17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

bir yana, bölgenin ekonomik olarak gelişmemiş olması, ekonomik işbirliği açısından en önemli sebep olarak görünüyordu. 1990’ların başında Orta Asya ülkeleri ekonomik işbirliğini arttıracaklarını açıklayıp 1994’te Orta Asya Ekonomik Örgütü’nü (daha sonra Orta Asya İşbirliği Örgütü’ne (OAİÖ) dönüşmüştür) kursalar da, geçen süre içerisinde bu alanda pek az hareket gözlendi. Üstelik on beş yıl içerisinde ülkelerin ekonomik yapılarında önemli değişikliklerin meydana gelmesi ekonomik işbirliği potansiyelini daha da azalttı. Bölge ülkelerinin ağırlıklı olarak hammadde üreticisi haline gelmeleri, bölgesel ticaretin gelişmesinin önündeki önemli engellerden birisidir. Buna ek olarak ülkeler arasındaki siyasi problemler, enerji kaynakları ve tarımsal malların alım satımında bile sorunların yaşanmasına neden oluyor. Bütün bunların ötesinde, Kazakistan ve Kırgızistan’ın daha fazla serbestleşmesi, Özbekistan ve Türkmenistan’ın ise, devlet kontrolünün baskın olduğu sistemi devam ettirmeleri ticari ve ekonomik işbirliğini sınırlandıran diğer bir önemli sorundur. 1990’lardaki ekonomik çöküntüden dolayı Orta Asya ülkelerinde keskin bir şekilde derinleşen sosyoekonomik dengesizlik, birçok ülke açısından önemli sorun ve istikrarsızlık kaynağı olmaya devam ediyor. Özellikle Fergana Vadisi’ndeki ağır demografik ve sosyoekonomik durumun, Kırgızistan, Tacikistan ve Özbekistan’daki istikrarsızlıklar için temel oluşturduğu düşünülüyor. Bölge ülkeleri arasındaki gelişme dengesizliği ve işbirliğinin yetersizliği, kaçakçılığa, yasadışı ve mevsimsel göçe neden olmakta, sonuç olarak bu dengesizlik potansiyel etnik sorunları ve diğer istikrarsızlıkları içerisinde barındırıyor. Dolayısıyla hem ülkelerin kendi içerisindeki hem de aralarındaki sosyoekonomik dengesizliğin giderilmesi, Orta Asya’da istikrarın sağlanması açısından önemli bir faktör ve bölgesel işbirliği ile bütünleşmeyi gerekli kılan nedenlerden birisi olarak karşımıza çıkıyor. Bölgede ortaya çıkan ekonomik dengesizlik aynı zamanda bölgenin bütünleşmesi açısından bir fırsat da içeriyor. Bağımsızlıklarının başında Kazakistan ve Özbekistan’ın ekonomik olarak neredeyse birbirine denk olması, bölgesel rekabeti kızıştıran faktörlerden birisiydi. Bugün Kazakistan’ın milli geliri Özbekistan’ınkinin 2 katı düzeyinde ve yabancı yatırımların çoğu Kazakistan’a yöneliyor. Bu zenginliğin bütün bölgeye yansıması, Kazakistan’ın güvenliğini ilgilendiren önemli bir konudur. Kazakistan’ın bölgede gelişme lokomotifi olma potansiyeli, aynı zamanda bölgenin bütünleşmesi açısından Astana’nın rolünü ve sorumluluklarını artırıyor. Bağımsız, bölgesel ekonomik işbirliğinin başarısızlıkla sonuçlandığı Orta Asya’daki ekonomik bütünleşme çalışmaları, Rusya’nın başını çektiği Avrasya Ekonomik Topluluğu (AET) çerçevesinde gelişiyor. 1990’lı yıllarda ekonomik olarak Rusya’dan uzaklaşmaya çalışan Özbekistan’ın bile sonunda AET’ye katılması, OAİÖ’nün AET ile birleşme sürecinin başlatılmasına neden oluyor. Bölgesel, ekonomik bütünleşmeyi engelleyen birçok ekonomik neden bulunmasına karşın, ülkelerin bu konuda siyasi irade göstermemeleri başarısızlığın en önemli etkeni olarak görülebilir. C S TRATEJİ 19 ilişkilere gireceğini belirleyecektir. Dolaysıyla Orta Asya’da çıkarı bulunan ülkeler, ulaştırma altyapı projeleri konusunda da rekabet ediyorlar. Şu anda Orta Asya’nın dünya ile bağlantısını sağlayan enerji hatları başta olmak üzere ulaştırma yolları halen çoğunlukla Rusya’dan geçiyor. Bunun dışında Türkmenistanİran ve KazakistanÇin boru hatları inşa edildi. Ulaştırma altyapısı konusunda Çin, Kazakistan ve Rusya arasında ortak projeler bulunduğu gibi, Çin’in kendi projeleri de bulunuyor. Özellikle Çin’in Sincan Uygur Bölgesi olarak adlandırdığı tarihi Doğu Türkistan ve Batı Türkistan arasındaki bağlantıların artması, Çin açısından hem fırsat hem tehdit oluşturuyor. 1990’lı yıllarda AB ve ABD’nin Türkiye üzerinden geçecek ve Orta Asya ile Güney Kafkasya’nın bütünleşmesini sağlayacak ulaştırma koridorlarından yana olmaları, Orta Asya’daki Türk çıkarlarının AB ve ABD çıkarlarıyla uyumlu olmasını sağlamıştı. Ancak İran düşürülmediği sürece DoğuBatı koridorunun Türkiye’den geçme zorunluluğu, AB ve ABD’nin Türkiye’yi tamamen kontrol etme heveslerini arttıran faktörlerden birisi durumunda. Buna ek olarak Afganistan operasyonundan sonra ABD, İpek Yolu Projesi’nin yerine, Orta Asya’nın Güney Asya ile bütünleşmesini hararetle savunuyor ve bu konuda bir proje geliştiriyor. Bu doğrultuda ulaştırma altyapı inşaatları (TacikistanAfganistan bağlantısı) başladı bile. Üstelik tezat gibi görülse de, İran’ın bölgedeki çıkarları da TacikistanAfganistan ulaştırma altyapısının inşa edilmesinde yer almasına neden oluyor. Dolaysıyla, BaküTiflisCeyhan ardındaki ABD desteğine rağmen, Orta Asya bölgesinin dünyanın hangi bölgesiyle bütünleşmesi gerektiği konusunda Türkiye ve ABD çıkarlarının artık birebir uyuşmadığını kaydetmek gerekiyor. Orta Asya açısından bakıldığı zaman ise, geleneksel Rusya bağlantısının yanı sıra diğer bütün bağlantıların geliştirilmesi gerektiği kesindir. Ancak Çin’in "uyuyan" da olsa, Rusya’dan daha büyük bir dev olduğu, Afganistan’ın ise son derece istikrarsız olduğu, dolayısıyla DoğuBatı ulaştırma koridorunun halen en avantajlı alternatif koridor olduğu dikkate alınmalıdır. Sonuç olarak, hangi Orta Asya bütünleşmesi dediğimiz zaman, Orta Asya’nın Güney Kafkasya ve Türkiye ile bütünleşmesini de içeren bir formülün hem Türkiye hem Orta Asya ülkelerinin çıkarlarına olduğu söylenmelidir. SİYASİ ENGELLER Bugüne kadar Orta Asya ülkeleri arasındaki mevcut ve muhtemel problemler bölgede işbirliğine değil, devletlerarası rekabete, sorunlara ve tecrit politikalarına yol açtı. Özellikle bölgenin iki temel devleti olan Kazakistan ve Özbekistan arasındaki rekabet ve sorunlar, bölgedeki bütünleşmeyi engelliyor. Son dönemde Özbekistan’ın Rusya’ya yakınlaşması, dış politikasında açılıma, ekonomide ise, yabancı yatırımlara ihtiyaç duyması gibi faktörler Kazakistan ile ilişkilerini düzeltmesine sebep oldu. Bugünlerde bölgesel rekabet durulmuş olmasına karşın, bunun kısa süreli olması kuvvetle muhtemel. Bölgede ortak kader anlayışının ve işbirliği kültürünün gelişmemiş olduğu söylenebilir. Söz konusu devletlerin devlet ve millet inşa sürecinde olmaları, bölgesel bütünleşmeyi zora sokuyor. Buna ek olarak, bölge devletlerinin otoriter ve yarı otoriter rejimleri, bütünleşmeyi engelleyen diğer önemli bir neden olarak karşımıza çıkıyor. Dolaysıyla bu aşamada Rusya önderliğinde gelişen ekonomik bütünleşme çabalarının bir kısmı, bölgenin bütünleşmesi açısından bir temel hazırlayabilir. ULAŞTIRMA ALTYAPISI Rusya önderliğinde yürütülen bütünleşmenin Orta Asya ülkelerinin yeniden Moskova’ya bağımlı kılacak ağların pekişmesine yol açmaması açısından, Rusya’yı dengeleyici uluslararası bağlantıların sürdürülmesi önemlidir. Bu açıdan Orta Asya’nın dünyadan tecrit edilmişliğini ortadan kaldıracak projelerin önemi ortaya çıkıyor. Rusya’nın bölgedeki şansını arttıran önemli faktörler arasında, enerji ulaştırma hatlarının, demir ve kara yollarının Rusya üzerinden geçmesi ve dolayısıyla Orta Asya’nın dünya pazarlarına ancak Rusya üzerinden ulaşabilmesidir. Orta Asya bölgesinin açık denizlere çıkışı olmaması, bölgenin dünya ile bütünleşmesi önünde duran en önemli engeldir. Bağımsızlıktan bu yana birçok proje ortaya atılmasına karşın, alternatif ulaşım yollarının yavaş gelişmesi ve 1990’lı yıllarda Batı’nın Orta Asya’ya pek ilgi göstermemesi, bu süre içerisinde güçlenip toparlanan Rusya’nın Orta Asya’da nüfuzunu yeniden artırmasına mükemmel bir zemin hazırlamış durumda. Ulaştırma altyapısı sorunu Orta Asya’nın ileride hangi çekim merkezine yakın olacağını ve hangi ülke veya ülkelerle daha yakın Kerimov Birlik önerisinde ısrar eden Nazarbayev...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle