17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

14 Aşireti’nin başına geçti. El Hekim aşireti Sadr aşireti ile birlikte Irak’ın en güçlü Şii aşiretlerinden biri olarak biliniyor. El Hekim aşireti, aşiret yapısından çok kaynaklarda daha çok Irak İslam Devrimi Yüksek Konseyi olarak geçiyor. Irak işgali ile adını sık sık duyuran ve ABD ile birlikte Sünni direnişçilere karşı savaştığı iddia edilen 10 bin kişilik Bedir Tugayları da Irak İslam Devrimi Yüksek Konseyi’ne ve dolayısıyla El Hekim aşiretine bağlı. Öldürülen Ayetullah Muhammed Bakr El Hekim’in mirasını devralan Abdülaziz El Hekim, ağabeyinden aldığı mirası aynen devam ettireceğini getiriyor. C S TRATEJİ büyük Şii aşiretlerinden biri. Muktada Sadr’ın bir diğer önemli referans kaynağı da Sadr soyadı. Mukteda Sadr aynı zamanda 1999 yılında öldürülen babası Ayetullah Sadık Sadr'ın oğlu olması ve Irak Şiilerinin saygınlık duyduğu Sadr soyadını taşıyor olmanın avantajlarını da yaşıyor. Oğul Sadr, sadece "Sadr" soyadı ile değil iç dinamiklerin de etkisi ile giderek güçleniyor. Başta ABD’nin Irak’taki varlığı olmak üzere birçok şeyi reddeden Sadr, Anayasayı ve Ocak 2005 seçimlerini de reddetmişti. Ancak, taraftarlarını Aralık seçimlerine katılmaya çağıran Sadr’ın bir diğer güç kaynağı da Mehdi Ordusu. Amerikan karşıtlığı üzerine hareket eden Sadr, Irak’taki radikal Şiileri temsil ediyor. MUKTEDA SADR Ayetullah ya da dini bir lider olmasa da Şii liderler içerisinde radikal duruşu ve her geçen gün artan popülaritesi ile kendinden sık sık söz ettiren Muktada Sadr, Irak’ta geniş Şii kitleleri ardından sürüklüyor. Henüz 30’lu yaşların başında olan Sadr, ABD’ye karşı isyan bayrağını çeken Şiilerin başını çekiyor. Sadr’ın gücünün birkaç El Hekim kaynağı var. Her şeyden önce, yukarıda sözü edildiği üzere Sadr aşireti, Irak’ın e Mukteda Sadr Çeviri: İbrahim Özgür Bektaş Irak’taki olayların yansımaları açıdan bakarsak, daha çok şiddet ve daha derin bir kaos içerisindeki Irak, komşuları ve sonunda da Batı için uzun süreli, daha büyük bir tehdit haline gelecektir. Irak hükümeti şiddeti ayaklandırmaya çalışan provakatörleri engellemeli ve onların serbest bıraktığı öfkeyi dindirmek için gerekli olan tüm önlemleri almalı. Irak hükümeti şayet böyle bir adım atmayı başarabilirse, tüm Ortadoğu’nun bu adımların arkasında olacağından hiç kuşku yok. ölümcül plan gerçekleşirse Tanrı hepimize yardım etsin. Çünkü sonuçları çok yıkıcı olacaktır. Dini mekanların hedef alınması, insanların hayatlarının ve inançlarının küçümsendiğinin genel bir kanıtı. Teröristler, gün be gün, kitaplarında kutsal diye bir şeyin olmadığını gösteriyorlar. Hayvanları ve insanları pusuya düşürmekten utanmıyorlar ve insanların hayatlarını mahvetmek pahasına yaşayan her şeyi hedef almaktan çekinmiyorlar. Bugün, intikamın serbestçe saltanat sürmesini önlemek için daha dikkatli olunmalı. Saldırılara karşılık verilmesi sadece Irak’ta mezhepçilik ateşini yakmaya çalışanların işine yarayacaktır. Duygusal reaksiyonlar, türbeleri ve camileri tahrip edenlerin planlarını yürütmelerine olanak verir. Ne olursa olsun sağduyudan ödün verilmemelidir. Mantığın ve akla uygunluğun dili galip gelmelidir. Irak’taki aklı başında bireyler ön plana çıkmalıdır. Eğer ateş yayılmaya başlarsa alevler kimseyi ayırt etmeyecektir. Irak’ın içinde veya dışında olsun hiç fark etmez. Irak’taki liderler, Irak’ın, aralarındaki anlaşmazlıklardan daha değerli ve önemli olduğunu hatırlamalıdırlar. Iraklı liderler, fırsatçı olmayı bırakıp, Irak’ta kimin yatırım yaptığını ve kimin sömürüldüğünü görmelidirler. Saddam Hüseyin diktatörlüğünün yıkılışından beri, ülkeyi bir iç savaşa sürüklemeye çalışan tüm çabalara karşı, Irak halkının sağlam duruşu herkes tarafından onaylanmalı. Iraklılar, sadakatlerini değişik mezheplere değil de Irak’a verdiklerini kanıtladılar. Bu, ülkeyi neden radikal İslamcılardan, eski Baas Partisi üyelerinden ve burunlarının ucundan ötesini göremeyen genç politikacılardan yani teröristlerden kurtarmak için uluslararası bir müdahalenin gerekli olduğunun açık bir kanıtı. Unutmayın ki, Bugün zafer olarak görülen yarın hezimet olabilir. Bütün ülke, herkes için bir acı kaynağına dönüşmeden önce Irak’ı kurtarın. Katar’dan Gulf Times’ın başyazısı: Kaos yayılabilir Y etkililerin ve din adamlarının öfkeyi yatıştırmaya ve Irak’ı bir iç savaşın kıyısından geri döndürmeye çalışan tüm çabalarına karşın Irak’taki kriz, gün geçtikçe derinleşiyor. Durumun ciddiyeti Bağdat’taki sokağa çıkma yasağının uzatılmasından ve Savunma Bakanı Saadoun al Dulaimi’nin "Eğer iç savaş çıkarsa hiç bir zaman bitmez" uyarısından belliydi. Irak Ordusu’nun yetersizliğinin sonuçlarını örtebilecek tek güç Amerikan ordusu, ancak Amerikan birliklerinin Irak sokaklarına inmesi şiddeti yatıştırmaktan çok tahrik edecektir. Şarkülevsat: Ateş yayılırsa, alev kimseyi ayırt etmez Tarık Alhomayed Arap kültürel mirasında Samarra kenti daha önceleri "Surra Man Raaonu memnun olmuş gören" olarak adlandırılıyordu. Başkentini Abbasi güçlerinin zirvesinde iken inşa eden Halife ElMutasım, Yıkılan terörist saldırılar ile delik deşik Askeriye olmuş kenti bugün görseydi, Türbesi üzüntü içinde şehri "onu azap içinde gören" diye adlandırırdı herhalde. İmam Ali elMehdi ve Hasan ülAskeri’nin Samarra’daki türbelerinin bombalanması insanlığa, türbelere ve dini inançlara leke süren, yapanın her türlü cezayı hak ettiği bir suçtur. Kısa zaman önce teröristler, Abbasi döneminin hazinelerinden birisi olan ve şehrin en önemli işaretlerinden biri olan minareyi "Malwiyyah"ı da havaya uçurmuşlardı. Bombalamalardan hemen sonra tanık olduğumuz, camilerin yakılması ve şiddet içerikli tepkilerin hepsi Irak’ı, en kirli yöntemlerle, mezhepsel bir iç savaşın tam ortasına düşürmeyi amaçlayan ölümcül bir planın parçasıdır. Eğer bu ÇELİŞKİLER Irak’taki mevcut durum potansiyel olarak bütün Ortadoğu’nun dengesini bozabilecek kadar vahim bir ciddiyet taşıyor. Bununla beraber tüm yaşanılanlar, bu bataklıktan kendilerini çıkarmak için bir yol arayan, Amerikalı komutanların ve siyasi liderlerin karşılaştıkları ikilemlere, paradokslara ve problemlere de dikkat çekiyor. Diğer bir ikilem ise, eğer Amerikan birliklerinin bir ayaklanmayı bastırmaları gerekirse kendilerini İran’a derin sempatisi olan Şii bir hükümet için savaşıyor halde bulacaklarıdır. Böyle bir ortamda ABD’nin Irak Şiileri’nden kaynaklanan birtakım endişeleri var. ABD, İran’ın, kendisine yönelik bir Amerikan harekatı söz konusu olduğunda, Irak Şiilerini Amerikan birliklerine karşı kışkırtacağından korkuyor. Buna benzer bir problem Irak’taki bütün Amerikan varlığı ile ilgili olarak mevcut. Düzensizliğin ana kaynağı ABD ancak eğer Amerikan birlikleri Irak’tan ayrılırsa –çoğu Amerikalının istediği gibi– Irak ordusu düzeni koruyamayacaktır. Cuma günü önemli bir Suudi petrol tesisine yönelik bombalı saldırı girişimi, Irak’taki kaosun daha geniş bir bölgeye yayılabileceğinin göstergesi idi. Irak, sonunda dikkatlerini herhangi bir yere çevirebilecek şiddet yanlıları için potansiyel bir eğitim alanı haline geldi. Duruma daha geniş bir
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle