Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
13 ŞUBAT 2000. SAYI 725 teklerinin kendilerininkinden farklı olabileceğini öğrenmişlerdir. Bu durum gündelik yaşamda da çarpıcı bir biçimde karşımıza çıkar. Annebabalann tümü "korkunç ikileri" çok iyi bilirler ve onlardan ürkerler. Bir yaşındakiler yasaklanmış nesnelere karşı dayamlmaz bir istek duyarlarken,ikiyaşındakileringözlerini"kanbürümüştür"; bunlar yasak nesneye bakma zahmetine bile katlanmadan, gözlerinizin içine baka baka ellerini uzatıp onu kavrayıverirler. Ne var ki, bu şeytanca davranış oldukça mantıklıdır. Brokoli deneyi çocuklann istekler arasındaki farklı I ıkları ancak 18 aylıkken öğrenebildiklerini ortayakoyuyor. Korkunç ikiler ise sanki bu görüşü sistematik bir biçimde araşünyorlarmışçasına davranırlar. Yeni yürümeye başlayan bebekler başkalannın isteklerinin kendi isteklerinden ne ölçüde farklı olduğunu kavramaya çalışırlar. Gözleri, lambanın kordonu yerine, büyüklerinin üzerine çevrilmiştir, çunkü büyüklerin tepkileri onlar içinçok daha ilginçtir. Iki yaşındakiler, çocuklann öteki insanlan anlama gereksinimiy le onlarla birliktc mutlu bir yaşam sürdürme gereksinimi arasındaki çelişkiyi yansıtırlar. Bubağlamda çocuk filizlenmckte olanbirbilim adamı ise, annebabalar da kobay konumundadır. Oyuncağını sakla... tki yaşındakı çocuklargörsel algılann nasıl işlediğini de öğrenmck zorundadırlar. Yeni yürümeye başlayan çocuklar saklambaç oynarlar, ama bu oyunu pek de beceremezler. Buyaştakilcr saklambaç oynarlarkengenellikle başlarını masanın altına gizleselcr de, popolan açıkta kalır. Laboratuvarımızda çocuklann bir şeyleri saklamayı ne zaman öğrendıklerini araştırdık. Diyelim ki, masanın bir ucuna çocuğu otuttuk, ötcki ucuna da biz geçtik. Ardından masanın üzerine bir ekran bir de oyuncak koyup çocuktan oyuncağı bizden saklamasını istcdik. 24 aylık çocuk oyuncağı ekranın bizc dönük olan tarafına koyacak, böylelikle onu bizden değil, kendisinden gizleyecektir. Ama üç yaşındaki çocuk doğru tcpkiyi verecek, oyuncağı kendisinin görebildiğini, ama benim göremediğimi söyleyecektir. Ne varki, üç yaşındakiler de sorunu tümden çözmüş sayılmazlar. Büyüklerin farklı şeyleri görebildiklerini bilirler, ama dünya ile ilgili görüşlerimizin yanlış olabüeceğiniakıllannabilegetirmezler. Bu konuda çok beylik bir deney yapabilirsiniz. Üç yaşındaki çocuklara kapalı bir çikolata kutusu verirsıniz ve kutuyu açtığında içinde kalem olduğunu görür. Bunun üzerine çocuğa yuvadaki bir başka çocukla ilgili bir soru sorarsınız: "Sizce Nicky kutuda ne olduğunu düşünecek, çikolata mı, yoksa kalem mi?" Üç yaşındakiler Nicky 'nin kutuda kalem olduğunu söyleyeceğini belirtirler ve Nicky'nin de büyük bir olasılıkla kendi düştükleri yanılgıya düşeceğıni kestiremezler. Dört yaşındakiler ise kutunun üstündeki resmin Nicky'yi yanıltacağını bilirler. Çocuklar da, tıpkı bilim adamlan gibi, yanlış kestirimlerde bulunduklannda kuramlannı tümden değiştirirler. "Yanılgı sonucu inanç" deneylerinde çocuğa doğru yanıtı vermek bir işe yaramaz. Çocuklar, bilim adamlan gibi, önce karşıt ipuçlanna şiddetle direnirlcr. Uyguladığımızdeneylerçokküçük yaştaki çocuklann bıle yeni ipuçlan ışığında kestirimlerini değiştirme yeteneğine sahip olduklannı ortaya koyuyordu. Dahası, başkalannınnedenli önem taşıyabileceğini gözlerönünc seriyordu: Erişkinlerin davranışlan çocuklann doğru yanıtı bulmalarına yardımcı olmuştu. Gerçi deneyleri uygulayan bizler, bu işin uzmanlanydık. Pcki, büyükler gerçekten çocuklann günlük yaşamlanndakimi doğrulan bulmalanna yardımcı Bebekler de birer bilim adamı gibi. Onlar gibi düşünüyor, gözlüyor, kuramlar oluşturuyorlar... oluyormu? Sonaraştırmalaröyle olduğunu gösteriyor. Bunun en çarpıcı örneklerinden birtanesi de büyüklerin küçüklere seslenirken kullandıkları gülünç, şen şakrak ses tonu. Bubirbakıma utanç vericı konuşma bıçımi çocuklann dille ilgili sesler arasında bir aynm yapmalanna yardımcı oluyor. Benzer biçimde, annebabalann akılla ilgili konuşmaları da, görünüşe bakıhrsa, çocuklann gündelik ruh durumlannı etkiliyor. Bu yeni görüşün sonuçlan nedir? Araştırma, bebeklerin daha zeki olmalannı sağlayacak bir dizi örnek davranış olduğu anlamınagelmiyor. Bebekler zaten olabilecekleri denli zckiler. Günlük yaşamlannda oynadıklan oyunlardan ve çevrelerindeki insanlannkendilennegösterdiklcn ilgıden bir şeyleröğreniyorlar. Araştırma, çocuğun ilk üç yılının öğrenme açısından "kritik bir dönem" olduğu ve her çocuğun bir dizi deneyimden geçmesi gerektiği anlamına da gclmıyor. Çocuklar, üstüne üstlük erişkinler bıle, yaşamlan boyunca öğrenmeyi sürdürürler. Araştırma kesinlikle annelerin işlerinden aynlmaları anlamına gelmiyor. Küçük çokunç bir baskı altında olduklan bir dönemde ortaya çıktı. Çocuklanyla birlikte olabilmek için işverenlerinden izın alan annebabalar ödül lendiri leceklerine, bugün bi lc cezalandınlıyorlar. Çocuk bakımıyla uğraşanlar, çok düşük birücretle çalıştıklan yetmiyormuş gibi, bir de aşağılanıyorlar. Çoğu annebaba cuklara ılgi duyan ve onlann nelerden hoşlandıklannı kestırebılen hcrkes çocuk eğitebilir. öte yandan, araştırma, bebekler ve küçük çocuklara bakmak gibi gündelik ve sıf adan bir işin gerçekte dünyanın en önemli işi olduğunu ortaya koyuyor. lnsanoğlunun bu denli birikime sahip olması, büyüklerin çocuklann bakımına harcadıklan yoğun çabanın bir sonucu. Ne ganptir ki, bu yeni bilimsel bakış açısı küçük çocuklar ve annebabalann kor işiyle çocuklan arasında bir denge kurmaya çalışırken bınbır sorunla da karşı karşıya geliyor. Bebeklerin öğrenmelerini gerçekten istiyorsak, o zaman video kasetler ve kartlardan sıynlıp ücretli anncbaba izninin geçerli olduğu, kamu destekli, esnek iş koşullannın uygulandığı, yükseknitelikli bir çocuk bakımı için kolları sıvamamız gcrekiyor.^ The Guardian 'dan çeviren: RİTA URGAN