23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

CUMHURtYET DERGİ 666 sayısına kafayı takmış Dünya çapındakî ünü sönünce pek de tökezlemediğini îngiliz pop yıldızı olarak tanıyoruz: Demis Roussos ^ • * emis Roussps kaftanlajdan söz etmek istemiyor, Kaftanjargeçmişte kaldı, geçuu j ise ajtif uzaklarda bir ülke, diyor. Gümüş rengi atkuyruğu ensesinde yaylanıyor. Garip bir saç bıçimi başının ön bölümü bomboş, arkasında ise yığınlasaç var. Altm sansı düğmeli ceketi ve görkemli göbeğiyle tam bir diktatör havasında. Olsa olsa, sevginin diktatörü olurdufyerhalde."Bir dakika" deyip yatak odasına geçiyor ve beş dakika boyunca telefonda birisiyİe bağırabağıra Fransızca konuşuyor. Roussos yedi dil biliyor. Odaya dönüp Îngiliz pop müziği tarihine nasıl katkıda bulunduğunu kısaca özetliyor. "Bu ülke benim için son derece önemli. 1975 'te beş albümüm en iyi 10 arasına girdi. Hem de beşi aynı zamanda. Dahası, bunlardan birtanesi hem bir numaralı albüm, hem de birnumarah "single" oldu. Adım bir ya da iki kez Guinness Rekorlar Kitabı'na geçti. 75 'te en iyi erkek sanatçı, en iyi single ve en iyi albüm ödüllerini aldım. Abba topluluğu ve ben tüm ödülleri silip süpürdük, hah hah ha!" Olağanüstü bir yıldı. 1975 güzünde hiç kımsenin adım bile duymadığı hamıle giysili iri yan adam '76 yılının sonunda bir söylenceye dönüştü ve bu söylencesel kişiliğini günümüze dek sürdürdü. "Forever and Ever" adhparçasıhemenhemenherkesinbelleğine kazındı. "Sonsuza dek benim biricik sevgılim olacaksın" diye giden, duygu yoğunluklu, sıradan bir parçaydı bu ve eleştirmenler tabii ki dalgalanru geçti ler. The Sun gazetesi ondan "ciyaklayan dev" diye söz ediyor, Miki Fare ile Moby Dick kırması bir şey olarak nitelendiriyordu. Tamtımını yapanlar onun müziğini "Bizans ilahileriyle ezanın bir harmanı" olarak nitelendiriyorlardı. Demis ise, "Ben bu alanda tekim. Bu dünyada benim gibisi yok" diyor. Bu konuda bir tartışmaya gırmiyoruz. Gelgelelim, Roussos ile ılgilı olarak çok ender sözü edilen bir şey varsa o da onun bir Rönesans adamı olduğudur. Meslek yaşamına bir çocuk korosunda şarkı söy leyerek başlayan sanatçı pıy ano ve trompet çalarak caz müziğine atıldı ve balad şarkıcıhğına soyunmadan önce bir süre "progressive rock" türünü denedi. "lngiltere'nin yerlisi olmayınca burada dıkiş tutturmak çok güç" dedikten sonra garip bir çığhk atıyor. Dahası, Roussos olabilecek en iyi zamanda doruğa ulaştb "60 ve 70 'lerin müziğin en büyülü günleri olduğunu yadsıyamayız. En yetenekli kişiler bu yıllarda ortaya çıktı" diyor ve 75 'te Abba ile birlikte kendisinin başı çektiğini vurguluyor. "BirdeEaglesvardı...veNeilDiamond." O günden sonra müzikte aynı düzeye ulaşılamamasını teknolojiye bağlıyor."Günümüzün yetenekleri artık teknolojiye hizmet veriyor. Oysa 60 ve 70'lerde teknoloji onlara hizmet verirdi" diyor ve bu durumun dünyanın insanlıktan uzaklaşmasının bir yansıması olduğunu belirtiyor. "Çocuklanma, dostlanmınçocuklannakısacası insanlığabakıyorum;öylesineenderbirarayageliyorlarki. Elektronik posta yoluy la haberleştiklerinden iletişim kurmaya hiç çabalamıyorlar. Ne dediğimi anlıyorsunuz değil mi? Makine değiliz, sizinle konuşurken yüzünüzü görmek istiyorum. Teknoloji tıpkı 666 gibi, çünkü bizi denetliyor." Ardından kitle iletişim araçlanndan söz açıyor ve onlann nasıl bir öyküyü göklere çıkartıp bir anda da yok ettiğini anlatıyor. "Rusya'daki bunalım sona erdi mi, ya da deprem felâketi bitti mi? Hayır. Üçüncü Dünya krizi noktalandı mı? Hayır. 666 bu işte. Yaşlı birguruyadaaklıruyitirmişbirçıl' gın izlenimi vermek istemiyorum..." Aphrodite 's Child topluluğunun "666" admda bir albüm yaptığını dile getiriyor. Şeytanın sayı D sı onu hep böylesine etkiledi mi acaba? "666 sayısına taktım, çünkü düşmanla baş etmenin en iyi ydlujonu tanımaktır. Benim en büyük düşmanım da, şeytan." Dinine bağlı biri mi? "Evet, öyleyim. Rum Ortodoksum, ama oldukça açık fikirli biriyimdir. Yahudilerin kutsal kitabına sonsuz saygım var, çünkü onu okudum; Kuran'ı da." 7Ö'lerde aşk tannsına dönüşmesi onu şaşırtmış mıydı? "Evet, çünkü kendimi hıçbir zaman bir cinsellik tannsı olarak görmedim. Kadınlara bayıhnm, onlardan oldum olası hoşlanınm; bunu gizlemiyorum. Olay beni gerçekten şaşırttı, ama başannın doruğunda olunca bu tür şey ler çok doğal karşılanıyor." Roussos en panltılı günlerinde Domiıüque ile evleniyor, ama Dominique aşkı sonsuza dek sürmüyor. Yoga öğretmeni Marie ise onun dördüncü kansı. Eski Mısır'da vaiz Roussos dünya çapındaki ünü sönünce pek de tökezlemediğini dile getiriyor. Artık İngiltere 'de ünlü olmasa da, Rusya ve Orta . doğu 'da hayranlan olduğunu ve son 17 yıldır turnede olduğunu söylüyor. Hem zaten Demis Roussos'un müzikyaşamı varoluşunun yalnızca küçük bir parçasuıı oluşturuyor. Geçmişteki yaşamlarından en önemli bulduğu birkaçına değiniyor. "Eski Mısır'da vaiz, geçen yüzyılın sonlannda ise Yahudi din adamıydım." Peki, bunu nereden biliyor? "Aura'mı fılanölçüyorum" diyor. Hıçkınrgibi seslerçıkartıyor. Merakedecek bir şey olmadığını, bunun hava değişikliğindenkaynaklandığmı söy lüyor. 1985'te Roussos birkaç günlüğüne Şii korsanlar tarafından rutsak edildiğinde Ingiltere'ye istemeden dönmek zorunda kaldı. Gazeteler onun korsanlara şarkı söylediğiniyazıyorve onunla acımasızca alay ediyorlardı. Roussos : bu olayın etkisinden hâlâ kurtulamamış görünüyor ve "Tüm söy lenenler deli saçmasıydı" diyor. Sanatçı, eleştirilere kulak asmadı ;. ğını,gazetecilerinücretlerinihaketrnekiçin j butür kabalıklara başvurduklannı belirtiyor" ve "Onlann bu davramşı albümümün 25 mil J. yon satmasını engellemedi" diye ekliyor. "Forever and Ever" parçasuıı söy lemektea hiç bıkmadı mı? "Hayır, ezgilerim benim çocuklanmdır ve bir babanın çocuklanndan bıkacağını hiç sanmıyorum" diyor. Roussos'un müziği 1975'tenbuyanafarklı evrimlerden geçti. Son üç albümünü "new age" olarak nitelendiriyor. Teknolojiye duyduğu öfkcye karşm bu albümlerinde Yunan, Balkan ve Arap ezgilerinden alınmış etnik öğelerin teknoloj iyle harmanlandığı bir müzik yapıyor. "Şimdi de aşk ezgileri söylüyorum, ama bunlar 70'lerde söylediğim 'sana güzel bir çiçek vereyim' türünde ezgiler. Biliyormusunuz, müzik konusunda son derece değişken bir ruha sahibim." Demis Roussos'uninsanlannbellcğinde ne denli güçlü bir iz bıraktığını görünce hayrete düşmemek olanaksız. Adından söz edilir edilmcz herkes Mike Leigh'in "Abigail Party" fılmini anımsıyor. Filmin bir sahnesinde Beverly en çok sevdiği "Forever and Ever" parçasını çalmaya başlar ve odanın ortasında salınırken bir yandan da dertli kocasına, "Angela Demis Roussos'abayıhr, Tony vebendeöyle. Suedaonudinlemektenhoşyelim"der. Roussos'a"Abigail Party "yi izleyip izlemediğini soruyorum. Yüzüaydınlanıyor ve "Evet, ondan haberim var. Kadının adımdan böyle söz etmesi harika bir şey. Demek ki yüzyıhmızın müziğine damgâmı vurdum. Yarın ölürsem benden bir şey ler kalacak; aslaunutulmayacak bir şeyler" diyor. ^ The Guardian 'dan çeviren: RtTA URGAN lanır. öyleyse, ne olur Demis Roussos dinle dile getiriyor. Artık Avrupa'da ünlü olmasa da Rusya ve Ortadoğu'da hayranlan var. Son 17 yıldır turnede. O eski Mısır'da vaiz olduğu iddiasında; biz ise onu 70'li yıllann
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle