziyaret ettiği sırada kendisine yöneltilen mikrofonlara "Emir Suriye’den geldi. Suriye, askerin kaçırılması emrini veren ve serbest bırakılmasını engelleyen Halid Meşal’e açıkça ev sahipliği yapıyor" açıklamasını yaparak İsrail’in en üst kademesinde de "Suriye" seslerinin yükseldiğini gözler önünde serdi. Peres’in açıklamalarının üzerinden çok geçmemişti ki ajanslara İsrail hava kuvvetlerine ait 4 F16’nın, Beşşar Esad’ın Lazkiye’deki yazlık sarayının üzerinde, üstüne üstlük Esad içerideyken, sorti yaptığı haberleri düştü. Ne İsrail, ne de Suriye tarafından olaya ilişkin net bir resmi açıklama gelmezken, İsrail’in amacının "şimdilik" Suriye’ye Hamas konusunda "sadece" gözdağı vermek olduğu düşünülüyor. Ancak, şiddet tırmandıkça İsrail’in hedef alanı da genişleyeceğe benziyor. Suriye’de bu hedef genişlemesinden kendisine düşen payı alacak gibi görünüyor. İ FİLİSTİN’DE ‘YAZ YAĞMURLARI’ İsrail Başbakanı Ehud Olmert her ne kadar gündemimizde Gazze’nin yeniden işgali yok dese de son gelişmeler bölgenin, Gazze’nin olası (yeniden) işgalinden daha sancılı bir sürece doğru sürüklendiğini gösteriyor. İsrailFilistin hattında yaklaşık 1 buçuk aydır devam eden karşılıklı şiddet eylemleri ile sürekli ve hızlı bir yükselişte olan tansiyon, Filistinlilerin Gazze’deki bir İsrail kontrol noktasına düzenlediği baskınla doruk noktasına ulaştı. Dört İsrail askerinin yaralandığı, iki askerin öldüğü ve 19 yaşındaki onbaşı Gilad Şalit'in kaçırıldığı baskını ilkin İzzeddin El Kassam Tugayları, daha sonra Filistin Halk Direniş Komiteleri üstlendi. İzzeddin El Kassam Tugayları olaya ilişkin yaptığı açıklamada baskının Gazze plajında bütün ailesini kaybeden Hüda Galya'ya hediye edildiğini ve kaçırılan askerle ilgili "bedava" bilgi vermeyeceklerini ifade ederken, Filistin Halk Direniş Komiteleri ise askeri elde tuttuklarını ve askerin hayatına karşılık İsrail hapishanelerindeki tüm kadınların ve 18 yaşından küçük çocukların serbest bırakılmasını istedi. Bu açıklamalar üzerine İsrail Başbakanı Ehud Olmert ve Savunma Bakanı Amir Peretz teröristlerle asla pazarlık yapılmayacağını ancak saldırının bedelinin ağır olacağını ifade ederek şiddetin yükseleceğine dair sinyaller verdi. Nitekim verilen sinyaller gerçeğe dönüşmekte fazla geç kalmadı. İsrail ordusu baskının intikamını "Yaz Yağmurları" adını verdiği operasyon ile almaya başladı. Operasyon kapsamında Gazze başta olmak üzere Filistin’in diğer kentlerine yönelik bir dizi operasyona girişen İsrail, içlerinde Filistin’in Başbakan Filistin’de bir basın açıklaması anı... Filistin’de kontrolsüz şiddet, tahmin edilemeyen sürecin başına dönülmesine neden oldu. Hamas’ın ‘ehlileştirilmesi’, İsrail’i tanıması, ‘barış girişimleri’ GERİLİM HATTI gibi söylemler buharlaştı. Çatışmaların anında GENİŞLİYOR Suriye’nin yeniden İsrail’in kadrajına bölgesel düzeye çıkması tehlikesi doğdu girmesi, İsrail’in operasyonlarının Yardımcısı Nasır El Şair, Hamas’lı sekiz bakan ve 20'den fazla milletvekilinin de bulunduğu 64 Filistinliyi gözaltına aldı. İsrail’in bir sonraki hedefi ise Filistin Özerk Yönetimi Başbakanlık binası oldu. Filistin’de ‘barış’ unutuldu SURİYE’YE GÖZDAĞI İsrailFilistin hattında tansiyon hızla yükselirken, söz konusu yüksek gerilim hattının gizli öznelerinden olan Suriye’nin hedef tahtasındaki yeri yeniden belirginleşmeye başladı. Bilindiği üzere Hamas’ın üst düzey yetkililerini hatırı sayılır bir kısmı Şam’da yaşıyor. Hamas, Suriye’deki Baas rejiminin, daha açık bir ifade ile Esad yönetiminin bir numaralı "düşmanı" Müslüman Kardeşler’in Filistin’deki uzantısı olmasına rağmen, uzun yıllar boyunca Suriye tarafından desteklendi. Desteklenmeye de devam ediyor. Hatta Hamas’ın siyasi idare merkezinin Şam olduğuna, Şam’da yaşayan Halid Meşal başta olmak üzere Suriye’de yaşayan Hamas’lı diğer lider ve örgüt üyelerinin Suriye istihbaratı El Muhaberat’ın parçası olduğuna ya da en azından El Muhaberat ile birlikte çalıştığına dair İsrail ve ABD kaynaklı iddialar yeniden dillendirilmeye başlandı. SuriyeHamas ilişkilerine dair söz konusu iddialar, İsrail’de, değişen vurgu ve önem dereceleri ile zaman zaman gündeme taşınıyor ve yetkili, yetkisiz kişilerden Suriye’ye yönelik tehditlerde argüman olarak kullanılıyordu. Ancak bu defa İsrail söylemin de ötesine geçeceğe benziyor. Nitekim Tel Aviv’den Suriye’nin hedef tahtasındaki bir süredir silik olan yerinin yeniden belirginleştiğinin ilk işaretleri geldi ama İsrailli bir yetkiliden değil ABD’nin İsrail büyükelçisi Richard Jones’tan. ABD’li diplomat, İsrailli askerin kaçırılmasına ilişkin yaptığı açıklamada sorunun çözümünün Gazze’de değil Şam’da aranması ve dikkatlerin Suriye’ye yoğunlaşması gerektiğini belirtti. Jones’un hemen ardından benzer bir açıklama İsrail siyasetinin Gazze ile hatta Filistin ile sınırlı kalmayacağına dair ciddi olasılıkları gündeme getiriyor. İsrail’in operasyon alanını genişletmesi demek Ortadoğu yangınının küllerinin yeniden ateşe verilmesi anlamına gelir. Böylesine bir yangın ise Ortadoğu’da zaten son derece kırılgan olan dengeleri tuzla buz eder. Dünyanın tüm dikkati İran’a odaklanmışken, üzerindeki baskıların göreli olarak hafiflemesi ile bir süreliğine de olsa unutulduğunu düşünen Suriye, bu defa ABD destekli İsrail tehditleri ile karşı karşıya. Mısır ve Ürdün hariç diğer Arap ülkeleri gibi kâğıt üzerinde halen İsrail ile savaş halinde bulunan Suriye, 1967 yılında Ortadoğu haritasını darmadağın eden ve tarihe "6 Gün Savaşları" olarak geçen Arapİsrail Savaşı ile Golan Tepeleri’ni kaybetmişti. Kırk yıla yakın bir süredir İsrail işgali altında olan Golan Tepeleri’nin geri alınması Suriye’de bir onur mücadelesi olarak algılanıyor. Suriye’nin Hamas’a destek vermesi de bu bağlamda Suriye’nin Filistin politikası değil, İsrail politikası olarak değerlendiriliyor. Daha açık bir ifade ile Suriye İsrail’e karşı elini güçlendirmek ve gün gelip masaya oturulduğunda Golan’a karşı Hamas kartını oyuna sürebilmek için İsrail’in tanımadığı ve terör örgütü olarak gördüğü Hamas’ı desteklemeye devam ediyor. Ancak, İsrail ile Suriye arasındaki askeri ve siyasi güç asimetrisi göz önüne alındığında, konjonktür Suriye’nin Hamas kartını kullanmasına fırsat vermeyecek gibi görünüyor. Şiddet mağduru Filistinli anne ve kızı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle