17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

"evet" dediğini iddia etti. Fakat Araz Ezimov, Bakü’de düzenlediği basın toplantısında bunu yalanlayan açıklamalar yaptı. Ezimov, ABD ile İran konusunu görüştüklerini doğruladı, fakat İran’a karşı kurulacak koalisyonda Azerbaycan yer alacak mı sorusuna, "Biz hiçbir ülkeye karşı koalisyonda yer almayı düşünmüyoruz ve tüm bölge ülkeleri ile iyi ilişkiler içerisinde olmayı arzulamaktayız" şeklinde yanıt verdi. Ezimov, Azerbaycan’ın nükleer enerjinin barışçıl amaçlar için kullanılmasına karşı olmadığını, fakat kitle imha silahlarının üretiminin tüm uluslararası camia tarafından endişeyle karşılandığını ve mevcut tehlikenin barışçıl yollarla giderilmesine taraftar olduklarını vurguladı. Bu arada, Azerbaycan’ın nükleer enerjiye yönelme konusunda ciddi adımlar atmaya hazırlandığını anımsatmakta da yarar var. Aslında Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı’nın da açıkladığı üzere, Azerbaycan denge politikası yürütmeye ve tüm komşuları ile ılımlı ilişkiler içerisinde olmaya özen gösteriyor. Bu çerçevede Azerbaycan’ın, uzun süreden beri ABD’nin İran konusundaki baskılarına büyük ölçüde direndiği de tahmin ediliyor. Fakat İran’ın Ermenistan ile ilişkilerinden duyulan rahatsızlık, Temmuz 2001’de Hazar’da iki ülke arasında yaşanan gerginlik, İran gemilerinin ve uçaklarının zaman zaman Azerbaycan sınırlarını ihlal etmesi, Azerbaycan tarafından hoş karşılanmıyor. Sovyetler Birliği’nin dağılması sırasında Azerbaycan Cumhuriyeti’nde güçlenen, Elçibey yönetimi zamanında doruğa çıkan Kuzey Azerbaycan ile Güney Azerbaycan’ın birleşmesini hedefleyen hareketler, Haydar Aliyev yönetimi sırasında büyük ölçüde sınırlandırılmıştı. Fakat bu yıllarda Haydar Aliyev yönetimine karşı silahlı hareket başlatmayı planlayan Mahir Cavadov’un İran’da askeri kamp kurduğu konusu ve bazı Azerbaycan vatandaşlarının İran istihbaratı tarafından kullanılması Azerbaycan’ın sert tepkisine neden olmuştu. ABD’nin son dönemde artan baskılarının karşısında, İran’ın kurultay nedeniyle verdiği ölçüsüz tepki, Azerbaycan’ın politikalarında kısmi değişiklikleri de beraberinde getirmektedir. Azerbaycan’ın tüm önemli ikili ilişkilerinde hem iç politikaya ve iç güvenliğe, hem de dış politikaya ve dış güvenliğe yönelik ciddi beklentileri bulunuyor. Ama bunların başında kuşkusuz Azerbaycan topraklarının Ermenistan tarafından işgali sorunu (Karabağ Sorunu) geliyor. Azerbaycan, giderek gerginleşen ABDİran ilişkilerini de bu açıdan değerlendiriyor. Nitekim Azerbaycan basınında çıkan değerlendirmelere bakılırsa, "eğer Azerbaycan ABD’ye vereceği destek karşılığında topraklarını Ermenistan işgalinden kurtarma konusunda aynı ciddiyette bir destek alabilecekse, neden olmasın" yorumlarına sıkça rastlanıyor. C S TRATEJİ ziyaretlerin Azerbaycan dış politikasında bir çizgi değişimi yaşandığı anlamına gelip gelmediği ve ABD’nin sadece belirli aralıklarla söylem düzeyinde Azerbaycan’a verdiği desteğin fiiliyata yansıyıp yansımayacağı anlaşılacaktır. 23 YILLAR SONRA YAPILAN DAVET 7 Nisan 2006’da Azerbaycan Dışişleri Bakanı Elmar Memmedyarov Amerika kıtasında yaptığı ziyaretleri tamamlarken en son ABD ziyaretini gerçekleştirmiş ve bu çerçevede ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice ile de görüşme gerçekleştirdi. Görüşmeye ilişkin ayrıntılı açıklama yapılmadı. Fakat bu arada, 5 Nisan 2006’da Özgürlük Radyosu (Radio Free Europe/Radio Liberty) diplomatik kaynaklara dayanarak, Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev’in bu ay sonuna kadar ABD ziyaretini gerçekleştireceğini açıkladı. Muhtemelen, Azerbaycan ve ABD Dışişleri Bakanları bu görüşmenin ayrıntıları ve özellikle ABD’nin Azerbaycan’dan isteklerinin hangi boyutta karşılanacağı konusu üzerinde durmuş olabilir. Anımsanacağı üzere, Ekim 2003’te yapılan başkanlık seçimleri sonrasında Azerbaycan’ın yeni Devlet Başkanı İlham Aliyev’in ABD’ye davet edilmediği şeklinde değerlendirmeler yapılmıştı. Uzun süren beklentiden sonra ABDİran ilişkilerindeki gerginlik tırmanırken ve Azerbaycanİran ilişkilerinde kısmi gerginlik yaşanıyorken yapılan bu davet ilginç bulunuyor. Keza bu ziyaretle birlikte, günümüzde, çok sayıdaki ABD askeri yetkilisinin Azerbaycan’a ardı sıra yaptıkları ABD’yi ziiyaret etmesi beklenen Aliyev... S T R A T E J İ Yazar: Mehmet Tanju Akad, Kastaş Yayınevi, 2005, 182 sayfa. Dr. Haldun Yalçınkaya K İ T A P L I Ğ I nularla ilgili soru işaretleri yanıtlanıyor. Konu aralarında, savaş alanlarında sağlık koşularının etkisi, tarihteki savaşlarda lojistik desteğin nasıl sağlandığı veya savaşların nasıl finanse edilebildiği gibi konular olabildiğince açıklanıyor. Özellikle Osmanlı Ordusu hakkında yapılmış olan değerlendirmeler bu kitabı diğer yayınlardan ayırıyor. Kitap, Türk araştırmacılar tarafından yapılması gereken diğer çalışmalar örnek oluşturabilir. Yazar, rahatlıkla okunan üslubuyla tüm okuyucu kitlelerine hitap ediyor. Ama kitabın askerler, siyaset bilimi, uluslararası ilişkiler ve tarih eğitimi alanlar tarafından özellikle okunması önerilebilir. Yazım hatalarının yer almadığı kitabın sonraki baskılarında, dünyadaki diğer örneklerinde olduğu gibi bolca resim ve fotoğraf kullanılması yapıtı her kitaplık için vazgeçilmez yapacaktır. Savaş Tarihinin Dönüm Noktaları Türk tarihindeki savaşları dünyaya sunacak olan savaş tarihçilerinin eksikliğidir. Mehmet Tanju Akad çalışmaları ile bu boşluğu doldurma yolunda önemli bir adım atıyor. Akad tarafından hazırlanan "Savaş Tarihinin Dönüm Noktaları" kitabının çeviri olmaması ve tarih boyunca savaşı incelemesi önemini artırıyor. Bu yapıt, tarihte meydana gelen önemli savaşları anlatıyor. Kitap antik çağdan yirminci yüzyıla kadar olan dönemi kapsıyor ve ve dönemsel olarak savaşların yarattığı etkileri irdeliyor. Çeviri olan diğer savaş tarihi kitaplarından farklı olarak Türk tarihinde yer alan, ama dünya savaş tarihi literatürüne olması gerektiği kadar girememiş olan önemli savaşlara yer vermesi, Türk okuyucular açısından büyük bir eksikliği ortadan kaldırıyor. Kitabın bir diğer özelliğini de içinde yer alan "konu arası" bölümleri oluşturuyor. Bu bölümlerde savaş hakkında okuyucuların kafalarında yer alabilecek teknik ko avaşlar, tarihçi için söz konusu dönemi anlatmanın en kolay yolunu oluşturur ve eğitimde sıklıkla atıfta bulunulur. Bu nedenle, ülkemizdeki okulların müfredatları ile ilgili değerlendirmelerde tarih dersinin içeriği sıklıkla eleştirilir. Tarih eğitiminde savaşa fazlaca yer verildiği eleştirisinin etkisi nedeniyle, yalnızca savaşı inceleyen, "savaş tarihi" araştırmaları arka plana atılmış durumda. Bunun bir sonucu olarak uluslararası kaynaklar araştırıldığında Türk tarihinde yer alan savaşların dünya savaş literatüründe hak ettiği yere sahip olmadığı görülür. Bunun nedeni S STRATEJİ KİTAPLIĞI STRATEJİ KİTAPLIĞI STRATEJİ KİTAPLIĞI STRATEJİ KİTAPLIĞI STRATEJİ KİTAPLIĞI STRATEJİ KİTAPLIĞI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle