Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET DERGİ Yunus Emre Yümaztar (11 yaşında). Fotoğrafçı çocuklar Fotoğraf makinesine yabancıydı çoğu. Ama yoğun acının bir parçasıydılar. Depremin ardından yaşananlan kare kare fotoğrafladılar. Filmleri banyo ettiler. Şimdi de sergiliyorlar. ÖZCAN YURDALAN • • • D epremzede çocuklarla yapılan fotoğraf çalışması, 99'unEylül ayının son günlennde başladı. îzmit'te, Bekirpaşa Belediyesi'nin EskiCephanelikÇadırkenti'ndeydik. Dayanışma Gönüllülen, depremin ilk günlennde başlattıklan arama ve kurtarma çalışmalannı, "afet sonrası travma giderme ve animasyon faaliyetleri"ne dönüştürmüştü. Çocuklarla resim, heykel yapılıyor, oyunlar oynanıyor, koro ve tıyatro çalışılıyordu. Mevsım sonbahardı, denizcılerin terk ettıği eski cephanelikteki yaşlı ağaçlar yapraklarını dökmeye başlamıştı, çevredeki yamaçlarboydan boyamakilerlekaplıydı ve geceleri çakallann uluması gün ışıyana kadar kesilmiyordu. Şehnn hemen kıyısındaydık. "Eski Istanbul Yolu" yakınımızdan biteviye akıyordu. Ambulanslar ortalıktan çekilmiş, yardım kamyonlan yerini olağan trafiğe bırakmıştı. Günler, ölumlenn, kayıpların acısıyla geçiyordu. Belirsizlikten doğan bir tedirginlik hâkimdı kente. Önce deprem, sonra şehir içindekı yıkınhlarda çalışan kepçeler, dozerler, insanlann yıllardır alıştıklan sokak görüntülerini değıştırmişti. Sabahlan, evlerininkapısındançıkanlaryabancıbırortama gıriyorlardı. Çadırlardayaşayanlarısetamamen farklı bir hayatabaşlamışlardı. Ailenin özel dünyası ile dışandaki âlemi ıncecik bir bez parçası ayınyordu artık birbirinden. Kalın duvarlar, sağlam kapılar yerine sesi, ışığı, inıltiyı geçiren çadır bezi... Bir geçirgenlık hali yani, bir nevi şeffaflaşma; sınırların incelmesi... Günlükhayattakibumühimfarklılaşmayı, sınırlı ev mekânının dış dünyaya zorunlu açılma halini ilk fark edenler çocuklar oldu, bu durumdan sonuna kadar yararlanmayı da bildiler. Ardından kadınlar... Erkeklertedirginliklerıniüstlerindenbirtürlü atamadılar,yenibirsosyalleşmeçabasınaginşmedıler. Dayanışma Gönüllülen, çocuklara yönelık faalıyetler içınde bir fotoğraf atölyesi planhyordu. Eski Cephanelik Çadırkenti'nde çalışan Fransız insani yardım kuruluşu Enfants du Monde Droits de l'homme'un (Dünya Çocuklan Insan Haklan örgütü) fotoğraf projcsiyle birleşınce işe başlandı. Denizcilenn terk ettiği 4 numaralı fünye deposu onanlarak karanlık oda haline getırildi. îstanbul 'dakı fotoğraf çevrelenne bir çağn çıkanlarak araç gereç istendi. On gün içınde beş agrandizör, on beş kompakt fotoğraf makinesi ve yeterince ekıpmanıyla karanlık oda hazırdı. Sadece film kurutma dolabı eksik kalmıştı, o da eldeki ceset torbalanndan biri kullanılarak halledildı. Fotoğraf atölyesinde ilk çalışma 8 Ekim 1999 günü yapıldı. Proje 817 yaş grubundaki çocuklara ve gençlere yönelik hazırlanmıştı. Altı temel konu behrlenmışti. Sıyahbeyaz fotoğraftekniğı ve karanlık oda kullanımını tanıtan konulan işleyen çocuklar bır fotoröportaj konusu seçerek gerekçeleri ve altbaşbîdanyla defterlerine proje halinde yazıyor, atölyeden ödünç aldıklan kompakt makine ve filmle çekıme çıkıyorlardı. Filmler karanlık odada yıkandıktan sonra karta basılıyor ve çocuklar çekim sırasında yaşadıklannı yine defterlerine yazıyorlardı. Bu çalışmada, görsel ifade kadaryazıyla ifadeye de yer açıldı. Projenın amacı, sadece siyahbeyaz fotoğraf tekniğinı öğretmek değil, aynı zamanda fotoğraf düşünmek, tartışmak, bir algılama ve aktarma yöntemi olarak fotoğrafla çocuklan tanıştırmaktı. tlk dönem çahşmalan planlandığı gibi üç ay sürdü. Bu dönemde atölye 130 çocukla ilişkilendi, ancak tamamı sonuna kadar çalışmalarakatılamadı. Okullar açılıyordu, çadukent boşalıyordu, kışı geçirmek için daha uygun mekânlar aranıyordu. Fotoğraf çalışmasını 40 çocuk tamamladı. Sonuçta Bekirpaşa Eski Cephanelik Çadırkenti 'ndeki hayata dair zengin bir negatif arşivi ve bir sergi çıktıortaya. Sergi önce çadırkentteki Dayanışma Kütüphanesi'nde açıldı. 23 Ocak'ta tstanbul'a geldi. Şubatın 18' ine kadar Fotoğrafevi Ga Tuba Çetin (12 yaşında). Esra Alsancak (11 yaşında).