22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Cumhuriyet Tarım Gıda Hayvancılık 50 / 14 Ekim 2008 NKARA (Cumhuriyet Bürosu) Orta Doğu Teknik Üniversitesi’ne ait Eymir Gölü’ndeki Orfoz’un işletmecisi Ali Altınay sıkıntılı. Yirmi yıla yakın süredir yaptığı işletmecilikte bu kadar zor geçen bir dönem hatırlamıyor. Bir taraftan artan maliyetler, diğer taraftan insanların alım gücünün düşmesi nedeniyle düşen talep, kâr marjlarını gittikçe düşürmüş durumda. Altınay “Küçük esnafın durumu iyi değil” diyor. Türk SağlıkSen Genel Başkanı Önder Kahveci ise denetimsizlikten şikayetçi. “430 bin gıda işletmesinden sadece 5 bin kişi sorumlu. Halk sağlığı riske atılıyor” diye konuşuyor. İşte bu ifadeler, gıda işletmeciliğinde bir kesimin durumunu özetliyor. Herkes şikayetçi A Her 100 işletmeden sadece birine ceza Gıda işletmeciliğinin bugünü Geleneksel olarak tarım, tarım işletmelerinde gerçekleştirilen faaliyetlerle sınırlı olarak kabul edilirken, bugün bu tanım, tarımsal üretim yanında, tohumdan tüketici masasına kadar uzanan zincirde yer alan tarıma girdi sağlayan faaliyetler ve tarımsal ürünlerin işleme, dağıtım ve satışını içeren üretim sonrası hizmetleri de kapsayan bir sektör olarak genişletilmiştir. Bu şekilde kapsamı genişleyen ve bir endüstri kolu haline gelen tarımı konu alan Tarım Ekonomisi’nin önde gelen çalışma alanlarından birisi de gıda ekonomisidir. Gıda ekonomisi disiplininin, tohumdan tüketici masasına kadar uzanan zincir içinde, gıda pazarlaması ve gıda politikası ile birlikte sınıflandırılabileceği üç ana konudan birisi ise gıda işletmeciliğidir. Gıda İşletmeciliği “Tarım ve gıda sanayi etkileşimi, Performans ölçümü, Kalite ilişkileri, Rekabet gücü, Yetiştiricilik şekilleri, Bitkisel ve hayvansal ürünler sanayi, Gıda sanayiinde enformasyon teknolojileri” konularını kapsar. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın verilerine göre, Türkiye´de ruhsatlı yaklaşık 30 bin gıda üretim işletmesi, 400 bin gıda satış ve/veya toplu tüketim işletmesi bulunmakta, bu işletmeleri denetlemekle yükümlü yaklaşık 5 bin de gıda kont Gıda işletmeleri denetimsiz ve kârsız çalışıyor rolörü görev yapmaktadır. Buna göre, her bir gıda denetim elemanına denetlemek için 86 gıda üretim ve tüketim işletmesi düşmektedir. Türk Sağlık Sen’in 2 Eylül 2008 tarihinde açıkladığı araştırmaya göre, 2008 yılının ilk altı ayında 400 bin gıda satış işletmesi ve toplu tüketim yerine yapılan denetim sayısı 131 bin oldu. Her gıda işletmesinin bir kez denetlendiği dikkate alınırsa 269 bin gıda satış ve toplu tüketim yeri 6 aydır denetlenmediği ortaya çıktı. letmelerine ise 722 adet ceza kesildi. Tüm gıda üretim işletmelerine kesilen cezaların yüzde 51´nin kesildiği bu iki sektör yapılan denetimler sonucunda en sağlıksız üretim sektörleri olarak belirlendi. En az cezayı ise su ürünleri gıda üretim işletmeleri aldı. Bu işletmelere ilk beş ayda sadece 10 adet ceza kesildi. Araştırmada ayrıca yemek fabrikalarına yapılan denetimlerle ile ilgili de bilgi verildi. Yemek fabrikalarına yapılan denetimler sonucunda toplam 204 adet ceza kesildi. Araştırma sonuçları ile ilgili değerlendirme yapan Türk SağlıkSen Genel Başkanı Önder Kahveci, gıda denetimine gereken önemin verilmesini isteyerek, “30 bin gıda üretim işletmesi ve 400 bin gıda tüketim ve satış işletmesinin denetiminden sadece 5 bin kişi sorumlu. Denetim sayısı yeterince olmayınca gıda da istismar artıyor, halk sağlığı riske atılıyor. Acil olarak tüm gıda üretim, satış ve tüketim işletmelerini denetleyebilecek bir denetim mekanizması oluşturulmalıdır” dedi. Gıda işletmeciliğndeki sıkıntılar Kahveci’nin bahsettiği işin denetim tarafındaki sıkıntılar. Bir de yurttaşın günlük yaşamına yansıyan sıkıntılar var. İşler düşük. İşletmelerde girdiler, ürünler devamlı pahalanıyor. ODTÜ Eymir Gölü’nde işletmecilik yapan Altınay, bu gelişmelerin canlı tanığı. Altınay, birebir yaşadığı durumu Cumhuriyet’e şöyle özetledi: “Tüm maliyetlerimiz artıyor. Son dönemde bir tek çiçek yağı düştü. Onun dışında elektriğe en son yüzde 10 artış geldi. Yıl içinde yüzde 50 artış geldi. İçki fiyatları artıyor. Üç dört senedir rakıya şişe bazında 12 ytl zam geldi biz yansıtmadık. Ama biz üç senedir rakının dublesini 8 YTL’ye veriyoruz. Alkollü içkilerde ÖTV’den kaynaklanan artışlar oldu. Kiralar da arttı. Bir aylık su faturası bin 800 YTL ödedik. SSK maliyetleri de zorluyor bizi. Af yaptılar ama o sadece taksite bağlatmak açısından işe yarıyor. Yoksa normal maliyetleri düşürmüyor. Af yapıldı ama bir yıl sonra kısır döngü yeniden başlayacak. İşletmeci iyi niyetli de olsa, bir sene sonra ödeyemeyince yeniden başlayacak.” Peki işletmeciler artan maliyetleri fiyatlara yansıtmadan nasıl idare ediyorlar? Altınay “Senede bir kez de olsa fiyatlara yansıtıyoruz, ama makul seviyelerde” diyor ve ekliyor: “Rekabetten ötürü çok fazla yansıtamıyoruz. Kâr marjları gittikçe düşüyor. Fiyatlarımızdaki artışlar maliyetlerdeki artışı karşılamıyor. Ekmek unlu mamüllerde KDV yüzde 1 ile alıyorduk, ama restoran hesabında yüzde 18. Aradaki fark yine bizim zararımız. Bu sene bazı KDV oranlarını yüzde 8'e düşürdüler ama en büyük gelir kalemimiz içkide hâlâ yüzde 18.” Araştırmaya göre ilk beş ayda 400 bin gıda satış ve toplu tüketim yerlerinden bin 224’üne ceza kesildi. Bu işletmelerin 184´ü hakkında savcılığa başvuruldu. Araştırmada ortaya çıkan sonuçlara göre, 2008 yılının ilk 5 ayında Türkiye genelinde gıda satış ve toplu tüketim işletmelerinin yüzde 32,75’i, veya bir başka deyişle yaklaşık üçte biri denetlendi. Denetlenenlerin sadece binde 9,3’üne ceza kesildi. Araştırmaya göre 2008´in ilk 5 ayında 30 bin gıda üretim işletmesine 2 bin 817 adet ceza kesildi. Her bir cezanın bir işletmeye kesildiği varsayımıyla ceza kesilen üretim işletmelerin toplama oranının yüzde 9,4 olduğu ortaya çıktı. Bir başka deyişle yaklaşık her 10 işletmeden birine ceza kesilmiş oldu. Ceza kesilen 2 bin 817 işletmeden, 308 gıda üretim işletmesi hakkında da savcılığa suç duyurusunda bulunuldu. Araştırmada, üretim ile toptancı ve tüketim işletmeleri birlikte ele alındığında, toplam 430 bin gıda işletmesinden 4 bin 41’ine ceza kesildiği ve ceza kesilen işletmelerin toplam içindeki oranının binde 9,4 gibi çok düşük bir seviyede kaldığı ortaya çıktı. Araştırmada göze çarpan bir diğer dikkat çekici sonuç ise gıda üretim yerlerine kesilen cezaların sektörlere göre dağılımı oldu. Sonuçlara göre 2008 yılının ilk beş ayında yapılan denetimler sonucunda un ve unlu mamuller üreten gıda işletmelerine toplam 724 adet ceza kesildi. Ekmek üreten gıda iş Çerçeve programdan KOBİ’lere destek Okan KARA TÜBİTAK 7. Çerçeve Programı Ulusal Koordinatörü Türkiye’de gıda, tarım ve hayvancılık alanında çalışan KOBİ’lerin ve sanayi kuruluşlarının AB 7. Çerçeve Programı (7.ÇP) kapsamında yararlanabilecekleri başlıca programlar; “İşbirliği Özel Programı” altında yer alan “Gıda, Tarım, Balıkçılık ve Biyoteknoloji Alanı” ve “Kapasiteler Özel Programı” altında yer alan “KOBİ Yararına Araştırmalar” alanıdır. Gıda, Tarım, Balıkçılık ve Biyoteknoloji Alanı’nın temel amacı, sanayi ve araştırma kuruluşları arasındaki işbirliğini tetikleyerek bu alanda Avrupa’nın liderliğini sağlamak ve Bilgi Temelli BiyoEkonomi’yi (Knowledge Based BioEconomy) oluşturmaktır. 7. ÇP’de Gıda, Tarım, Balıkçılık ve Biyoteknoloji Alanı’na ayrılan bütçe 1.93 milyar Avro’dur. Sunulacak projeler için, aksi belirtilmedikçe, en az üç AB üye ve/veya asosye ülkesinden üç farklı kuruluşun bir araya gelmesi gerekmektedir. Bu alandaki yeni çağrı 3 Eylül 2008 tarihinde açılmıştır ve 15 Ocak 2009 tarihine kadar açık kalacaktır. Çağrı bütçesi 188.85 Milyon Avro’dur. Bu çağrı kapsamında Türkiye'yi de yakından ilgilendiren; tarımda sulama sularının tasarrufu, arı sağlığı ve arı ölümlerinin nedenleri, kene ile bulaşan hastalıklara yönelik aşı geliştirme, çocuklarda obezite, gıda kalitesi ve güvenliği, bitkilerden biyoyakıt elde etme, denizlerden ve okyanuslardan elde edilen biyolojik kaynaklardan ilaç, gıda, yakıt vb. üretilmesi gibi pek çok araştırma konusu yer almaktadır. KOBİ Yararına Araştırma Alanı’nın temel amacı ise, KOBİ ve KOBİ’ler adına KOBİ Birlikleri’nin ArGe ihtiyaçlarının karşılanabilmesidir. 7. ÇP’de bu alana ayrılan bütçe 1.34 milyar Avro civarındadır. Bu program; gıda, tarım ve hayvancılık alanında faaliyet gösteren KOBİ’lerin, uluslararası pazarlarda söz sahibi olabilmeleri için, ihtiyaç duydukları ArGe faaliyetlerini; üniversiteler, araştırma merkezleri veya ArGe yapan sanayi kuruluşlarından sağlayarak, proje sonuçlarına ilişkin tüm fikri mülkiyet haklarına sahip olabilmelerine imkan tanımaktadır. Bu alandaki yeni çağrı 3 Eylül 2008 tarihinde açılmıştır. İki aşamalı olarak değerlendirilecek bu çağrının ilk aşaması 18 Aralık 2008’de kapanacaktır. Çağrı bütçesi 78,55 Milyon Avro’dur. Konu sınırlaması olmadan proje başvurusu yapılabilecek bu çağrıda, ArGe sağlayıcıları olarak üniversiteler, araştırma merkezleri veya ArGe yapan özel sektör kuruluşları, yararlanıcılar olarak da KOBİ’ler yer almaktadır ve ArGe giderleri için yüzde 100’ün üzerinde hibe destek almaktadır. Türkiye gerek verimli toprakları gerekse her çeşit sebze, meyve ve bitki üretimine imkan veren iklim yapısı nedeniyle zengin bir tarım ülkesidir. Bu anlamda hem tarım, hem gıda, hem de 3 tarafı denizlerle çevrili bir yarımada olarak balıkçılık alanında son derece avantajlıdır. Ancak 7.ÇP’de başarılı olmak için potansiyelin performansa dönüştürülmesi gerekmektedir. Bu nedenle firmalardan teknolojik bir vizyona sahip olmaları beklenmektedir. Bu programa başvuracak kuruluşların beş ya da on sene sonra teknolojik anlamda nerede olmak istedik TÜBİTAK 7. Çerçeve Programı Ulusal Koordinatörü Okan Kara lerinin cevabını net bir şekilde verebilmeleri gerekmektedir. Firmalar, 7.ÇP’deki hangi alt alanların vizyonlarına katkı sağlayacağını belirlemeli ve bu alanlara odaklanmalıdır. İlgili AB politikaları, alanın yapısı ve çalışma programları incelenmelidir. Bu aşamadan sonra, ilgili alanda Avrupa’da hangi kuruluşların veya araştırmacıların ne tür çalışmalar yaptığı araştırılmalı ve bu kuruluşlarla veya araştırmacılarla işbirlikleri geliştirmek gerekmektedir. TÜBİTAK AB Çerçeve Programları Ulusal Koordinasyon Ofisi, bu aşamada sahip olduğu tüm bilgi ve deneyimi, Türk firmalarına sunmaktadır. Bu vesile ile araştırmacılarımıza ve özel sektör kuruluşlarımıza bir çağrı yapmak istiyoruz: TÜBİTAK olarak 7.ÇP için proje fikri olan tüm kuruluşlara; yönlendirme, eğitim, bilgilendirme ve hatta Avrupa’dan uygun ortaklar bulma gibi hizmetleri ücretsiz olarak sunuyoruz. Ekip olarak her tür destek için hazırız. 6
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle