17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

10 Küba Dışişleri Bakan yardımcısı, Eumelıo Caballero’nun Strateji’ye demeci: C S TRATEJİ ‘İlişkilerimizin potansiyeli yüksek’ Cüneyt GÖKSU [email protected] Mayıs 2006 tarihinde, Avusturya’nın Başkenti Viyana’da gerçekleşen 4. AB ve Latin Amerika hükümetler ve devletler arası işbirliği toplantılarına katılan Küba heyetinden, Dışişleri Bakan Yardımcısı Sayın Eumelio Caballero ve Avrupa Dairesi Müdür Yardımcısı Jorge Quesada, 22 ve 23 Mayıs tarihlerinde Türkiye’ye resmi bir ziyarette bulundular. Bu ziyaret, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetince bu yılın Latin Amerika yılı olarak ilan edilmesi çerçevesinde, Türkiye ve Küba arasındaki olumlu ilişkileri geliştirmek üzere gerçekleştirildi. Dışişleri Bakan Yardımcısı Caballero ile KübaTürkiye ilişkileri, bu ziyaretin kapsamı, Viyana toplantıları, AB’nin Latin Amerika’ya bakışı konuları üzerine konuştuk... Türkiye ziyaretinizin içeriği, yaptığınız temaslar ve elde edilen sonuçları değerlendirir misiniz? Ziyaretimiz, Türk halkının öncüsü Mustafa Kemal Atatürk’ün yattığı yerde, Anıtkabir’de başladı. İki ülke arasındaki anlaşmaya göre, her yıl Bakanlıklar arasında karşılıklı yapılan danışma oturumu toplantısı gerçekleşti. Ortak çalışmalar, ikili ilişkiler, çok taraflı örgütlerde her iki ülkenin tutumları görüşüldü. Toplantılar, Sayın Abdullah Gül'ü ziyaretimizle tamamlandı. Ayrıca, AKP Genel Sekreteri’yle de biraraya geldik; TBMM’deki TürkiyeKüba dostluk grubu başkanı Sayın Fuat Çay ve Meclis Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı’yla da görüşmelerimiz oldu. Ankara’da, ulusal kahramanımız Jose Marti’nin adının bir caddeye verilmesiyle ilgili, hoş bir etkinliğe de katıldık. Türkiye’den sonra da Azerbaycan ve Bakü’yü ziyaret edeceğiz. 12 Türkiye ile Küba arasındaki ekonomik ilişkiler ne düzeyde? Yalnız Dışişleri Bakanlığı’yla değil, yaptığımız bütün görüşmelerden ortak bir sonuç çıkıyor. Küba ve Türkiye’nin ekonomik, politik, kültürel ve bilimsel işbirliğinde çok önemli bir potansiyel var. Küba ekonomisi, geçtiğimiz yıl yüzde 11 oranında büyüdü. Bu büyüme sürecinde farklı sektörlerde gelişim programları yürütüyoruz. Başta turizm olmak üzere, biyoteknoloji ve ilaç sektörlerinde, enerji, ulaşım ve inşaat alanlarında önemli ilerlemeler ve gelişmeler var. Küba’nın ihtiyaç duyduğu bazı mallarda, Türkiye’nin uygun kalite ve fiyatta, rekabetçi çözümleri olduğunu düşünüyoruz. Yatırımcılar bakımından da Türkiye'yi aktif görüyoruz. Şöyle bir sonuca da vardık. Geçmiş yıllarda bir çok Türk ürününü başka ülkelerden, özellikle de AB’nden ithal etmekteydik. Bu da ikili ilişkilerde KübaTürkiye ithalat/ihracat rakamlarına yansımıyordu. Biz de, artık bu ürünleri doğrudan Türkiye'den almanın, heri iki tarafın yararına olacağını düşündük. Ekonomi ve ticaretin gelişmesinin, rakamların artmasının bir diğer sebebi de Türk makamlarınca ülkemize verilen 10 milyon euroluk kredidir ve bu yıl içinde kullanılmaya başlanmıştır. İki ülke halkları arasındaki durumu, kültürel ilişkileri nasıl değerlendiriyorsunuz? Kültürel ilişkilerin geliştirilmesi konusunda da görüşmelerimiz oldu. Biz zaten biliyorduk ve bir kez daha teyit etmiş olduk: Türk halkından Küba halkına büyük bir saygı ve dostluk besleniyor. Küba'nın devrim tarihi tanınıp, biliniyor; Che, Fidel biliniyor. Türk halkının bütün siyasi renklerinde bu hissiyatı ve hassasiyeti gördük. Küba'da da Türkiye tarihi tanınmakta ve bilinmektedir. Mustafa Kemal Atatürk'ün Ulusal Kurtuluş Savaşı gayet iyi biliniyor. O yüzden de bu temeller üzerine inşa edilen ilişkilerin, birbirimizi daha iyi anlamamıza yardımcı olacağını ve bu ilişkilerin devam edip, gelişmesini diliyoruz. Dışişleri Bakanlığı yetkilileriyle ve diğer kişilerle konuştuğumuzda, Türkiye Cumhuriyeti’nin bu yılı Latin Amerika yılı ilan ettiği söylendi. Bu da bölgemize, yenilenmiş bir ilginin olduğunu teyit etmektedir. Küba ve diğer Latin Amerika ülkeleri, bu yılın anlamlı geçmesi için, ellerinden geleni yapacaklardır. Uluslararası forumlarda takındığımız ortak tutumlar üzerine de çalışmalar olacaktır. Bu ziyaret çerçevesinde, Türk yetkililere, Türk Hükümetinin her yıl BM’de yapılan oylamada Küba halkının ABD ambargo ve ablukasına karşı verdiği mücadelede gösterdiği destekten dolayı teşekkürlerimizi iletebildik. Fotoğraflar: Serpil YILDIZ ‘Küba ve Türkiye’nin ekonomik, politik, kültürel ve bilimsel işbirliğinde çok önemli bir potansiyel var. Türk halkı Küba halkına büyük bir saygı ve dostluk besliyor. Küba'da da Türkiye tarihi tanınıyor ve biliniyor. Mustafa Kemal Atatürk'ün Ulusal Kurtuluş Savaşı gayet iyi biliniyor.’ Kısa bir süre önce New York’ta, BM bünyesinde yeni İnsan Hakları Konseyi kuruldu. Küba'da üye olarak seçildi. Küba'nın adaylığının önünü kesmek isteyen AB ve ABD’nin tüm çabalarına rağmen, seçildik. Bu oylamada da Türkiye Cumhuriyet’i Küba lehine oy kullandı. Son günlerde Türkiye'de yabancı doktorların çalıştırılması konusunda bir gündem oluştu. Dışişleri Bakanlığı ile yaptığınız görüşmelerde, Latin Amerika, Afrika ya da Pakistan’da çalışan Küba'lı doktorların Türkiye'de görev yapması konusu gündeme geldi mi? Bu ziyaretimiz Dışişleri Bakanlıkları arasındaki ikili ilişkiler ve potansiyeller üzerinedir. Bu yılın sonlarına doğru hükümetler arası karma ekonomik komisyon toplantısı gerçekleştirilecektir. Kübalı doktorların Türkiye’de çalışması konusu da bu çerçevede yapılacak toplantılarda ele alınacaktır. Latin Amerika ve Afrika’da Kübalı doktorların çalışmaları var. Özellikle son Pakistan depremine 2500 doktor ve pratisyen hekim gönderdik. Şu günlerde Bolivya'da Kübalı doktorların sayısı artmaktadır. Elimizde olanları paylaşmamızla ilgili bir konudur bu bahsettiğiniz. 12 Mayıs 2006’daki AB ve Latin Amerika ülkeleri arasında gerçekleşen Viyana Zirvesi’nde, karşılıklı bölgesel işbirliğinden söz edildi. Latin Amerika ve AB arasındaki ekonomik ortaklık işbirliği konusundaki engeller neler olabilir? Bu toplantıda bölgesel stratejik işbirliğini konsolide etmek için bir araya geldik. Gerçekte, 1999'da konuşulmaya başlayan bu işbirliği çabaları hâlâ somutlaşamamıştır. Bizim görüşümüze göre de, şu anda AB'nin içinde bulunduğu durum itibarıyla somutlaşması pek mümkün gözükmüyor. AB, Latin Amerika ve Karaibler’de giderek ağırlığını kaybediyor. Çünkü AB, son dönemde, özellikle Doğu ülkeleri ve ABD’yle ilişkilerini güçlendirme yolunu seçmiştir. AB ile Latin Amerika arasındaki ticaretin yönü de aşağıya doğrudur. Tarım ürünlerindeki yüksek gümrük oranları ve tarifeler de AB'den yanadır. 1970'te yani tam 36 yıl önce alınan bir karar bulunmaktadır. AB, tıpkı diğer gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, gayrı safi yurtiçi hasılasının yüzde 0,7'sini, "Resmi Geliştirme Desteği (Official Development Assistance)" olarak kullanması gerekirken, bu kullanımı iyice zorlaştırmakta ve birçok şarta bağlamaktadır. Örneğin, bu fonun uyuşturucu ticaretiyle, savaş ve göçmenlik konularındaki kullanım oranları artarken, sağlık, eğitim ve altyapıların iyileştirilmesi konularındaki kullanım oranlarının azaldığı gözlenmektedir. Gerçek şudur ki, AB'nin stratejik ortağı, "imparatorluk" peşinde olan ve dünyanın ekonomisini ve politik düzenini kontrol etmeyi amaçlayan, ABD'dir. AB, şu ana kadar aldıkları borçları faizleriyle beraber neredeyse "iki defa" ödemiş durumdaki Latin Amerika ve Karaib ülkelerinin hâlâ finansörü durumundadır. AB, Latin Amerika ve Karaib ülkelerine yüksek teknoloji satar, bunun karşılığında hammadde alır. AB, bölgedeki zor şartlarda ve kısıtlı imkanlarla yetişen insan kaynağını göçmen politikalarıyla alarak bundan faydalanır. AB, ABD'nin müttefiki ve NATO üyesidir. Latin Amerika ve Karaib ülkeleriyse, Başkan Bush'un, "Dünyanın Karanlık Köşesi" diye adlandırdığı ve her an saldırmakla tehdit ettiği bölgedir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle