14 Haziran 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Üstte Divanyolu’ndaki bu sakin görüntü, birkaç gün sonra yerini işgal kargaşasına bırakacaktı. Altta Ali Rıza Paşa hükümeti istifa ettikten sonra kurulan yeni hükümette sadrazam olan Salih Paşa. di yeni bir hükümet kurulacaktı ve Ferit Paşa’nın ya da yakınlarından birinin işbaşına getirilmesi olasılığı vardı. Bunun farkına varan mebuslar, Mustafa Kemal’den Heyeti Temsiliye’nin bu konuda etkin önlemler almasını rica ediyorlardı. Halbuki bu kişiler daha birkaç hafta evvel, artık Meclis açıldığına göre Mustafa Kemal’in yerinden fazla kıpırdamasına gerek kalmadığını, sadece emirlerini bildirmesini, onu her yerde gereği gibi savunacaklarını söylemişlerdi. Oysa şimdi, artık İstanbul’daki güçsüzlüklerini itiraf etme vakti gelmişti. Bu istek elbette yerine getirilecekti; ama bunun gerekçesi kişilerin talebi değil, vatanın selametiydi. Mustafa Kemal, 4 Mart günü yazdığı telgrafla, hiçbir gücün milleti tarihin emrettiği görevi yapmaktan alıkoyamayacağını ve milletin tam güvenine sahip bir hükümetin görev başına gelmesinin gerektiğini söyleyerek, mebuslara milletin beklentilerine yakışır kararlar almalarını salık veriyordu. Aynı gün padişaha yazdığı bir diğer telgrafta ise, bu yeni hükümet bunalımının kamuoyunda heyecan yarattığını, halkın yeni bir kabine kurulmasını beklediğini, zaten tehdit altında bulunan milletin güven veremeyecek bir sadrazama bir dakika bile katlanamayacağını bildiriyordu. Mustafa Kemal, söz konusu telgrafın bir örneğinin de Meclisi Mebusan başkanlığına, kolordu kumandanlarına, İstanbul gazetelerine ve Basın Cemiyeti’ne verilmesini İstanbul Telgrafhanesi’nden talep etmişti. Ayrıca bir kez daha, Mustafa Kemal’in emri doğrultusunda mutasarrıflıklardan, kumandanlardan, valilerden ve müdafaai hukuk cemiyetlerinden padişaha bir telgraf yağmuru başlamıştı. 8 Mart günü, hükümetin kurulduğu haberi geldi. Yeni sadrazam, hükümeti temsilen Mustafa Kemal ile Amasya’da görüşmelere katılan Bahriye Nazırı Salih Paşa’ydı. Akıllarda hemen bu yeni hükümetin Meclisi Mebusan karşısındaki tavrının ve konumunun ne olacağı sorusu canlanıyordu. Salih Paşa ise bu tür soruları belirsiz cevaplarla geçiştiriyor, kendisiyle yapılan görüşmelerde bu yönde sorulan sorulara karşılık, vaziyet açıklığa kavuşuncaya kadar beyanda bulunmayacağını söylüyordu. Yaptığı tek açıklama, nazırları tarafsız ve bağımsız kişilerden seçeceği, hükümetin Meclis dışında bir kabineye sahip olacağı, kabinenin memleketteki çeşitli milli teşkilatlara karşı devamlı ve kuvvetli bir vaziyeti olacağını umduğuydu. Ankara, yeni kabineye dair bilgiyi o sırada İstanbul’da bulunan Rauf Bey’den öğrendi. Rauf Bey’e göre Salih Paşa’nın niyetinin kötü olduğu söylenemezdi; ancak bu kabine Damat Ferit’e zaman kazandırmak için saray tarafından tertip edilmiş bir oyundan başka bir şey değildi. 118
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle