Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
17EYLÜL2000. SAYI756 19 bahlara kadar desenleriniçiziyordum.Hatasız çizmenin, bana göre en iyi yolu buydu. Komşunun tavuklan da buna dahil! En zor çizdiğim hayvan oydu. Kıpırdamasın diye ayaklannı masaya bantlamıştım. Tam bitti derken tavuk havalanmış ve boyalar sağa sola dağılmıştı. Yıl 1986... Artık hayvan kiralanuyorum. Kuşlanm var, onlan besliyorum. Salt doğa değil, yaşananlar da resme yön verebilir... Ender Dandul: Benim için öyle... Resim, günlük yaşanmışlıklann bilançosudur bir anlamda... örneğin 17 Ağustos depreminden sonra çok duyarh resimler çıktı benim fırçamdan... Bazı resimlerin altına çok ufak notlar da aldım.' Değirmendere'de balıklar ağladı' gibi...Tarihebirnotdüşmüş oluyorsunuz. Üç üslubun, sergide çocuklara seslenen çalışmaları da var mı? Feridun Oral: Çocuklar için kitap çalışması yaparken bu aynmı kesin olarak koyabilirsiniz, ama resimde koyamazsınız. Yine de benim resimlerime çocuklar da gelip bakabilirrahatlıkla... Mustafa Delioğlu: tkisini birbirinden ayırmak kolay değil. Çocuksu tavn, çocuksu hınzırlığı resme taşıdığımda ulaştığım sanatsal doygunluk da o oranda fazlalaşıyor benim için. Işin tadı tam bunoktada yoğunlaşıyor. Son olarak, sözü serginin adına getirmek istiyorum. Üç Üslup, Dört Dostluk... Ender Dandul: Biz dostluk sergisi yapıyoruz. Bu trio sergi, aramızdaki dostluğu daha da güçlü kılacak ve yeni sergilere zemin hazırlayacak. Proje, tamamiyle triomuzun yarahcısı, çocuk yazınına büyük emeği geçen yazar Aytül Akal'ındır. ^ sembolik olarak yerlerini alıyorlar. Müzikle çalışmayı çok seviyorum. Tercihim New Age. Bu türmüziğin, yaratım aşamasında sanatçıya motivasyon kazandırdığına ve resmin içine gırdiğıne inanıyorum. Demek, resmin dokusu ve kokusuna bir de mflziğini eklemek gerekiyor! Ender Dandul: Bunda, çalışırken fırçamın üzerinden inmeyen kuşlanmın rolü büyük tabii... Mustafa Delioğlu: Resim, zorlubiruğraş. Yaratırken, önümde bembeyez bir alan vardır benim. Düşlediğim ve ortaya çıkarmak, sotnutlaştırmakistediğimşeyleri.bubeyazalana yansıtmam gerekir. Işte gerçek savaşım o anda başlar, bu tam bir boğuşmadır. Resim tamamlanıncaya kadar da sürcr. Yaratım sürecinde size kılavuzluk eden kimi unsurlar vardır sanırım. Peridun Oral: Benim kılavuzum ve esin kaynağım 'doğa'... Çocukluğumu geçirdiğım kasaba, doğayla iç içe bir yerdi. Doğaya hayranhğım ve ilgim orada başladı. Çok fazla incelediğim için kuş, bitki, börtü, hayvan çizerken çok rahatım. örneğin kirazı dalında yediğim için kiraz türlerini iyi biliyorum. Yani doğayı resmederken hayali ve gerçekçi olmayan şeylerüretmek zorunda dcğilim; çünkü onlann aslını gördüm, ınceledim. Ender Dandul: Hattabirdönem.aynntılı incelemek için hayvan bile kiraladı Feridun! FeridunOral: Doğru! Birdönem.yakınlaşabileceğim hayvanlan tanımak için yoğun çaba harcadım. Akşamlan eve dönerken hayvan kirahyordum. Bazen bir tavşan, bazen bir kuş, bazen fare, bazen de horoz! Birgecelik dostlanm oluyordu onlar benim. Bazen sa PAZARIN PENCERESİNDEN Zelzele olursa? SELÇUKEREZ iddi bir zelzele ile karşılaştıktan bu yana, gelecekteki depremlerde iv aynı felaketlere uğramamak için neler yaptık? "Erken uyan sistemleri"ne yatınm yapılacağını ilan ertik ve bazı binalanmızın kolonlannı çemberletip sarsıntılara daha dirençli kıldığımızı düşündük. Erken uyan sistemleri, depremi yaklaşık yedi saniye önce haber verirmiş; bunca yatınmın sağlayacağı bu yedi saniyelik zaman ıçinde kaçımız, hangi uykudan uyanıp, kaçıncı kattan inip güvenli bir yere sığınabilecek? Bu sayı pek az olsa gerek. Efendim, bu sistem elektrik ve doğalgazın kesilmesine olanak sağlarmış; peki borularda kalan doğal gaz, ınfilaka yetmez mi? Yurdumuz önemli deprem kuşaklarının üstünde bulunduğuna göre biz zaman zaman bazen çok ciddi boyutlardasarsılacağız.. Bundan kaçınamayacağımıza göre, depremde karşılaşacaklanmızın bir listesini çıkarıp yapılması gerekenlen düşünmemiz daha ussa yatkın olmaz mı? Boğaziçi Üniversitesi'nin Ekonomi Bölümü'nde görevli Matematik Profesörü olan Fuad Alaskerov, Moskova Üniversitesi'nde ve ABD'de California Institute of Technology'deki eğitimi sırasında özellikle "karar verme kuramı" konusuna eğilmiş. Baku doğumlu, Azerbaycanlı Prof. Alaskerov, Boğaziçi Üniversitesi'nde görevli Bilgisayar Mühendisliği, Inşaat Mühendisliği ve Yönetim bölümlerinde görevli hocalaıia beraber çalışarak bu kuramı, olası depremlerin farklı şiddetlerine dayalı senaryolara uygulayan çalışmalar yapıyor. Prof. Alaskerov'a bu konuda neler yapılması gerektiğini sorduk. Bu konuya, bizim Istanbul'da, Beşiktaş'ta yaptığımız gibi, mahalle ve mahallede küçuk yeıieşme birimleri düzeyinde yer alan tüm binalan yapı kategorilerine göre sınıflamalı ve bu nitelikteki binalann değişik şiddetli sarsıntılarda uğramalan muhtemel hasar değerlendirilmelerine göre karşılaşılabilecek yaralı sayısı hesap edilmeli. Bu yaralılann incinmelerinin muhtemel derece ve türieri de düşünülüp bunlan kimin, nerede, nasıl tedavi edeceği sorulan cevaplandınlmalı. Bunlara verilmesi gerekecek kanlann nereden nasıl sağlanacağı da düşünülmeli... Prof. Alaskerov, bu alandaki çalışmalannı, İstanbul Üniversitesi'nde görevli olan acil cerrahi bölümü hocalanyla işbirliğı yaparak geliştirmek için girişımlerde bulunduğunu da ekledi. 17 Ağustos 1999 depreminden sonra gerçekleşen her sansıntıda kamu önünde yapılan söyleşi ve oturumlarda işin bu yönü genellikle ele alınmıyor ve tartışmalar daha çok "depremzedelere sağlananlann yetersizliği" ya da "artçı mıydı, öncü müydü?" noktalannda odaklanıyor. Prof. Alaskerov'a bu konudaki düşüncelerini de sordum. Karar verme sistemleri üzerinde yeterince durmuyorsunuz. Bu alanda disiplinlerarası çalışmalar yapmıyorsunuz.. Oysa Rusya'da eskiden beri karar vermenin matematiksel temellerine çok büyük önem verilmektedir. öyle ki onlar 1956'da "sputnik"i atabilince, Amerikalılar, Ruslann böyle bir karar verme sistemine dayanarak oluşturduklan eğitim reformuyla bir hayli ilgilendiler. Ruslar, ihtiyaçlan realist olarak saptayan ve hesaba katan bir karar verme sistemi sonunda sekiz yıllık zorunlu eğitimi 1950'lerde uygulamaya başladılar. Altmışh yıllann sonuna doğru da on yıllık zorunlu eğitime geçildi. özellikle matematik, bu eğitimin son altı yılında ciddi olarak öğretilmektedir: Hem fen hem de edebiyat dallannda okuyanlann tümü bu konuyu doğru dürüst öğrenir. Eğitim kentte de köyde de aynı düzeyde verilir. Moskova Üniversitesi'nde öğrenciyken yatakhane komşum, Sibirya'da uzak bir köyden gelmişti. Orda eğitilmiş ve üniversitenin rağbet edilen bir bölümüne girebilmişti. Tatillerde köyüne, dört saat uçtuktan sonra bir günlük tren ve bunun ardından birkaç saatlik otobüs yolculuğu yaparak ulaşabiliyordu. 1960'larda yapılan değerlendirmelerde ortaokulların mezun ettikleri öğrencilerin kaliteleri yeteıii bulunmadığından matematik konusunda önemli bir kimse olan ve Rus Bilimler Akademisi üyesi Prof. Andrei Kolmogorof, Moskova The British Council SUNAR 9 Irmi'i? Video Sanatında 4 Ekim lar için nbul r mekan / bodrum kat Ankara duLcinea sanatlar için özgür mdkan ıkat meşelik sokak. 20 beyoğtu, istanbul 0212 245 1039/48/71 0212 2495570 '.dulcinea.org SALI ÇARŞAMBA PERŞEMBE 13:0022:00 CUMA CUMARTESİ 13:0002:00 Cumhurryet yakınlarında bulunan bir köydeki on yıllık ilköğretim kurumlanndan birinde gönüllü olarak ve hiçbir ücret almadan görev aldı. Moskova Üniversitesi'nden ona katılan birkaç arkadaşıyla bir sınıfı ilk yıldan ele alıp tam on yıl okuttular. Bu çalışmalan sonunda geliştirdikleri yeni sistem örnek alınıp her yerde uygulandı. Burada bir gerçeği vurgulamalıyız: İlk ve orta öğretimdeki yetersizlikler bu düzeyde görevli öğretmenlerden çok, bu okullann mezunlannı yüksek öğretimde değişik alanlarda değerlendirebilen üniversite öğretim üyelerince belihenebilir. Bu nedenle sorunlann saptanmasına ve çözüme onlann da katkıda bulunmalan şarttır. Okullannızda "karar verme kuramlan"nı öğretmezsenız, karaıiarınızı bu kuramlara uyararak veremezseniz ve önlemlerinizi yine "karar verme kuramlanna" göre alamazsanız sadece deprem konusunda değil, enflasyon, dış politika ve daha bir çok alanda karşılaştığınız güçlükleri nasıl aşabilirsiniz? Kendi ülkemden ayırt etmediğım Türkiye'nin, özlenen başanlarına ancak bu yolla erişebileceğini söylemek isterim.^