Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
23OCAK2000.SAYI722 YılmazGüney'inyıllaröncegörmesigereken görünümde olduğunu satır aralannda anlatıyordu. Söyleşimizboyunca özenliydim. Sorulanm onu incıtsin istemedim. Çünkü bu söy leşiyi ben istedim. Babanı kaybettikten sonra yaşamın nasıl sürdü? Karşımızdaki Clif'i nasıl besledin ve bugünlere getirdin. Sigarasını yaktı. Yanaklanndaki pembeliklerin arttığını ve gözlerinin buğulandığını gördüm. Bu yanıtta genç ve güzel bir kızın Paris 'te yaşamı tanıyıp ay akta kalmasınıöğrenecektim. "19 yaşında evden çıktım. Çalışarak liseyi bitirdim. Sonra 3 yıllık üniversitey i yine çalışarak bitirdim. tki tümcede özetlediğim kadar kolay olmadı. Yılmadım. Ve umutsuzluğa kapılmadım. Eşim Vedat'la tanıştım. Evlendik. Eşimle çok büyük aşkla evlendim. Hayatunın erkeğinı buldum diyebılirim. Önce kızım Mavi Asya sonra da oğlum Deniz doğdular. Kızım Mavi Asya ve oğlum Deniz'i yannlara güvenli ayakları yere basan çocuklar olarak yetiştirmek isterim. Ülkemi çok özledim. Bazen burnumu kapatıp tstanbul'un lodosunu, denizkokusunu duyuyorum. Eşim her gece yastığıma yasemirder koyuyor. Gözlerimi kapatınca çocukluğumun bir bölümünün geçtiği halamın Adana'daki bahçesinde yaşıyorum sanki." Paris'i seviyorum. Kısa süreli gelişlerimle tanımaya çalışıyorum. O nedenie Paris'e yönelik tüm şiirleri ve yazılan özenle okuyor ve biriktiriyorum. Sen uzun yıllardır yaşadığın Paris için, işin için ve yarınlardaki hedeflerin için neier söylersin? Babasma benzeyen güluşü yüzünü kapsıyor ve yanıthyor: "Paris'i seviyorum. Tamdığımı söyleyebilitim. Fransızca okudum. Otistik cocuklann eğitimcisiyim. Işim çok önemli ve çok zorbiriş. Otistik çocuklar çok yaşamakapalı çocuklar. Onlann kendilermi kapattıklan duvardan çıkannak, didiklemek, konuşturmak, farklılıklannı duyumsatmakbeni mutlu kılıyor. Avrupa'da yurtlar var. 1820 arasındaki genç kızlar evlilik dışı çocuk yapıyorlar. Bukızlarçocuklanylatekbaşınakaİıyorlar. Erkeklerbunlan bırakıyor. Benim en çok istediğim şey, böyle bir yurtta çalışıp, anne ve çocuk üışkısinm sağlam bir şekılde kurulmasına yardım etmek; böyle bir işte çalışmak ve ilerlemek istiyorum.Benim için anne çocuk ilişkisi çok önemli. Bu konuda sağlam temellerin atılmasına ve topluma katkıda bulunmak istiyorum. Genç yaştaki annelerin çocuklanyla iyi ilişküer kurmalannı sağlarsam topluma katkıda bulunurum. Her insan yaşadığı topluma katkı koymalı. Ben de temelde başlamak istiyorum. KIRMIZI GUL Bir dostla Yılmaz Güney'ln mezannın başındaydık. Saksıda doğal çiçekler vardı. Jelatlnli kâğırtan çıkanlmamış Iki tane kırmızı gül mezann çelik ayna zemininde duruyordu. Üçüncü gülü biz bıraktık. Kırmızı gülü severmiş. Yılmaz Güney, 19371984,'Nous ne T'oublierons Jamais" Seni asla unutmayacağız! yazılıydı. Mezann başında ne kadar kaldık bilmiyorum. Mezarda her gün taze çiçek olurmuş. O mezaıiıkta yatan tek Türk Yılmaz Güney. Ülkemin bir sanatçısının Paris'teki mezannda taze çiçek olduğunu görmek güzeldl. Halkımız sevince unutmuyordu.^ Yaşar Seyman Elif'le Paris'te buluştu ve konuştu. DERGI'DEN Merhaba, Yartn 24 Ocak. Uğur Mumcu 'nun katledilişinin yıldönümü. Üzüntümüzü tekrarlamak dışmda söyleyebileceğimiz yeni bir şey ne yazık kiyok. Çünkü son bir yıl içinde Uğur Mumcu 'nun katillerine ulaşma yolunda harcanmış bir çaba söz konusu değil. Türkiye 'nin sayısız mahkum barındıran hapishanelerinde Uğur Mumcu 'nun katliyle suçlanan tek bir isim yok. Galiba bu durumfaili meçhul cinayetlerde yitirdiğimiz bütün önemli insanlar için geçerli. Ancak bu hafta Türkiye ilginç bir gelişmeye sahne oluyor. Hizbullah örgütüne karşı girişilen operasyonun ardmdan kimi kaybolmuş kişiler gömüldükleri yerlerden bir bir çıkartılıyor. Tamamen umut kestiğimiz lün Kokusu Vardı'yı dinliyorum. Özellikle sazı, zurnayı ve eski türküleh seviyorum." Elif Güney, belini aşan saçlan, orta boyu, gülünce gamzelı yanakları, ınce yapısı ve ülkesinın motiflerini yansıtan gümüş takılanyla, yerel renkleri solmamış ve bırbirine bulaşmış güzel bir kadın. Herkes rengini ta şıdığı zaman güzelleşir... Kendisiy le banşık, yannlar adına umutlu, dik dunışlu, onurlu bir kadınla Paris 'teunutulmazsaatler geçirdim... Elif'e söz verdim. Sevgili Can Dündar 'uı Aynalar belgeselinin kasetini edinip gönderecektım. Sevgiyle aynl En büyük düşüm... Türkiye'ye gidersem özurlü çocuklan eğiten okul açmak için giderim. Çünkü ülkemde özürlü çocuklann iyi eğitilmediğinı düşünüyorum. Ama önce kendimi bu alanda çok iyi eğitmeliyim. Bu alanda halkımızm bir sözü vardır. Henüz çok fınn ekmek yemem lazım. Geçen yıl yazmaya başladım. Yaşamım korkunç çalkantılı bir yaşam. Birkitapyazacağım. Yaşamım olacak. Çocuklanm için yazacağım. Türkiye'yi, dedelerini.annelerinı bılsinler Gurbetteyaşamak çok zor. Köklerinden uzak yaşamak zor. Mavi Asya'ya kızıyorum. "Kızım bız Türküz, Türkçe konuş diyorum. Senin, ananbaban Türk o nedenie Türkçe konuş ama o evde Fransızca konuşuyor. Türkçe müzıği, türküyü çok seviyorum. Sezen Aksu'yu ve son günlerde Erkan Oğur'un Gü • bir şey oluyor. Kimi cinayetler açığa çıhyor. Türkiye 'nin kayıplar ülkesi olmasına öylesine alışmışız ki bu son gelişmeyi nefesimizi tuta tut'a izliyoruz. Bir gün acaba diyoruz, Uğur Mumcu 'yu, Doğan öz % Âbdi îpekçi 'yi öldürenler de ortaya çıkacak mı? Siyasi cinayetler ve kayıplar ülkesi sıfatımız geçmişte kalan kalabilecek mi? Türkiye 'de işlenen siyasi cinayetlerde farklı eller.farklı örgütler çalışsa da bir garip uyum söz konusu. Zaman zaman bütün cinayetlerin tek bir beyni varmış izlenimine kapıldığıntz olmuyor mu? 2001 yıhnın 24 Ocak'ında da aynı sözleri tekrarlamamak umuduyla... tpek Çalışlar ipekcalislar@yahoo.com CUMHURİYETDERGİ İMTiYAZSAHİBlıYEDİMAYISHABERAJANSl BASIN VE YAYINCILIK AŞ ADINA BERİN NADİ1YAYINDANIŞMANI:İPEKÇALJŞLAR • SORUMLU MUDUR: FİKRET İLKİZ • GÖRSEL YÖNETMEN: AYNUR ÇOLAK • BASKI: ÇAĞDAŞ MATBAACILIK LTD. ŞTİ • İDARE MERKEZİ: TÜRKOCAĞICAD. NO: 3941 CAĞALOĞLU, 34334 İSTANBUL TEL: (0212)51205051 REKLAM: MEDYA C Türküleri, Sezen Aksu'yu çok seviyor. Son aylarda en sık dinlediği ise Erkan Oğur. KAPAK ÇALIŞMASI: NAZAN TACER