Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
M Ü R E K K E B İ K U R U M A D A N Akdeniz dünyası ve uygarlığı Türkiye; coğrafyası, iktisadı ve siyaseti açısmdan; hem tarihte, hem de şlmdl bir Akdeniz ülke&tdir. Yani Türkiye'nin yapısı, bir Akdenlzlillk bitincinl dayatmaktadır. Bu nedenle önümüzdekl günlerde yayımtanacak olan, ünlü Fransız tarfhçi Fernand Braudel'in yazdığı "Akdeniz" kitabı büyük önem taştyor "II. Feilpe dönemlnde Akdeniz ve Akdeniz Dünyaaı" adlı kttap Eren VhyıncıMc taraftndan önümuzdekJ günlerde piyasaya verilecek. Ûnlu Fransız taıihçi Femand Braudel'in yazdığı kitap Iki cilt ve büyük boy okırak, resimler, haritalar ve grifik çtzlmlerie zenginleştirilmlş bir sekllde yayımfanacak. Mehmet Ali KıİHfbay'ın dilimtze çevirdiği yapn. TürkJyet nln de bir Akdeniz ülkesi olması açısmdan ayrı bir önem taşıyor. luleri evcillejtirebilmiş ve Hırisıiyanlaitırabilmiidr. Fukat. bunu yapahılmck için de inanıimaz miktarda zaman lıarcamaM gerckmi$iir. X V I . yüzyılda bu ödev Katoliklik ivin oldugu kadaı aynı engcle çarpan hlamiyct için dc lamamlanmış olnıamn u^ağındadır; ıcpcleri tarafından korunan Kuzey A f r i k a flcrbcrkTİ, Hz. Muhaııııııed'iı» dinine ya hit," ya da çok az ka/urıılıııı>latd)r. Asya'daki Klırdcr için dc aynı >cy geçcrlidtr. Bu arada Aragon'da Valcncia ulkcsiııdc veya Ciranada topraklannda bunun ıcrsine olarak dağlar bir dinscl /ıtlık, Islaıııi sUrcklilik meıke/i otmaktadırlar; iıpkı Lubcron'uıı valı^i vc "ı:ndi;e uyandirıo" yüksck tcpclcrinın Vuudois vapkıniarının sürekliliğini korudukları gibi. X V I . yu/yılda her yerdr yüksek dilnyalur dcni/in egemen dinleriylc kotiı baglantılar içindedirler, her yerde daglı yaşamın u/aklıgı vc gecikmi^ligi so/ konusudur. Bunun bir kanıtı, ko^ullar izin verdiklerindc, yeni dinlcrin bu kiılcsel dünyalarda kolaylıkla l'cıitı yapıııaları, ama bu fetihlerin silrekli olmamalandır. XV. yüzyıl Balkan donyasında koskoca dag bolgeleri, Arnavıııluk, Hersek ve Saraybosna civarında tslamiycte gcçmislcrdir: Bu bunların Hıristiyan kflisclcrinegcvşek bir şckiklc baglnnnıi) olduklarımn kanıtıdır. Aynı oluy 1647'de (îiriı sava$ı sıtckrarlanacakıır; o siralarda s rasında " Türkleric kader birlişi yapan onemli mifctardj Giritli dağlı, din dcğitiircceklcrdir. \ynı şckildc X V I I . yuüyıldu Rus ilrricıııesi kar$ısında Kafkasya lslaıııiydc geçccek ve kendi tarana görc Islanıiyctin en yayılmacı biçimlcrindcn birini ortaya çıkartacaktır. ' Demek ki uygarlık dağda çok güvenli olmayan btı dc^cr olnuk kalmakıadır. Işte IV. Fclipc çagında knleme ahnmış olan Pcdraça'nın Hisioria bdesiusıiaı de Granarfa \\ndaki çok ılgmç mctnc bakınız: •'Alpujjarras (Ciranada krallıgıııdaki çok yuksek dağlar) halkının eski imaııluıım ttrk etmi.^ olmalan şaşırııcı degildir" diycya^maktadır. "Budağlarda oiuranlar cristianos neyo^'turlar; damarlannda saf olmayan bir damla bile kan yoktur; Katolik bir kralın uyruklarıdırlar; fakaı dın aduuılarının olnıamasından Oiürü cbcdi sclamelc uluyııa konıısunda bilinmesi gcrckcnlcr hakkıııda o kadar calıildirlcr ki, llırıstiyanlık dini konutunda sadece birkaç kalıntıyı akıllarında tmmaktadtrlar. Fğer btıgun Tanrı ra/ı olur da Muslıımanlar onların (llkcleriııı i^gal cdcts.1.', bu insanlar imaıılarını lerk cdcrck galiplcrin inançlarını kabııl ctmcktc gccikmvycccklcrdir". Boylecc, sürckli olarak alınmaM, Tctlıcdilnnsi, ycnidcn 1'ctludilıncM gcrckcn dağ cvrcıtlcriniıı di^ıııda bir dinscl cogralya çuilm^klcdir. Bu farkınn varış. gelcnckscl tarılı larat'ından sunulan birçok küçük olaya aıılanı vcmıckıedir. I I II. FEÜPE DÖNEMİNDE AKDENİZ VE AKDENİZ UYGARUĞt / Femand Braudel / Çeviren:Mehmet Ali Kıhçbay / Eren Vüymcıtık sya, At'rika ve Avrupa kııalannın arasına sıkışmış gibi duran ve dtınya coğrafyası ü/erinde kUçük bir yer iııtan Akdeniz, larihin büyük akıorkTİııdeıı biridir. UygarJık dcnilcrı kapsamlı kültürcl bUtünün ilk cmckiemcsindcn olgunluguna kadar, tüm oluşum süreçleri bu denizin kıyılarında mcydana gelmişıir. Tarihi, büyük adamların ve sava$larm belirleyiciiiği lematigi içinde okumaya alı^kın olan bu Türkler için bir denizin, hclc hcie bir iç denizin böylesine önemli bir "rol"ledunaıılnıusı, hemen ilk bakışla anJaşılır bir olgu dcjildir. Ama laritı, degişnicnin bitimidir. Bu açıdan lurilı bilimim'n de bir tarihi vardır; yani larilı dc dcğişmektcdir. Anlatmakıan aıılanıaya gcçi> diyehikceğ'imiz bu sürcç esnasmdu, fimdiyc degtn larihsel konıılar arasında sayılmayaıı, sırudan însanların gundelik hayaıı da bu yüce kapıdan girebilmiştir. Ama bumın boylc olmasımn nedetıi, sııadan insanlara sevgi vc şcvkaı duyınaya dayalı. bayağı bir popüli/.m dcgildir. Tamaınen lersine, tarihsel yaklaşımlardaki dcvrimci /ihniyeı degifimi bunu dayaımaktadır. Vcya vöylc söylersem daha açık halc gcleccktir; 1930'lara kadar tüm larihlcr kısmi olmu*. insarı gcrçeğinin bir bötümünu incelcmiş ve cfcr dcyis yeıindeyse, bıltUnscl olan bircysel vc tuplumsal hayatları kompartmanlara ayırmıştır. 1930'lu ytllardan itibaren ve ö/.dlikle de Marc Blnch itc I.uclen l'ebvre gibi iki ünlü Frunsı/ tarihı;isi taral'mdan kurulan Annalcs okulıınun çabalanyla bu zihniyet aşılarak bütünsel larih anlayışına doğru yol alınmaya ba<>lanmı$iır. Bu, gerçcktcn dcvrimci bir deği^imdir, çilnkü olayları bütünlükkri iviııdt kavranıak dcmt'k, tarihı anlamak dcıııckliı. l>ıe bu oncnıli dcğişimin nıitnarı otuıı Anııules nktıhınun ikinci kıı$akıan pin, gcnc çuk tııılu Iran sızıarihci Femand HraıtıU'rüır. liıaudcl kurucu babdfiinn olıırnltMitiıJen sonıa bu laı ihg ccınaatiııiıı öndori olmu; vc bu konuinunıı üldnıüııc kadar •.ürdurnHışlllr, A "Akdeniz" mbı Mtunsel larth anla^nm an doyurucu ve devasa Amefclsfindefl blri. Braudel'in Akdeniz kitabı büıiln.seI laıih anlayişının cn doyurucu vc devasa Orııcklerinden birini mcydana gcıirmckicdir. Braudel, degijıne/ ve sabtf sayılan bir mekaıı unsunıııu, Akdeni/'i larihsel bir konu ItnlİjR getirebilmc ba^arıstnı göstermi^tir. AkUeııu çcvrestnde ya^adıgı insanlan clkilcnuklc, onların mactdi olduğu kadar munevi yasaınlannı gcniş ntçekıc belirlcmckte, huitu bir "Akdeni/ In.sant" üpi bile yarainıakıaüır, ama buna karşılık, insan da ckoııomik, loplumsal faaliyetleriylc Akdeni/'i etkilcmcktc vc dcğislirınckıedir. Zateıı larilı dcğişme, dcgişıirtııv vc dc|iitiriltntdcn ba$ka nedir ki? Bu kiiapta Akdcuiz, Braudel'in diğcr devasa cscrkrindc dc ulduğtı gibi. Üç kaıfı bir yapı olarak cte alııınıaktadır. Cn ali kaıta en yavaş dcgişcn unsurlar. yani coğrafya yer almakıadır. Orta katta. atı kata gOre hızlı, üst kata görc yava$ değijeıı ahın, yani ikıisaı bulunmaktadır. En üst ka( ise, en hı/lı dcgi^cnin. yani olaysal (arihin veya ba»ka bir dcyisk siyasetiıı alamdır. Bu bfllümlcmcdc aynı /«maııda. farklı lıı/larda harcket cden taribscl mul.ajm.nii], bclü bir scntczc ulaştırılma kaygısmı sczmck de mümkündilr. Türkiye; cografysa7i, iktisadi ve siyascti açısından; IKIU inrihie IILMII de ^inıdi hir yada dct'alarca basılını^iır. Mcksika gibi hi/inı gcrçcklcrimi/c vok u/ak bir ülkede bilc defalarca basılmıs, vc Mylcsınc bir kiuıp ivin btıyuk liıajlara ula^mif olan bu cscrin Turkiye'de nihayct yayımlanıyıır olması, baııa burıık bir sevirıç vcrtyor. L! KİTAPTAN BİR BÜLÜM Dağlar, uygariıklar ve dinler Dağolagan olarak, kcntlerin vc nlvak ülkelerin yaramftı bir $cy olan uygurlık larııı dışında kaîan bir dünyadır. Orıun tarihi, uygıırlı^a sahip olmamaktan OiUrü, aslında yuvıiH'a gı'çcn, btlytlk uygarlaşiırtcı akımtmın oldukı;a dti/cnli bir şekilde kıyısında kalmakıadu. Yü/ey u/erinde uzaklara, cnkrm.sintvayılniii yeteneği olan uygariıklar, «Jiklcnıcsinc birkaç yUz metrelik bir cngel kar.şısıııda gücsü/ kalmakıadırlar. Kenileri hcmcn hcmen hîç lummayan bu lünek ü/crindeki dünyalar icin Roma'nın btzzat kendi, şa^ırtıcı sürekliligiııc rağınen, çok a/ »ey ifadc etmiştir. Roma eğer kendi güveniiği için askcri kamplarını onların şuralarına buralanna kurmasaydı, bu ufak ianı>nıa bi le olamazdi; büylccc Kunlabriye lepelerinin cicgindc, I con'da, Bcrber Allaslarınııı aynhkv'ilığına karşı Ccmilc'dc, /// a l.cgiu uıtfusto'mın kanıp kurduğu Timgad ve I.aınbese'de olduğu gibi. Aynı şckildc, l.alin dili Kuzey Afrika'nın, Ispaııya'nın vc diğcr yerlerin hıı dü.şnıatı kiıletcrindc lııvbır /uıııun /affre ııla<famamıştır vc l.aıin cvı bir ovu cvi ulaıak knltnı^tır. Ha/ı yercl sı/mulaıa rağmcn, dağ ona kapalı olarak kalmıştır. Daha >omalaıı Sc/arlann Roıııa.srnıtı ycrinc Saiııı Picrrc'in ROITI.I'M pcviiktcn sonra Ja üorıırt ayıımlar.ık k.ilmı$tır. Kilisc, ancak cylcıninin iııaila devam eitigi ycrterdc bu vobaıılaıı. bu bagınısı/ kfty Akdcııiz ulkcsidir. Hraudcl'in eseri okundugunda bu daha iyi görülecçkıir. Yani Tvirkiyv'nitı "yapı'Sı, bir Akdcııi/lilik bilinciniduyaımakladır. l a k j i insuııhırtnn/ bunu boyle hissctmcmckic. Akdonie coğumu; için " l a i l l " anlamından öicyc bir >ey ifadc enııenıekredir. Cîcnc larihin ürünü olan yunlı> bir bilinv*lenme{en ııst kaiııı cikİMylu). IJraudcl (aral'mdaıı dür( kcrc go/derı gcçirilcn ve üçUncüsUndc lamameıı yeniden yazılan bu kitap, F'ransa'da ve dün Ç E R Ç E V E Kasım1989