17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Seçim çözüm getirmedi, bölünmüşlük giderek kurumsallaşmaya başladı… C S TRATEJİ 11 Irak kontrolden çıkıyor H. Miray VURMAY TUSAM Ortadoğu Araştırmaları Masası [email protected] rak’ta 15 Aralık 2005’te yapılan seçimlerin ardından 4 ay geçmiş olmasına rağmen halen bir hükümet kurulabilmiş değil. Otorite boşluğu ve siyasi istikrarsızlığın gün geçtikçe artması, iç savaş senaryolarına her geçen gün bir yenisinin eklenmesi, ülkede radikalizmin her alanda giderek yükselmesi bir türlü aşılamayan hükümet krizine bağlanıyor. Ancak Irak’ta yaşananlar bu kadar basit ve kolay bir şekilde açıklanabilecek nitelikte değil. Bölünmeye giden yolda hızla ilerleyen Irak, giderek kontrolden çıkıyor. Sadece siyasi yapıda değil toplumsal yapıda da derin çatlaklar oluşuyor ve bu çatlaklar gün geçtikçe derinleşiyor. Zaman, üniter Irak’ın aleyhine işliyor. I olursa olsun hükümette ağırlıklı olarak yer alabilmek için her yolun denenmesi gerektiği görüşünde. Bu görüşü benimseyenler, ABD’ye muhalif olarak bu tarihi şansı geri tepmenin "aptallık" olacağını ileri sürüyorlar. Görüldüğü üzere Irak’ın en büyük grubu olan Şiiler bile kendi aralarında bölünmüş durumdalar. Bunun en açık örneği Irak’ta en büyük çoğunluğu oluşturan Şiilerin, meclise giren 7 partisinin oluşturduğu Şii İttifakı’nın başbakan İbrahim El Caferi’nin adaylığında düştükleri fikir ayrılığı. Sünni Arapların ve Kürtlerin en başından beri karşı çıktığı Caferi’ye bugüne kadar hep destek veren Şiilerin bir kısmının, ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice ve İngiltere Dışişleri Bakanı Jack Straw’un Nisan ayının başında Irak’a yaptığı "göstermelik" çıkarmanın hemen ardından saf değiştirmeleri de son derece manidar. ‘ULUSAL BİRLİK’ MASALI Irak’ta aylardır "ulusal birlik" hükümeti kurulmaya çalışılıyor. Ancak, Irak’ın bugün geldiği daha doğrusu getirildiği noktada Irak’ta ne bir "ulus"tan ne de bir "birlik"ten söz etmek mümkün. Bu bağlamda, "ulus"un olmadığı, "birlik"in anlamını yitirdiği bir ülkede yer çekimini kaybetmiş bu iki sözcüğün yan yana getirilerek ülkenin kurtuluşu olarak lanse edilmesi siyaha beyaz, beyaza siyah demekten başka bir şey değil. "Irak’ta hükümet krizi aşılamıyor!" Evet, bu bir realite ancak, bu noktada asıl sorulması gereken soru krizin kimin ya da kimlerin işine HER ALANDA BÖLÜNMÜŞLÜK Aralık seçimlerinin Irak’ın parçalanmasına katalizör etkisi yaptığı çıplak gözle bile oldukça net görülebiliyor. Sandıklara giden halkın büyük çoğunluğu, Iraklı kimlikleriyle değil, Şii veya Sünni ya da Kürt kimlikleriyle oy kullandılar. Seçim sonuçları da bölünmüşlüğün kanıtı olarak "Irak’lı kimliğinin" ölüm fermanı oldu. Başka bir deyişle, yeni Irak’ın doğuşu olarak takdim edilen Aralık seçimleri Irak Devleti’nin kurtuluşu değil cenaze töreni oldu. Şimdi Irak’ta sık sık birilik çağrıları yapılıyor. Ama nafile, Irak bir daha birleşmemek üzere çoktan pay edilmiş bile… Irak’ta "bölünmüşlük" her alanda kendisini gösteriyor. Ülkedeki toplumsal bölünme tam anlamıyla siyasi yapıya sirayet etmiş durumda. Hatta siyaset sahnesinde yaşanan bölünmeler, toplumsal yapıdaki ayrımlardan çok daha derin ve keskin. Öyle ki, Irak’ın klasik "ŞiiSünniKürt" ayrışmasındaki her grup kendi arasında çeşitli bölünmelere uğramış durumda. Saddam döneminde baskı altında olan Şiiler ilk başlarda, yüzde 60’lık nüfus oranına sahip "ezici" çoğunluk olmanın verdiği özgüvenle yeni Irak’ın yeni yönetimine ağırlıklarını koyabileceklerine dair büyük umutlar beslemişlerdi. Ancak, gün geçtikçe umutları azalan Şiilerin bir kısmı şimdi ABD karşıtlığında en sert tavrı koyan grupların başını çekiyor. Ancak, Şiilerin diğer kısmı da Irak güvenlik güçlerinin bir olaya müdahalesi... ne olursa olsun, nasıl ve ne şekilde Irak’ta, Saddam Hüseyin’in devrilmesinin ardından yaşanan gelişmeler, ABD’nin hiçbir beklentisini karşılamıyor. Ülkede yapılan son seçimlerde ‘ulusal birlik’ hükümeti kurulması arayışları bu iki sözcüğü bile anlamsızlaştırdı. Irak’ın üçe bölünmüşlüğü kurumsallaşmaya başladı. yaradığı sorusu. Hükümet krizi her şeyden önce Bush yönetimine zaman kazandırıyor. İç politikada artan "Bush karşıtlığı"na işgalin mimarları neoconların da eklenmesi ile iyice köşeye sıkışan Bush yönetimi, eleştiri yağmuruna tutulduğu Irak konusunda yeni bir manevra yapmak istiyor. İçeriden gelen sert eleştirilerin yanı sıra dünyanın "Irak’tan çekil" çağrılarının yükselmeye başlaması ile tali yollara başvurmak zorunda kalan Bush yönetimi Irak’ta kalabilmek için kabullenilir bir bahaneye ve zamana ihtiyacı olduğunu düşünüyor. Ancak tam tersine Irak’ta geçen her saniye Bush’a yöneltilen eleştiri oklarına bir yenisini daha ekliyor. Olaya bir de Irak’ın içinden bakarsak Irak’ta akan her damla kan Irak’ta Amerika’ya karşı oluşan nefretin bilenmesine neden oluyor. ABD Irak’ta uğradığı hezimete bir günah keçisi aramaya devam ederken tüm gerçekliklerini yitiren Irak’ta kaos giderek derinleşiyor. Irak’taki hükümet krizinin ve otorite boşluğunun kaymağını yemeye çalışan yalnızca ABD değil. Siyasi istikrarsızlık ve bir türlü kurulamayan hükümet ABD’den çok Kürtlerin ekmeğine yağ sürüyor. 1991 yılından bu yana öyle ya da böyle sonuç itibari ile Irak’ın kuzeyinde fiilen egemenlik kurmuş olan Kürtler, Bağdat’tı kavuran hükümet krizinden, Necef’i, Samarra’yı yakan mezhep çatışmalarından, Ramadi’yi, Musul’u yangın yerine çeviren ABD’nin direnişçi avından, git gide yaklaşan iç savaş senaryolarından uzak devletlerini kuruyorlar. DÖNÜLMEZ SÜREÇ Son 4 aydır Irak’tan dünyaya yansıyan görüntülerde istikrarın önündeki en büyük engelin hükümet krizinin aşılamaması olduğu vurgusu hâkim. Öyle bir hava yaratıldı ki, sanki Irak’ta hükümet kurulur kurulmaz sihirli bir değnek değmişçesine tüm sorunlar hallolacak. Hükümetin kurulması ile birlikte Irak’a, hasret kaldığı barış, istikrar ve demokrasi koşar adımlarla gelecek. Irak’ın resmine böylesine sığ bir pencereden bakmak gerçekleri perdelemekten başka bir anlama gelmez. Şüphesiz Irak’ta istikrarın ilk şartı bir an önce hükümetin kurulması ancak çizilmeye çalışılan tablodaki gibi hükümet kurulunca Irak başka bir ülke olmayacak. ABD askerleri terör ihracatçısı olarak gördükleri "direnişçilere" saldırmaya, direnişçiler de kendi yöntemleri ile direnmeye devam edecek. Mezhep çatışmaları körüklenmeye, iç savaş kışkırtılmaya, bazı gruplara tavizler verilmeye, bazıları yok sayılmaya devam edilecek. En açık ifade ile Irak bölünme yörüngesine çoktan girdi bile. Irak’ta sabır hadleri çoktan aşıldı. Öznesi kim olursa olsun Irak’taki mevcut direniş git gide intikam ile bileniyor ve ülke kendisi ile birlikte tüm bölgeyi sarabilecek bir kıyamet senaryosunun içerisine çekiliyor. Unutulmaması gereken şey şu ki, etnik ve mezhep ayrımlarının yarattığı çoklu kimlik girdabında boğulmak üzere olan belki de çokta boğulmuş olan Irak’ta bundan sonra yaşanılacakların telafisi olmayacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle