Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
13 ŞUBAT 2000. SAYI 725 bir örneği Emniyet' e mi gidiyor? Yani sizin üzerinizden bir suç işleniyor... Rektörlüğe bir dilekçeyle başvurup bir açıklama isteyeceğim: Bu bir belge olarak nasıl emniyetin elinde bulunabiliyor? Siz Süleyman Yeter dosyasını anımsıyormusunuz? Çok tipikti, o kadar travma bulguları vardı ki, kuşkuya yer verebilecek olaylardan değildi. Bazı olaylar vardır, çok behrgin değildir, otopsi eksiktir, bazı veriler aydınlatılamamıştır, bunda öyle değildi. Üstelikarkadaşlar bir gözaltı ölümü, aman sorun çıkmasındiyeçokaynhtıhyapmışlarotopsiyi, bütün bulguları tek tek yazmışlar, fotoğrafinı çekmişler. Siz raporu altı üye ile birlikte, oybirliğiyle imzalamışsınız, İstanbul Valisi de sizin işkenceyi belgelemenizden alınmış... Bu, adli tıp uzmanlanna yönelik baskının ilk defa yazıh hale getirilmiş hali. Görev yerini değiştiriıı diyor, gerekçesi de çok net: lşkcnce raporu verdı. lstanbul Valisi nasıl değerlendirir, bılgisi ne, uzmanlık alanı ne? Bızim raporumuzu değerlendirme yetkisi yok. Taraflı olduğumdan kuşkulanabilir, olabilir, o zaman der kı, ben bu raporun başkabirkurul tarafından değerlendirilmesini istiyorum. Butürraporlarıverenlerin karşılaştığısorunlarnedir? Biz eğitim de veriyoruz, orada pratisyen hekimlerinanlattıklan var. Birhekimhastayı gctırcn görevlınin belindekı tabancayı çıkanp masanın üzerine koyduğunu aktanyor. Birbaşkasında ise doktordan aldığı raporu geri getiren görevlı, "Bunda imla hatalan var, amirim bundan hoşlanmaz, bunu bir düzelt de bize böyle ver" dıyor... Bunu önlemenin yolu yok mu? Rapor görevliyle değil, bir kuryeyle savcıya gönderilirse bu tür baskılar ve müdahalelerkalkar... Valinin suç duyurusu gibi üst düzey baskılar... Bunun için de bir denetleme kurulunun oluşması gerekiyor. Biz bunu kezlerce önerdik, Türk Tabipleri Birliği bünyesinde, bilimsel yetkinliğe ulaşmış kişilerden seçilecek bir kurul oluşsun. Böylece hekimler hem denetlendiklerini bıldikleri için daha titiz raporlar hazırlayacaklar hem dc böyle bir baskı olduğunda denetleyıcı kurula bildirimde bulunabilecek, "ben bu raporu yazdım ama gerçekleri anlatamadım, baskı altında kaldım" diyebilecekler. Aynca eğer varsa hekimin o taraflılığı kurul tarafından görülebilecektir, çünkü veriler yetersiz yazılmışolacaktır... Bu size yönelik ilk baskı değil... Avukatlarının başvurusu üzerine Manisah gençlerle ilgili rapor hazırlamıştım, savcılığa suç duyurusunda bulunulmuş ama üniversiteden verilen bir rapor olduğu için görevsizlik kararı alınmış ve dosya YÖK'e gönderilmiş, henüz onunla ilgili bir karar yok. lstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri'ykenadli tıp kurumuyla ilgili özerk olması gerektiğine dair bir basın açıklaması yaptığım için Mehmet Ağar döneminde hakkımda bir soruşturma açılmış, uygulama Şevket Kazan' ın Adalet Bakanlığı dönemine denk düşmüştü. Bunun asıl nedeni de, Baki Erdoğan davasında tek kişilik şerhim olmasıydı. Travma nedeninin Dünya Tıp Bırlığı Tokyo Bildirgesi'ndeki işkence tanımıyla uyumlu olduğunu söylemiştim. Türkiye işkence yapıldığını kabul edip, kaldırma yolunda adımlar atmaktan söz ederken bu talihsizyazışmaları neye bağhyorsunuz? 15 Türkiye'de gerçekten işkencenin kaldınlması yolunda çalışmalar yapılıyor, bunlann içinde de yer alıyorum, lnsan Haklan Eğitıminin lOyılı Ulusal Komitesi içindeyim. tkı yıl önce başlayan bu çalışma insan haklan ihlallerini gerçckleştirebilecek görev alanlarında çalışan ınsanlann eğitimlerini planlıyor. Çok güzel bir çalışma, bir yandan bunlar sürüyor, ama bir yandan da var olan işkenceler gizlenmeye çalışılıyor. Neden? Bu ışkencenın doğasında var, tabii ki yapanlar gizleyecek. Hep tartışıhr işkenceyi yapan kişilerkımler.ruhhastalan mı? Hayır, bu işkencenin özelliğini gözden kaçırmaya yönelik bir tanım, sıradan, gündelik yaşamı içinde sağlıklı, çocuklan olan insanlar olduklannı bilıyoruz. Görev olarak yapıyorlar. Bu işi görev bilınciyle yapan kişilerin tepkı göstermcsı, ben görevımı yapıyorum, neden engellemeye çalışıyorsun demcsi ashnda çok sağlıklı. Ama olayın müdahili olmayanların tepkisi insani boyutun dışında... lstanbul Valisi'nin tepkisi de sağlıksız diyorsunuz... lstanbul Valisi benim de huzur ve güvenliğimden sorumlu. Burada bir tercih yapamaz, böyle bir hakkı yok. tşte burada işkenceyi örtbas etme kaygısı ortaya giriyor. İşkence tanısını koyanlara baskı yaparak işkence yokmuş gibi gösterme eğılimi görülüyor. Bu rapora itiraz biraz da bilime itiraz değil mi? rından, herbiri kendi alanında yetkin insanlar. Bilimin doğasında böyle birşcy yok, hiçbir bılim insani yönlendinlemez. Yapılan benim üzerimden hekimlere, bilirkişilere, bilim insanlanna bir gözdağı vermek. Bakın, böyle birşey yapmayın, doğru değil... İşkence önlenebilecek mi, nasıl? İşkencenin tümüyle ortadan kalkması tabii ki güç ama ben giderek azaltılabileceğini düşünüyorum. Bunda iyi hekimlikle, bilime güvenmekle, bilimi kullanmakla, tarafsız, nitelikli, nesnel değerlendirmelerle bizim önemli bir yer tuttuğumuzu düşünüyorum. Ama asıl olan işkence suçunu işleyenlerinmutlakagereklicezalanalmalan, bir daha bu işi yapamayacak konuma getirilmeleri... Yani, Türkiye'nin bir hukuk devleti olabilmesi için size ihtiyacı var... Adli tıp, bılırkışılık aslında yargının istinatduvan. Istinatduvanolmadansağlam ve güçlü bir şekilde ayakta durması mümkün değil. Bilirkişiliktenher zaman yararlanacak, bu ne kadar bilimsel, ne kadar nesnel ve ne kadar bağımsız olursa, o kadar güçlü ve sağlam bir istinat duvan olacaktır. Bunu gözardı ctmemek gerekiyor. Siz mesleğinizi nasıl tanımlıyorsunuz? Adli tıp şıddetle uğraştığımız için itici özellikler taşıyan bir uzmanlık alanı olarak değerlendiriliyor ama ben, çok ciddi bir şekilde koruyucu hekimlik hizmeti verdiğimizi düşünüyorum. Toplumu şiddetten korumak adına önemli bir yerde duruyoruz. Şiddeti tanımlayarak, izleri saptayıp belgeleyerek bu şiddetin yinelenme olasılığını azaltıyoruz çünkü verileri saptayıp yargının şiddeti uygulayan kişilere ulaşmasmı sağlıyoruz. Ilk bakışta tedavi edici özelliği yok gibi görünüyor ama toplumu şiddetten korumasının yanında, şıddete maruz kalmış kişilerin uğradıklan zarann yargı tarafından karşılanmasını, o kişinin sağaltımını, topluma daha sağlıklı insan olarak dönmesini sağlıyor. Suçlamalarda solcu kimliğinize de bir saldırı var... Solculuk çok kolay saldınlabilecek bir alanmış gibi düşünülüyor. Türkiye 'de böyle bir yanlışhk var, herkesin bir siyasi kimliği var, kimisi sağ görüşlü, kimisi sol görüşlü olabilir. Ama insanlann gözünde sol görüşlü olmak daha baştan bir suç işlemış imajı oluşturuyor. Hiç de öyle olmadığını, tabii ki ben kendi adıma söylüyorum. Ben sol görüşlü bir insanım, bunu da herhangi bir biçimde gızlemiyorum. Gündelik yaşantımda, okuduğum kitaplarla, izlediğim filmlerle, tiyatrolarla, çocuğumla, öğrencimle ilişkimde doğal olarak bu görüşümün izdüşümünü gösteriyorum. Bunun mesleki alanda izdüşümü bü işi iyi yapmak olarak var. Ben işimi çok iyi yapmalıyım, çünkü ben bu dünyanın daha güzel, insanlann daha huzurluve mutlu olması gerektiğini düşünüyorum. Bu benim siyasi görüşümden kaynaklanan bir tavır ama benim vermiş olduğum raporla herhangi bir şekilde ilişkilendınlcmez. llişkilendirilmemesi de zorunludur. Eğer öyle birşey yapıyorsam, bu saptanıyorsa bu konuda yargılanmahyım, hatta yargılanmamı istemeliyim. Böyle bir olay mümkün degil, benim karşıma bu ülkedeki hangi siyasi görüşten kim gelirse gelsin, ben tıbbi olarak onda ne saptamışsam onu tüm açıklığıyla ifade eder ve raporuma geçiririm, çünkü ben biryemınettim.Tarafsızolacağımı, dil, din, cinsıyet ayınm yapmayacağımı söyledim. Bu aynmlan yapmamamın nedcnlerindcn biri de suç oluşturduğu düşünülen dünya görüşümdürdıye düşünüyorum. Böyle bir ayırımı yapmam çünkü benim daha iyi bir dünya talebıme denk düşmez. ^ Süleyman Yeter işkence sonucu öldü. Öyle ve aslında yapüan iyi hekimliğe saldın. Çünkü orada yaptiğımız iş aslında sadece iyi hekimlik kaygısıy la yapılan bir iş. Bütün venleri titizlikle saptamak, değerlendirmek, yorumlamak... Bu nedenle iyi hekimliğe saldırı. Aynca bana yönelik suçlamada şöyle bir ifade var: Adli tıp kurumunda lider konumuyla diğerlerini yönlendiriyor. Kurumda çalışan insanlar tıbbın değişik alanla tşkenceyapanpolisleryargüanırken meslektaşlanSüleymanYeter'inyakınlannt taciz etti. Prof. Fincancı AGtTsürecinde insan haklan konulu loplantıda konuşurken..