Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet Tarım Gıda Hayvancılık 50 / 14 Ekim 2008 ürkiye, kalkınma çabaları içinde bulunan ve sanayini her geçen yıl biraz daha ileri götürmeye çalışan bir ülke görünümündedir. Gelişme yolunda olan birçok ülke için geçerli olduğu gibi ülkemiz de sanayileşmesini daha ileri bir düzeye çıkarabilmede doğal kaynaklardan azami yararlanmayı sağlamak durumundadır. Bu yönüyle tarım ve ona entegre olan gıda ve tarıma dayalı sanayiler uzun yıllardan beri ülkemiz ekonomisine önemli ölçülerde kaynak sağlamış ve halen buna devam eden bir sektör konumundadır. Ülkemizde planlı kalkınma döneminin başlangıcından bu yana tarım sektörünün GSMH ve toplam ihracat içindeki paylarında düşme görülmekle beraber, halen GSMH içinde aldığı pay yüzde 10'lar civarında olup, birçok ülke ile kıyaslandığında küçümsenemeyecek bir değeri ifade etmektedir. Öte yandan kalkınmamıza öteden beri önemli ölçülerde döviz katkısı bulunan tarım sektörünün, 1980 yılında genel ihracat değeri içindeki payının yüzde 57'ler seviyesinden 2006 yılında yüzde 9. 7'ler seviyesine düşmesi de sektörün ülke ekonomisi için daha az önem arz ettiği şeklinde yorumlanmamalıdır. Nitekim, 1995– 2006 yılları arasındaki dönemde ilk tarım ürünleri ihracatının belirli dalgalanmalara karşılık yılda yaklaşık 1 milyar dolarlık değerini koruduğu anlaşılmakta olup, bundan daha önemli bir nokta ise tarıma dayalı sanayi ürünleri, ki bunların önemli bir bölümü gıda sanayi kaynaklıdır, ihracında kaydedilen gelişmelerdir. 1980 yılı itibariyle tarıma dayalı sanayi işlenmiş ürünler ihracı 209 milyon dolar seviyesinde iken 1995 yılında 2 214 milyon dolara, 2005 yılında 7. 714 milyon dolara, 2006 yılında ise 7. 936 milyon dolara (genel ihracat değeri içinde yüzde 10’lar nispetindedir) yükselmiştir. Gelişmiş ülkelerde ise tarım sektörünün ekonomi içindeki ağırlığı bize göre daha düşük gözükmektedir. Örneğin Avrupa Birliği genelinde tarım sektörünün GSMH içinde yüzde 3'ler seviyesinde pay aldığı anlaşılmaktadır. Diğer taraftan Avrupa Birliğine mensup ülkelerden yapılan tarımsal ürünler ve işlenmiş tarımsal ürünler ihracatı toplam ihracat içinde ortalama olarak ancak yüzde 9'lar düzeyinde bir pay almaktadır. Böylece, tarım sektörünün ve bağlı olarak gıda sanayi ile tarıma dayalı sanayinin ülkemiz ekonomisi için gelişmiş ülkelerden çok daha fazla önem arz ettiği ve üretme potansiyeline sahip olduğu anlaşılmakta bu nedenle kalkınma politikalarımızda tarım ve tarıma dayalı sanayiye verilmesi gereken önem ortaya çıkmaktadır. Çünkü tarıma dayalı sanayinin gelişmesi ile dış satım olanaklarımızın artırılabilmesi sağlanabilecek, bu sanayi dalı için üretimde bulunan çiftçimizin alım gücü artacak ve bağlı olarak tarıma dayalı sanayi malları ile tarım dışı mallara talep T Prof. Dr. Bahattin ÇETİN Uludağ Üniversitesi Önemli ölçülerde katma değer yaratan tarıma dayalı sanayi, tarım dışı sanayilerin gelişmesine de yardım ediyor. Tarımsal sanayi yine itici güç yükselecek, özetle tarım sektörü ekonomik gelişmenin itici gücü olma görevini daha büyük imkânlarla yerine getirebilecektir. Bu çalışmada, hammaddesini tarım sektöründen alan ve onu belirli işlemlerden geçirerek mamuller haline getiren yani tarım ürünlerinin katma değerini artıran tarıma dayalı sanayimiz ile gıda sanayimizin mevcut durumu ve ülkemiz ekonomisindeki yeri sadece belirli kriterler (işyeri sayısı,çalışanlar,katma değer ve dış ticaret) yönünden ele alınmış ve belirli dönemler içinde geçirdiği değişimler özet olarak incelenmiştir. Tarıma dayalı sanayi grupları olarak ele aldığımız gıdaiçki ve tütün sanayi, dokumagiyim eşyası ve deri sanayi ile orman ürünleri sanayinin beraberce toplam imalat sanayii içerisinde işyeri sayısı bakımından yüzde 44. 19 ile 64. 27 arasında değişen paylar aldıkları görülmektedir (Tablo 1). Çalışanlar sayısı ve yaratılan katma değer bakımından gıda sanayinin almış olduğu paylar yıllara göre yaklaşık yüzde20’ler düzeyinde seyretmiş son değerlere göre ise sırasıyla yüzde 29. 83 ve yüzde 24. 23’lük oranlarıyla hem tarıma dayalı sanayi hem de imalat sanayi içerisindeki ağırlıklı yerini korumuştur. Hammaddesinin önemli bir bölümünü yurt içi kaynaklardan temin eden, böylece dışarıya bağımlılığı en az olan, yurt içi üretimi değerlendiren, büyük miktarlarda işgücüne istihdam sağlayan ve önemli ölçülerde katma değer yaratan “tarıma dayalı sanayi” gerçekte tarım dışı sanayilerin gelişmesine de yardım etmektedir. Beslenme ve giyim alışkanlıklarımızda ortaya çıkan değişmelere ve bunlarla ilgili ihtiyaçlarımızın günümüzdeki karşılığıyla güvenli bir şekilde karşılanması isteği yanı sıra, ihracat gelirlerimiz içinde de tarıma dayalı sanayi ürünlerinin ülkemiz ekonomisinde önemli yere ve potansiyellere sahip olduğu gözlenmektedir. Türkiye, genel dış ticaretinin aksine gıda maddelerinin dış ticaretinde fazla vermektedir. Dışsatım değeri 2004’de 6. 5 milyar dolardan 2006’da 8. 6 milyar dolara artış göstermiştir. İthalatta bu yıllar arasında yaklaşık olarak yüzde 25’lik bir artış olmasına karşılık, aynı dönemde ihracattaki artış yüzde33’ler gibi daha yüksek bir oran olarak gerçekleşmiştir. Gıda kalemleri içerisinde meyvesebze sektörünün ihracatta ilk sırayı aldığı anlaşılmaktadır. Öte yandan, ithalatımızın hububat ve mamulleri, hayvan yemleri, yağlı tohumlar, dokumaya elverişli lifler ve deri, kösele v. b. ürünlerde giderek arttığı anlaşılmaktadır. Bunun özellikle işlemede temel girdi olan hammadde kalite sorununun çözülememesi veya dış ticarette gözlenen karşılıklılık ilkesi gereği mal alımlarından kaynaklandığı ifade edilebilir. Ancak, iç üretimle karşılanması son derece olanaklı olan tarımsal hammaddelere ödenen dövizlerin, hayata geçirilecek rasyonel tarım politikalarıyla, geri döndürülmesinin mümkün olduğunun dikkatten kaçırılmaması gerekmektedir. Tablo 1: Türkiye’de Yıllar İtibariyle İmalat Sanayi, Tarıma Dayalı Sanayilerde İşyerleri Sayısı, Çalışanlar Ortalaması ve Yaratılan Katma Değerin Dağılımı (yüzde) San. Grup. Gıda içki ve tütün Dokuma giyim eşyader Orman ür. ve mobilya Tar. dayalı San. dışındaki sanayi dalları i ç k i ç k i ç k i ç k 1963 33. 00 25. 46 26. 43 26. 83 35. 60 21. 51 4. 44 2. 16 1. 61 35. 73 36. 78 50. 45 1977 23. 23 21. 71 20. 45 19. 25 23. 39 16. 53 4. 66 2. 08 2. 01 52. 86 52. 82 61. 01 1980 21. 01 23. 17 18. 34 19. 08 23. 12 15. 24 4. 10 2. 21 2. 01 55. 81 51. 50 64. 41 1983 22. 12 21. 45 19. 17 20. 78 24. 91 14. 66 3. 87 2. 18 1. 10 53. 23 51. 46 65. 07 1984 21. 63 21. 72 20. 51 21. 04 25. 17 15. 88 3. 72 2. 07 1. 00 53. 61 51. 04 62. 61 1985 21. 39 20. 15 20. 89 23. 95 25. 15 14. 71 4. 67 2. 31 1. 26 49. 99 52. 39 63. 14 1992 16. 86 18. 57 18. 93 30. 82 29. 36 14. 34 3. 39 2. 06 0. 86 48. 93 50. 01 65. 87 1994 18. 37 18. 03 14. 78 29. 39 30. 86 17. 33 4. 13 2. 24 0. 86 48. 11 48. 87 67. 03 2000 14. 28 29. 83 24. 23 22. 88 18. 33 18. 59 25. 30 21. 38 14. 02 37. 54 30. 46 43. 16 Kaynak: DİE, Yıllık İmalat Sanayi İstatistikleri, Çeşitli Yıllar, ANKARA. 5