30 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

23OCAK2000.SAY1722 cü etkisinin daha fazla olması. Bu özelliği kazandırmak amacıyla tüfeğin içine yivli bir sistem oturtuluyor olması fıyatını da arttınyor. Yivsiz tufeklerin fiyatı 70 ile 150 milyon arasında değişirken yivliler, 550 milyondanbaşlıyorve 1 mılyara kadar çıkabiliyor. Verüeribirleştirdiğimizdekarşımıza ruhsat sahibi olan 2 milyonu aşkın ınsan çıkıyor. Bu sayı yalnızca yasal yollardan silah sahibi olanlan gösteriyor. îşin bir de arkayüzübulunuyortabii. Silah satıcılanpiyasada yaklaşık 3 milyon da ruhsatsız silah olduğunu söylüyorlar. Ülkemizdeki bu 5 milyon silahb insanlar ordusuna katılım, yasal veya yasal olmayan yollarla gün geçtikçeartıyor. Silahı en çok hangi meslek grubundaki insanlann tercih ettiğine ve hangi marka silahlann satıldığına gelince, Genel olarak aşiret ve mafyaya mensup insanlann başını çektiği silahlılar ordusunun meslek grubu içinde işadamlan, petrolcüler, kuyumcular, döviz alım satımı yapanlar, borsacılar, üst düzey kamu görevlileri de yerahyor. Ruhsat sahibi bu insanlar tarafindan en çok Smith Wesson, Browning ve Beretta marka silahlar tercih ediliyor. Makine Kimya Endüstrisi tarafından ithal edilen bu silahlann fıyatlan, markalanna ve modellerine göre değişiyor. En ucuzu 300 milyondanbaşlıyorve I milyar lOOmüyonakadar çıkıyor. Parası olan ruhsath ve paralı silahlan tercih ederken parası olmayanlar ise "benim de silahımolsun" düşüncesiylehareketederek satışı serbest olan kurusıkı tabanca alıyor. Kurusıkı tabanca, tüfek ve mermi MKE' nin verdiği izinle açılan silah bayilerinde satılıyor. Hemen hemen her semtte bulunan bu bayilerin vitrinlerini çeşitli boyutta tüfekler, çeşit çeşit silahlar ve değişik büyüklükte mermiler süslüyor. Bay ilenn ıçi de vitrinleri gibi silahlarla donatılmış durumda. Içeriye girdiğinizde kendinizi bir cephanelikte buluyorsunuz. Namluları size dogru uzanmış tüfekler, kavanozlara doldurulmuş mermiler, değişik büyüklükte silahlar... Bayide çalışan Cengiz Içöz, bıze silah pıyasası hakkında bilgiler veriyor, müşten tiplerinı anlatıyor. . " Silahın hiç bitmeyecek bir pazan vardır. Her dönemde her kesimden ahcısı olur. Öyle ekonomik kriz, enflasyon bu pıyasayı fazla etkilemez, zengini de gelir garibanı da. Çünkübizimtoplumunerkekleri silahaçok meraklı, hepsi istiyor ki belimde bir silahım olsun. Maddi durumu pek de iyi olmayanlar kurusıkı tabancayayöneliyor. Ashnabakarsanız kurusıkılar da ucuz değil, fiyatlan 150 ile 250 mark arasında değişiyor." Içöz'ün de işaret ettiği gibi parası olan istedikten sonra çok rahat silah sahibi olabiliyor. Bayilere yalnızca mermi ihtiyacını karşılamak için gidiyorlar. tçöz, dükkâna gelen müşten profilini şöyle çiziyor: "îyi giyimli, zengin insanlar da geliyor ama en çok da gariban görünümlüler geliyor. Adamın ayakkabısı y ırtılmış, üstü başı eskimiş ama tüfek almaya geliyor, cebindeki parayı verip gidiyor. Eve yiyecek almaya belki parası yok ama yine de geliyor. Bazen adamın haline acıyorum, 'amcane diye tüfeğeparaveriyorsun' diyorum. 'Herkeste varbende niye olmasın' diyor." Piyasada ruhsath silah kadar kurusıkı tabanca da bulunuyor. öldürücü etkisi olmayan bu silahlarla yakından ateş edildığinde deride yakma yapabiliyor. Büyükler tarafindan "görüntü" amacıyla bele takılan kurusıkılarkimi zaman da crgenlik dönemındeki erkck çocuklara hedıyc olarak sunuluyor. Küçük erkck çocuklann olmazsa olmaz oyuncaklan arasında silah.^ 9 Kasım 1993'te kurulan Umut Vakfı, toplumu bireysel silahsızlanmaya çağırmak ve şiddet toplumu olma yolunda ilerleyen toplumu silahlanmaya karşı örgütlemek amacında. Vakfın kurulmasına neden olan çıkış noktası bilinçsiz silah kullanımıyla ilgili olarak gelişen ve ölümle sonuçlanan bir olay. O dönemde basında fazlasıyla yer alan bu trajik olayı kısaca hatırtayalım: Dedemanlar'ın torunu Umut önal, 28 Eylül 1993 günü okul arkadaşı Melih Turgut'la şakalaşırken öldü. Babasına ait silahla önal'a şaka yaparken ölümüne neden olan Turgut, savunmasında silahın babasına ait olduğunu, amacının öldürmek olmadığını söyledi. Yaşının küçük olması ve hâkimlerin olayın bir kaza sonucu meydana geldiğine kanaat getirmeleri sonucunda önal'ın ölümüne neden olan arkadaşı 18.5 milyon ağır para cezasına çarptırıldı. Bu olaydan sonra anne Nazire Dedeman, başkanlığını üstlendiği Umut Vakfı'nı kurdu. Vakıf, kuruluşundan beri silahsızlanmayla ilgili etkinlikler düzenleyerek kamuoyu yaratmaya; insanlan silahsızlanma hakkında bilgilendirmeye ve bu konuda toplumu aydınlatmaya çalışıyor. Bu amaçla çeşitli etkinlikler, yanşmalar, konferanslar, seminerier düzenliyor. Vakfın Genel Koordinatörü Güzin Tan, yaptıklan çalışmalann amacını şöyle anlatıyor: "Bu konuya kamuoyunun dikkatini çekmek, bir parça da olsa ülkedeki silahlanmanın önüne geçmek ve yasa koyuculan, uygulayıcılan harekete geçirmek için çalışmalar yapıyoruz. Ve istiyoruz ki, ülkemizde silah daha az kullanılsın, insanlar bu nedenle ölmesin ve bu konuda daha caydıncı daha geçerli cezalar konulsun." Vakfın 1997 yılında düzenlediğı "Silahın Şakası Yok" konulu karikatür yanşması çok beğenilmiş ve katılan eserierden bir sergi oluşturulmuş. Tan, bu sergınin halen Istanbul, Izmır, Ankara, Bursa ve Adana gibi illerde dolaştığını söylüyor. Vakfın bir de "Yurttaşlık Projesi" adını verdiği bir çalışması var. Bu projenin amacı insanlar arasında sağlıklı iletişim kurmak. Sorunlann çözümünde şiddet kullanmamak için kişinin kendini iyi ifade etmesi gerekli diyen Tan, bunun için eğitimin çok önemli olduğunu vurguluyor "Eğer çocuklarımızı kendini iyi ifade edebilen bireyler olarak yetiştinrsek Güzin Tan büyüdüklerinde somnlannı şiddetle çözümlemek yenne konuşarak halletme yolunu seçerier. Bu amaçla çocuklar için 'Yurttaş Olmak' ısimli bir kitap hazırlattık." Sözünü ettiği bu kitap Anadolu Üniversitesi Eğitim Bilımleri Fakültesi'nde görevli Prof. Dr. Ipek Gürkaynak ve 6 eğitimci tarafından hazırlanmış ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yardımcı ders kitabı olarak önerilmiş. Vakıf bu çalışmalann yanı sıra aynca 28 Eylül'ü "Bireysel Silahsızlanma" günü olarak kutluyor. Tan'ya göre insanlar silahı savunma amacıyla satın ahyoriar ama genel olarak saldın amacıyla kullanıyoriar. Mutlak surette bu durumun önüne geçilmelı diyen Tan, ülkemizde ve özellikle son dönemde Amerika Birleşik Devletleri'nde yaşanan lise cinayetlerine dikkat çekiyor: "Yetişme dönemindeki çocuklann bile eline silah geçiyor, onlar da bunu arkadaşlanna, öğretmenlerine yöneltebiliyor. İnsanlar bu kadar kolay siiaha ulaşmamalı, silah yalnızca gerekli kişilere verilmefi ve yetkin elde bulunmalı. Bunun içinde ruhsat alma şartlan daha zortaştınlmalı." Tan, ruhsat sahibi olma şartlannın zorlaştınlması yanında silahla işlenen suçlara daha ağır cezalar getirilmesi gerektiğinin altını çiziyor. Bunun için de kanunlann yeniden gözden geçirilmesi gerektiğine inanıyor. "Türkiye'de silahlanma zor bir şey değil, ruhsatı çok rahat alabiliyorsunuz. Hatta kımı zaman devlet tarafından silahlandınlıyoruz. Bunun somut bir örneği de var. Silahın yasal satıcısı olan Makine Kimya Endüstrisi, ellerindeki fazla silahı tüketmek için 1998 yılında tüm devlet dairelenne bir genelge gönderdi. Bu genelge ile çalışan memuıiara taksitle silah satışını önerdi. Bu, devlet eliyle silahlandırmak demektir." Umut Vakfı, Istanbul Barosu'na müracaat ederek silahsızlanmayı sağlamak için birtakım araştırmalar yapmalannı rica etmiş. Baro, öneriyi olumlu karşılamış ve bir çalışma grubu kurarak işe başlamış. Baronun yaptığı çalışmalann amacı, son 10 yılda silahla işlenen suçlan, cezalan ınceleyerek Türkiye'nin silahla ilgili profilini ortaya çıkarmak. Böylece sonuçlardan yararlanılarak yasa koyuculardan daha geçerli yaptınmlar talep edilecek. Istanbul Barosu'nun silahla işlenmiş suçlann istatistikleri şöyle: İşlenmiş olan her 100 adam öldürme suçundan 68'i, her 100 gasp suçundan 4O'ı ve her 100 ciddi yaralama suçlarından 25'i silahla işleniyor. Bu da demek oluyor ki 'örf âdettır' deyip savunma amacına hizmet ettiği bahaneleriyle bele takılan, evlerde, işyerierinde bulundurulan silahlar hiç de amacına hizmet etmiyor. Silah, can alıyor, yaralıyor ve acılar yaşatıyor. Silahın şakası yok, öldürüyor!^ NEDEN SİLAH? Toplumdaki siiaha karşı bu yoğun ilginin ve hızla devam eden silahlanmanın psıkolojik nedenlerini Prof. Dr. Özcan Köknel anlattı. "Kişinin, var olan kurum ve kuruluşlara güvenmemesinden kaynaklanan kendini ve sevdiklerini ancak kendisinin koruyabileceğinı düşünmesi kişiyi silah sahibi olmaya iten en önemli neden. Bir de yaşanılan toplumda silah simgesel değer taşıyorsa bu durum özellikle o toplumun erkeklehni silahlanmaya özendirir. Çünkü o toplumda, kendisine saygı duyulmasını isteyen erkekler silahlanmak isteyecek, karşısındaki ınsana kendı gücünü kanıtlamak amacıyla da yeri geldiğınde silahım kullanmaktan kaçınmayacaktır." Bir toplumda yaşayan insanlan silah sahibi olmaya yönelten genel nedenleri böyle açıklayan Köknel, bu her iki durumun da toplümumuzda var olduğunu önemle vurguluyor "Işte bu sebeplerden dolayı biz son 20 yıldır hızla silahlanan, sorunların Prof. Dr. Özcan Köknel çözümünü şiddette arayan 'bir şiddet toplumuna' dönüşüyoruz. Aramızda sağlıklı iletişim kuramıyor oluşumuz bizi iletişimi şiddette aramaya yöneltiyor. Insanlanmız şiddeti bir sorun çözümü, engel aşımı olarak görüyor ve yaptınm gücü daha etkili olduğu ıçın şiddeti kullanarak istediğıne ulaşacağını düşünüyör. Şiddeti kullanan kişi karşısındakine istediğini yaptınyor; böylece kendini daha güçlü, güvenli hissediyor. Toplümumuzda bu nedenle de silah kullanımı yaygınlaşıyor." Silah kullanımının aynı zamanda sosyal nedenlerden de kaynaklandığını belirten Köknel, şiddet toplumuna dönüşen bir görüntü çizmemizin temel nedenlerini hızlı nüfus artışına, göçlere, enflasyon ve işsızliğe bağlıyor. Insanı silah kullanmaya iten nedenlerin yanında bir de bunlar da var olunca kişi 'güvenliğimi ancak ben sağlayabihrim' düşüncesiyle hareket ediyor ve sılahlananlar ordusuna katılıyor.^ ,
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle