Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
23 OCAK 2000. SAY1722 NASIL BİR TARZAN? Disney yine kendini aşmış, "önceki filmlerinden çok daha güzel" dedirten bir film yapmış. Tiplemeleri, görsel efektleri, doğruluğu tartışılır olsa bile konunun 1 işlenişi günümüzün çağdaş Tarzan ını oluşturmuş. Filmde önceki Disney filmleri ile benzeriikler gösteren kimi öğeler de yok değil. örneğin Jane'in babası Prof. Archimedes, "Gönülsüz Ejderha" filminin şövalyesi Sir Giles ile "Taştaki Kılıç" filminin sihirbazı Merlin'in bileşimi. Onlar gibi kar beyazı pos bıyıklan var, onlar gibi telaşlı ve heyecanlandığında kekelıyor. Aynı şekilde tüm diğer Disney fılmlerınde tekrarlanan komik öğeler burada da yoksun değil. "Güzel ve Canavar"ın sevimli yaramazı Çaydanlık, Aslan Kral'ın serkeş Timon'u ile nahoş kokulu, saf ve iyi yürekli Pubma'sı, Anastasia'nın şirin köpeği Pooka gibi yakın ve komik arkadaş klişeleri bu filmde de eksik değil. Kahramanı çok seven, sürekli onun korumasını iş edinen, ama bu arada beceriksizlikleri ile salondakileri kahkahaya boğan Terk ve Tantor karakterlerı gibi. Filmin başında Kala'nın Tarzan'ı bulup gorillerin arasına getırdiğinde Terk'ün gözlerini fincan gibi açarak, saf saf "Bu da ne?" demesi unutulmazdı, sonuç olarak salonda bir kahkaha seline yol açtı. Aynı şekilde Tarzan'ın arkadaşları (çete) bilimcilerinin kampını basıp, ellerine geçen her şeyi talan ettiklerinde, Terk'ün bir gramofon borusunu Tantor'un hortumuna geçirip, Tantor'un da büyük bir ustalıkla jazband yapması müthiş eğlenceliydi. Salondaki çocuklann yarısı koltuklannın tepesinde dikilmiş dans ediyordu, görmeye değerdi. Eski Disney filmlerinden aşınlmış izlenimini veren bu sahnelere karşın, Disney' in bu filmde yeni bir şeyler denediği de ortada. örneğin bu kez geleneksel Disney müzikali havasından uzaklaşmışlar. Filmde yine unutulmayacak ezgiler var elbet, Phil Collins'in besteleri, kimini kendisi, kimini Rosie O'Donnel seslendirmiş. Ancak bunlar hep arka planda kalıyor. Yani kahramanlar şarkı söylemek için konunun akışını bölmüyorlar. Yaşı biraz büyükçe çocuklar bundan pek hoşlandılar. Aynca bir insanmış. Tarzan' ı anlayabilmek için daha önce yapılmış Tarzan fılmlennden uzak durmuşlar, ancak goriller üzerine araştırmalar yapan Jane Goodall ve Diane Fosse'un çalışmalarını derinlemesine incelemişler. Bu da yetmemiş, gorillerin grup halindeki yaşamlanna tanıklık etmek için Afrika'ya gitmişler. Böylece ormanda yaşamayı becerebilen bir insan yavrusununruhunuyakalayabildiklerine inanıyorlar. Kuşkusuz bunu yaparken filmin gerçek izleyicilerinin çocuklar olacağını akıllanndan çıkarmanuşlar. Filmin tonunu belirleyen de buolmuş. Çocuklann izleycceğiDisney'in Tarzan' ı, ormanda yaşam kavgası veren bir vahşinin şiddet dolu, maço davranışlanndan çok, genç, dinamik, yaşamdan zevk alan, mizah unsurunu y akalamış bir kişı olmahymış. Onlara göre genç beyinlerin Pamuk Prenses'teki cadıdan, Pinokyo'daki balinadan korkmamalan gerekiyormuş. Mizah unsurunun dozunu da iyi ayarlamak gerekirmiş, yoksa komediye dönüşebilirmiş fılm. Sonuçtaortayazevİdeizlenenbirduygusalmacera filmi çıkmış. Disney filmlerinin gedikli kadın şarkıcısı haline gelen Celine Dion'un dışında bir ses dınlemek de hoştu doğrusu. Filmde Tarzan'ı seslendiren Goldwyn, yıllarca goril olduğunu sanarak yaşamış, bir gün kendi türünden birileri ile karşılaşıp goril olmadığını anladığında kargaşaya düşmüş bu iyi yürekli, saf orman gencinin şaşkınlığım son derece başanlı bir şekilde veriyor. Tıpkı goriller gibi ellerinin eklemleri uzerinde dört ayak yürüyen bu gencin kendi türünden Jane'le karşılaşması ise görülmeye değer ayrı bir şölen. Yıllar önce, goril annest Kala ile Kerchak'in neden bir türlü onu gorillerin arasına kabul etmeye yanaşmadığını konuşurken, Kala Tarzan'ın başını elleri arasına alarak "Bak, kaç gözün var, iki, benim kaç gözüm var, iki. Kaç kulağın var, iki, benim de. Kaç burnun ve ağzın var, aynı benim gibi. Şimdi kulağını göğsüme koy ve dinle, ne duyuyorsun? Kalbimin atışlannı, aynı seninki gibi" diyerek Tarzan'a aslında gorillerden hiç de farklı olmadığının dersini venmişti. Şimdı Tarzan kendısine çok benzeyen bu yaratığın başını elleri arasına alarak aynı ıncelemeyi yapıyordu. Jane'in kalbi de aynı Kala'nınki gibi atıyordu. Ancak bir tek fark vardı. Yıllar önce bütün bu benzeriikleri saptamalanna karşın, Tarzan elini Kala'nın pençesinin içine koymuş ve ona yine de farkımız var demek istemişti minik eli, dev gibi pençenin içinde yitip gittiğinde. Şimdi ise elinin ölçüsü, kendi elinin ölçüsüne uyan bir yaratık vardı karşısında. Bu keşif anının heyecanını Jane'de de görüyoruz. Genızden gelen bir alto sese sahip olan Minnie Driver, bu dik başlı, özgür ruhlu, neşeli kızı çok iyi canlandtrıyor. Onun gelişmiş Batı dünyasının sakıncaları oimadan bedenine dokunmasından hem hoşlanıyor, hem ürküyor. Tarzan'ın, Jane'i babunlann elinden kurtardığı sahneler adrenalinin başını alıp gittiği anlar. Sinema salonundaki çocuklan artık koltuklannda zaptetmek mümkün değil. Anneler artık onlan susturmaya çalışmaktan çoktan vazgeçmiş, Tarzan ve Jane'le biriikte ağaçtan ağaca uçan, kayan, düşen çocuklannı izliyorlar şaşkınlıkla.^ Çlzgf ustası... Artık sıra şekillenen Tarzan kişiliğinin çizgiye dönüştürülmesine gelmiş. Disney imparatorluğunun baş çizgıcisi Glen Keane, tıpkı bir hayvan gibi hareket edebilen bu yaratığı hakkınca çizebilmek için kalemi kâğıdı toplamış, soluğu Uganda'da almış. Gorilleri, leoparlan, şempanzeleri kendi doğal ortamlarında gözlemlemiş, çünkü Tarzan bu hayvanlar gibi hareket ediyormuş. Keane, Weismüller'in canlandırdığı Tarzan' ın hiç de dınamık olmadığını, ormanın içindeki hareketlerinin son derece mekanik olduğunu söylüyor. Weismüller Tarzan'ı bir yerden bir yere yalnızca ulaşım amacıyla gidiyor, bunu da yapmak zorunda olduğu için yapıyormuş. Oysa Keant'in Tarzan'ı ormanda yaşamaktan mutlu, son derece dinamik, güçlü, orman içinde agresif bir yapı sergileyen bir Tarzan olmalıymış. Tam bu noktada beklenmedik bir kaynaktan bir esin gelmiş. Keanc'in 15 yaşındaki oğlu her allahın günü kaykay ıyla kaymaya gidiyor, her akşam da yara bere içinde, blucinleri paralanmış olarak eve dönüyormuş. Max'e bu eziyete ne gcrek olduğunu sorduğunda da "Ne eziyeti, korkunç keyif alıyorum ben bundan" yanıtını ahyormuş. Keane'ındeçıkış noktası iştebusözlerolmuş. Ona da ormanda hareket ederken eğlenebılen, bir yerden bir yere giderken bunun keyfini çıkaran bir Tarzan figürü gerekli imiş. Oğlunun hareketlerini izlemiş bir süre. Merdivenlerden inerken sanki kayıyor, masaya otunnaktansa çöküyor, köşeleri dö m* Disney'in Tarzan projesi dört yılda gerçekleşti. Filminyapımcıları Tarzan'ı John fVeismüller'ingöigesinden kuriarmayı amaçladdar.