19 Kasım 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

B I R İ N C E L E M E K İ T A B ) Felsefenin sefaleti Şimdtlerde ABD'de yaşayan, ancak vatanıyla olan ilgisini sürdüren Sebahattln Sakmarim yakınlarda yayımladığı Rasyonel İnsanın Felsefesi' ufuk açıcı, düşündürücü ve bazen de çarpıcı yanlanyta ilgi uyandmcı nitetikte bir çatışma. MEHMET ALİ KILIÇBAY RASYONEL İNSAN FELSEFESİ I Sabahatttn Sakman/Kıyı Yayınlan /200 s. /Kod No: 294.003 elsefeninAnadolutopraklarında, anıikçağda lyonya adı verilen, bugün dc kabaca Ege bolgemi7Jn güney sahillerine denk düjen bölgede yejermiş olmasma rağmcn, modern Türk toplumu adeta felsefesiz bir kalabalık haline gclmiştir. Felsefe ürctemeycn insan lopluluklannın topiuın iifaiını hak cdcbilmcleri için daha birçok fırm ckmek ycmelerinin gerekli olduğu gâz önüne alındığında, kalabahk tcrimi haksı/ bir niiclcme olarak görulmemelidir. Ülkemizde fcliefc uretilmemesinin yaıu sıra fclsefe eğitimi de hon kapıam vc iverik hcm dc yönelim olarak. ber geçcn gün daha düşük bir düzcyde gerçeklcgmektedir. sidir ve Batı'yı külıürel boyuıunda kavrayıp, kabullenmeden Baiılı olmak mümkün dcgildir. Ve bazen Avrupa, bazen de Batı dediğimiz kOlıürcl kürcnin bizzai kendi de bir kopuş ve yeniden yaptlanına sürctinin Urünü olarak onaya vıknıışiır vc bu süreç bugün de sürrneklcdir. Daha açik olmak gerekirsc Batı bîr coğrafi beiirlennıenın uzagında. külıürel bir kimlik alanı olarak bclü bir çckirdekten itibaren. iürckli kutılımlarla genişleyen bir altııı anlanıına gclmektedir. Antikitenin sonuna kadar Ozcrk ve belirgin bir Batı kültürflnden sör etmek ntUmkUn değildir. Işık Dogıı'dan gelmekte ve Batı, Dogu'ya benzemeyi temel ilke olarak beııimsemektedir. Ortuçağ olu^umlarıyla Hatı'nın farklı bir kader izicmcsinin birçoV sonu cu vardır, ama bunlarırı içindc eıt rtncm li iki tanesi Batı'nın Dofu'dan koparak kendi kimliftini oluşturmaya başlaması ve dünya tarthinde ilk kez, birey denilen garip varhftı ortaya ıikartmasıdır. Bu iki otu$um, toptancı ve bircy duşmam olan Eski Yunan kaynaklı antik fclsel'eden kopuşun ürünüditr. Bu sürecin laçlanması ise Ronesans harekcti olacaktır. Kalın çizgileri içinde görmeye çalıştığımız, Batı'nın kendi kimliğini oluştıırma uğraşı yeni tiptcn bir felsefenin de dogumuna tanıklık etmiitir: Insanın özgürlük kürcsinin keşfi. Bu noktada ortaya çıkan Batı ıavn, özgilriujtU diınyevi ve insani, aym zamanda laik verçeve&i içinde tanımlanıaya girişmişıiı. l$tc Batı'yı f'arklı kılan temel noktalardan biri, özgürluk kürmine ka/andııdıgı ınsani, birtyscl ve dünyevi boyutlur. Bu sürcç esnasmda an lik felsefeyi aşamayan Doğu, global, total vc opıimum çözumlerle, her turden düşünsel gelişme olanagının Onünu tıkamtşlır ve dogal olarak böylesino bir iklimde, özgürlük küresi olma unlamında bir felscfe çiçeklerini açaınamı$tır. Ülkemizde fclscfe bu nedenleıdcıı ve rahata alışıırılmış bir topiuın ulınamudanrtiürtlscvilmemektedir. ÇUtıkü ülkemizde bircysellikten ve özgürlükten korkulmakıa, nizamı âletnin sıcak olduğu varsayılan kucagınüakı dtinya yeglcnmcklcdir. Ötc yandan, bcdelini odenıeden tukctim toplumunun kalıpları içinde ya$amaya ba$layan insanlarınıız, Balı'nın bu noktaya gelinceye kadar atlattığı dilşünse! badirelerin hiv'birinin bilincinde olmadıfı için. maddi Orotım ilcsoyut dttşünce atasuıdaki ilı>kiyı kavramanın ıızagında kutınaktadırlar. Böylece degi$mcyi ancak Ivknolojik düzeyde algılayabilcn irısurılann czici çogunlukta oldıığu bu toplum felsefeyi fantezi, lllk.s, hatta deli suvması olarak gttrmektedir. Ama aym toplum, Bau'nın onu kabul etmek isıememesinin bu küttürel nedenlcrini yakalayamamakta vc hu reddi kaba ve vulger bir "Türk du$manlıgı" leınatiğinin serin sularında yıkayarak rahatlamakta vc cgcr gerçcktcn bflylesine bir düjmanlık varsa, bunu rasyonel vcya irrasyonel boyutlan içinde kavramaktan kaçınmakladır. Bu noktaya geldikten sonra, felscfcsiz bir luplumun insanlık ailesi içinde mutcber bir yer cdinmck için fazla urautlu olmaması gerektiğini sftyleyebilirim. Ama bu ortamda bile, felsefc alanında Balı'da bilc yankı uyandırabilecek çapta çahşmaların gene de yapıldığını görüncc, toplumdaki çeli^kilcrin sona ermediJini gorerek peleceji o kadar da karanlık grtnııeııu'k gerektigini ilcri sürcbılirim. Haftalık sıyasal aktualiıc dergisi lialine gelmeden onceki "entd" Yeni Giirıdcm'dcki ya/ılarıyla tartışmalara yol açını$ vı dikkaılcri UstUne çekmiş olan Sabuhaüin Sakntan, bu felsefesi/ lopluında barınamadı ve şimdilerde ABD'de yaşıyor. Ancak vatanıyla olaıı ilgisini lıâlâ siirdürüyor. Yakınlarda yayımladığı Rasyonel İBütinın Felsefesi ufuk açıcı, duşilndıırılciı vc bazen dc çarpıcı yanlarıyla ilgi uyandırıcı nitcliktcdir. Bana göre kilçük bir özgürlük çığlıgı olan bu çalışnianın, duyarsız Türk külıur çevresiııdc gume gitmesi gerçckten yazık olacaktır. D F Dunun höyle olmasının bajlıca iki nedeninden birincisi, kutturel mira.sımızın içinde felsefenin yerinin çok <tuşUk olmaMttır. F.ski Yunaıı felsefesinde vc özclliklc de Plalon ve Arisloleles ögreıilcrindc donnıuj olan Islaııı fckcfcM, bir dc Imam Gazzali'dcn iübarcn içiihat kapısının kapanmasıyla eskilerin yorum vc şcrhinden bir adım öieyc gcçemez hale gelmijtir. Bunun yanı sıra teokraıik bir devlel oldugu kadar, adeta yalnızca Istanbul ile sarayın, yani merkez ordusu ile devşirnıc bürükrasi vc yanu^ınalanııın refahını saglanıaya yönelik olarak örgüllenmiş bir ic vc dü lalan mi'kanizması olan Osmanlı devleti, cgitime yalnı/.ca pragmatik ve o anın çok somıit ihıiyaçları açısından bakmıştır. Böylesinebir sistemde, soru sorıııa, kujku dııyma, alıştlmışı ve bilinen sanıtanı tanı;ınalı hale geiirmegibi "mareracı" lavırlann yeri yokluı. Osrnanlı sistemi ile "ni/amı Alem"in kuruldııgu dogmasına sıkı jıkıya sarılımnca, felsefeyi dışlamak >a$ırlK'i oltnamaktadır. Osmanlı sistemi insantarın dıijüntneleri değil,tinccdcnbclirli kalıplara görc davranmalan csası Uzerinde yüksclmekıedir. Türkiyc insanlannın fdsefcsiz bir toplıım olmalarıııdaki ikinci ana rteden de siyasal iktidarın lavrına ilişkindir. 18. yUzyildan itibaren başlayan "Balılıluyma" sOrcci esnasmda, iklidarda olanlar Dogu ile Balı arasındaki farkın bir mcsafe değil de bîr nıtclik farkı olduğunu hiçbir zaman kavrayaınam^lardır. Datı'yı tanımadan Balılılaşmaya kalkifan ve pcşindcn de koskoca bir halkı sürüklemek isteycn bu bUrokral rct'ormi/mi trajikomik sonuçlara da yol açarken asıl vahim nokta olarak, halkta keskin bir Balı du$manhgı yaraınııştır. GUnumüze kadar sarkaıı bu bılrokraiik reffcks, "Balı'nın lekııolojiülni alalım, ".ulturünü HİmnyHİım" biçimiııde üloganla^nıakladır. Üysa Batı'da tckııoloji. kUltltıün küv U yan Urdnlerinden yalnızca bir tane* k ÎJMHIIBR Efler blü hıyıta vt daha Mryuk bir susamışlıkla içrneya yuneltmfyorsa kitapların ne anlamı var. Mayıs 1988 Ç I R Ç EV I 21
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle