17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Bağımlılık yerine, ortaklık ve özgün projeler hedeflenmeli C S TRATEJİ 17 Enerji stratejimiz yok Gürol KIRAÇ TUSAM Türkistan Araştırmaları Merkezi [email protected] nerjiye muhtaç ülkeler, bu ihtiyaçlarını karşılayabilmek için uzun vadeli bir eylem planı ortaya koymak zorundadırlar. "Enerji güvenliği politikası" tanımı da tam olarak buna işaret etmektedir. BM Kalkınma Programı’nda enerji güvenliği, "enerjinin her zaman, çeşitli şekillerde, yeterli miktarlarda ve uygun fiyatlarda bulunabilmesi" olarak tanımlanıyor. Devletler her sektörde olduğu gibi enerji sektöründe de her geçen gün, kendi ulusal çıkarları doğrultusunda, daha ciddi projelerle, kar paylarını artırmak için küresel ekonomik sistemin içerisinde daha geniş bir yer kaplamaya çalışıyorlar. Kalkınmış ülkeler kendi enerji rezervlerinin yeterli olup olmadığına bakmaksızın dünyadaki bu mücadelede kendi paylarına düşecek lokmayı büyütme hedefindeler. Bu çerçevede Türkiye’nin enerjiyle ilgili durumuna bir bakalım. E dığı enerjiyi Türkiye gibi alıcılarına satıyor. Çok çarpıcı bir örnek vermek gerekirse Rusya, 25 yıllığına doğalgaz antlaşması yaptığı Türkmenistan’dan 2005 yılında bin metreküpünü 44 Dolar’dan gaz alıyordu ancak, Türkiye’ye 150160 Dolar arasında bir fiyatla satıyordu. Dünyada doğalgaz rezerv ve üretiminde bir numara olan bir devlet, başka devletlerin kaynaklarının kullanımı ve dağıtımıyla bu derece yakından ilgilenirken, Orta Asya’yla yakın bağlara sahip Türkiye’nin bu kaynaklara yönelik izledği politikalara da bakmak gerekiyor. Türkiye’nin 2003 yılı rakamlarına göre yıllık petrol üretiminin 2 milyon 375 bin ton, tüketiminin 30 milyon 669 bin ton olduğu, doğalgaz üretiminin ise, 561 milyon metreküp, tüketiminin ise 21 milyar 374 milyon metreküp olduğu belirtilmektedir. Şimdi yu karıda doğalgaz patronu Rusya’nın Türkmen doğalgazına yönelik politikalarının yanında, enerjiye muhtaç Türkiye’nin Türkmenistan’la olan enerji işbirliği çalışmalarına(!) göz atalım. BOTAŞ PROJESİ Türkiye’nin enerji konusunda en yetkili kurumlarından BOTAŞ Türkmen doğalgazının Türkiye’ye gelmesini "HazarGeçişli TürkmenistanTürkiyeAvrupa Doğal Gaz Boru Hattı Projesi" adıyla projelendirmiş. Projenin hayata geçirilmesi için 1991 yılında düğmeye basılmış. Amaç: hem Türkiye ihtiyaç duyduğu doğalgazı ucuz ve güvenli bir biçimde kardeş ülke Türkmenistan’dan sağlayacak hem de Avrupa’ya kendi üzerinden Türkmen doğalgazını pazarlayarak gelir elde edecek. Bunun siyasi faydası da Türkmenistan’ın Rus enerji nakil hatlarına bağımlılığının azalması, dolayısıyla bağımsızlığının perçinlenmesi olacaktır. Konuyla ilgili 1998 ve 1999 yıllarında 30 yıl süreli iki önemli anlaşma imzalanmış ve doğalgazın teslimatının 20022004 döneminde başlaması öngörülmüştür. Ancak, proje hayata geçirilememiştir. Taraflar arasındaki anlaşmaya göre Türkiye, doğalgazı TürkiyeGürcistan sınırında teslim alacaktı. Bu noktaya kadar olan enerji nakil hattının inşasını ise Türkmenistan üstlenecekti. Türkmenistan’da konuyla ilgili Pipeline Solutions Group (PSG) adında bir konsorsiyum oluşturdu ve General Electric Capital (ABD), Bechtel (ABD) ve Shell (Hollandaİngiltere) şirketleri buna iştirak etti. Ancak bundan sonra herhangi bir ilerleme kaydedilemedi ve şirketler konsorsiyumdan çekildi. Bu gelişmelerden sonra dönemin Enerji Bakanı Cumhur Ersümer’in 6 Ekim 1999’daki Türkmenistan ziyaretinde Türkmenbaşı, Ersümer’e "Siz ve Mesut Yılmaz, Türkmen doğalgazına karşı çıkıyorsunuz" diyerek projenin bilinçli olarak durdurulduğunu ima etmiştir. UKRAYNARUSYA DERSİ Son dönemde KievMoskova arasında yaşanan doğalgaz krizi konunun ciddiyetinin anlaşılması bakımından toplumda soğuk duş etkisi yarattı. Kış ayları ortasında şayet doğalgaz olmazsa neler yaşanabileceğinin gözler önüne serildiği bir kriz. Kırgızistan’la Özbekistan arasında da benzer krizler hemen hemen her yıl yaşanır. Özbekistan’dan aldığı doğalgazın parasını ödeyemeyen Kırgızistan’ın gazı, özellikle kış aylarında Kerimov tarafından kesilir. Neden kışın? Çünkü pazarlıklarda doğalgaz sahibi ülkeye artı bir avantaj sağlıyor bu mevsim. Doğalgaz kesilince insanlar evlerinde yemek yapabilmek, ısınabilmek için elektriğe yüklenirler. Şehirde birden artan elektrik kullanımı nedeniyle trafolar yükü kaldıramaz ve sonuç: Doğalgazsız, elektriksiz eksi 15 derecede yaşam mücadelesi. Konu gerçekten çok önemli. Sadece yaşam koşullarının zorlaşması değil, ülkede faaliyet gösteren fabrikaların, imalathanelerin, hayatın tam anlamıyla durması. Sonuçları itibariyle devletlerin altından kalkamayacakları, halka dertlerini anlatamayacakları bir yük. Hükümetler de bu problemleri yaşamamak için, kendilerine ağır şartlar dayatan doğalgaz sağlayıcı devletlerin fahiş fiyatlarına razı oluyorlar. Ama fatura yine halka kesiliyor, çünkü, devlet doğalgazı pahalı almaya başlayınca halka verdiği gaza da zam yapıyor. Peki enerji ihtiyacı fazla olan devletler bu kıskaçtan nasıl kurtulabilir? Yanıt gayet basit. Zamanında yürürlüğe koyacakları enerji güvenliği stratejileriyle uzun vadeli ihtiyaçlarını tespit ederek ve bunların düşük maliyetli olarak nerelerden karşılanabileceğini planlayarak. Eski Enerji Bakanı Cumhur Ersümer S. Türkmenbaşı Türkiye’nin petrol ve doğalgaz üretimiyle tüketimi arasında büyük uçurumlar bulunuyor. Açık dış alımla kapatılıyor. Toplumsal yaşamı ve ekonomiyi düzenlemek açısından dışarıdan alınan enerjinin iyi planlanması gerekiyor. Rusya ile Ukrayna arasındaki sorun Türkiye’nin uykularını kaçırmaya yetti. Türkiye doğalgazını Orta Asya’dan aracısız edinebilir. ÖZGÜN PROJE ÜRETİLMELİ Yukarıda ifade edilen projenin hayata geçirilememesinin nedeni Türkmenistan’ın tavrı olarak görünüyor. Ancak burada düşünülmesi gereken nokta bu projenin Türkiye için önemi. Her ne kadar anlaşma gereğince Türkmenistan’ın sorumlulukları olan kısmında aksamalar meydana gelmişse de Türkiye’nin bu projeye sahip çıkarak tamamlanmasını sağlaması gerekiyordu. Ayrıca ABD’li ve Avrupalı şirketlere bel bağlamak yerine daha gerçekçi ve güvenilir şirketlerle proje hayata geçirilebilirdi. Geçmişte yaşanan yanlışlıklar ve ihmalleri derhal bir kenara bırakarak Orta Asya enerjisinin Türkiye’ye getirilmesi konusunda net politikalar ortaya konulmalıdır. İkinci, üçüncü tarafların harekete geçmesini beklemek yerine, teknik ve maddi altyapısı hazırlanmış projeler hayata geçirilmelidir. Kazakistan petrolünün BaküTiflisCeyhan’a bağlanması, Özbekistan ve Türkmenistan gazının Türkiye’ye ulaştırılması konuları derhal "ciddi biçimde" gündeme alınmalıdır. Bu yalnız ekonomik değil siyasi bir strateji olacaktır. Türkiye, Türk cumhuriyetleriyle ortak enerji politikaları belirlemezse, bu devletleri Rusya’ya mecbur bırakarak, sömürülmelerini ve siyasi olarak da Moskova’nın sözünü dinlemeye mecbur kalmalarını izlemek zorunda kalacaktır. Tabii ardından Rusya’nın Türkiye üzerinde enerji yoluyla kurmaya çalışacağı baskıya da hazırlıklı olmak gerekmektedir. TÜRKİYE NE YAPIYOR? Rusya, doğalgaz rezervleri ve üretimi bakımından dünyada ilk sırada yer alıyor. Bu konumuna rağmen Orta Asya devletlerinin rezervlerine ve bu bölgedeki doğalgaz kaynaklarına yönelik yoğun bir mücadele veriyor. Türkmenistan, Özbekistan ve Kazakistan’la yürüttüğü ortak çalışmalar, uzun vadeli antlaşmalarla Orta Asya enerjisini hem kendi üzerinden pazarlıyor hem de bu bölgelerden sağla
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle