02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

18 Göreve başlayan hükümet, tek taraflı da olsa kesin sınırları çizmekte kararlı C S TRATEJİ Hedef, ‘Yahudi İsrail’ H. Miray VURMAY TUSAM Ortadoğu Araştırmaları Masası [email protected] K uruluşunun 58. yılını kutladığı günlerde İsrail, tarihinin en kritik seçimlerinden biri olan 28 Mart Seçimleri sonrasında oluşan siyasi kompozisyon da netlik kazandı. Seçimlerden, beklenilenin altında bir sandalye sayısı kazanmış olsa da, birinci parti olarak çıkan Kadima’nın lideri Ehud Olmert, oldukça çetin pazarlıklara sahne olan koalisyon görüşmeleri sonucunda İsrail’in 31. hükümetini kurdu. 2006 yılının başında geçirdiği ağır beyin kanaması ile bitkisel hayata giren ve siyaseten ölü ilan edilen Ariel Şaron’un siyasi mirasını devraldığını her fırsatta vurgulayan Ehud Olmert, Şaron’un hayalini kurduğu "Güvenli ve nihai sınırlara sahip, Yahudi bir İsrail" için elinden gelen her şeyi yapacağını dile getirerek bir anlamda hükümetin üzerine inşa edileceği temeli de ortaya koymuştu. Bunun içinse geniş tabanlı ve uyumlu bir koalisyona ihtiyaç vardı. Ancak, 17. Knesset’in görüntüsü bu konuda Olmert’e hiç de yardımcı olmuyordu. Yüzde 2 gibi oldukça düşük bir seçim barajının bulunduğu İsrail’de irili ufaklı birçok partinin meclise girmiş olması, dahası Kadima’nın kurulması ile birlikte İsrail’deki ikili siyasi denge mekanizmasını bozdu ve böylece alışıla geldiği üzere İşçi Partisi ve Likud’un küçük farklarla mecliste çoğunluk sağlaması bu defa gerçekleşemedi. Kendisini siyasi yelpazenin tam ortasında yani merkez parti olarak tanımlayan Kadima, yanına İsrail’in iki köklü partisi İşçi Partisi ve aşırı dinci Şaas Partisi ile son seçimlerde büyük bir sürpriz yapan Gil (Emekliler) Partisi’ni alarak İsrail’in 31. hükümetini kurdu. 4 Mayıs 2006’da güven oylamasına giden ve aynı gün göreve başlayan çiçeği burnunda hükümet göreve başlar başlamaz eleştiri oklarının da hedefi oldu. Başka bir deyişle, 120 sandalyelik Knesset’te 67 sandalye ile ilk bakışta görece zayıf bir hükümet kuran Kadimaİşçi PartisiŞaasGil dörtlüsünü, gerek iç politikada gerek dış politikada oldukça zor bir dönem bekliyor denilebilir. Her şeyden önce siyasi deneyimi olmayan, eski sendika başkanı ve şimdiki İşçi Partisi lideri Amir Peretz’in Savunma Bakanlığı’na getirilmesi askeri çevrelerden sert eleştiriler aldı. Nitekim asker kökenli olmayan, üstüne üstlük siyasi deneyimi de son derece az olan Amir Peretz’in İsrail gibi askeri/güvenlik politikaları "her şeyi" demek İSRAİL KABİNESİ ? Başbakan: Ehud Olmert (Kadima) ? Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı: Tzipi Livni (Kadima) ? Savunma Bakanı ve Başbakan Yardımcısı: Amir Peretz (İşçi Partisi) ? Ulaştırma Bakanı ve Başbakan Yardımcısı: Şaul Mofaz (Kadima) ? Bölgesel Gelişim Bakanı ve Başbakan Yardımcısı: Şimon Peres (Kadima) ? Ticaret Bakanı ve Başbakan Yardımcısı: Eli Yishai (Şaas) ? Maliye Bakanı: Abraham Hirshson (Kadima) ? İçişleri Bakanı: Ronni BarOn (Kadima) ? Çalışma ve Emeklilik Bakanı: Rafi Eitan (Emekliler Partisi) ? Sağlık Bakanı: Yaacov Ben Yizri (Emekliler Partisi) ? Eğitim Bakanı: Yuli Tamir (İşçi Partisi) ? Kamu Güvenliği Bakanı: Avi Dichter (Kadima) ? Ulusal Altyapı Bakanı: Benjamin BenEliezer (İşçi Partisi) ? Adalet Bakanı: Haim Ramon (Kadima) ? Çevre Bakanı: Gideon Ezra (Kadima) ? Göçmenlik Bakanı: Ze’ev Boim (Kadima) ? Tarım Bakanı: Shalom Simhon (İşçi Partisi) ? Turizm Bakanı: Isaac Herzog (İşçi Partisi) ? Kültür ve Spor Bakanı: Ophir PinesPaz (İşçi Partisi) ? İletişim Bakanı: Ariel Atias(Şaas) olan bir ülkede Savunma Bakanlığı’na getirilmesi ülkede büyük yankılar uyandırdı. Söz konusu eleştirilerin en sertini yapanlardan biri de bir önceki hükümette Savunma Bakanlığı’nı yürüten ve yeni hükümette Maliye Bakanlığı’nı istemesine rağmen Ulaştırma Bakanlığı görevi verilen Şaul Mofaz’dan geldi. Mofaz, ülke son derece kritik bir dönemden geçerken böylesine bir tercihin "sorumsuzluk" olduğunu söyleyerek tepkisini dile getirdi. Ancak, söz konusu eleştirilerin tersine sivil ağırlıklı bir hükümetin İsrail’in "sert" imajını yumuşatacağını düşünenler de var. LİDER SIKINTISI Yeni hükümete yöneltilen bir diğer eleştiri de aslında genel anlamda İsrail siyasetinin yeni çehresine getirilen lidersizlik eleştirisi. 2000 yılındaki Mescidi Aksa Yürüyüşü’nün büyük katkıları ile iktidara gelen ve bu provakatif yürüyüş sonrasında patlak veren II. İntifada dönemi boyunca Başbakanlık koltuğunda oturan Ariel Şaron, İsrail’in Arapİsrail Savaşları’nın tamamında verilen kayıptan daha fazla kayıp vermesine neden olan bu fırtınalı dönemde izlediği politikalar ile adeta efsaneleşmişti. Özellikle Gazze’den Çekilme Planı’nı, koalisyonun bozulması, hükümetin düşmesi ve dahası kendi partisinden ayrılması pahasına uygulamaya koyan Şaron bu kararlı tavırları sayesinde İsrail siyasetinin en önemli politikacılarından biri olarak görülmeye başlamış ve İsrail halkının özlemini çektiği yeni lideri konumuna gelmişti. Ancak, 77 yaşındaki Şaron tam da hayati bir kararla nihai sınırlara ilişkin planını uygulayabilmek için partisi Likud’dan ayrılıp "İsrail’in Yeni Yüzü" olarak lanse ettiği Kadima’yı kurmuştu ki, sağlık sorunları nedeni ile siyaset sahnesinden çekilmek durumunda kaldı. Böylece, İsrail belki de uzun yıllardır beklediği liderini henüz bulmuşken kaybetti. Bu bağlamda, Ariel Şaron’un ismini dilinden düşürmeyen Ehud Olmert’in hemen her hareketini her sözünü Şaron ile mukayese eden İsrailliler, Olmert’in ve Knesset’te bulunan tüm siyasi parti liderlerinin siyasi karizmadan ve liderlik vasfından yoksun olduğunu düşünüyorlar. Bu da halkta ister istemez bir güven eksikliğine neden oluyor. Hele ki, İsrail için daha doğrusu "güvenli ve kesin sınırlara sahip Yahudi bir İsrail" için son derece yaşamsal adımların atılacağı; karşı tarafta Hamas gibi bir "düşmanın" iktidarda olduğu ve Ortadoğu’da, nükleer sıfatını kazanan ve ABD müdahalesi durumunda hedefinin İsrail olduğunu açıkça dile getiren İran’ın merkez noktasını oluşturduğu yeni çatışma senaryolarının ortaya atıldığı bir dönemde lidersiz olmak İsrail halkını ciddi anlamda korkutuyor. İsrail’de yapılan seçimler sonucu dört parçalı hükümet göreve başladı. Başbakan Olmert, 2010’a kadar İsrail’in kesin sınırlarını kendilerinin çizeceğini açıkladı. Hükümet ortağı Şaas Partisi’nin seçmenlerinin büyük bölümü yerleşimcilerden oluşuyor. Bu da dengeleri pamuk ipliğine bağlıyor. Olmert ve eşi ZOR DÖNEM BAŞLIYOR Hükümeti kurduktan sonra ilk yurt dışı ziyaretini 23 Mayıs 2006’da ABD’ye yapacak olan Başbakan Olmert, Beyaz Saray’a çantasında, seçim vaatlerinin en başında gelen Batı Şeria’dan çekilme, "Güvenlik Duvarı"nın tamamlanması ve İsrail’in kesin sınırlarına ulaşılması için uygulanacak planın da bulunduğu kabarık bir dosya ile gidecek. Başbakan Olmert, dosyasındaki planları uygulamak için ABD Başkanı Bush’tan destek isteyecek çünkü söz konusu planların
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle