17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

10 ABD’nin Ortadoğu’ya yönelik dış politikasının geçmişinden bir kesit… C S TRATEJİ VOA’nın Kürtçe yayınları Kaan Kutlu ATAÇ H.Ü. Doktora Öğrencisi BD Dışişleri Bakanlığı Kamu Diplomasisi ve Halkla İlişkilerden Sorumlu Müsteşar Yardımcısı Karen Hughes Ekim 2002’de üç ana stratejik temele dayalı uzun dönemli kamu diplomasisinin duyurusunu yapmıştı: Resmi ABD yaklaşımı ? Amerikanın özgürlük, adalet, fırsat ve herkese saygı temeline dayalı olumlu umutları içeren bir dünya görüşünü tüm dünya insanlarına yaymak. ? Aşırı görüşleri savunanları yalnızlaştırmak ve marjinal hale getirmek, bunların tahakküme ve nefrete dayalı ideolojileriyle mücadele etmek, bunların Batı’nın İslam ile mücadele içinde olduğu yönündeki görüşlerini bertaraf etmek. ? Dünya genelinde farklı ülkeler, kültürler ve inançlara sahip halklarla Amerikalıların ortak bir paydadaki çıkarlarını ve değerlerini geliştirmek. Bu temel yaklaşımlar, her şeyden önce topyekün bir dış politika uygulamasının asıl unsurlarından birisi olan psikolojik harekatın nasıl bir çerçevede ele alınacağına dair tarihi bir öneme sahip bulunuyor. Bu anlamda daha da özel bir yaklaşımla, ABD Genelkurmay Başkanlığı’nın Eylül 2003’de yayımladığı ve ülke sınırları ötesindeki faaliyetleri dikkate alan "Ortak Psikolojik Operasyonlar Doktrini" başlıklı çalışmasında, bu ülke tarafından yürütülen ve Türkiye’yi de yakından ilgilendiren bir çok özel çalışmanın düşünsel temellerini bulmak olanaklı. ABD’nin küresel çapta yürüttüğü ve kendine ait temel politikalara meşruiyet kazandırılmasını amaç edinen psikolojik faaliyetler, artık dış politikanın da en görünen yüzeylerinden birini oluşturuyor. Büyük Ortadoğu İnisiyatifi A ABD, Ortadoğu’daki hedefleri doğrultusunda kamu diplomasisini yoğun olarak kullanıyor. Günümüzde İran’la bu alanda ciddi mücadele veriliyor. Soğuk Savaşın ilk dönemlerinde Türkiye’nin hassasiyeti nedeniyle VOA’nın yapmadığı Kürtçe yayınlar, günümüzde Arap ve Latin alfabesiyle yapılıyor. içerisinde yer alan ülkelerin belirli politikalar etrafında yönlendirilmesi, bu faaliyetlerin temelini teşkil ediyor. unutmamak gerekir ki, gelişmeler iki yönlüdür. Bu anlamda İran’ın gösterdiği çabalar da ayrı bir dikkati hak edecek düzeyde örneklerle doludur. ORTADOĞU’YA ABD YAKLAŞIMI Son dönemlerde söz konusu inisiyatif içerisinde yer almayan İran ve Suriye’ye yönelik olarak muhalif grupları desteklemeyi ve örgütlemeyi hedefleyen resmi girişimler, psikolojik harekatın dikkat çeken yönlerini bir kez daha gündeme getirmiş durumda. Devlet yönetimi ve savaş tarihinin ilk anlarından itibaren planlayıcıların ve uygulayıcıların en çok önem verdikleri konulardan birisi olan "rakibini psikolojik ve zihinsel yönden etkileme" gayreti aslında kutsal kitapların konusu olacak kadar eskidir. Dolayısıyla "rakibini kendi amaçları doğrultusunda etkilemeye yönelik politikaların hayata geçirilmesi" yeni değildir. Ancak amaç açısından yenilik olmasa da modern zamanların sağladığı teknolojik ve bilimsel olanaklar yepyeni tekniklerin ve araçların kullanılmasına olanak sağlıyor. Irak Savaşı ve işgali sonrasında yaşanan süreç ile son dönemde ABD’nin İran’ı hedef alan çalışmaları bu tür faaliyetlerin pratikte nasıl dönüşüme uğradığını ve uluslararası gündemle nasıl paralellik arz ettiğini göstermesi bakımından ilginç örnekler oluşturuyor. Ancak Bush, Talabani ile birlikte... YÖNLENDİRME UYGULAMALARI Yukarıda anlatılan doktrine göre psikolojik operasyonlar, yabancıların (hükümetlerin, örgütlerin, grupların ve kişilerin) duygularını, motiflerini, nesnel düşüncelerini etkilemek için seçilmiş bilgilerin ve işaretlerin uygulanmasını içeren planlı faaliyetlerdir. Bu operasyonlar ABD’nin diplomatik, enformasyonel, askeri ve ekonomik faaliyetleri için yaşamsal öneme sahiptirler. Bu faaliyetler aslında tam bir süreklilik gösteren bir anlayışla yürütülseler de özellikle kriz ve savaş süreçlerinde artan bir ivme kazanmaktadır. Bu durum doğaldır çünkü, "etkileme ihtiyacı" bu zamanlarda ülke liderlerinin politikalarını uygulamada en çok ihtiyaç duydukları politik söyleme dayalı malzemeleri bünyelerinde barındırıyor. Kitle iletişim araçlarının politika yapım sürecinde nasıl kullanıldığı ve kullanım aşamasındaki karar alma süreçlerinin nasıl işletildiğine dair bilgiler bize siyaseti anlamaya ve açıklamaya dair ipuçlarını da veriyor. Örneğin Sheldon Rampton ve John Stauber tarafından yazılan "Weapons of Mass Deception: The Uses of Propaganda in Bush’S War in Iraq (Kitle Aldatma Silahları: Bush’un Irak Savaşında Propagandanın Kullanımı)" ve Steven Poole’un yayınladığı "Unspeak (Saklanan)" isimli iki kitap günümüz psikolojik faaliyetlerinin açıklamaları açısından ilginçtirler. Örneğin İran Cumhurbaşkanı’nın yakın dönemde yaptığı bir konuşmada "İsrail’in haritadan silinmesi" yönünde sözler sarf ettiğine ilişkin bilgiler bir anda Batı medyasının gündemine oturdu ve başta ABD ve ilgili ülkeler tarafından İran’a yönelik sertlik yanlısı politikaların meşrulaştırılması için kullanıldı. İran liderinin konuşması incelendiğinde, ifadelerinin Batı’da kullanıldığı şekilde yorumlanmasını gerektirmeyecek içerikte olup olmadığı sorusu önemini kaybetmiştir. Çünkü Batı açısından amaç hasıl olmuştu. Bu olay, kısa bir peryod içinde rakibinizin söyleminin nasıl çarpıtılarak hedef kitlelerin zihinlerine istenilen şekilde bir bilgi olarak zikredilmesine örnektir. 55 YIL ÖNCE KÜRT SORUNU Günümüzün pek çok çetrefilli dış politika sorunu geçmiş ile bağlantılıdır. Örneğin, Ortadoğu’da bugün de oldukça sıcak bir konu olan "Kürt Sorunu"nun bundan 55 yıl önce psikolojik harekat anlamında ABD tarafından nasıl ele alındığına dair bilgiler bugüne dair çalışmalara bir ışık tutabilecek gibi gözüküyor. ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Kürt sorununun uluslararası arenada Amerika’nın Sesi Radyosu’nun (VOA) Kürtçe
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle